Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 204

HARİTA GENEL KOMUTANLIĞI’NDA ÜYELERİMİZ İLE BİR ARAYA GELDİK

0

26 Mayıs 2015, Salı | 11:30

Genel Başkan Yardımcımız Bayram Öztürk, Ankara 13 Nolu Şube Başkanımız Abidin Eyvaz ve Şube Başkan Yardımcıları ile 22.05.2015 tarihinde Harita Genel Komutanlığı’nda çalışan üyelerimiz ile bir araya geldi.

Ankara 13 Nolu Şube Başkanımız Abidin Eyvaz açılış konuşmasında, “Türk Büro-Sen olarak askeri işyerlerinde çalışan sivil memurların sorunlarının çözümü için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Bayram Öztürk ise, “ Türk Büro-Sen kurulduğu günden bu yana memurlarımızın yanında olmuştur. Yetkili olduğu dönemde elde ettiği kazanımlardan Askeri İşyerlerinde çalışan sivil memurlar da dahil olmak üzere tüm memurlarımız yararlanmıştır. Toplu Sözleşme Masalarında memurların hakları için mücadele etmiş, hiçbir zaman biat etmemiştir. Ancak sözde yetkili olan Malum Konfederasyon, 2014 yılı için hükümetin önerdiği %3+3’lük zammın bile altında olan 123 TL seyyanen zamla memurları mağdur etmiştir. Enflasyon farkı dahi istemeyen bu konfederasyon, memurun borç batağına saplanmasına sebep olmuştur. 2015 yılı içinde altına imza attığı artış memurlarımızı daha da mağdur etmiştir. Türkiye Kamu-Sen olarak bizler memurlarımız için bir çok eylem gerçekleştirerek “ek zam” istedik. Malum Konfederasyon ise enflasyon farkı dahi istemeyeceğini tekrar belirtti. Bunlara dur demek, haklarımızı eksiksiz olarak alabilmek için yeniden yetkili Sendika olmaya ihtiyacımız var.

Türk Büro-Sen olarak Askeri işyerlerinde çalışan sivil memurlarımız için, Türkiye’nin her yerinden gelen sivil memurların katılımıyla çalıştay düzenledik. Çalıştayda sivil memurlarımızın sorunlarını ve çözüm önerilerini belirledik. Çalıştay sonuç bildirgesini kitapçık haline getirerek, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, Milli Savunma Bakanı, Bakanlar Kurulu, Siyasi Parti Liderleri, Sivil Toplum Örgütleri ve medya ile paylaştık.

Ayrıca, 18.02.2015 tarihinde Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı’ya ziyaret  gerçekleştirdik. Taleplerimizi ileterek, sorunların çözülmesini istedik. Çalıştay sonuç kitapçığımızı da kendisine takdim ettik. Sorunlar çözülene kadar mücadelemiz her platformda devam edecek. Askeri İşyerlerinde çalışan sivil memurların sorunlarını masaya götürebilmek, onların sorunlarının başında gelen;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki 232. ve 233. Maddelerde TSK’da görevli Devlet Memurlarını kapsayan istisnaların kaldırılması,

TBMM gündeminde bulunan Subay ve Astsubayların özlük haklarında yapılacak düzenlemelere, Askeri İş Yerlerinde çalışan Devlet Memurlarının da dahil edilmesi,

TSK’da görevli Devlet Memurlarının da fiili hizmet zammından yararlandırılması,

Atamalarda sınıf, kadro ve unvanın göz önüne alınması ve muvaffakatın verilmesinde yaşanılan zorlukların giderilmesi,

Görevde Yükselme Sınavlarının devamlı hale getirilmesi, gibi birçok konuyu çözüme kavuşturmak için yetkili olmak zorundayız. Mücadelemizde sizden gelecek destekleri de bekliyoruz. ” dedi. 

SGK, BU SOSYAL GÜVENLİK HAFTASINDA DA SINIFTA KALDI

0

13 Mayıs 2015, Çarşamba | 09:57

TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL TEŞKİLATLANDIRMA SEKRETERİ VE TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ’UN SOSYAL GÜVENLİK HAFTASI DOLAYISIYLA YAPMIŞ OLDUĞU BASIN AÇIKLAMASIDIR

 
 
5-7 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 7. ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONFERANSI düzenlenmiş olan ülkemizde, taşeron işçi facialarının devam etmesi, hükümetin denetimleri yeterli derecede yapmadığını ve ihmallerin olduğunu akla getirmektedir.

Yapılan araştırmalara göre; Ülkemizde her gün ortalama 176 iş kazası olmakta, 3 işçi hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş kazası sonucu iş göremez hale gelmektedir.

2014 yılı verilerine göre 1.886 işçi hayatını kaybetti. 2015 yılı ise işçi ölümlerine rekorla başladı. 2015 yılının sadece ilk 2 ayında 206 insanımız öldü.

TÜİK’in 2013 yılı yaptığı  “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri” konulu çalışmasında Türkiye genelinde istihdam edilenlerin %2.3’ünün bir iş kazası geçirdiği, sektörel olarak incelendiğinde iş kazalarının en yoğun olarak yaşandığı sektörlerin “madencilik ve taş ocakçılığı”, “elektrik, gaz, buhar ve kanalizasyon” ile “inşaat” sektörleri olduğu ortaya çıkmıştır.

Sadece İş Sağlığı ve Güvenliği konferanslarının bu veriler ışığında yetersiz kaldığı ve faciaların önlenmesi için denetimlerin artırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Soma’da, Ermenek’te, İstanbul’da inşaatta yaşanan facialar bir daha yaşanmasın diye, denetim mekanizması güçlendirilmelidir. Bu vesileyle Soma faciasında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize tekrar baş sağlığı diliyoruz.

SOSYAL GÜVENLİK ŞEMSİYESİ DELİK DEŞİK

Bilindiği üzere her yıl 14-20 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar ve gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.

Türkiye’de %45’leri aşan kayıt dışı istihdam oranı, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.

Sosyal Güvenlik Sistemi artık paralı hale gelmiştir. Sosyal Güvenlik şemsiyesi altında olmalarına rağmen, insanların parasız teşhis ve tedavi imkânları yoktur. Kurumun sunduğu sağlık hizmetleri tamamen kar-zarar ilişkisine dayandırılarak, piyasalaştırılmıştır.

Sosyal Güvenlik sistemindeki finansal açığı kapatmak üzere kurgulanan reform, vatandaştan alınan katkı paylarını artırmış ve sağlık hizmetlerini paralı hale getirmiştir.

BAŞTA DAR VE SABİT GELİRLİLER OLMAK ÜZERE; VATANDAŞLARIN SAĞLIK HARCAMALARI YÜKÜ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR.

2008 yılından bugüne yazılan her reçete başına para ödüyoruz.

Belli sayının üzerinde ilaç alırsak fazladan reçete parası ödüyoruz.

Ayaktan tedavilerde dahi katkı payı ödüyoruz.

Hastanede birden fazla serviste muayene olmamız durumunda katkı payı ödüyoruz.

18 yaşını aşmış, okumayan çocuklarımız için genel sağlık sigortası primi ödüyoruz.

Hastaneye belli bir defadan fazla başvurmamız halinde ayrıca para ödüyoruz.

Emeklilik yaşı yükseldi.

Gözlük ve gözlük camı gibi, tıbbi malzeme değiştirme süreleri uzatıldı.

İşitme cihazı gibi analog ve dijital cihazlar için Kurumca yapılan ödemelerin üst limiti azaltıldı.

Emeklilik yaşı yükseltildi; emekli aylığı bağlama oranları düşürüldü.

Ama sosyal güvenlik açıkları azalmak yerine arttı.

Çünkü Kurumun kaynakları anlaşmalı özel hastanelere gitti.

TÜRKİYE’DE MEMUR EMEKLİLERİ BÜYÜK BİR HAKSIZLIĞA UĞRUYOR

Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık var.

Memurlara çalışırken döner sermaye, ek ödeme, ek ders ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmıyor ve emekliliklerinde de bu ödemeler maaşlarına dâhil edilmiyor.

Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları kaçınılmaz son oluyor.

5510 sayılı Kanun, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmış olsa da Kanun, bu amaca hizmet etmemiştir.

1 Ekim 2008’den önce işe başlayan memurla, bu tarihten sonra işe başlayan memurların emeklilik hakları aynı değil. Bu durum, çalışırken brüt maaşları ve çalışma süreleri aynı olan bir memur ile işçinin emekli olması durumunda, memurların %15 ile %60 oranında daha az emekli maaşı almasına; yarı yarıya daha az emekli ikramiyesi almasına yol açıyor.

Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu “bu sistemden dolayı ancak mezarda emekli olurum” psikolojisinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.

SGK ÇALIŞANLARI MUTSUZ

Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı birleştirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun meydana getirilmesinin üzerinden 9 yıl geçmiş olmasına rağmen, kurumsal kimliği henüz oturmamıştır. Kurumu yönetenler; uyguladıkları ayrımcı politikalarla, çalışanlar arasında bizden olan, bizden olmayanlar şeklinde ayrımcılık yapmakta; çalışanlar üzerinde, çeşitli yöntemlerle mobbing uygulamaları yapmaktadır.

Siyasi kadrolaşma sürdürülmekte, siyasi yandaşlar bir gecede İl müdür Yardımcısı, kısa bir süre sonra kanun ve yönetmelikler arkadan dolanmak suretiyle, sınavla atanılacak kadrolardan olan Şube Müdürlüğü, Merkez Müdürü ve Yardımcısı kadrolarına asaleten atamalar yapılmaktadır.

666 sayılı KHK ile kurum çalışanlarının fazla mesai ve ikramiye ödemeleri kesilmiş, Kurum, tüm ülke vatandaşlarına hizmet sunmak için mesai mefhumu tanımaksızın görev yapan çalışanlarının özlük haklarını korumakta isteksiz davranmıştır. Yeniden yapılanma adı altında çıkartılan yasa ile 2015 Ocak ayı sonuna kadar uzatılmış ancak, bu sürede fazla mesai yapan çalışanlara 1 aylık mesai ücretleri ödenmemiştir.

Geçtiğimiz yıllarda Kurumun internet sitesinde bir anket gerçekleştirilmiştir ancak ankete katılanlardan sicil numarası ve TC Kimlik numarasıyla giriş yaptırılarak, ankette bile mobbing uygulanmıştır.

Türk Büro-Sen olarak bizler de Kurum çalışanları arasında bir anket gerçekleştirdik. Yaptığımız ankete 37 ilde toplam 3249 kişi katıldı.

Ankete katılanların %86,6’sı Kurum yönetiminin adil olmadığını düşünüyor.  %90,7’si hak ettiği unvanlara ulaşacağına inanmıyor.

Çalışanların, %91,1’i atamalarda liyakat ve birikime önem verilmediği yönünde görüş bildiriyor. Yapılan il müdür yardımcılığı ve merkez müdürlüğü atamalarında, ankete katılanların %91,7’si atananların makamlarını hak etmediğini düşünüyor.

Çalışanlarının %90’ı görev yaptığı Kurumun adaletine inanmıyorsa, burada bir sorun olduğu açıktır. Bu nedenle yetkililer, çalışanlarla ilgili bu sorunları mutlaka çözmelidirler.

2015 yılında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavı yapılmış ve sınav sonrası başarılı olanlar atanmışsa da SGK yönetimi, hala sınavsız atama yöntemine başvurmaktadır. Şube Müdürlüklerine, kurum dışından hülle yoluyla atamalardan bir türlü vazgeçmemektedir.

