Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 157

MÜLAKAT: KAMUDA KADROLAŞMANIN KILIFI

0

07 Nisan 2021, Çarşamba | 07:33

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

57. Hükümet döneminde, kamuda kadrolaşmanın önüne geçmek amacıyla kamuya personel alımlarının merkezi sınavla yapılmasına karar verilmişti.  Bu uygulama sayesinde kamuda çalışmak isteyen herkes, eşit şartlarda KPSS’ye girip, aynı sorulara cevap verip memur olma hakkına kavuşmuş, böylelikle kamuda torpil arama dönemi de kapanmıştı.

Yıllar içinde sistem son derece güvenilir bir yapıya kavuşmuşken FETÖ’nün, bu adil sistemi delmek amacıyla KPSS sorularını yandaşlarına dağıttığı ve binlerce mensubunu haksız yollardan kamu kurumlarına sızdırdığı ortaya çıktı.  Memurların siyasi düşüncesine, partilere yakınlığına, sendikal tercihine bağlı olarak ve hiçbir objektif kural gözetilmeden yapılan atamalar sonucunda ülkemizin kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir grubun ülkeyi ele geçirme girişimiyle karşı karşıya kaldık. Sınavlarda çekilen kopyalar, mülakatlardaki sübjektif yaklaşımlar, terfilerdeki adaletsizlikler sonucunda palazlanan yapı, bir süre sonra devletin varlığını dahi tehdit edecek boyutlara ulaştı. Bu dönemde sendikalarımıza üye olan kamu görevlileri sırf sendikal aidiyetlerinden dolayı olmadık muamelelere maruz bırakıldılar, türlü haksızlıklarla mağdur edildiler.  Yapılanlara göz yumulması nedeniyle kamu kurumları kendisine cemaat diyen terör örgütünün adeta arpalığı haline geldi.

15 Temmuz hain darbe girişimi bir kez daha kamu atamalarında adaletin sağlanamaması durumunda ülkemizin nasıl bir uçuruma sürükleneceğini göstermiş oldu. Bu alçak darbe girişimi; milletimizin, kamu görevlilerimizin, asker ve polisimizin büyük çoğunluğunun sağduyusu, üstün gayret, cesaret ve kahramanlığı neticesinde hezimetle sonuçlandı. Siyasi görüşüne bakılmaksızın herkes, bu dönemden sonra kamuda liyakatin sağlanması, adam kayırmanın önlenmesi ve objektif kriterlerin hayata geçirilmesi konusunda hemfikir oldu. 

Ne yazık ki atlattığımız bütün badirelere, mağdurlardan gelen bütün feryatlara rağmen mülakat sistemi üzerinde ısrarla duruluyor. Ülkemiz, böylesine ağır bir travmayı liyakatin yerle yeksan edilmesi ve belli görüşteki kimselerin palazlandırılması nedeniyle yaşadı. 17/25 Aralık sürecinden beri de bu yapının uzantılarından kurtulmaya çalışıyoruz.

Ne var ki, bütün gayretlerimize rağmen bir kesim, adil yollardan elde edemeyecekleri mevki ve kadroları, kanunları arkadan dolaşarak, yandaşlıkla ve hakkaniyeti yok ederek elde etme ısrarını sürdürüyor. Bir zamanlar FETÖ’nün kadrolaşma aracı, şimdi başka grupların ellerine geçmiş durumda. Kamu kurum ve kuruluşları, bazı sendikaların mevki ve kadro dağıttığı arpalık haline getirilmek isteniyor.

Öyle ki, daha önce de dile getirdiğimiz Gençlik ve Spor Bakanlığında yapılan mülakata 1341 kişi katılmış olup,  sendikamıza üye bir çalışanımız yazılı sınavdan 95 aldığı halde sözlü sınavda 60 alıyor. Buna karşın yazılı sınavdan 60 alan bir başka sendikanın üyesi mülakattan 95 alarak üyemizin yerine terfi ettiriliyor.

Aynı şekilde Emniyette çalışan sivil memurlar için yapılan mülakatta ise yandaş sendikanın bir Şube Başkanı yazılı sınavda 60 puan almış, mülakatta ise 100 tam puan verilerek sınava katılan diğer çalışanların hakkının yenmesine sebep olmuştur.  

Yine aynı şekilde Emniyetin mülakatında yazılı sınavdan 62 alan 3 kişiye 100 tam puan, 68 alan 1 kişiye 100 tam puan ve 65 alan 1 kişiye 95 puan verilmiştir.

Bunun neresi adalettir? Neresi hakkaniyettir? Neresi liyakattir?

Türk Büro-Sen olarak tarihi bir uyarı yapıyoruz: Ülkemiz toplumsal olarak derin bir ayrışmanın içine çekilirken bu kopuş kamuda mülakat eliyle gerçekleştirilmek isteniyor. Toplumları bir arada tutan unsur hak, adalet ve paylaşımdır. Hakkı tesis etmek, adaleti sağlamak ve her alanda adil bir paylaşım gerçekleştirmek idarecilerin en önemli görevidir. Sistemdeki en küçük bir aksaklık adaletsizliklere, haksızlıklara ve paylaşım sorunlarına yol açacaktır.  

Mülakatın adilane bir yöntem olmadığı yargı kararlarıyla açıktır. Bir mülakat komisyonunun kararının, bir başka komisyonda aynı olması garantisi yoktur. Ancak yazılı sınavın sonuçları her yerde aynı olur. Memurlarımız, kimseye minnet etmeksizin, herhangi bir sendikaya üye olmaya zorlanmaksızın, eşit şartlarda yazılı sınava girerek, görevinde yükselmek istemektedir. Bu eşitliği bozmak kimlerin işine gelmektedir?

Siyaset koridorlarında, bazı sendikaların kapılarında referans bulmaya yönlendirilen ve hasbel kader, sınavda başarılı olan kamu görevlilerimizin, kamu hizmetlerini hangi ruh hali içinde yerine getireceklerini tahmin etmek pek de zor olmasa gerektir.  Önümüzde doğru uygulamalar varken, birilerinin sistemi kokuşturmaya, her türlü suistimale açık bir şekle getirmeye çalışması; çalışanlarımızın bizden olanlar ve olmayanlar şeklinde ayrıştırmaya tabi tutulması son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.

