Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 194

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NDA ÜYELERİMİZ İLE BİR ARAYA GELDİK

0

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcılarımız Kadir Polat, Vedat Ulu ve Ankara 11 Nolu Şube Yönetimimiz ile birlikte 13.12.2018 tarihinde Danıştay Başkanlığı’nda üyelerimiz ile bir araya geldi.

Konuşmasında Yetkili Sendika olmanın önemine değinen Genel Başkanımız Osman Eksert, “Malum yetkili sendikanın imzaladığı toplu sözleşme ile 2018 ve 2019 yıllarında enflasyonun bile altında bir zam kararına imza atıldı. Memur ve emeklilerimiz perişan edildi. Temel gıda, barınma ve ulaşım harcamaları dışında hiçbir şeye para ayıramaz hale getirildi. Ekonomik olarak memuru bitirdiler. Bakkal, pazar, manav her şey ateş pahası oldu. Memur evine giderken bir poşeti dolduramaz hale geldi. Bunun sorumluları kim?

Bugün dört kişilik bir ailenin aylık zorunlu harcamaları ortalama memur maaşının neredeyse iki katına yükselmiştir. Dolayısıyla, her ay memur, bir maaşı tutarında içeriye girmektedir. Sıfır zam doğuran enflasyon endeksli artışlardan bir an önce vazgeçilmesi zorunluluk haline geldi. Tüm memurlarımıza ek zam yapılmalı ve insan onuruna yakışır ücret almaları sağlanmalıdır.

Bunun için yetkiyi etkisiz ellerden alıp ehil ellere yani Türk Büro-Sen’e vermelisiniz. Türk Büro-Sen her zaman memurun yanında olmuş, mağduru savunmuştur” dedi.

Toplantıya çok sayıda Danıştay Başkanlığı çalışanı katıldı.

TSK’DA ÇALIŞAN SİVİL MEMURLARIN MESAİLERİ DÜZENLENMELİ, FAZLA MESAİ ÖDEMESİNİN ÖNÜ AÇILMALIDIR

0

05 Aralık 2018, Çarşamba | 08:02

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI
 
Bilindiği üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışan sivil memurlar 657 Sayılı DMK kapsamında olmalarına rağmen, birçok kanunda asker kişi sayılmakta ve askeri personel gibi cezaya tabi tutulmaktadır. Bir tutuldukları askeri personele göre özlük, sosyal ve mali hakları da oldukça düşüktür.
 
Askeri işyerlerinde çalışan devlet memurları 31 Temmuz 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik sonrası sendikalı olma hakkını elde etmişlerdir. Sendikamız bu tarihten beri askeri sivil memurların sorunlarını dile getirmiş, Türkiye Kamu-Sen aracılığıyla sorunlarını toplu sözleşme masasına taşımış, birçok görüşme yapmış ve resmi yazılar yoluyla 657 sayılı DMK’da 232 ve 233. Maddelerin kaldırılmasını istemişti.
 
Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Akar, “Fazla çalışma ücretinin TSK’da görevli tüm devlet memurlarına ödenebilmesi veya bu kapsamda idari izin verilebilmesi maksadıyla 657 Sayılı Kanun’un 232’nci maddesinin yeniden düzenlenmesi çalışmaları yürütülüyor” açıklamasını yapmıştır.
 
Bu kapsamda Sendikamızın da yıllardır talebi olan bu düzenleme biran evvel hayata geçirilmeli, fazla çalışma ücreti ödemesinin önü açılmalı ve askeri işyerlerinde çalışan sivil memurların hakları daha fazla gasp edilmemelidir.
 
232 VE 233. MADDE KALDIRILMALIDIR
 
Askeriyedeki sivil memurlar, amirin insiyatifine, sözlü emirlere göre çalışmaktadır. 24 saat nöbet adı altında iki günde bir ailesini zor gören sivil memurlar, emir komuta zinciri içinde angaryaya maruz kalmaktadır. Görevlendirmelerin yazılı olarak yapılması, vardiya usulü çalışma ve angaryadan kurtulabilmesi için 657 Sayılı DMK’nın 232’inci maddesi kaldırılmalıdır.

