Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 195

İDARE MAHKEMESİ İDARENİN PERSONELİN ÇALIŞMA ALANLARINA KAMERA YERLEŞTİRMESİNİ HUKUKA AYKIRI BULDU

0

24 Mayıs 2016, Salı | 13:45

Konya Valiliği Taşkent Nüfus Müdürlüğünde görev yapan personelin hareketlerinin takip edilmesi ve edilmesi ve her an izlenilebilmesini teminen odalarına monitör yerleştirilmiş ve “kamera kayıt sistemini” kurulmuş olup, söz konusu uygulamanın, 30.01.2010 tarih ve 27478 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2010/2 sayılı Başbakanlık Genelgesinin 5. maddesine aykırı olduğu ve bu uygulamaya en kısa sürede son verilmesi talebiyle 06.04.2015 tarih ve 271 sayılı dilekçe ile yazışma yapılmış olup, davalı idare 06.04.2015 tarih ve 271 sayılı işlemi ile söz konusu uygulamanın halka açık hizmet veren alanlarda bulunduğundan bahisle idari başvurumuzu reddetmiştir.  Kamera sisteminin kaldırılması için yapılan müracaatın reddine dair idari işleminin; hukuka aykırı olması ve özel hayatı ihlal etmesi nedeniyle tarafımızca iptal davası açılmıştır.
 
Dava dosyasını inceleyen Konya 1. İdare Mahkemesi 27.10.2015 tarih, 2015/572 E. ve 2015/1281 K. sayılı kararıyla; “…Taşkent Kaymakamlığınca mahkememize gönderilen 02.06.2015 tarih ve 23866232-499/564 sayılı yazıda söz konusu kamera sistemlerinin 02.06.2015 tarihi itibariyle bürolardan kaldırıldığı bildirilmiş olup, bu durumda kamera sistemlerinin bürolardan kaldırılmış olup, bu durumda kamera sistemlerinin bürolardan kaldırılmış olması karşısında, davacı sendikanın bu yöndeki talebinin reddine dair dava konusu işlem hakkında da bir karar verilmesine mahal ve lüzum bulunmadığı sonuç kanaatine varılmıştır…” şeklinde belirtip konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız

SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI ÜYELERİMİZLE BİR ARAYA GELDİK

0

Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş Ankara 11 Nolu Şubemizce 18.05.2016 tarihinde düzenlenen etkinlikte Sayıştay Başkanlığı çalışanı üyelerimizle bir araya geldi.

Etkinliğe Ankara 11 Nolu Şube Başkan Yardımcılarımız Bayram Karagöz, Adem Özen, Şube Kadın Komisyonu Başkanı Melahat Erbey ve Komisyon Üyelerimiz, İşyeri Temsilcilerimiz Mustafa Türkmen, Nurşen Kesici ve çok sayıda kurum çalışanı üyemiz katıldı.

Genel Başkanımız yaptığı konuşmada Sayıştay Başkanlığı’nda yaşanan hukuksuzlukları dile getirerek, “Bilindiği üzere Sayıştay Başkanlığı Devleti denetlemekle yükümlü bir kurum. Bu kurumun adaletten ayrılmaması gerekir. Ancak, kurumda yaşanan olaylara baktığımız zaman maalesef kurumda adalet olmadığını görüyoruz.

Devleti denetlemekle görevli olan Sayıştay, kendi personelinin haklarını çiğneyerek Anayasa ve yasalara aykırı bir şekilde VHKİ kadrosunda görev yapan personelin Pursaklar Belediyesine atanmasına izin vermiş, aradan bir hafta geçmeden de aynı personeli Sayıştay Başkanlığına “Yazı İşleri Müdürü” kadrosuna atamıştı. Sendikamız ise hülle yoluyla yapılan bu haksız atamanın iptali için dava açmıştı. Kurum bürokratları ile yapmış olduğumuz görüşmelerde, bütün atamaların sınavla yapılması gerektiğini, atamalarda liyakat ve ehliyet kriterinin göz önünde bulundurulması gerektiğini defaatle belirtmiş olmamıza rağmen, kurumda yaşanan haksızlıklar bir türlü sonlanmamıştır.