Bununla birlikte yazılı sınavdan sonra yapılacak mülakatlara, açılan kadronun 3-5 katı sayıda kamu görevlisi çağırılmaktadır. Burada iki önemli sorun bulunmaktadır: Birincisi büyük umutlarla mülakata giren ancak başarısız olan çok sayıda personel ortaya çıkmakta, bu da kamu görevlilerinin motivasyonunu ve verimini düşürmektedir. İkincisi ise bu kadar çok kişiyi mülakat sınavına almak yoluyla yazılı sınav notu çok düşük olan kamu çalışanlarından kendilerine yakın buldukları kişiler için bir alan yaratma, yazılı notu düşük olan yandaşları mülakat aracılığıyla atama niyeti görülmektedir. Bu durum son derece sakıncalıdır ve mutlak surette düzeltilmelidir.

Kamuda liyakati esas alan bir yapılanma oluşturmak, adalet ve hakkaniyet içerisinde kariyer ilkesini işletmek zorundayız. Bugün, kamu hizmetlerini tarafsız ve adil bir şekilde yürütecek, liyakatli ve ehliyetli kamu çalışanı ve yöneticilere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Özellikle kamuda liyakat sisteminin yeniden tesis edilmesi, sözde olduğu gibi özde de kimsenin ötekileştirilmemesi, torpil mekanizmasının ortadan kaldırılarak hakkın ön plana çıkarılması esastır. Bunu sağlamanın yolu da kamudan mülakatı söküp atmak, yerine adaleti, hakkaniyeti ve objektifliği getirmektir.  Adaletin çalışma yaşamındaki birinci önceliği ise işin ehline verilmesidir. Ehil olmayanların bazı kadrolara yerleşmeleri sonucu toplumda güven kaybı doğuyor, adalet zedeleniyor. Kamu yöneticileri bu hassasiyetle hareket etmek ve bu mülakat belasından tüm çalışanlarımızı kurtarmak zorundadır.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI İLE GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KURUM İÇİ UZMANLIK SINAVLARI İÇİN TBMM VE BAKANLIKTA TEMASLARDA BULUNDUK

0

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Bayram Ali Oymak ve Ankara 2 Nolu Şube Başkanımız Türkeş Güney ile 06.04.2021 tarihinde TBMM’de MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ı ziyaret etti.

Bilindiği üzere Sendikamız, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığında Kurum içi Uzmanlık sınavı açılması için büyük mücadele vermiş, konuyla ilgili kanun teklifi hazırlayarak MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay önderliğinde TBMM’ye sunmuş ve sonucunda teklifimiz kabul edilerek, sınavların açılmasıyla ilgili kanun çıkmıştı.

Ancak bir Sendikanın Danıştay’a açtığı dava sonucunda Gelir İdaresi Başkanlığı 22 Mayıs 2021 tarihinde yapılacak olan sınavı iptal ettiğini duyurdu. Genel Başkanımız Osman Eksert de konuyla ilgili olarak tekraren MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ı ziyaret ederek, “Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı personeline yönelik kurum içi uzmanlık özel sınavı ile ilgili yürütmenin durdurulmasına yönelik mahkeme kararı nedeniyle, Maliye çalışanlarının mağdur olmaması sınavların biran önce yapılması” hususunu aktardı.

MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay ise “Kurum içi özel uzmanlık sınavlarıyla ilgili kanun çıkarılmasında en fazla emek ve gayret sarf edenin kendisi olduğunu” belirterek; “Mahkeme kararı ile maliye çalışanlarının zarar görmesine müsaade edilmeyeceğini, bu sınavların mümkün olan en kısa zamanda yapılması için gerekli girişimlerde bulunacağını” söyledi.

Genel Başkanımız beraberindeki heyet ile daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürü Mehmet Karaman ile yaptığı görüşmede, Kurum içi Uzmanlık Özel sınavlarına ilişkin mahkeme kararı sonrası çalışanların mağdur olmaması noktasında gerekli çalışmaların yapılması talebimizi aktardı.

Personel Genel Müdürü Mehmet Karaman ise, Söz konusu karara yasal itirazın geciktirmeden yapıldığını, çalışanların asla mağdur edilmesine müsaade etmeyeceklerini, en kısa zamanda sınavların yapılmasına yönelik çalışmaların aksatılmadan devam edeceğini, belirtti.

Türk Büro-Sen olarak konunun takipçisi olmaya devam edeceğimizi bildiririz.

MAAŞ ZAMMI ENFLASYONA YENİLDİ, MEMURLAR EKONOMİK ÇIKMAZDA

0

05 Nisan 2021, Pazartesi | 16:24

“TÜİK, mart  ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre mart ayında TÜFE %1,08 yükseldi. Yılın ilk üç ayında enflasyon %3,7 olurken, yıllık bazda %16,19 olarak belirlendi. 

Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ilk altı ayı için yapılan maaş artışı %3  iken aynı dönemde enflasyonun %3,7 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %0,7 eridiğini de ortaya koydu.  

Böylece mart  ayı  dikkate alındığında maaşların daha yılın ilk 3 ayında net %0,70  eridiği ortaya çıktı. Sadece enflasyon kaynaklı bu erime aylık ortalama 34 TL olarak belirlendi. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği de bir kere daha görüldü.    

Memur ve emeklilerimiz her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalıyor. Enflasyon farkı ödemesini bir lütufmuş gibi gösteriyorlar. Oysa enflasyon farkı, olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Eğer her maaş döneminde enflasyon farkı veriliyorsa bu, ‘her dönem sonunda sıfır zam alıyoruz; dönem içinde de maaşlarımız sürekli eriyor’, demektir. Son 10 yıldır memur ve emeklilerimizin yaşadığı durum budur. 

Tüm dünya bir buçuk yıldır bir de salgın hastalık belasıyla karşı karşıyadır. Bu şartlar altında tüm vatandaşlarımızın, memur ve emeklilerimizin her anlamda sağlıklı bir yaşama kavuşturulması gerekiyor. 