657 sayılı DMK’ya göre, memurların çalışma saatleri haftalık 40 saat olarak belirlenmesine rağmen, sivil memurlarda bu süre bazen 80 saate ulaşmaktadır. Üstelik yapılan fazla çalışmanın karşılığı da ödenmemektedir. Sivil memurlar, orduevi, sosyal tesis ve kamplardan yararlanamamaktadır. Lojman tahsisinde sivil memurlara verilen  kontenjan mutlaka artırılmalıdır.  Askeriye’de çalışan devlet memurlarının en önemli ikinci sorunu ise 657 saylı DMK’nın 233. Maddesidir. Buna göre askeriyede çalışan devlet memurları, üniformalı askeri personel gibi askeri ceza hükümlerine çarptırılır. 657’nin 233. Maddesi kaldırılarak, askeri iş yerlerinde çalışan memurlara da 657’ye tabi devlet memurlarına uygulanan idari işlemler yapılmalıdır. 
 
 
SİVİL MEMURLAR İÇTİMAYA ÇIKIYOR
 
Askeri personelin iş tanımına uygun olarak çalıştırılmayan devlet memurları, üniformalı subay ve ast subay gibi çalıştırılmakta ve hatta içtimaya çıkarılmaktadır. Üniformalı askerler gibi araziye çıkmalarına rağmen arazi tazminatı almamaktadırlar. Askeri personele çalışma sürelerine ek olarak verilen 1/4 oranındaki fiili hizmet zammından da yararlanamamaktadır.  
 
Unvanlı tüm kadroların askeri personel içinden atandığı TSK’da, devlet memurlarının yükselme şansı maalesef yoktur. Bu durum çalışma barışını ve motivasyonlarını da düşürmektedir. Bu konuda bir düzenleme yapılmalı ve Görevde Yükselme Sınavları açılmalıdır.
 
211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 ve 116. maddelerinin yeniden düzenlenmesi ve Askeri personelin devlet memurlarının amiri ve üstü olarak değerlendirmesinin ve memurların da askeri personel hiyerarşisine uygun şekilde emir komuta zinciri içinde hareket etmeye zorlamasının önlenmesi gerekmektedir.
 
SİVİL MEMURLARIN GÖREV TANIMLARI YAPILMALIDIR
 
2100 gösterge puanı karşılığı ödenen tayin bedeli oranı yükseltilmeli, MSB ve TSK bünyesinde Yardımcı Hizmetler Sınıfı kadrosunda görev yapan devlet memurlarının Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmeli, Askeri personele verilen karargâh tazminatının karargâhlarda görev yapan devlet memurlarına da verilmeli, TSK bünyesinde çalışan Sayıştay ve İç Denetçilere karşı mali sorumluluğu olan Taşınır Mal Hesap Sorumlularına verilen mali sorumluluk zammı oranları arttırılmalıdır.
 
Askeri işyerlerinde 24 saat esasına göre tutulan nöbetlere bir gün izin verilmekte, her 8 saate bir gün izin esası uygulanmamakta ve çalışanlara nöbet adı altında fazla mesai yaptırılmaktadır. Çalışanlara bu şekilde yaptırılan fazla çalışmanın karşılığının ödenmesi ya da fazladan çalışılan her 8 saat için bir gün izin verilmelidir.
 
Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan askeri personele çalışma sürelerine ek olarak verilen fiili hizmet zammı sivil memurlara da verilmeli, Subay, Astsubay, Uzmanlara verilen mali haklardan devlet memurları da yararlandırılmalı, Askeri işyerlerinde çalışan devlet memurlarının görev tanımının net olarak yapılmalı ve görevi dışında çalıştırılmaları önlenmelidir.

Askeri işyerlerinde çalışan sivil memurlar bu sorunlarının biran önce çözülmesini ve diğer kurumlarda çalışan memurlar gibi eşit haklara kavuşmayı talep etmektedirler.   Askeri işyerlerinde çalışan devlet memurlarının mesleki ve çalışma şartlarıyla ilgili birçok sorunları bulunmaktadır.

Türk Büro-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da askeri sivil memurların hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Temennimiz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın sözlerini biran evvel yerine getirerek, sivil memurların daha fazla mağdur olmasını engellemesidir.
 