SAYIŞTAY’DA 8 YILDIR YÜKSELME SINAVLARI AÇILMIYOR

Biz de bir emek örgütü olarak, yaşanan bu hukuksuzluğa dava açtık. Kurumda yaklaşık 8 yıldır Görevde Yükselme Sınavı açılmamaktadır. Kurum İdari Kurul toplantılarında belirtmemize, KİK tutanaklarında yer almasına rağmen halen sınav yapılmamaktadır. Kurum çalışanlarının yükselmelerinin önü açılmalıdır. Sınav açılmadan hülle yoluyla doldurulan kadrolar yüzünden kurumun itibarı zedelenmekte, aynı zamanda çalışanların da motivasyonu düşmektedir. Biz Türk Büro-Sen olarak mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Kurum yönetimi haksızlıklara devam ederek, kadroları hülle yoluyla doldurmaya devam ederse, gerek kurumda gerekse de TBMM’de eylemler yapacağız. Kurum yönetimini tekrar adalete davet ediyoruz” dedi.

SGK, BU SOSYAL GÜVENLİK HAFTASINDA DA SINIFTA KALDI

0

16 Mayıs 2016, Pazartesi | 11:18

TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL TEŞKİLATLANDIRMA SEKRETERİ VE TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ’UN SOSYAL GÜVENLİK HAFTASI DOLAYISIYLA YAPMIŞ OLDUĞU BASIN AÇIKLAMASIDIR

Bilindiği üzere her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar ve gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.

Türkiye’de %45’leri aşan kayıt dışı istihdam oranı, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.

Sosyal Güvenlik Sistemi artık paralı hale gelmiştir. Sosyal Güvenlik şemsiyesi altında olmalarına rağmen, insanların parasız teşhis ve tedavi imkânları yoktur. Kurumun sunduğu sağlık hizmetleri tamamen kar-zarar ilişkisine dayandırılarak, piyasalaştırılmıştır.

Sosyal Güvenlik sistemindeki finansal açığı kapatmak üzere kurgulanan reform, vatandaştan alınan katkı paylarını artırmış ve sağlık hizmetlerini paralı hale getirmiştir.

SGK ÇALIŞANLARI MUTSUZ

Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı birleştirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun meydana getirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen, kurumsal kimliği henüz oturmamıştır. Kurumu yönetenler; uyguladıkları ayrımcı politikalarla, çalışanlar arasında bizden olan, bizden olmayanlar şeklinde ayrımcılık yapmakta; çalışanlar üzerinde, çeşitli yöntemlerle mobbing uygulamaları yapmaktadır.

Siyasi kadrolaşma sürdürülmekte, siyasi yandaşlar bir gecede İl müdür Yardımcısı, kısa bir süre sonra kanun ve yönetmelikler arkadan dolanmak suretiyle, sınavla atanılacak kadrolardan olan Şube Müdürlüğü, Merkez Müdürü ve Yardımcısı kadrolarına asaleten atamalar yapılmaktadır.

666 sayılı KHK ile kurum çalışanlarının fazla mesai ve ikramiye ödemeleri kesilmiş, performans ücretleri kaldırılmış, SGK çalışanlarının kazanılmış hakları ellerinden alınmıştır. Kurum; tüm ülke vatandaşlarına hizmet sunmak için mesai mefhumu tanımaksızın görev yapan çalışanlarının özlük haklarını korumakta isteksiz davranmıştır.

Türkiye nüfusuna sahip AB ülkelerinde Sosyal Güvenlik sisteminde çalışanların sayısı 80 binleri bulurken, Türkiye’de 29 bin civarında SGK çalışanı bu hizmetleri gerçekleştirmektedir. İş yoğunluğu, adaletsiz uygulamalar, hak ettikleri ücretleri alamamak çalışanların kurumdan ayrılmalarına sebep olmaktadır.