Ramazan ayında alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bayram ikramiyesi konusunda yaşanan adaletsizliğin giderilmesi noktasında sorunları çözecektir.”

KAHVECİ: HİÇ KİMSE MAZİDE KALMIŞ KÖTÜ TECRÜBELERİ CANLADIRMAYA KALKMAMALIDIR

0

04 Nisan 2021, Pazar | 12:43

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 103 emekli amiralin yayınladığı bildiriye ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

“Hiç kimse, mazide kalmış kötü tecrübeleri canlandırmaya, eski alışkanlıkları ve hastalıkları hortlatmaya cüret etmesin” diyen Genel Başkan Kahveci, “Devletimiz ve demokratik cumhuriyetimiz en kıymetli hazinemizdir” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci açıklamasında şu satırlara yer verdi;

“103 emekli amiral, gece yarısı operasyonu ile muhtıra tarzında bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiri, darbe dönemlerinden aşina olduğumuz tehditler içermekte, ülkemiz demokrasisi için hiç de arzu edilmeyecek tehlikeleri içinde barındırmaktadır. 

Halihazırda devletimiz, milletimizin kahır ekseriyetinin teveccühleriyle göreve gelmiş bir iktidar tarafından idare edilmektedir. Bu yolla milli irade devlet idaresinde vücut bulmuştur. Milli iradeye karşı olacak şekilde, siyasi tartışmalardan malzeme üretip devletimizi yeni bir kaos ortamına sürüklemeyi amaçlayan bu bildiriyi reddediyoruz. 

Hiç kimse, mazide kalmış kötü tecrübeleri canlandırmaya, eski alışkanlıkları ve hastalıkları hortlatmaya cüret etmesin. 

Milletimiz müsterih olsun: Ana vatan da Mavi vatan da Gök Vatan da Kahraman Ordumuzun kanatları altında güven içindedir. Bilinmelidir ki, milletimizin bu topraklarda ilelebet huzur içinde yaşaması için Türkiye Cumhuriyeti’nin kanla çizilmiş sınırları ve elde edilmiş egemenlik hakları vaz geçilmez değerlerimizdir. Devletimiz ve demokratik cumhuriyetimiz en kıymetli hazinemizdir. Kadim kültürümüz, inançlarımız ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu bilimsel düşünce sistemi hedefe varmak için olmazsa olmaz ilkelerimizdir.  

Kahraman ecdadımızın ve evlatlarımızın kanları ve canlarıyla elde ettiği değerlerimize, hazinelerimize ve ilkelerimize kast edenler, milli iradeyi yok sayarak vesayetçi anlayışa öykünenler geçmişte olduğu gibi bugün de hak ettikleri muameleyi göreceklerdir”

DANIŞTAY, İSTİSNAİ MEMURLUKLARDA GÖREV YAPAN PERSONELİN GYS KAPSAMINDAKİ KADROLARA SINAVSIZ ATANMASININ HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNU ONADI

0

01 Nisan 2021, Perşembe | 10:03

Sendikamızca, Sayıştay Başkanlığı Sosyal ve Eğitim Tesisleri Müdürlüğüne Yazı İşleri Müdürü olarak atanan personelin atanma şartlarını haiz olmadığı ve bu kapsamda dava konusu atama işleminin iptali talebiyle dava açılmıştı.

Ankara 17. İdare Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde, mahkemece, “görevde yükselme kapsamında bulunmayan istisnai memurluklara sınavsız atama yapılacağı açıktır. Ancak, istisnai memurluklarda görev yapan veya daha önce yapmış olanların, görevde yükselme veya unvan değişikliği kapsamında bulunan (yönetmelik kapsamındaki) kadrolara sınavsız atanabileceklerine ilişkin bir düzenlemeye, Sayıştay Yönetim Mensuplarının Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde bu yönetmeliğin dayanağı yasada ve genel yönetmelikte yer verilmemiştir.şeklinde değerlendirme yapılmış olup; Mahkemenin 17.05.2016 tarih, 2015/3032 E. ve2016/1184 K. sayılı kararı ile atama işleminden önce veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapmakta iken, istisnai memurluk statüsünde bulunan özel kalem müdürlüğüne atanmış olan M.T’nin, istisnai memurluklar arasında sayılan özel kalem müdürlüğü görevinden naklen atama yoluyla Sayıştay Başkanlığına yazı işleri müdürü olarak atanmasının, istisnai memurluklarda görev yapmış olanların, görevde yükselme ve unvan değişikliği kapsamında bulunan kadrolara sınavsız atanması anlamına geldiği, anılan yönetmelik hükümlerinde ve dayanağı yasa ile genel yönetmelikte istisnai memurluk kadrolarında bulunanların sınav koşulu aranmaksızın görev ve unvan değişikliğine tabi kadrolara atanmalarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, istisnai memurluğun naklen atamalarda herhangi bir sınıf için kazanılmış hak oluşturmayacağı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

İş bu karar davalı idarece temyiz edilmiş olup, Danıştay 2. Dairenin 18.02.2020 tarih,2016/ 15672 E. ve 2020/968 K. sayılı karar ile, idarenin temyiz isteminin reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararını görmek için tıklayınız.

BİZİM GÜNDEMİMİZ KILIK KIYAFET DEĞİL, MEMURA EK ZAM VERİLMESİDİR

0

31 Mart 2021, Çarşamba | 10:39

Sendikamız 30.03.2021 tarihinde Ankara Şube Başkan ve Şube Başkan Yardımcıları ile düzenlediği toplantıda Sendikamızın yetki dönemine yönelik çalışmaları hakkında istişarede bulundu.

Toplantıya Konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mustafa Tümer, Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Aslan, Bayram Ali Oymak, Kadir Polat, Vedat Ulu ve Gürkan Orhan da katıldı.

