Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 255

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GÖREVDE YÜKSELME YÖNETMELİĞİNE DAVA AÇTIK

0

27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik ile İçişleri Bakanlığı Personeli Yer değiştirme Ve Atama Yönetmeliği 08.06.2007 Tarihli ve 26546 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmeliği incelemeye alan sendikamız, söz konusu düzenleyici işlemlerde yer alan bazı düzenlemelerin kurum personelinin aleyhine olduğu kanaatiyle yargı yoluna müracaat etmiştir.

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliğine Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7/ğ-2, 7/ı-2, 7/k-2 ve 5. maddelerinin iptali istemi ile dava açılmıştır. 5. madde (görevde yükselmeye tabi kadro -unvan değişikliğine tabi kadro ayrımını getiren madde) 7/ğ-2 (kimlerin ilçe yazı işleri, ilçe nüfus ve ilçe sivil savunma müdürü olabileceğini düzenleyen madde) 7/ı-2, (arama kurtarma teknisyenlerinin şef kadrosuna atanamayacağını düzenleyen madde), 7/k-2 (kimlerin sivil savunma uzmanı olabileceğini düzenleyen madde) maddelerinin çalışanların aleyhine olduğu sendikamızın incelemesi doğrultusunda tespit edilmiştir.

Yer Değiştirme ve Atama Yönetmeliğinin de 9/1 ve 10/2 fıkralarının iptali için dava açılmıştır.

Belirtilen maddelerin yürürlüğünün durdurulması ve iptali amacıyla sendikamız Danıştay Başkanlığı’nda 02.08.2007 tarihinde dava açmıştır. Konu hakkındaki gelişmeler web sitemizden ve gazetemizden ayrıca duyurulacaktır.

GÜMRÜK ÇALIŞANLARINA ÖNEMLİ DUYURU

0

27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

Türk Büro-Sen olarak, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 221. Maddesi Uyarınca Ödenecek Fazla Çalışma Ücretine İlişkin Usul ve Esasların iptali ve öncelikle yürürlüğünün durdurulması amacıyla 19.09.2007 tarihinde Danıştay 11. Dairesinde dava açtık.

Sendika olarak üyelerimizi ve diğer gümrük çalışanlarının “fazla mesailerle” ve “ek ödemelerle” ilgili yaşadıkları sıkıntıları gidermek ve uğradıkları mağduriyeti ortadan kaldırmak için her türlü hukuki girişimlerimiz sonuna kadar devam edecektir.

Dava ile ilgili her türlü gelişme Sendikamızın web sayfasının hukuk bölümünde duyurulacaktır. Bütün üyelerimize ve gümrük çalışanlarına iyi, olumlu haberler vermeyi umut ediyoruz.

DEVLET MALZEME OFİSİ ANA STATÜSÜ’NÜN İPTALİ İÇİN DAVA AÇILDI 27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

0

27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

04.05.2007 tarih ve 26512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maliye Bakanlığı “Devlet Malzeme Ana Statüsünün” Anayasaya, ilgili diğer kanunlara ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olarak düzenlenen 31. maddesi ile geçici 2. maddesinin öncelikle yürütülmesinin durdurulması ve Ana Statünün tamamen iptali istemi ile Türk Büro-Sen olarak dava açmış bulunmaktayız. Davamız 2007/4767 Esas numarası ile Danıştay 10. Hukuk Dairesi’nde görülmektedir.

Sendika olarak her zaman, hukuk ve kanun dışı işlemlerin takipçisi olmaya ve haksızlığa uğrayan üyelerimizin haklarını aramaya ve savunucusu olmaya devam edeceğiz.

DAVALARIMIZDA SON DURUM

0

27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

TÜRK BÜRO-SEN’İN ÜÇ AYRI YÖNETMELİKLE İLGİLİ DANIŞTAY’DA AÇTIĞI DAVALARDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI ÇIKTI

Daha evvel web sitemizde de açıldığını duyurduğumuz bazı davalarla ilgili Danıştay Daireleri’nden olumlu kararlar çıkmakta olup, yürütmenin durdurulmasına karar verilen üç davamızın son durumunu tüm üyelerimizle paylaşmak istedik.