 

DANIŞTAY, YÖNETMELİK MADDESİNİN BİREYSEL İŞLEMİN DAYANAĞI OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ YAPILMAKSIZIN DAVANIN REDDİ KARARINI HUKUKA AYKIRI BULDU

0

16 Kasım 2018, Cuma | 14:17

Sendikamızca, Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı Karesi Vergi Dairesi Müdürlüğünde gelir uzmanı olarak görev yapan üyemizin, görev yeri değişikliği talebinin reddine dair idari işlem ile, bu işlemin dayanağı olan 08.02.2015 tarih ve 29261 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Vergi Dairesi Başkanlıklarının Kuruluş ve Görev Yönetmeliğinin 32. Maddesinin 2. Fıkrasının (b) bendinde yer alan “şefe ve servisi yönetmekle görevlendirilen gelir uzmanına” ibaresinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Danıştay 2. Dairesi 27.09.2017 tarih, 2017/2360 E. ve 2017/5706 K. sayılı kararı ile “Servis değişikliği talebinin reddine dair idari işlemin dayanağının 08.02.2015 tarih ve 29261 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Vergi Dairesi Başkanlıklarının Kuruluş ve Görev Yönetmeliğinin 25. Maddesinin (c ) fıkrası olduğu ve dava konusu bireysel işlem ile Yönetmelik maddesi arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.

Söz konusu karar tarafımızca temyiz edilmiş olup, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07.06.2018 tarih, 2018/560 E. ve 2018/3079 K. sayılı kararı ile “… dava konusu bireysel işlem ile Yönetmelik maddesi  arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacının görev yeri değişikliği ile ilgili davalı idareye başvuru nedenlerinden birisinin şefe bağlı olarak çalışması olduğu ve bunun dayanağının da iptali istenen Yönetmelik maddesi olduğu, dava dilekçesinde bireysel başvurunun reddine dair işlemde de anılan maddeden bahsedildiği anlaşılmıştır. Kaldı ki, aksine bir yorumun da menfaati ihlal eden işleme karşı dava açan davacının, dilekçedeki istemini ifade ediş tarzının aleyhine yorumlanması nedeniyle söz konusu bireysel işleme dava açma olanağını ortadan kaldırmak suretiyle hak kaybına yol açacağı” gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen kararda hukuki isabet görmeyerek Danıştay 2. Dairesi 27.09.2017 tarih, 2017/2360 E. ve 2017/5706 K. sayılı kararının BOZULMASINA hükmedilmiştir.
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız

MAHKEME HERHANGİ BİR ZORUNLU HİZMET SÜRESİ BULUNMADIĞINDAN İDARİ İŞLEMİN İPTALİNE KARAR VERDİ

0

04 Kasım 2016, Cuma | 10:13

Aydın Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde şef kadrosunda görev yapmakta olan sendika üyesinin, Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğüne şef olarak atanmasına ilişkin işlemin 28.11.2014 tarihli işlemle iptal edilmesi üzerine Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğüne tekrar atanma talebiyle yaptığı başvurusunun reddine dair 04.02.2015 tarihli ve 673028 sayılı işleminin; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanununun “Sözleşmeli Personel” başlıklı 30’uncu maddesi uyarınca TBMM’ de çalıştığı sürelerin kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirileceğinin açıkça düzenlenmesinden dolayı, hukuka ve mevzuata aykırı olması sebebiyle tarafımızca dava açılmıştır.

Aydın 2. İdare Mahkemesi 26.05.2016 tarih, 2016/161 E. Ve 2016/687 K. Sayılı kararıyla, sendika üyesinin şef olarak ataması yapıldıktan sonra naklen atanması için 2 yıllık zorunlu çalışma süresinin bulunduğuna dair bir düzenleme bulunmamasından dolayı başvurunun reddine ilişkin işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uygunluk bulunmadığına kanaat getirip, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
 
Mahkeme Kararına Ulaşmak İçin Tıklayınız
 
 

YEREL MAHKEME, SENDİKA ŞUBE BAŞKANI OLAN DAVACININ GEÇİCİ GÖREVLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN İDARİ İŞLEMİ İPTAL ETTİ

0

24 Ekim 2018, Çarşamba | 09:27

Sendikamızca, davalı idare bünyesinde Bilgisayar İşletmeni kadrosunda görev yapan sendikamız üyesinin, hizmetine ihtiyaç duyulmadığı gerekçesi ile Ankara İl Müdürlüğü bünyesinde görevlendirilmesine ilişkin idari işlemin iptali amacıyla idare mahkemesinde dava açılmıştır. 