Genel Başkanımız Osman Eksert konuşmasında, “Sendikamızın yetki dönemi ve toplu sözleşme masasına yetkili olarak oturmak için belirlemiş olduğu hedeflerimizden sapmadan, önümüzdeki yaklaşık 1,5 ayı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Biz memurlarımızın yandaş Sendikaların elinde daha fazla heba olmasına göz yumamayız. Bunun için Edirne’den Kars’a kadar tüm illerimizde bütün memurlarımıza ulaşacağız. Faaliyetlerimizi anlatacağız, sorunlarına çare arayacağız. Her bir memurumuzu Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’imizin birer ferdi yapacağız. Toplu Sözleşme masasına bizlere verdikleri yetki ile oturup, hak nasıl alınır, herkese göstereceğiz. Memurlarımızın ekonomik ve sosyal haklarının korunup geliştirilmesi için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Ayrıca buradan bir müjde vermek istiyorum teşkilatımıza, Allah’ın da izniyle Ankara’da yeni bir Şube oluşumuna giriyoruz. İşkur’da kurmayı düşündüğümüz Şubemiz tüm memurlarımıza hayırlı olsun” dedi.

KAHVECİ: BİZİM GÜNDEMİMİZ KILIK KIYAFET DEĞİL, MEMURA EK ZAM VERİLMESİDİR

Kamu Personel Danışma Kurulu Toplantısı sonrasında programımıza katılan Konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci toplantı hakkında bilgilendirme yaptı:

Yapılan bu toplantılar bizim Sendikal mücadelemize güç katacaktır, diyen Kahveci; Türkiye Kamu-Sen ülke ve idealleri olan insanların bir araya geldiği, hak arama mücadelesinin verildiği kurumsal bir yapıdır. Mutlu Türkiye ideali için sadece memurlarımızın değil 83 milyon vatandaşımızın refahını düşünen bir Konfederasyonuz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyetler idealinin takipçisiyiz. Tüm toplumu kucaklayan Sendikal anlayışımızla ilerlediğimiz bu yolda, gücün arkasına sığınanların bizi bu yoldan döndürmesi mümkün değildir.

Çalışanların yanında olduğumuzu her alanda olduğu gibi KPDK masasında da tüm memurlarımıza hissettirdik. KPDK her ne kadar istişari bir ortam da olsa, çalışanların sorunları için çözüm üretmeye engel değildir. Geçen yıl yapamadığımız toplantıda gündem 4688 sayılı kanun, Görevde Yükselme Yönetmeliği ve Kılık Kıyafet Yönetmeliğiydi. 3 milyon kamu görevlisi ve 1,5 milyon kamu görevlisinin tüm sorunları çözülmüş gibi kılık kıyafet konusunu masaya getirmeye hiç utanmadılar. Bu konuya itirazımıza dayanamadılar ve bu toplantıda gündeme alınmadı. Çünkü ne Türkiye Kamu-Sen’in ne de memurlarımızın gündemi kılık – kıyafet değildir.

Türkiye Kamu –Sen’in gündemi “Ek Zam”dır. Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar memurlara ve emeklilere Ek zam verilmesini mecbur bırakmıştır. Enflasyon artmış, alım gücü düşmüştür. Türkiye Kamu-Sen ek zam için Ocak ayında sahaya inmiştir. 2020 yılında alınan ücret artışının ardından yıl sonu enflasyonu %14,6 olmuştur. Memurun harcama kalemlerine baktığımız zaman maaşlarının %65’ini barınma ve gıdaya harcadığı ortadadır. Döviz kuru üzerinden baktığımızda ise ortalama memur maaşı ile 2013 yılında 1049 dolar, 2018 yılında 760 dolar alınırken, 2020 yıl sonu itibariyle bu rakam 560 dolara kadar gerilemiştir. Bu şartlar düşünüldüğünde ek zam verilmesi ve 2020 yılından gelen kayıpların telefi edilmesi gerekmektedir. ARGE merkezimizce yapılan çalışmalarda belirlenen 8200 TL yoksulluk sınırının tüm çalışanların maaşlarında alt sınır olması idealimizdir. Oransal olarak belirtmek gerekirse en az %20 zam yapılmalıdır. Ek zam konusu çözülmeden bize Toplu Sözleşmede hedeflenen enflasyon üzerinden verilecek hiçbir zammı kabul etmemiz mümkün değildir. Memura verilecek ek zam ile ekonomi de canlanacaktır. Ekonomiyi canlandırmanın yolu budur”

 

KAHVECİ: SÖZLEŞMELİLERE KADRO VE BAYRAM İKRAMİYESİ TALEBİMİZDEN VAZGEÇMEYİZ

Taleplerimize de değinen Önder Kahveci “Sözleşmeli memurlarımıza kadro verilmesi toplantının ana konusuydu. İş güvencesiz, ailelerden uzak bir çalışma sisteminin kamuya nasıl bir yararı olabilir. Ailenin korunması anayasal güvence altındadır. Aile bütünlüğünü sağlayan personel istihdamına ihtiyacımız var. Bunun için sözleşmeli istihdam kaldırılmalı ve tüm çalışanlara kadro verilmelidir.

Görevde Yükselme Sınavlarında yaşanan olumsuzluklar hepimizin malumudur. Liyakatın esas alındığı bir Yönetici atama yönetmeliğine ihtiyacımız vardır. Yine yıllarca sınav açmayan ve vekalet ile yönetilen kurumlar var. Bunun önüne geçmek için tüm kurumlarımızda en çok 3 yılda bir Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı açılması talebimizde KPDK’da kabul edilmiştir.

Mülakat ise kamunun kanayan başka bir yarasıdır. Kime neye göre puan verildiği belli değildir. Gerekirse merkezi sınav sistemi ile atama yapılmalıdır. Vatandaşların ve çalışanların kamu ya olan güvenleri sarsılmamalı, hak ve adalet duygusu zedelenmemelidir. Yazılı sınavda yüksek puan alanların mülakat ile puanlarının düşürülmesi, kamuya olan güveni zedelemektedir.

Vergide adaletin sağlanması için memurlarımızdan peşin kesilen gelir vergisinin %15 e sabitlenmesi gerekmektedir. Ocak ayında alınan maaşı, Aralık ayında alamıyor memurlarımız. Böyle bir ücret politikası olamaz.

Yardımcı Hizmetliler artık kamuda, memurluk işi yapmaktadır. Çoğu da üniversiteden mezun oldu, onlara da GİH kadrosu verilmelidir.

Bayram ikramiyesi almayan tek kesim memurlardır. Memurlarımıza da artık bayram ikramiyesi verilmelidir. Ramazan Bayramı için bu müjdeyi bekliyoruz.