1- YURTDIŞINDA SÜREKLİ GÖREVLENDİRİLECEK PERSONEL HAKKINDA YÖNETMELİK

13.01.2007 tarih ve 26402 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelik”in ilgili maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Başbakanlık aleyhine açtığımız ve Danıştay 5. hukuk Dairesinde görülmekte olan 2007/662E. Sayılı davamızla ilgili olarak; Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinin, 12. maddenin 1. fıkrasının, 16. maddenin 1. fıkrasının b bendi ile 4. fıkrasının yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin karar verilmiş olup tarafımıza tebliğ edilmiştir.

– Dava konusu yönetmeliğin 9/1 fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan; “Ancak Arapçanın yaygın olarak konuşulduğu ülkelerde Arapçanın bilinmesi yeterlidir.” Hükmünde, birinci cümle uyarınca bilinmesi zorunlu kılınan diğer diller olan İngilizce, Almanca ve Fransızca dilleri ile karşılaştırıldığında, Arapça diline ayrıcalık tanındığı ve dava konusu Yönetmelikte, “yaygın olarak konuşulma” ibaresinin açıklanmadığı görüldüğünden, bu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık görülmemiş ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir.

– Dava konusu yönetmeliğin 12/1 maddesinde; “Personelin seçimi ve atanmasında temsil yeteneği göz önünde bulundurulur ve bu husus mesleki yeterlilik ile birlikte değerlendirilir.” Hükmünde sözü edilen temsil yeteneğinin belirlenmesinde hangi ölçütlerin esas alınacağının hükme bağlanmadığı görüldüğünden ve maddenin bu içeriği ile, temsil yeteneğinin saptanmasında nesnel olmayan değerlendirmelerin yapılmasına yol açacağından dolayı yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir.

– Dava konusu yönetmeliğin 16/1 maddesinin b bendinde; “Haklarında ceza soruşturması veya aylıktan kesme ve daha ağır bir cezayı gerektirecek disiplin soruşturması açılanların dış göreve atanmaları, soruşturma sonucuna kadar ertelenir.” Hükmüne; aynı maddenin 4. fıkrasında ise, “yurtdışında sürekli göreve atananlardan haklarında birinci fıkranın (b) bendinde sayılan nitelikte soruşturma açılanlar, süre beklenmeden yurtiçi göreve atanabilir.” Hükmüne yer verilmiş; dava konusu olan bu bent ve fıkra hükümlerine göre, ilgili hakkında “ceza ve disiplin soruşturması açılmış olmasının”, bu personelin dış göreve atanmasının ertelenmesi veya yurt dışında ise, süre beklenmeden yurtiçi göreve atanması için tek başına yeterli bir neden olarak görülmediğinden ve bu hükmün keyfi olarak kullanılmasının önünü açacağından, bu durumun da, personelin mağdur olmasına ve yurt dışında yürütülen kamu hizmetinin aksamasına yol açacağından dolayı mahkemece yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir.

2- GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI GELİR UZMANLIĞI GÖREV, ÇALIŞMA VE ATAMA YÖNETMELİĞİ

15.02.2007 tarih ve 26390 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, “Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atama Yönetmeliği”nin, 5/1 maddesinde yer alan “görevlendirildikleri servis veya bölümde servis sorumlusu olarak görevlendirilen personel” ve “….servis sorulusu olarak görevlendirilen personele” ibarelerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemi ile açtığımız davada Danıştay 5. dairesi; memurların unvan, görev ve sorumluluklarının temelinde yasalarla oluşturulan kadrolar bulunmakta ya da bunlar doğrudan yasalarla düzenlenmekte olduğundan, fakat dava konusu yönetmelikle bir kadroya bağlı olamayan ve yasalarda düzenlenmeyen “servis sorumlusu” görev unvanı ihdas edilerek, özellikle 657 sayılı Kanuna ve 190 sayılı KHK’nin sistemine aykırı davranılmış bulunulmasından dolayı, dava konusu maddenin yürürlüğünün durdurulmasın karar vermiştir.

3- VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIKLARININ KURULUŞ VE GÖREV YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

15.02.2007 tarih ve 26390 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, “Vergi Dairesi Başkanlıklarının Kuruluş ve Görev Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” in 13. ve 15. maddelerinin iptalini ve yürütülmesinin durdurulması istemi ile açtığımız davada Danıştay 5. Dairesi; memurların unvan, görev ve sorumluluklarının temelinde yasalarla oluşturulan kadrolar bulunmakta ya da bunlar doğrudan yasalarla düzenlenmekte olduğundan, fakat dava konusu yönetmelikle bir kadroya bağlı olamayan ve yasalarda düzenlenmeyen “servis sorumlusu” görev unvanı ihdas edilerek, özellikle 657 sayılı Kanuna ve 190 sayılı KHK’nin sistemine aykırı davranılmış bulunulmasından ve Yönetmelikle düzenlenen servis sorumluluğu görevine getirilebilecek memurlar ile gelir uzmanları ve şeflerin kariyerlerine uygun olmayan ast-üst ilişkisine girme durumunda kalmalarına yol açacağından dolayı, dava konusu maddelerin yürürlüğünün durdurulmasına karar vermiştir.

“RİSK TAZMİNATI” VE “FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMI” İLE İLGİLİ DAVA AÇTIK

0

27 Eylül 2007, Perşembe | 00:00

Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Teknisyenlerinin, Anayasa’dan ve kanunlardan doğan fakat yararlanamadıkları hakları olan, “risk tazminatı” ve “fiili hizmet süresi zammı” haklarından faydalanabilmelerini sağlayabilmek amacıyla, Bakanlığa yaptığımız başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle 26.09.2007 tarihinde Danıştay’da dava açtık.

Depremlerde, NBC gazlarından bölge arındırmalarında, sel baskınlarında, çığ düşmelerinde, toprak kaymalarında, büyük yangınlar, trafik kazalarında, boğulma, insan ve hayvan kayıplarının aranması gibi her türlü afetlerde ve toplumsal olaylar karşısında 24 saat görev yapmakta olan ve bu hizmetlerine karşılık, görev tanımları bile henüz tam olarak yapılamadığı gibi iş riski tazminatı, fiili hizmet zammı ve dalış tazminatlarından faydalanamayan arama ve kurtarma teknisyenlerinin, çalışmalarının karşılığı hak ettiği, kanundan doğan hakkı olan risk tazminatından ve fili hizmet zammından yoksun bırakılması hakkaniyetle bağdaştırılamaz.

Bu, hukuka ve hakkaniyete aykırı durumu gören Türk Büro-Sen; şimdi olduğu gibi her zaman da, Sivil Savunma çalışanlarının sosyal, ekonomik ve diğer özlük haklarının korunması ve sağlanması için her türlü hukuki girişimde bulunmayı sürdürecek, üyelerimizin ve diğer Sivil Savunma çalışanlarının haklarını aramaya devam edecektir.

Dava sürecinden üyelerimiz haberdar edilecek, bütün gelişmeler yine sendikamız web sayfasının hukuk bölümünde yayınlanacaktır.

SOSYAL GÜVENLİK KONTROL MEMURLARI YÖNETMELİĞİNE KARŞI DAVA AÇTIK

0

14 Eylül 2007, Cuma | 16:43

20.07.2007 tarih ve 26588 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları Yönetmeliği’nin” 4. maddesinde; Sosyal güvenlik kontrol memuru kadrosuna atanabilmek için;
b) Başvuru tarihinde 35 yaşını bitirmemiş olmak,
c) Başvuru tarihinde Kurumda memur, icra memuru, dava takip memuru, veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrolarında çalışmış olması kaydıyla en az üç yıl hizmeti bulunmak, şeklinde düzenlenmiş olan hükümlerin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemi ile Danıştay ilgili dairesinde sendikamız tarafından dava açılmıştır. Dosya esas numarası belli olduğunda sendikamız web sayfasından duyurulacaktır. Türk Büro-Sen olarak üyelerimizin haklarını aramaya ve haklarının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

SGK PERSONELİ GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

0

20 Ağustos 2007, Pazartesi | 14:24

19.08.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmeliği okumak için tıklayınız.


Not: Yeni yönetmelikle ilgili olarak hukuk büromuzun incelemeleri devam etmektedir. Ayrıntılı bilgi için sitemizi takip edin.