SGK’nın kurumsallaşmasını önemsemekle beraber; kurum personelinin çalışma koşullarından mutlu olduğu, atamaların herkese eşit ve adaletli bir şekilde yapıldığı kurum olmasını istiyoruz. Çalışanlara mobbing uygulamalarının yapılmadığı, kadrolaşmanın olmadığı, yandaş kayırmacılığının yaşanmadığı, kurumda eşitlik, adalet ve liyakatin hakim olduğu bir ortamda Sosyal Güvenlik Haftasını kutlamak isterdik. Bu duygu ve düşüncelerle, çalışanların mutlu olmadığı bir kurumda Sosyal Güvenlik haftasını kutlayamıyoruz.

SGK YÖNETİMİNDEN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET

0

13 Mayıs 2015, Çarşamba | 08:53

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca, Yönetim Kurulu üyesi Salih Kılıç ve Daire Başkanlarının da aralarında bulunduğu yetkililer Sosyal Güvenlik Haftası dolayısıyla konfederasyonumuzu ziyaret etti.

KONCUK: SOSYAL GÜVENLİK TOPLUMUN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR

Ziyarette Sosyal Güvenlik Haftasının önemine vurgu yapan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “Toplumun güven içinde yaşaması için Sosyal Güvenlik Kurumunun önemi son derece büyüktür” dedi. Koncuk, “Sosyal Güvenlik Haftası sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyeleri, Başkan ve Başkan Yardımcıları bizi bu hafta dolayısıyla her zaman ziyaret ediyorlar.  Bu sebeple kendilerine teşekkür ediyorum.

Sosyal güvenlik, toplum hayatında son derece önemlidir, bu konuda Türkiye’de ciddi sıkıntılar var , tabii bunları çözmek adına Sosyal Güvenlik Kurumunun da ciddi bir gayreti var. Bilhassa Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur’un birleşmesinden sonra sistemde entegrasyon konusunda sorunlar oluşmuştu. Zaman içerisinde bunlarda çözülüyor bu gayretin olduğunu görüyoruz. Toplumun hem bugün güven içinde yaşaması, hem de gelecekte güven içinde yaşaması için Sosyal Güvenlik Kurumunun başarılı çalışmaları son derece önemlidir.

Bu vesileyle Sosyal Güvenlik Haftasını kutluyorum, Türkiye Kamu-Sen olarak, SGK ile bugüne kadar hep diyalog içinde olduk, Yönetim  Kurulu Üyeleri içinde Sivil Toplum Kuruluşları ve Sendikaların temsilcileri de var, inşallah zaman içinde Türkiye sosyal güvenlik problemini tamamen aşar ve tüm vatandaşlarımız bu şemsiye altına alınır diye umut ediyorum. Tekrar ziyaretinizden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

MUSTAFA KURUCA: TEMEL AMACIMIZ SOSYAL GÜVENLİK BİLİNCİNİN OLUŞMASINI SAĞLAMAKTIR

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca ise, “Öncelikle temennileriniz için teşekkür ediyoruz” Bu hafta önemli etkinlikler yapıyoruz. Temel amacımız toplumda sosyal güvenlik bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Tüm vatandaşlarımızı sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasını amaçlıyoruz. Bu hafta da ziyaretlerimizde bir bilinç oluşması çabası içindeyiz. Toplumun arkamızda olmasını önemsiyoruz. Bu vesileyle tekrar Türkiye Kamu-Sen ailesine teşekkür ediyorum” dedi.

DANIŞTAY, MEMURUN KURUM İÇİ DENETMENLİK SINAVINA KATILAMAMASINDA İDAREYİ HATALI BULDU

0

12 Mayıs 2015, Salı | 17:07

Siirt Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru olarak görev yapan bir üyemizin kurum içi denetmenlik yeterlik sınavına katılmak istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali gerekçesiyle açtığımız davada, Batman İdare Mahkemesi 20.02.2015 tarihli, 2012/2715 E. ve 2015/430 K. sayılı kararında, davacının sosyal güvenlik kontrol memuru statüsünü kazandığını gerekçe göstererek söz konusu başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmediğini belirtmiştir.
 