SGK ÇALIŞANLARININ %86,6’SI KURUM YÖNETİMİNİN ADİL OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR

Geçtiğimiz yıllarda Kurumun internet sitesinde bir anket gerçekleştirilmiştir ancak ankete katılanlardan sicil numarası ve TC Kimlik numarasıyla giriş yaptırılarak, ankette bile mobbing uygulanmıştır.

Türk Büro-Sen olarak bizler de Kurum çalışanları arasında bir anket gerçekleştirdik. Yaptığımız ankete 37 ilde toplam 3249 kişi katıldı.

Ankete katılanların %86,6’sı Kurum yönetiminin adil olmadığını düşünüyor.  %90,7’si hak ettiği unvanlara ulaşacağına inanmıyor.
Çalışanların, %91,1’i atamalarda liyakat ve birikime önem verilmediği yönünde görüş bildiriyor. Yapılan il müdür yardımcılığı ve merkez müdürlüğü atamalarında, ankete katılanların %91,7’si atananların makamlarını hak etmediğini düşünüyor.

Çalışanlarının %90’ı görev yaptığı Kurumun adaletine inanmıyorsa, burada bir sorun olduğu açıktır. Bu nedenle yetkililer, çalışanlarla ilgili bu sorunları mutlaka çözmelidirler.

2015 yılında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavı yapılmış ve sınav sonrası başarılı olanlar atanmışsa da SGK yönetimi, hala sınavsız atama yöntemine başvurmaktadır. Şube Müdürlüklerine, kurum dışından hülle yoluyla atamalardan bir türlü vazgeçmemektedir.
 
BAŞTA DAR VE SABİT GELİRLİLER OLMAK ÜZERE; VATANDAŞLARIN SAĞLIK HARCAMALARI YÜKÜ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

2008 yılından bugüne yazılan her reçete başına para ödüyoruz.

Belli sayının üzerinde ilaç alırsak fazladan reçete parası ödüyoruz.

Ayaktan tedavilerde dahi katkı payı ödüyoruz.

Hastanede birden fazla serviste muayene olmamız durumunda katkı payı ödüyoruz.

18 yaşını aşmış, okumayan çocuklarımız için genel sağlık sigortası primi ödüyoruz.

Hastaneye belli bir defadan fazla başvurmamız halinde ayrıca para ödüyoruz.

Emeklilik yaşı yükseldi.

Gözlük ve gözlük camı gibi, tıbbi malzeme değiştirme süreleri uzatıldı.

İşitme cihazı gibi analog ve dijital cihazlar için Kurumca yapılan ödemelerin üst limiti azaltıldı.

Emeklilik yaşı yükseltildi; emekli aylığı bağlama oranları düşürüldü.

Ama sosyal güvenlik açıkları azalmak yerine arttı.

Çünkü Kurumun kaynakları anlaşmalı özel hastanelere gitti.

TÜRKİYE’DE MEMUR EMEKLİLERİ BÜYÜK BİR HAKSIZLIĞA UĞRUYOR

Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık var.

Memurlara çalışırken döner sermaye, ek ödeme, ek ders ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmıyor ve emekliliklerinde de bu ödemeler maaşlarına dâhil edilmiyor.

Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları kaçınılmaz son oluyor.

5510 sayılı Kanun, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmış olsa da Kanun, bu amaca hizmet etmemiştir.

1 Ekim 2008’den önce işe başlayan memurla, bu tarihten sonra işe başlayan memurların emeklilik hakları aynı değil. Bu durum, çalışırken brüt maaşları ve çalışma süreleri aynı olan bir memur ile işçinin emekli olması durumunda, memurların %15 ile %60 oranında daha az emekli maaşı almasına; yarı yarıya daha az emekli ikramiyesi almasına yol açıyor.

Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu “bu sistemden dolayı ancak mezarda emekli olurum” psikolojisinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.