SGK.(DEVREDİLEN) BAĞ-KUR ÇALIŞANLARININ DİKKATİNE

0

30 Temmuz 2007, Pazartesi | 17:53

SGK. Başkanlığı (Devredilen) Bağ-Kur il Müdürlüklerinde Fatura ve reçete inceleme,Eczane,optik gibi birimlerde görev yapmakta olan Kamu görevlilerine gönderdiği bir yazı ile, SGK Sağlık işleri il Müdürlüklerinin bulunduğu Ankara,İstanbul ve İzmir illeri hariç 13 ile atama yapmak için 6 tercih seçmelerini istemektedir.

Kurum yetkililerinden alınan bilgiye göre Tabip ve Eczacıların tamamının SGK. Sağlık İşlerinin bulunduğu illere atamalarının yapılacağı,

Diğer unvanlarda çalışan Memurlardan tercih kullananlar, tercih ettikleri illerden birine atamalarının yapılacağı,

SGK Sağlık işleri İl Müdürlüklerine gitmek isteyenler tercihlerini sıralayarak kurum başkanlığına göndereceklerdir. Kurum başkanlığı tercih sıralaması ve uygun kadro durumuna göre atamaları yapmayı planlamaktadır.

Bulunduğu ilden başka bir yere gitmek istemeyenler formda bulunan ilgili sütuna sendikada görevi varsa, 4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları kanununun 18.23.maddesi gereği Sendika şube ve İş yeri temsilcisi olduklarını belirtmeleri gerekmektedir. Formda bulunan mazeretler ile ilgili sütuna ise eşi Devlet memuru ve geçerli mazeretleri olanlarda mazeretlerini yazmaları gerekmektedir.

Bunların dışında kalan ve başka bir ile gitmek istemeyenlerin kendi iradeleri dışında herhangi bir atamayı kabul etmeyeceklerini beyan etmeleri gerekmektedir.Buna rağmen ileriki günlerde kurum başkanlığı re’sen atama yapacak olursa, atama ile ilgili tebligat yapılmasına mutakip idarenin kararına karşı yürütmenin durdurulması ve iptali istemi ile yargı yoluna gitmemiz gerekecektir.

Diğer taraftan belirtilen illeri tercih yapan çalışanlar kendi isteği ile atama istemiş olmaları söz konusudur.

KURA İLE ATAMAYA TÜRK BÜRO-SEN İTİRAZ ETTİ.

0

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş TÜİK önünde yaptığı basın açıklamasında kurumda yaşanan hukuksuzluğu dile getirdi.
Yokuş açıklamasında TÜİK Bölge müdürlerine daha önce görülmemiş bir şekilde Kur’a ile atama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Yokuş,TÜİK’deki bu durumun düzeltilmesi için Başbakan Erdoğan’ı gereğini yapmaya davet etti.

TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL SEKRETERİ VE TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ’UN TÜİK’de YAŞANAN HAKSIZ UYGULAMALARLA İLGİLİ YAPMIŞ OLDUĞU 25.07.2007 TARİHLİ BASIN BİLDİRİSİDİR.

 

5449 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun yürürlüğe girmesi ile; kurumun merkez ve bölge müdürlüklerinde yeniden yapılanmaya gidilmiştir. Merkez şube müdürlüklerinin kaldırılarak şube müdürlüğü unvanındaki personelin kadroları şahsa bağlı kadroya dönüştürülmüştür. Bölge müdürlüklerinde ise; idari ve mali işlerden sorumlu bir adet şube müdürlüğü kadrosu ihdas edilmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu 23.07.2007 tarihli yazısı ile; halen merkezde bulunan 16 şube müdürü unvanlı personel arasından, taşrada boş bulunan kadrolara; 25.07.2007 tarihinde noter huzurunda kura çekilmek suretiyle atama yapılacağını şube müdürlerine yazılı olarak tebliğ etmiştir.

Atama işlemlerinin hukuka aykırı olduğu, sendikamız Türk Büro-Sen tarafından defalarca yazılı ve sözlü olarak dile getirilmesine rağmen, kurum yetkilileri bu ikazları görmezlikten gelmişler, hukuksuz uygulamalarını kura yöntemi ile yasal hale getirmeye çalışmışlardır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nca gerçekleştirilen işlem; mevzuatımızın hiçbir yerinde tanımlanmadığı gibi, kamu yararı içermemekte olup açıkça hukuka aykırılık içermektedir.

657 sayılı yasanın 3/c maddesinde; “Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.” Hükmüne yer verilmektedir.

Yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere; kariyer ve liyakat ilkesi, kamu görevlisinin atanmasında ve yer değiştirmesinde somut kriter olarak ele alınmıştır. Bu ilkeler bilindiği üzere; kamu personelinin bilgi, mesleki yeterliliği vb bir çok ölçüyü bünyesinde barındırmaktadır. 657 sayılı yasada tanımlanan bu temel ilkelere rağmen, kura gibi hukuki mesnetten yoksun bir uygulamanın somut bir ölçü olarak gösterilmesinin hukuken izah edilebilir hiçbir yönü bulunmamaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. maddesinin 2.fıkrasında; “Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76.ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır…” Hükmüne yer verilerek eş durumunun yapılacak atamalarda kurumca göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Ancak; kurumun hukuka aykırı uygulaması ile; kanunda açıkça özür grubu içerisinde yer alan “eş durumu” dikkate alınmaksızın kura uygulaması getirilerek, 657 sayılı yasanın ilgili hükmü açıkça hiçe sayılmıştır.

Yine 657 sayılı yasanın 76. maddesinde.. “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” Hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere; memurların naklen atanmaları konusunda idarenin takdir yetkisinden bahsedilmekle birlikte bu takdir yetkisi kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlıdır. Nitekim Danıştay 5. Dairesi 05.11.1997 tarihli ve 1997/2443 sayılı kararında; “ …anılan maddelerle, idarelere kamu görevlilerinin sınıf değişikliği ile naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de; bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olup, bu açıdan ilgili işlemin yargı denetimine açık olduğu idare hukukunun bilinen ilkellerindendir.” Hükmüne yer vermiştir. Bu konuda örnek birçok Danıştay Kararı da bulunmaktadır.

Yukarıda belirtilen Danıştay içtihatlarını göz önüne alan Ankara 3. İdare Mahkemesi, basın açıklaması yapmış olduğumuz konu ile ilgili açılan bir davada; “ 34 şube müdürü arasından atama yapılacaklar seçilirken, kullanılan kriterlerin objektif olması gerektiğini, oysa; Türkiye İstatistik Kurumunun atama işleminin sübjektif olduğu ve kamu yararı içermediği gerekçesi ile ilgili işlemin reddine karar vermiştir.

İdari Mahkemelerinin yürütmeyi durdurma kararlarına uyulmayarak mahkemelerden görev yerine iade kararı çıkan Şube Müdürleri de bu kanunsuz noter huzurunda kura çekme işlemine dahil edilmişlerdir. Ayrıca, yıllarca TÜİK’e hizmet vermiş, emekliliği dolmuş, Şube Müdürlerinden 17’si bu baskılar neticesi emekliye ayrılarak kurumla ilişkisini kesmiştir. Böylece TÜİK Yönetimi tasfiye işleminin bir bölümünü gerçekleştirmiş, kalanları ise noterde kura sistemiyle TÜİK Başkanlığından gönderme gayreti içine girmiştir. Amaçları 4,5 yıldır tamamlayamadıkları kadrolaşmalarını bu dönemde gerçekleştirmektir.

18.11.2005 Tarihinde yürürlüğe giren yeni TÜİK yasasında Merkez Kadrolarına Müdürlük ihdas edilmiş, bu müdürlükler için neden kura ile atama yapılmamış? Bu müdürlüklere atananlar yandaş oldukları için mi atandılar? TÜİK yönetiminin bu konuyu aydınlatmasını talep ediyoruz.

Sonuç olarak; Türkiye İstatistik Kurumu bünyesinde yer alan 16 Şube Müdürü; haksız ve hukuksuz olarak mevzuatımızın hiçbir yerinde tanımlanmayan kadere kısmet kura gibi bir işlemle; Manisa, Konya, Siirt Trabzon, Van, Nevşehir ve Kars gibi illere atanacaktır. Seçim öncesi böylesine haksız ve hukuksuz bir işlemini durduran Türkiye İstatistik Kurumunun; seçimlerden hemen sonra, süratle uygulamalarını hayata geçirmeyi kendine öncelikli bir görev olarak seçmesi, kamuoyu adına çok manidardır.

Türkiye İstatistik Kurumu yaptığı haksız uygulamadan yol yakınken dönmeli, yargı kararlarına uymalıdır.