Bir diğer önemli konu ise 4688 sayılı Sendikalar kanunudur. Biz bu kanun ile ilerleyemiyoruz artık. Toplu Sözleşme düzeni değişmeli, aileleri ile birlikte yaklaşık 20 milyon kişiyi ilgilendiren politikalar 2 kişinin dudağına bırakılmamalıdır. Toplu Sözleşmede çoğunluğun imzası aranmalı, Konfederasyonlara itiraz hakkı verilmelidir. 430 bin üyemiz adına itiraz yetkimiz olmalıdır.

Memurlarımıza da Grev ve siyaset hakkı verilmelidir.

Bizim taleplerimiz memurlarımızın gündeminden oluşurken,  yandaş Sendikanın yine iki konusu vardı dayanışma aidatı ödenmesi ve Türkiye Kamu-Sen’in masada olmaması. Öncelikli olarak Toplu Sözleşmeden faydalanabilmek için Dayanışma aidatı ödenmesi düzenlemesi yapılması, diğer sendikalara hiçbir yaşam şansı tanımamaktadır ve bu uygulamayı iç hukukta iptal eden bir çok emsal karar bulunmaktadır. İkinci olarak biz o masaya kanundan ve 430 bin üyemizden aldığımız güç ile oturuyoruz. Yasal haklarımızı kimse engelleyemez. Ancak onların korkularının sebepleri, masada yaptıkları yalan yanlış işlerin ifşa edilmesidir. Türkiye Kamu-Sen’i bu yüzden istemiyorlar. Bunlar beyhude taleplerdir. Kimse bizi o masadan kaldıramaz. Bizim mücadelemiz devam edecektir. Sendikamız Türk Büro-Seni ve hizmet kolumuzdaki tüm Sendikaları yetkili yaparak masaya oturacağız” dedi.

KPDK TOPLANTISINDA SÖZLEŞMELİLERE KADRO İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM ATILDI

0

30 Mart 2021, Salı | 19:37

Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Mart ayı toplantısı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Reşat Moralı toplantı salonunda gerçekleştirildi.

 

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci’nin de hazır bulunduğu toplantının gündeminde sözleşmeliler ve görevde yükselme konuları değerlendirildi.

Toplantının açılışında konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kamu görevlilerinin sorunlarını konuşmak ve çözme noktasında önemli bir işlevi olan Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısının hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. 

Toplantının açılışında konuşan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci kamuda çözüm bekleyen birçok soruna değinerek, Türkiye Kamu-Sen olarak sunduğumuz çözüm önerilerini aktardı. 

Sözleşmeli personele kadro, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği, Memurlara yapılan ek ödemelerin emekliliğe sayılması, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kamu çalışanlarının şehit sayılması, kamu çalışanlarına ek zam, gelir vergisi dilimlerinin sabitlenmesi, 3600 ek gösterge düzenlemesinin hayata geçirilmesi, 4688 sayılı kanunda yapılması gereken düzenlemeler, mülakat sisteminin sona erdirilmesi, yardımcı hizmetler sınıfı personelinin talepleri ve kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi gibi konulara ilişkin görüşlerini açıklayan Genel Başkan Önder Kahveci, taleplerin gerekçelerini de bir rapor halinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk’a sundu.

 

Kamu görevlileri ve emeklilerin maaşlarında meydana gelen erime ek zam ile telafi edilmelidir

Kahveci, konuşmasının başında yaşanan ekonomik gelişmelerin altını çizerek, kamu çalışanlarına “ek zam” konusunun mutlaka değerlendirilerek hayat geçmesi gerektiğini belirterek, “son ekonomik gelişmeler değerlendirildiğinde yapılan maaş zamları, kamu çalışanlarını bırakın enflasyondan korumayı her geçen gün maaşlarının erimesine neden oluyor. Kamu çalışanlarının harcama kalemlerinde artışlar devam ederken, maaşlarda ciddi kayıplar yaşanıyor. Kamu çalışanının maaşının yüzde 65’i sadece kira ve barınmaya gidiyor. Kamu çalışanları reel olarak kayıp yaşıyorlar. Kamu görevlilerine ek zam yapılması artık zorunlu olmuştur. Esnafa da can suyu olacaktır. Ek zam talebimizi geçtiğimiz eylül ayından beri dile getirdik. Gerçekleşen enflasyon üzerinden refah payı uygulamasının gelmesi gerekir. Başka türlü bu girdaptan kurtulamayız.” Dedi.

 

Kamuda farklı statüde istihdam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır

Kamu kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli çalışma sisteminin adil olmadığını kaydeden Kahveci, özellikle Belediyelerde çalışanların iş akitlerinin keyfiyete bağlı sona erdirilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti ve konuşmasına şu şekilde devam etti; “Kamu kurum ve kuruluşlarımızda farklı statüler altında yürütülen istihdam politikaları ciddi haksızlık yaratıyor. Daha önceki yıllarda doğru bir karar verilerek sözleşmeliler kadroya alınmış idi. Tüm personelimizin 657 sözleşmeli kanuna tabi olarak kadrolu memur olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Belediyelerde de sözleşmeli çalışanların keyfi uygulamalarla iş akitlerinin sonlandırılmasının önüne geçilmelidir. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için farklı statüde çalışanların bir an önce tek başlık altında kadroya alınması gerekmektedir.”

4/C’den 4/B’ye geçenler ile ilgili yaşanan sıkıntılara da değinen Kahveci, sadece isim değiştirerek var olan sorunların ortadan kalkmadığına işaret etti. 4/B’li çalışanların mahkeme kapılarında haklarını aradıklarını söyleyen Genel Başkanımız, “bu konu mahkemelerden çalışanların lehine kararlar alınarak çözülmektedir. Mahkemelerimizi gereksiz yere meşgul etmemek gerekir. Bu yüzden ilgili yasal zeminin oluşturularak çalışanlarımızı da mahkeme kapılarından kurtarmak lazım” dedi.  