SGK’nın kurumsallaşmasını önemsemekle beraber; kurum personelinin çalışma koşullarından mutlu olduğu, atamaların herkese eşit ve adaletli bir şekilde yapıldığı bir kurum olmasını istiyoruz. Çalışanlara mobbing uygulamalarının yapılmadığı, kadrolaşmanın olmadığı, yandaş kayırmacılığının yaşanmadığı, kurumda eşitlik, adalet ve liyakatin hakim olduğu bir ortamda Sosyal Güvenlik Haftasını kutlamak isterdik. Bu duygu ve düşüncelerle, çalışanların mutlu olmadığı bir kurumda Sosyal Güvenlik haftasını kutlayamıyoruz.

MAHKEME: EŞ YARDIMI GERİYE DÖNÜK OLARAK ÖDENMELİ

0

12 Mayıs 2016, Perşembe | 12:52

Bolu Valiliği Defterdarlık Personel Müdürlüğünde kaloriferci olarak görev yapmakta olan müvekkil sendika üyesi adına 01.01.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında tarafına ödenmeyen aile yardımının ödenmesi talebinin reddine ilişkin davalı idarenin 09.02.2015 tarih ve 669 sayılı işlemin iptali ile idari başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak olan ek ödemelerin yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle tarafımızca dava açılmıştır.
 
Dava dosyasını inceleyen Sakarya 2. İdare Mahkemesi 08.02.2016 tarih, 2015/362 E. ve 2016/125 K. sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlara aile yardımının ne şekilde ve ne zaman ödeneceği açıkça hükme bağlanmış olmakla beraber eş yardımının geriye dönük olarak talep edilemeyeceği yönünde bir düzenlemenin mevcut olmadığını, mevzuat hükümleri uyarınca sendika üyesinin eşinin ücret karşılığı çalışmadığı, eş yardımına hak kazandığı ve söz konusu eş yardımının 01.01.2014 tarihi itibariyle alması gerektiği sonucuna varıp, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız
 
 
 
 
 

ANKARA 12 NOLU ŞUBE ÜYEMİZ KADINLARLA ANNELER GÜNÜNÜ KUTLADIK

0

Genel Başkan Yardımcılarımız A. Tahir Yüzbaşıoğlu, İlhan Eren ve Nejla Öksüz Ankara 12 Nolu Şubemizin Anneler Günü etkinliğinde kadın üyelerimiz ile bir araya geldi.

Etkinliğe Ankara 12 Nolu Şube Başkanımız Mahmut Dündar, Şube Başkan Yardımcılarımız Levent Koç, Şevket Güneş, Bülent Öz, Kadın Kolları Başkanımız Yasemin Çelenk ile çok sayıda Dışişleri Bakanlığı ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışanı kadın üyemiz katıldı.

Kadın Kolları Başkanımız Yasemin Çelenk açılış konuşmasında, “Ankara 12 Nolu Şube olarak geleneksel hale getirdiğimiz Anneler Günü programımıza gelen herkese teşekkür ediyorum. Başta Şehit annelerimiz olmak üzere, tüm annelerimizin anneler gününü kutluyorum. Kadın olmanın zor olduğu ülkemizde, anne olmanın zorluğu ve sorumluluğu tartışılamaz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız için en iyisini isteyen, bu uğurda gece gündüz demeden çalışan, ev, iş koşuşturmacasına iyi bir evlat yetiştirmenin sorumluluğunu sığdıran tüm annelerimize sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Nejla Öksüz’ün selamlama konuşmasından sonra Genel Başkan Yardımcımız A. Tahir Yüzbaşıoğlu konuşmasına tüm annelerin Anneler Gününü kutlayarak başladı.

Yüzbaşıoğlu konuşmasında, “Kadına bahşedilip de erkeklerde olmayan en önemli meziyetlerin başında annelik gelmektedir. Ana olabilmek ve bu meziyetle donatılmak ne kadar güzel bir duygudur. Analar olmasaydı insanlık olmazdı. Ana o kadar değerlidir ki, cennetin anaların ayağının altında olduğunu unutmayalım. Analarımız ailenin temel direği ve toplumun da geleceğidir. Sağlam bir toplum ancak temelleri sağlam atılmış aileyle yapısı ile mümkündür.

Analarımız dilimizin ve dinimizin öğreticisidir. Hayatı bize tanıtanlardır. Bu anlamda annelerimiz ilk ve ebedi öğretmenlerimizdir. Bizim onlardan öğreneceklerimiz bir hayat boyu devam eder. Hayatımıza ait güzelliklerin başında hep anamızın bize öğrettikleri ve bizim için yaptıkları gelir. Anaların çocuklarına sevgileri karşılıksızdır. Gerçek sevgi ve merhameti görmek isteyenler annelerimize bakmalıdırlar. Onların her bakışında sevginin ayrı bir yanı keşfedilir. Sevgili annelerimiz için ne yapılsa azdır. Onlar her şeyin en güzeline layıktırlar.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde hepinizin anneler gününü kutluyorum” dedi.

Genel Başkan Yardımcılarımız A. Tahir Yüzbaşıoğlu ve İlhan Eren 5 Mayıs 2016 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu’nda çalışan üyelerimiz ile toplantı gerçekleştirdi. Genel Başkan Yardımcılarımıza Ankara 9 Nolu Şube Başkanımız Aydın Yılmaz, Şube Başkan Yardımcımız ve SPK Temsilcimiz Şeref Avcı ve Lokman Akkaya da eşlik etti. Toplantıda SPK çalışanı üyelerimize 657 sayılı DMK ve iş güvencesi ile ilgili bilgi verilerek, boş kadroların takibi, VHKİ kadrolarının talep edilmesi ve 666 sayılı KHK’ya göre kurum çalışanlarının bireysel talepleriyle ilgili hukuki destek (“ç” bendi) ile çalışanların sorunlarının çözümüne yönelik bir çalışma yapılmasına karar verildi

0

Genel Başkan Yardımcılarımız A. Tahir Yüzbaşıoğlu ve İlhan Eren 5 Mayıs 2016 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu’nda çalışan üyelerimiz ile toplantı gerçekleştirdi. Genel Başkan Yardımcılarımıza Ankara 9 Nolu Şube Başkanımız Aydın Yılmaz, Şube Başkan Yardımcımız ve SPK Temsilcimiz Şeref Avcı ve Lokman Akkaya da eşlik etti.

Toplantıda SPK çalışanı üyelerimize 657 sayılı DMK ve iş güvencesi ile ilgili bilgi verilerek, boş kadroların takibi, VHKİ kadrolarının talep edilmesi ve 666 sayılı KHK’ya göre kurum çalışanlarının bireysel talepleriyle ilgili hukuki destek (“ç” bendi) ile çalışanların sorunlarının çözümüne yönelik bir çalışma yapılmasına karar verildi.

MAHKEME SENDİKA İŞYERİ TEMSİLCİLERİNE HAFTADA 4 SAAT SENDİKAL İZİN VERİLMESİ YASAL ZORUNLULUK DEDİ.

0

04 Mayıs 2016, Çarşamba | 13:36

Sendika olarak, İzmir 2 Nolu Şube Başkanlığı’nca İzmir Adliyesinde Sendika işyeri temsilcisi olarak seçilen 5 personel için haftada 4 saat sendikal izin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 05.05.2014 tarih ve 946 sayılı İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle tarafımızca dava açılmıştır.

Dava dosyasını inceleyen İzmir 3. İdare Mahkemesi 01.10.2015 E. ve 2014/947 E. ve 2015/1103 K. sayılı kararıyla İşyeri sendika temsilcilerinin işyerlerinde kamu görevlilerinin işveren veya işyeri ile ilgili sorunlarını dinlemek, ilgili yerlere iletmek ve kamu görevlileri ile işveren arasında iletişim sağlamak amacıyla işyerinden seçileceği ve işyeri sendika temsilcilerinin bu görevlerini işyerinde, haftada dört saat olmak üzere yerine getirecekleri ve bu sürede izinli sayılacakları yönündeki hüküm uyarınca sendika işyeri temsilcilerine haftada 4 saat sendikal izin verilmesinin yasal zorunluluk olduğu bu konuda idarenin takdir yetkisi bulunmadığı sonucuna varıp, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
 
Mahkeme kararını görmek için tıklayınız.