 
Danıştay kararını görmek için tıklayınız
 
 
 
 
 

ANKARA 13 NOLU ŞUBEMİZ İLE ANNELER GÜNÜ’NÜ KUTLADIK

0

12 Mayıs 2015, Salı | 11:30

Genel Başkan Yardımcımız Nejla Öksüz 10.05.2015 tarihinde Ankara 13 Nolu Şubemiz tarafından düzenlenen Anneler Günü etkinliğine katıldı.

Genel Başkan Yardımcımız Nejla Öksüz konuşmasına, “Ana olmak zor, özellikle bizim gibi kadın olmanın zor olduğu ülkelerde bunun çok daha zor  olduğunu biliyoruz. Ancak anneliğin dünyanın en büyük, en değerli hazinesine sahip olmak olduğunu, kadını nasıl yücelttiğini, nasıl güzelleştirdiğini de biliyoruz.  Cennet anaların ayağının altındadır diyen yüce Peygamberimiz evlat kokusunun da cennet kokusu olduğunu bildiriyor.  Ne kadar meşakkatli ne kadar zor olursa olsun, hangi kadın bu dünyada cenneti koklamak istemez ki? Büyük önder Atatürk ‘’Kadının en büyük vazifesi, analıktır’’ diyor. Bu vazifeyi büyük bir şevkle üstlenen kadınlarımız, geleceğimiz olan evlatlarımızı en iyi şekilde yetiştirmek ve geleceğe hazırlamak zorunda. Mademki kadına verilen en büyük makam analık, Kadınlarımız her makamın hakkını verdiği gibi  analığın da hakkını verecektir.  Ne ekersen onu biçersin demişler. Öyleyse ektiğimize dikkat etmeliyiz. Çocuklarımıza sevgiyi, saygıyı, hakkı, hukuku, haksızlıklar karşısında susmamayı her şeyden de önemlisi Allahtan başka hiç kimsenin önünde eğilmemeyi öğretmeliyiz”  diyerek başladı.

KADINLARIMIZIN SORUNLARINI TOPLU SÖZLEŞME MASASINA GÖTÜRECEĞİZ

Genel Başkan Yardımcımız Nejla Öksüz konuşmasının devamında, “Sorunlarınızı biliyoruz. Çözümü için elimizden geleceğiz. Sorunları toplu sözleşme masasına götüreceğiz. Çözüm yolu bulmak için her türlü mücadeleyi vereceğiz” diyerek, kadınların acilen çözüme kavuşturulması gereken sorunlarını özetledi:

Toplumuzda kadına yönelik şiddetin her türlüsünün  önlenebilmesi için gerekli olan bütün tedbirlerin ivedilikle alalım.

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nde yer alan ilkelere uyalım.

Kadıların gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak için, özellikle politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere bütün alanlarda, erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel özgürlüklerden yararlanmalarını ve bu hakları kullanmalarını sağlayalım.

Kadın istihdamının artırılmasının önündeki engellerin kaldıralım.

Çalışma hayatında evlilik ve özellikle analık sebebiyle kadınlara karşı yapılan olumsuz ayrımı önleyelim.  Kadın anne olduğunda işinden olmasın.

Kadınlarımızın, Devletimizin her kademesinde özellikle karar mekanizmaları içinde görev almasını, kamu hizmetinin hazırlanması ve uygulanmasına katılmasını sağlayalım.

Toplumumuzda kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış olumsuz kavramları, eğitimin her şeklinden ve kademesinden kaldıralım.

Özellikle kadın ve erkekler arasında ki mevcut eğitim açığını en kısa zamanda kapatılabilmek ve eğitimin her kademesinde kadınların okullaşma oranının artması için ailelere ekonomik ve sosyal destek sağlayarak, kız öğrencilerin okuldan erken ayrılmasını önleyelim.

Anneliği sosyal bir görev olarak kabul edelim ve ailelere, çocukların yetiştirilmesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sorumluluğunu tanıyan ve her durumda çocukların çıkarlarını önde tutan bir anlayışa dayanan aile eğitimi sunalım.

Hamilelik süresince zararlı olduğu kanıtlanan işlerde kadınlara özel koruma sağlayarak, kadının sağlığını ve doğurganlığın koruyalım.
Ücretsiz doğum iznine ayrılan Anneye bu izni süresince maaşının 1/4 oranında maaş ödeyelim.

Kreş ve doğum izni düzenlemelerinin uluslararası normlara uygun hale getirelim.

Özellikle çocuk, hasta, engelli ve yaşlı bakım hizmetlerinin profesyonelce sunulacağı bakım ve rehabilitasyon merkezlerini yaygınlaştıralım.

Bunlar için sadece yasal düzenlemelerin yetmeyeceğini bilen, toplumun tümünde kalıplaşmış bazı olumsuz değer yargılarının da değişmesi gerektiğinin de farkında olan bir emek örgütü olarak daha güzel yarınlar için her platformda mücadele etmeye onların sorunlarını dillendirmeye, kadınlarımızın sesi olmaya devam edeceğiz. Başta şehit annelerimiz olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Gününü Kutlu olsun” dedi.

Anneler Günün etkinliğine Ankara 13 Nolu Şube Başkanımız Abidin Eyvaz, Şube Başkan Yardımcıları ve çok sayıda Şube üyesi hanım katıldı.

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDE ANNELER GÜNÜNÜ KUTLADIK

0

Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş, Genel Başkan Yardımcımız Nejla Öksüz ile 08.05.2015 tarihinde Ankara 12 Nolu Şubemizin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde düzenlediği anneler günü etkinliğine katıldı.

Etkinlik Şube Kadın Komisyonu Başkanımız Yasemin Çelenk’in açılış konuşmasıyla başladı.

Çelenk’ten sonra konuşan Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş, tüm annelerin anneler gününü kutlayarak, “Yüce Peygamberimiz, Cennet anaların ayakları altındadır buyurarak, kadına verdiği öneme göstermiştir. Dinimiz kadına değer vermiş ve tüm Müslümanlara kadınlara önem verilmesi gerektiğini emretmiştir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ise, elini öpmek isteyen Halime Onbaşı’yı sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde taşınmaya layıksın diyerek ayağa kaldırmıştır. Tarihimiz kahraman kadınlarımızla, kahraman analarımızla doludur. Bizlerde kadınlarımıza gerek çalışma hayatında, gerekse de sosyal hayatta destek vermeli ve yanlarında olmalıyız. Bu vesileyle tüm annelerimizin anneler gününü kutluyorum” dedi.

Etkinliğe Ankara 12 Nolu Şube Başkanımız Mahmut Dündar, Şube Başkan Yardımcılarımız Atıf Atasoy, Yavuz Çelik, Serhat Şensoy, Şevket Güneş ve çok sayıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışanı hanım katıldı.

SGK’YA BAĞLI BİRİMLERDE ANNELER GÜNÜNÜ KUTLADIK

0

09 Mayıs 2015, Cumartesi | 09:46

Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş 08.05.2015 tarihinde Rüzgarlı, Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezi, SGK Hukuk Müşavirliği ve Mali Hizmetler Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü’nde hanım üyelerimizin Anneler Günü’nü kutladı.

Rüzgarlı SGM Merkez Müdürü Recep Gürbüz ile de bir araya gelen Genel Başkanımız, çalışanların sorunları ve çözüm yolları hakkında fikir alış verişinde bulundu. Genel SGK çalışanlarının sorunlarının yanında İcra Memurlarının da sorunlarını dinledi.

Genel Başkanımıza ziyaretlerde Ankara 1 Nolu Şube Başkanımız Emrah Karakurt ve Şube Yönetimi de eşlik etti.