Buradan Sayın Başbakan’a sesleniyorum.

Genel seçim sonuçlarının alındığı 22 Temmuz 2007 aksamında yaptığınız konuşmada “Toplumumuzun tamamını kucaklayacağınızı, bize oy versin vermesin tüm vatandaşların Başbakanı olacağınızı” ifade etmiştiniz.

Sayın Başbakanı sözlerinin arkasında durmaya ve TÜİK’teki hukuksuzluğu yapanlar hakkında gereğini yapmaya davet ediyorum.

SGK BAŞKANLIĞI BANKA PROMOSYONLARINI ÖDEDİ

0

22 Haziran 2007, Cuma | 10:50

SGK Başkanlığında en fazla üyeye sahip yetkili sendika olarak 4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları kanununun 22.maddesi gereği bu yıl ilk defa yapılan, kurum idari kurulu kararının 4.maddesi doğrultusunda Banka promosyonları çalışanlara 20.06.2007 tarihinde ödendi.

Sendikamız öteden beri promosyonların çalışanların hakkı olduğunu iddia etmiş ve bunun mücadelesini toplu görüşme masasına taşıyarak, Maliye Bakanlığı nezdinde yazılı ve şifai girişimlerde bulunarak, hatta yargı yolunu da deneyerek vermiştir.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak bu mücadele sadece sendikamızca yapılmıştır. Ve hatta konu gündeme ilk geldiğinde toplu görüşmelerden sorumlu Devlet Bakanı, böyle bir gelirden ilk defa haberdar olduğunu, promosyon gelirlerinin bütçeye gelir olarak aktarılması gerektiğini bile söylemiştir. Verilen bu mücadeleler sonrası Kurumlar promosyon gelirlerini çalışanlara dağıtmaya başlamışlardır. Ne yazık ki, bu mücadelede emeği ve hiçbir katkısı bulunmayan, sendikalar Türk Büro-Sen’in açtığı yolu kullanarak, işin kolayına kaçmışlar ve neticede “biz başardık” diyerek emeğimizi çalma yolunu seçmişlerdir.

Sağduyu sahibi kamu çalışanları bunları iyi tanımaktadır. Bu nedenle de bu emek hırsızlarına ve hortumcularına layık oldukları değeri bugüne kadar verdikleri gibi bundan sonrada vereceklerdir.

SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonrası Mayıs ayı içinde promosyonların ödeneceği sözünü almış ve kurum çalışanlarına da duyurmuştuk. Duyurumuz üzerine kuruma bağlı ünitelerde sendikadan öteye bazı sözde sendikalarca olumsuz dedikodular üretilmiş ve promosyonların SGK, başkanlığınca ödenmeyeceği yayılmıştır.
Sendikamız işin peşini bırakmayarak mücadelesini azimle sürdürmüş, hukuksal problemler nedeniyle ortaya çıkan engellerin aşılmasına da katkı sağlamıştır.

(Devredilen)Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve T.C.Emekli Sandığı merkez ve taşra teşkilatını S.S.K.Başkanlığı Merkezini kapsayan porotokoller kurumların Genel Müdürlüklerince yapılmıştı. Yapılan protokole göre T.C. Emekli Sandığı çalışanlarına 400 YTL, SSK Başkanlığı çalışanlarına 300 YTL, Bağ-Kur çalışanlarına 250 YTL üzerinden ödemeler yapılmıştır. 5502 Sayılı Yasa öncesi Kurumların yapmış oldukları anlaşmalardan elde edilen ancak henüz harcanmayan kaynaklar çalışanlara dağıtıldığından ödenen meblağlar arasında farklılıklar olmuştur.

Ayrıca, yine sendikamızın girişimleri sonrası SGK Başkanlığı 09.04.2007 tarih ve 267749 sayılı Genel Yazıları ile, Taşra Teşkilatlarının (devredilen SSK ya bağlı) yapacakları yeni anlaşmalardan elde edilerek promosyon gelirlerinin çalışanlara dağıtılmasını talimatlandırmıştır.

Türk Büro-Sen olarak promosyonlar mücadelemiz yasal bir zemine kavuşana kadar devam edecektir. SGK Başkanlığında promosyonların ödenmesinde emeği geçen herkesi çalışanlar adına kutluyoruz.