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 18. Maddesinin 2. Fıkrasında “Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi, sendika işyeri temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi ile sendika ve şube yöneticilerinin işyerini, sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremez.” hükmü yer almaktadır.

İdarelerin geçici görevlendirme konusundaki takdir yetkileri, görevlendirme ilkeleri ve amacı ile sınırlı olup; geçici görevlendirmenin, personelin hangi somut görevleri yapacağı, süresi ve zorunlu olması gibi unsurları taşıması gerekmektedir.

Bu kapsamda, Ankara 18. İdare Mahkemesi, 14.09.2018 tarih, 2018/1652 E. ve 2018/1424 K. sayılı kararı ile  “Sendika şube başkanı olan davacının, sebebi açık ve kesin şekilde belirtilmedikçe görev yerinin değiştirilmesinin 4688 sayılı Kanunun 18. Maddesiyle tanınan hakkın ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağı, davalı idarece dava konusu işlemin dayanağının hukuken geçerli somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı ve idarenin takdir yetkisinin kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun usulde kullanıldığını gösteren bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığı gibi genel bir gerekçeye dayanıldığı, ayrıca görevlendirmede belli bir süre de öngörülmediği” gerekçeleriyle hukuka aykırı tesis edilen idari işlemin İPTALİNE karar vermiştir. 
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız

SGK BAŞKANI DR. MEHMET SELİM BAĞLI’YI ZİYARET ETTİK

0

16 Ekim 2018, Salı | 13:41

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı’yı ziyaret etti. Ziyarette Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Büro-Sen Genel Başkanı Osman Eksert ve SGK Şube Başkanı Emrah Karakurt’ta hazır bulundu.
 
 
KAHVECİ: KURUMLAR ARASI DİYALOGLA SORUNLAR DAHA KISA SÜREDE ÇÖZÜME KAVUŞUR
 
 
Genel Başkanımız Önder Kahveci, SGK Başkanı Bağlı’ya çalışmalarında başarılar dilerken, kurumlar arası diyaloğun önemine dikkat çekti. Türkiye Kamu-Sen olarak her zaman işbirliği ve dayanışmaya açık olduklarının altını çizen Genel Başkanımız Önder Kahveci, çözüm bekleyen sorunların sonuca ulaşması noktasında ivedi şekilde adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı.
 
 
SGK Başkanı Selim Bağlı ise Türkiye Kamu-Sen heyetini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de Türkiye Kamu-Sen’in katkılarının son derece önemli olduğunu ifade etti.

DANIŞTAY, SORUŞTURMA ZAMANAŞIMI GEÇİRİLDİKTEN SONRA VERİLEN DİSİPLİN CEZASINI HUKUKA AYKIRI BULDU

0

08 Ekim 2018, Pazartesi | 11:37

Sendikamız tarafından, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanlığında “sportif eğitim uzmanı” olarak görev yapan ve gitmediği maçlar için gidip görev yapmış gibi harcırah ve tazminat aldığı gerekçesiyle hakkında disiplin cezası tesis edilen üyemizin disiplin cezasının iptali amacıyla dava açılmıştır.

 Ankara 2. İdare Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/1798 E. ve 2015/1168 K. sayılı kararı ile açtığımız davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karar tarafımızca bir üst mercie götürülmüştür.

Danıştay 12. Dairenin 12.04.2018 tarih, 2016/3268 E. ve 2018/1534 K. sayılı kararında “Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptir.

Bu durumda, en geç 02.01.2018 tarihine kadar usulüne uygun bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturmaya başlanılması gerekirken disiplin soruşturması zamanaşımı geçirildikten sonra 21.04.2014 tarihinde verilen soruşturma onayı ile yapılan disiplin soruşturması sonucunda verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık, İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle temyiz istemimizin kabulüne karar vermiştir.
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız