© 2022 Türk Büro-Sen | Tüm Hakkı Saklıdır | Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle başka sitelerde yayınlanabilir.
Tayfa Digital Creative
İŞ VE MESLEK DANIŞMANLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİN 4. MADDESİNİN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTIK
28.3.2014 tarih ve 28955 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren İş ve Meslek Danışmanlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan “ Grup Sorumlusunun” tanımı, “sorumlu olduğu grubun danışmanlık faaliyetleriyle ilgili iş ve işlemlerini ilgili servis sorumlusuna bağlı olarak yürüten şef veya İş ve Meslek Danışmanı” olarak yapılmıştır.
Mezkûr Yönetmeliğin aynı maddesinin (h) bendinde ise iş ve meslek danışmanının tanımı yapılmakta olup iş ve meslek danışmanı kadro veya pozisyonunda çalışan Kurum personelini ifade ettiği belirtilmektedir. Ancak, söz konusu düzenleme ile “veya İş ve Meslek Danışmanı” ibaresi ile aynı unvana sahip ve aynı görevi icra eden çalışanlardan herhangi birinin diğer çalışanlara karşı sorumlu tutulması sonucu ortaya çıkacaktır. Bu düzenleme ile hukuka ve mevzua aykırılık oluşmakla birlikte çalışma huzurunun bozulacağı ve dolayısıyla iş veriminin düşeceği aşikârdır.
Türk Büro-Sen olarak, İş ve Meslek Danışmanlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan “veya iş ve meslek danışmanını” ibaresinin başta Anayasa olmak üzere 657 Sayılı Kanun ve sair mevzuata aykırı olması nedeniyle Danıştay 2. Dairesi’nde 2014/4878 Esas numarası ile dava açmış bulunmaktayız.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI PERSONELİ GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETMELİĞİNİ YARGIYA TAŞIDIK
Türk Büro-Sen olarak, Yönetmeliğin görevde yükselme kapsamı dışında yazılı ve sözlü sınava tabi kadrolara atanacaklarda aranacak özel şartların belirlendiği 8’inci maddesini düzenleyen 10’uncu maddesinin b/2 bendinde yer alan; “Şef veya kısım amiri kadrosunda en az üç yıl ya da muayene memuru kadrosunda en az beş yıl çalışmış olmak” ibaresi ile sözlü sınava ilişkin esasların düzenlendiği 18’inci maddesinin tamamının hukuka ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle Danıştay 5. Dairesi’nde 2014/4460 Esas numarası ile dava açmış bulunmaktayız.
DANIŞTAY’DAN MUHASEBE UZMANLIĞI SINAVI HAKKINDA KARAR 0
Mezkûr Yönetmelik, 25.06.2012 tarih ve 28334 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Maliye Bakanlığı Defterdarlık Uzmanlığı Yönetmeliğinin 48’inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, Danıştay Beşinci Dairesi dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer bulunmadığına karar vermiştir.
İlgili Danıştay kararını görmek için tıklayınız
İŞKUR GENEL MÜDÜRÜ NUSRET YAZICI İLE GÖRÜŞTÜK
Ziyarette, İŞKUR personelinin sorunları ve çözüm yolları istişare edildi. Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş, hazırlamış olduğumuz ayrıntılı bir raporu da İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı’ya taktim etti.
Görüşmede İŞKUR İnsan Kaynakları Planlama Şube Müdürü İrfan Erdoğmuş da hazır bulundu.
DANIŞTAY’IN BOZMA KARARINA UYAN YEREL MAHKEME İDARİ İŞLEMİ İPTAL ETTİ
Kararı veren Samsun 1. İdare Mahkemesi, Danıştay Beşinci Dairenin, davacının Dikmen İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde geçmiş olan hizmet süresinin değerlendirmeye alınmaması suretiyle söz konusu başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle anılan kararı bozması üzerine, Danıştay’ın bozma kararına uyarak dava konusu işlemi iptal etmiştir.
İdare Mahkemesi kararını görmek için tıklayınız
SGK’DA GÖREVDE YÜKSELME SINAVI SONUCU ATAMALAR ERTELENDİ
Daha önce atamaları ertelenen şube müdürü ve merkez müdürü atamalarına ilave olarak, merkez müdür yardımcısı, şef ve memur atamaları da ertelenmiş oldu.
Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin yönetmeliğin bazı maddelerine Danıştay 5. Dairesince kısmen yürütmeyi durdurma kararı verilmişti.
Sendikamız olası mağduriyetlerin önlenmesi için konunun yakinen takipçisi olacaktır.
DANIŞTAYIN BOZMA KARARINA UYAN YEREL MAHKEME KINAMA CEZASINI İPTAL ETTİ
Karar veren Samsun 1. İdare Mahkemesince, Mahkemenin 29.12.2010 tarih ve 2010/140 E. ve 2010/1524 K. sayılı kararının Danıştay On ikinci Dairesinin 18.04.2013 tarih ve 2011/8029 E. ve 2013/2929 K. sayılı kararı ile bozulması üzerine yerel mahkeme anılan bozma kararına uyarak dava konusu işlem iptal edilmiştir.
İdare Mahkemesi kararını görmek için tıklayınız
SOSYAL GÜVENLİK ŞEMSİYESİ DELİK DEŞİK
Manisa Soma’da yaşanan faciada hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyoruz.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİ ARTIRILMALIDIR
5-7 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 7. ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONFERANSI düzenlenmiş olan ülkemizde, taşeron işçi facialarının devam etmesi, hükümetin denetimleri yeterli derecede yapmadığını ve ihmallerin olduğunu akla getirmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu 2013 yılı verilerine göre, her gün 205 iş kazası yaşanıyor. Bu iş kazalarında 2 kişi hayatını kaybediyor, 6 kişi ise iş göremez hale geliyor.
TÜİK’in “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri” konulu çalışmasında Türkiye genelinde son 12 ayda istihdam edilenlerin %2.3’ünün bir iş kazası geçirdiği, sektörel olarak incelendiğinde iş kazalarının en yoğun olarak yaşandığı sektörlerin “madencilik ve taş ocakçılığı”, “elektrik, gaz, buhar ve kanalizasyon” ile “inşaat” sektörleri olduğu ortaya çıkmıştır.
Sadece İş Sağlığı ve Güvenliği konferanslarının bu veriler ışığında yersiz kaldığı, faciaların önlenmesi için denetimlerin artırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
SOSYAL GÜVENLİK ŞEMSİYESİ DELİK DEŞİK
Bilindiği üzere her yıl 14-20 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar ve gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.
Türkiye’de %45’leri aşan kayıt dışı istihdam oranı, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.
Sosyal Güvenlik Sistemi artık paralı hale gelmiştir. Sosyal Güvenlik şemsiyesi altında olmalarına rağmen, insanların parasız teşhis ve tedavi imkânları yoktur. Kurumun sunduğu sağlık hizmetleri tamamen kar-zarar ilişkisine dayandırılarak, piyasalaştırılmıştır.
Sosyal Güvenlik sistemindeki finansal açığı kapatmak üzere kurgulanan reform, vatandaştan alınan katkı payını artırmasına rağmen, sistemin açıklarını kapatmayı başaramadı; aksine açıklar daha da büyüdü.
BAŞTA DAR VE SABİT GELİRLİLER OLMAK ÜZERE; VATANDAŞLARIN SAĞLIK HARCAMALARI YÜKÜ HER GEÇEN ARTIYOR.
2008 yılından bugüne yazılan her reçete başına para ödüyoruz.
Belli sayının üzerinde ilaç alırsak fazladan reçete parası ödüyoruz.
Ayaktan tedavilerde dahi katkı payı ödüyoruz.
Hastanede birden fazla serviste muayene olmamız durumunda katkı payı ödüyoruz.
18 yaşını aşmış, okumayan çocuklarımız için genel sağlık sigortası primi ödüyoruz.
Hastaneye belli bir defadan fazla başvurmamız halinde ayrıca para ödüyoruz.
Emeklilik yaşı yükseldi.
Gözlük ve gözlük camı gibi, tıbbi malzeme değiştirme süreleri uzatıldı.
İşitme cihazı gibi analog ve dijital cihazlar için Kurumca yapılan ödemelerin üst limiti azaltıldı.
Emeklilik yaşı yükseltildi; emekli aylığı bağlama oranları düşürüldü.
Ama sosyal güvenlik açıkları azalmak yerine arttı.
Çünkü Kurumun kaynakları anlaşmalı özel hastanelere gitti.
TÜRKİYE’DE MEMUR EMEKLİLERİ BÜYÜK BİR HAKSIZLIĞA UĞRUYOR
Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık var.
Memurlara çalışırken döner sermaye, ek ödeme, ek ders ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmıyor ve emekliliklerinde de bu ödemeler maaşlarına dâhil edilmiyor.
Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları kaçınılmaz son oluyor.
5510 sayılı Kanun, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmış olsa da Kanun, memurların haklarını budayarak işçilerle eşitledi ancak emeklilikte memurlar aleyhine ortaya çıkan bu durumu düzeltmedi.
İşçiler çalıştıkları sürelerin tamamı üzerinden kıdem tazminatına hak kazanırken, memurların en fazla 30 yılı emekli ikramiyesine sayılıyor.
1 Ekim 2008’den önce işe başlayan memurla, bu tarihten sonra işe başlayan memurların emeklilik hakları aynı değil.
Bu durum, çalışırken brüt maaşları ve çalışma süreleri aynı olan bir memur ile işçinin emekli olması durumunda, memurların %15 ile %60 oranında daha az emekli maaşı almasına; yarı yarıya daha az emekli ikramiyesi almasına yol açıyor.
Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu “bu sistemden dolayı ancak mezarda emekli olurum” psikolojisinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.
SGK ÇALIŞANLARI MUTSUZ
Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı birleştirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun meydana getirilmesinin üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen, kurumsal kimliği henüz oturmamıştır. Kurumu yönetenler; uyguladıkları ayrımcı politikalarla, çalışanlar arasında bizden olan, bizden olmayanlar şeklinde ayrımcılık yapmakta; çalışanlar üzerinde, çeşitli yöntemlerle mobbing uygulamaları yapmaktadır.
Siyasi kadrolaşma kurumun tarihinde görülmemiş bir şekilde sürdürülmekte, siyasi yandaşlar bir gecede İl müdür Yardımcısı, kısa bir süre sonra kanun ve yönetmelikler arkadan dolanmak suretiyle, sınavla atanılacak kadrolardan olan Şube Müdürlüğü, Merkez Müdürü ve Yardımcısı kadrolarına asaleten atamalar yapılmaktadır.
666 sayılı KHK ile kurum çalışanlarının fazla mesai ve ikramiye ödemeleri kesilmiş, Kurum, tüm ülke vatandaşlarına hizmet sunmak için mesai mefhumu tanımaksızın görev yapan çalışanlarının özlük haklarını korumakta isteksiz davranmıştır.
KURUM ÇALIŞANLARI AYRIMCILAĞA TABİ TUTULUYOR
Her boyutta sürdürülen siyasi kadrolaşmaya nihayet 27.03.2012 tarihinde çerçeve yönetmelikte yapılan değişiklikle kılıf bulunmuş; istisnalar hariç, liyakatsiz, beceriksiz siyasi yandaşlara kadro dağıtılmasının yolu açılmıştı. Danıştay 5. Dairesi nezdinde açtığımız dava sonucu sınavsız olarak yapılan atamalar iptal edilmişti. SGK yönetimi maalesef buna da yeni bir kılıf uydurarak, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavına ek olarak sözlü sınav kriterini getirmiş, yandaş kayırmacılığında her yolu kendine mübah saymıştır.
Geçtiğimiz yıl içinde Kurumun internet sitesinde bir anket gerçekleştirilmiştir ancak ankete katılanlardan sicil numarası alınmıştır.
Ardından da bu çalışanların Kurum hakkındaki görüşleri sorulmuştur. Böyle bir anketin objektif olması bizlere çok da mümkün görünmemektedir. Türk Büro-Sen olarak bizler de Kurum çalışanları arasında bir anket gerçekleştirdik. Yaptığımız ankete 37 ilde toplam 3249 kişi katıldı. Ankete katılanların %86,6’sı Kurum yönetiminin adil olmadığını düşünüyor. %90,7’si hak ettiği unvanlara ulaşacağına inanmıyor.
%91,1’i atamalarda liyakat ve birikime önem verilmediği yönünde görüş bildiriyor. Yıl içinde yapılan il müdür yardımcılığı ve merkez müdürlüğü atamalarında, ankete katılanların %91,7’si atananların makamlarını hak etmediğini düşünüyor.
Çalışanlarının %90’ı görev yaptığı Kurumun adaletine inanmıyorsa, burada bir sorun olduğu açıktır.
Bu nedenle yetkililer, çalışanlarla ilgili bu sorunları mutlaka çözmelidirler.
SGK’nın yetersiz bilgi işlem tabanı nedeniyle, SGK İl Müdürlüklerinde vatandaşların kaliteli hizmet almalarına engel olmaktadır. SGK Yönetimi sistemi yönetemediği gibi kurumu da yönetmekten acizdir. SGK kurulduğundan bu yana sürekli başkan değişikliğine uğramış, halen bir çok makam da vekaleten yönetilmektedir.
SGK’nın kurumsallaşmasını önemsemekle beraber; kurum personelinin çalışma koşullarından mutlu olduğu, atamaların herkese eşit, adaletli yarışma sınavı ile yapıldığı bir kurum istiyoruz. Çalışanlara mobbing uygulamalarının yapılmadığı, kadrolaşmanın olmadığı, yandaş kayırmacılığının yaşanmadığı, kurumda eşitlik, adalet ve liyakatin hakim olduğu bir ortamda Sosyal Güvenlik Haftasını kutlamak isterdik. Bu duygu ve düşüncelerle, çalışanların mutlu olmadığı bir kurumda Sosyal Güvenlik haftasını kutlayamıyoruz.
SOSYAL GÜVENLİK HAFTASINDA SGK BAŞKANINDAN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
KONCUK: SGK PROBLEMLERİNİ ÇÖZEREK HALKIMIZA ETKİN HİZMET VERMELİDİR
Sosyal Güvenlik Haftasını kutlayarak sözlerine başlayan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Sosyal Güvenlik Kurumunun yaşayacağı her türlü sıkıntının toplumsal alana da yansıyacağını söyledi. Koncuk, “ Sosyal Güvenlik haftası nedeniyle konfederasyonumuza yapmış olduğunuz ziyaret bizleri memnun etmiştir. Bu ziyaret sizlerin hem kurumla hem de kurumlarla ilgili hassasiyetinizi göstermektedir. Sosyal güvenlik insanlarımızın açısından son derece önemlidir. Hizmetlerin verimli ve sistemli bir şekilde insanlara sunulmasında SGK’nın ciddi bir payı vardır. 3’lü yapının teke düşürülmesi sürecinde yaşanan problemlerin varlığını yakından biliyoruz, hala devam eden problemleri de biliyor ve görüyoruz. Ancak, biz inanıyoruz ki bu sorunlar da inşallah kısa zamanda çözülecektir.
Sosyal Güvenlik Kurumunda yaşanabilecek her sıkıntı toplumsal anlamda kendini gösterir. Sosyal güvenlik ülkelerin gelişmişliği ile alakalı bir göstergedir. Türkiye önümüzdeki süreçte edinilen tecrübeleri hayata geçirerek, problemleri çözerek sağlam bir sosyal güvenlik altyapısı oluşturmalı ve halkımıza çok daha kaliteli ve etkin hizmetler verebilmelidir.
Bu ülkenin en etkin sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Türkiye Kamu-Sen olarak sizlere elimizden gelen her türlü yardımı sunmaya hazırız. Bu çerçevede tekrar Sosyal Güvenlik haftasının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, ziyaretinizden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
İLHAN: ÇABAMIZ VATANDAŞLARIMIZA DAHA İYİ HİZMET VERMEK İÇİNDİR
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Yadigar Gökalp İlhan ise, Türkiye Kamu-Sen’in bugüne kadar kendilerine verdiği destek için teşekkür etti. İlhan, “ İşbirliği son derece önemli, diyalog çok önemli. Geçmişte de her türlü vesile ile görüşlerinize başvurma gayreti içinde olduk. SGK olarak vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerimizin etkinliği ve kalitesini artırmak adına çaba sarf etmekteyiz. Elbette eksik, hata ve yanlışlarımız olacaktır ama biz bu yaşanan problemleri sizlerin de katkısıyla çözme noktasında adımlar atmak arzusundayız. Ben tekrar şahsım ve kurumum adına Sosyal Güvenlik haftası nedeniyle bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum” dedi.
Ziyaretin ardından Soysal Güvenlik Kurumu Başkanı Yadigar Gökalp İlhan Genel Başkanımıza günün anısına bir şilt takdim etti. Genel Başkanımız İsmail Koncuk ise SGK Başkanı Yadigar Gökalp İlhan’a Türkiye Kamu-Sen’in nostaljik radyosunu armağan etti.
SGK Başkanı ve heyetinin Konfederasyonumuzu ziyaretinde Genel Başkan İsmail Koncuk’la birlikte , Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Haber-Sen Genel Başkanı Sedat Yılmaz, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci’de hazır bulundu.