 

Görevde yükselme ve unvan değişiklikleri için “yönetici akademisi” kurulsun

Kamu kurumlarında görevde yükselme ve unvan değişikliği konusunda mülakat sistemi nedeniyle ciddi haksızlıkların yaşandığına dikkat çeken Genel Başkanımız, “görevde yükselme ve unvan değişikliklerine dair düzenleme konusu çok önemlidir. Mülakat sisteminin hakim olduğu bir yapının hakkaniyetli olması mümkün değildir. Yazılı sınava tabi tutularak görevde yükselme ve unvan değişikliği konusunda değişiklik yapılmalıdır. Sağlıklı bir yönetmelik çıkarsa çalışma barışına ciddi katkı sağlayacaktır. Merkezi sınav ve güvenlik soruşturması ile atama yapılabilir. Türkiye Kamu-Sen olarak bu konuda “yönetici akademisi” oluşturulabilir diyoruz. Buralarda yönetici yetiştirilebilir. Böylelikle kamu kurumlarında hak edenlerin hak ettiği mevkilere eğitim verilerek yerleştirilmesi sağlanabilir” dedi. 

 

657 sayılı kanunda liyakat ve ehliyet esaslı değişiklikler yapılmalıdır

Kahveci, Kamu personel sisteminde kariyer ilkesine uygun olarak personel atamalarında kişilerin eğitim, bilgi ve becerilerine uygun kadrolara atanması için gerekli düzenlemenin ilgili kanunda yapılmasını talep etti.

 

4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları ve toplu sözleşme kanunundaki aksaklıklar giderilmelidir

Konuyla ilgili açıklama yapan Kahveci, “4688 sayılı Kanunun birçok maddesinden dolayı hem kamu sendikacılığı hem de sendika yöneticileri mağdur olmaktadır. Kanunun eksikliği en son yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde bir kere daha ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bir komisyon oluşturulmalı ve başta toplu sözleşme kapsamı ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na itiraz hakkı olmak üzere uluslararası sözleşmelerle çelişen ve demokratikleşmenin önünde engel teşkil eden hususlar düzeltilerek, kamuda çağdaş bir sendikal örgütlenmeyi sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır” dedi. 

 

Vergi adaletsizliği son bulmalı, vergi dilimleri yeniden düzenlenmelidir

“Daha adil bir gelir dağılımı için gerekli düzenlemeleri yapmak sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir” şeklinde konuşan Genel Başkan, “Ülkede tasarruf yapma imkânına sahip olmayan ve gelirinin tamamını geçimini sağlamak için harcayan kesimin milli gelirden hak ettiği payı alabilmesi ise adil bir vergi ve ücret politikasıyla mümkündür. Devlet, vergiler yoluyla çok kazanandan aldığı vergileri, ücretsiz ya da ucuz kamu hizmeti ve sosyal yardım olarak vatandaşlara sunarken milli gelirin dağılımında adaleti de sağlamış olur” dedi.

 

2018 yılında verilen sözün gereği yerine getirilmeli, 3600 ek gösterge rakamları yeniden belirlenmeli, 3600 ek gösterge alamayan personelin de bu uygulamadan faydalanması sağlanmalıdır

2018 yılı seçimleri öncesinde dile getirilen ek gösterge değişikliği bütün kamu görevlilerini kapsayacak şekilde ele alınması gerektiğini kaydeden Kahveci, “ Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personel başta olmak üzere ek göstergeden faydalanamayan personele ek gösterge verilmeli ve ek göstergeler hiyerarşik düzene göre yeniden belirlenerek, idareciler başta olmak üzere ek gösterge farklılıkları giderilmelidir” dedi.

 

Kamuda mülakata dayalı atama ve görevde yükselme işlemlerinden vazgeçilmelidir

“1999 yılında yapılan reformsal nitelikteki değişiklikle Şube Müdürlüğü, Şef ve daha alt düzeydeki kadrolara yapılacak atamalar için Görevde Yükselme eğitimine katılma ve bu eğitim sonunda ÖSYM veya MEB Ölçme ve Değerlendirme Merkezince yapılacak sınavda başarılı olma şartı getirilmiştir” diyen Kahveci; hizmet süresi, sicil, disiplin yönünden değerlendirme yapılmadan ve görevde yükselme eğitimi almadan hiç kimsenin bu tür kadrolara atanamayacağını belirtti. 

 

Yardımcı hizmetler sınıfındaki personel bir defaya mahsus genel idare hizmetleri sınıfına alınmalıdır

Kahveci, “yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil personelin büyük çoğunluğu idari hizmetlerde, masa başı işlerde görevlendirilmektedir. Fiiliyatta zaten mevcut olan bu durumun yasal bir zemine taşınması, çalışma hayatında karşı karşıya kalınan bu hukuki ayrımcılığın giderilmesi amacıyla Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesi sağlanmalıdır” dedi. 

 

Memurlara yapılan bütün ek ödemeler emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasında esas alınmalıdır

Kahveci konuşmasında, başta emekli aylığı bağlama oranlarının düşürülmesi olmak üzere birçok alanda kamu görevlilerinin hakları kısıtlanmış ancak emekli maaşına esas kazanç ve emekli ikramiyesi hesaplamasında temel alınan kıdem yılı açısından kamu görevlileri adına ortaya çıkan adaletsizliğin giderilmediğine işaret ederek, bu haksızlığın son bulmasını istedi. 

 

Tüm memur, sözleşmeli ve geçici personel ile bunların emeklilerine dini bayramlar öncesinde bayram ikramiyesi verilmesi sağlanmalıdır

Kamuda memurlar dışında tüm personele ve emeklilere bayram ikramiyesi ödendiğini belirten Genel Başkan Kahveci, “Bu haktan faydalanamayan tek kesim memurlardır. Bu durum büyük bir adaletsizlik yaratmaktadır. Her ne ad altında olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsü dışında çalışan tüm memur, sözleşmeli ve geçici, vekil gibi personele Ramazan ve Kurban bayramları öncesinde bayram ikramiyesi verilmelidir” dedi. 

 

Covıd-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve kamu görevlileri şehit statüsünde değerlendirilmelidir

Bütün dünyanın küresel COVID-19 salgını ile mücadele ettiğini belirten Kahveci,  “bugüne kadar milyonlarca insan virüse maruz kalmış, yüz binlercesi de hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden çalışanlarımızın vazife malulü sayılmaları için COVID-19 mesleki hastalık veya iş kazası olarak tanımlanmalıdır. Bu konuda SGK bir düzenleme yapmalıdır” dedi.

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci, konuşmasının ardından tüm konuları ve kamuda çözüm önerilerini içeren raporu Bakan’a sundu. 

Toplantı sonunda görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının kurumlarda üç yılda bir yapılmasını zorunlu hale getirecek yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesi ve sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi için gerekli yasal düzenlemenin belirlenmesine yönelik taraflardan oluşan komisyon kurulmasına karar verildi. Sözleşmelilerin kadroya alınması için komisyon çalışmalarına hemen başlayacak. 

DENİZLİ, AYDIN, MUĞLA VE İZMİR’DE ÜYELERİMİZ İLE BULUŞTUK

0

30 Mart 2021, Salı | 08:53

Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Ali Oymak ve Nebi Yay 22 – 26 Mart 2021 tarihleri arasında Denizli, Aydın, Muğla ve İzmir’de hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

Şube Başkanlarımız ve Şube Başkan Yardımcılarımızın da Genel Başkan Yardımcılarımıza eşlik ettiği ziyaretler kapsamında Adliyeler, Vergi Daireleri, Nüfus Müdürlükleri ve hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışan memurlar ziyaret edildi. İzmir ziyaretlerine Genel Başkanımız Osman Eksert de katıldı.

 

Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi verilen ziyaretlerde, Sendikamıza katılımlar sağlandı.

 

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ ISPARTA VE BURDUR’DA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDU

0

29 Mart 2021, Pazartesi | 10:58

Genel Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Aslan ve Kadir Polat 22 – 26 Mart 2021 tarihleri arasında Isparta ve Burdur’da hizmet kolumuza bağlı kurumlara Sendikal faaliyetler kapsamında ziyaretler gerçekleştirdiler.

 

Isparta – Burdur Şube Başkanımız, Şube Başkan Yardımcılarımız ve Burdur İl Temsilcimizin de Genel Başkan Yardımcılarımıza eşlik ettiği ziyaretler kapsamında hizmet kolumuza bağlı kurumlara gidilerek, çalışanların sorunları yerinde tespit edildi. Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi veren Genel Başkan Yardımcılarımız, Burdur Valisi Ali Arslantaş’ı da ziyaret ettiler.

 

Ziyaretlerde Sendikamıza katılımlar sağlandı.

 

TÜRKİYE KAMU-SEN MUĞLA BÖLGE İSTİŞARE TOPLANTIMIZ COŞKUYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

0

27 Mart 2021, Cumartesi | 14:35

Konfederasyonumuz Genel Başkanı Önder Kahveci, Genel Başkanımız Osman Eksert ve sendikalarımızın Genel Başkanları Muğla Bölge İstişare Toplantısı çerçevesinde teşkilatımızla bir araya geldi.

 

Koronavirüs tedbirlerine uyularak gerçekleştirilen toplantımıza Muğla, Aydın ve Denizli illerimizden teşkilat yöneticilerimiz katıldı. Bölge İstişare toplantımızda yetki dönemi ve bu yıl yapılacak olan toplu sözleşme ve izlenecek yol haritasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

 

İL TEMSİLCİSİ ÖZATA: HAK MÜCADELEMİZ YILMADAN DEVAM EDİYOR

 

Muğla İl Temsilcimiz Mürsel Özata toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Genel Başkanımız ve sendikalarımızın kıymetli Genel Başkanlarını bugün Muğla’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Alanda yaptığımız çalışmalar tüm hızıyla devam ederken kamu çalışanlarının mutluluğu ve huzuru için mücadelemizi devam ettiriyoruz. Türkiye Kam-Sen bayrağını bölgemizde dalgalandırmak ve memurlarımızın yaşadıkları problemleri en aza indirgemek adına gece gündüz onlarlayız. Amacımız bölgemizde ve ülke genelinde yetkiyi almak, masaya Türkiye Kamu-Sen’in mührünü vurmaktır.” Dedi.

 

ÖNDER KAHVECİ: SENDİKAL MÜCADELEMİZİ GÜÇLÜ TUTACAĞIZ

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci ise konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Yaklaşan yetki dönemi ve Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme görüşmelerini değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “Yetki dönemi ve  Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme dönemine girdiğimiz şu dönemde sendikal çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Teşkilatımız alanda çalışmalarını hem Covid-19 hem de sarı sendikaya karşı durmaksızın devam ettiriyor. Artık memurlarımızın ve emeklilerimizin 2 yıl daha kaybetmeye tahammülü kalmadı. Geride kalan 5 dönem toplu sözleşmede atılan imzalar ve yaşattıkları kayıplar hepimizce malum. Son toplu sözleşme de %4+4, 3+3’e “Biz imza atmadık, hakem kurulunun kararı” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. 

 

Geçtiğimiz hafta Antalya’dan bir çağrı yapmış ve “Hükümet bu sene tahmini enflasyon üzerinden bir zam oranı ile masaya oturmasın. Türkiye Kamu-Sen gerçekleşen enflasyon üzerinden kamu çalışanlarına zam yapılmasını talep etmektedir” demiştim. Şimdi bu çağrıyı bir kez daha Muğla’dan yapıyorum.  Ağustos ayında oturacağımız masaya kimse tahmini enflasyon oranı ile gelmesin. Biz gerçekleşen enflasyon üzerinden zam ve refah payı uygulamasının yeniden hayata geçmesini istiyoruz. En öncelikli talebimiz budur” dedi. 

 “Gelin birlikte hareket edelim, bütün konfederasyonlar ortak bir yol belirleyelim” çağrısında bulunurken, onlar “Masada Kamu-Sen olmasın” dediler. Kimse kusura bakmasın. Türkiye Kamu-Sen o masada birilerinin lütfu ile değil kanunda aldığı yetki ve 420 bin üyesinin gücüyle oturmaktadır. Geride kalan kayıp dönemleri bir kez daha yaşamamak için kamu görevlileri bu yıl bütün hizmet kollarında yetkiyi Türkiye Kamu-Sen’e vermelidir. İşte bu gerçekler ışığında siz değerli teşkilat yöneticilerimizle hem Covid-19 ile hem de sarı sendika ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Kamu görevlilerimizin yaşamış olduğu sorunlara da çözüm üretme noktasında gayret ve çabamızı göstereceğiz. Yani sendikal mücadelemizi güçlü tutacağız. Bizi susturmaya çalışsalar da biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. 

 

Biz;

Hak aramada ilkeli ve cesur sendikacılığın tek adresiyiz. Adalete, hakka, hukuka ve evrensel insan haklarına inanıyor, tüm insanların bu değerleri sahiplenmesi için mücadeleyi önemle vurguluyoruz. 

 

Her alanda olduğu gibi, sendikacılıkta da ahlakı savunuruz. Olaylara yaklaşım tarzımız, taşıdığımıza inandığımız ahlaki değerlerimizle asla çelişmez. Milli ve manevi değerlerimize sımsıkı bağlıyız. Bu değerlerin tartışılmasına asla izin vermeyiz. Bu ülkede ve bu coğrafyada yaşayan, etnik kökeni ne olursa olsun tüm insanlara saygı ve hizmet, değişmez hedefimizdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü esas alan TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK VATAN, TEK BAYRAK VE TEK DİL ülküsünü tavizsiz savunan tek sendikayız.

 

KAHVECİ: KAYIPLARIMIZ TELAFİ EDİLSİN, BUNUN İÇİN EK ZAM İSTİYORUZ

 

“5 dönemdir yaşanan kayıplarımız ortada. Memurun ve emeklilerin alım gücü her geçen gün daha da azaldı. Bu kayıpların telafi edilmesi için bugüne kadar defalarca çağrıda bulunduk, basın açıklamaları ve eylemler yaptık. Bugün yine bir kez daha söylüyorum, memurun geçmişe yönelik kayıpları telafi edilsin, en kısa zamanda memura ek zam verilsin. Yapılacak bu iyileştirme aynı zamanda ekonomiye de bir hareket kazandıracak, çarşı, pazar ve esnafın yüzü de gülecektir. Memur ek zam konusunda müjde beklemektedir”

 

TÜRKİYE KAMU-SEN’İN KPDK GÜNDEMİ BELLİDİR 

 

“Geçtiğimiz günlerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk ile bir araya geldik. Kendisiyle özellikle sözleşmelilere kadro, bütün kamu çalışanlarının merak ve heyecanla beklediği 3600 ek gösterge konusu, Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısı, üyeliklerin e-devlet üzerinden yapılabilmesi gibi çalışma hayatını yakından ilgilendiren birçok konuya ilişkin değerlendirme ve görüşmelerde bulunduk. Önümüzdeki günlerde KPDK toplantısı için bir araya geleceğiz. Bizim bu toplantıda gündemimiz bellidir. Sözleşmeli personele bir an önce kadro verilmesi konusunda masada talebimizi bir kez daha ısrarla vurgulayacağız. Sözleşmelilerin yaşadıkları problemleri biz çok iyi biliyoruz. Bu ucube sistemin açtığı yaralar bir an önce iyileştirilmelidir, aileler artık kavuşturulmalı, çocuklar anne ve babalarıyla olmalıdır. 

 

Yardımcı hizmetlilerin Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Bu konuda artık dilimizde tüy bitti. Bir an önce adım atılmalı ve bu düzenleme gerçekleştirilmelidir. 

4688 sayılı kanunda ortaya çıkan aksaklıkların düzeltilmesini istiyoruz. Bu kanundaki eksiklikler en son yaptığımız toplu sözleşme görüşmelerinde bir kere daha ortaya çıktı. Bütün memur ve emeklilerin geleceklerinin tek bir kişinin inisiyatifine bırakılması haksızlıktır. Hakem kuruluna gitme hakkı da yetkili olması nedeniyle bu sendikalara verilince toplu sözleşmelerde kendileri çalıp kendileri oynuyor. Bunun önüne geçilmeli, genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmeleri birbirinden mutlaka ayrılmalı. 

 

Görevde yükselme sınavları ihtiyaç olan kurumları da düzenli olarak yapılması zorunla hale getirilmelidir. Mülakat kaldırılmalı ve liyakate önem veren bir yapı oluşturulmalıdır. Bazıları başarısızlıklarını gizlemek adına farklı gündem maddeleri peşinde koşsalar da biz KPDK’da memuru yakından ilgilendiren ve çözüm bekleyen sorunları masaya taşıyacağız.Hassasiyetlerimizi, talep ve beklentilerimizi yaptığımız görüşmede Sayın Bakan’a ilettik. Bütün kamu çalışanları şunu bilsin ki bizler söylediğimiz her sözün her platformda takipçisiyiz ve takipçisi olmaya da devam edeceğiz” 

 

KAHVECİ: COVİD NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDEN SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÖREV ŞEHİDİ SAYILMALIDIR

 

Koronavirüs ile mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor. Vaka sayıları ne yazık ki istemediğimiz boyutlarda. Burada bireysel olarak elbette herkes üzerine düşeni yapmalı. 1 yıldır sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm kamu görevlileri büyük bir özveri ile mücadele ediyorlar. Özellikle sağlık çalışanlarımız çok yıprandı. Sağlık çalışanlarının fedakarca çalışmasını  takdir ediyorlar ama takdir kafi gelmiyor. Mesele sorunları çözebilmek. Covid-19 ile mücadele çok zor bir şey. Hem kendi sağlıklarını hem ailelerinin sağlıklarını koruyacaklar hem de hastaları sağlıklarına kavuşturacaklar. Sağlık çalışanlarını bu cephede güçlü tutmanın yolu bir takım sorunlarının çözülmesidir. Sağlık çalışanlarının ücretle ilgili bir durumu artık gündem olmaktan çıkartılmalıdır. Temel ücretlerin iyileştirilmesi gerekiyor. Ek ödemelerden bütün sağlık çalışanları yararlanamıyor. Döner sermaye meselesinin tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde nitelikli hale getirilmesi gerekiyor.  

 

Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarımızın vazife malulü sayılması hatta görev şehidi kabul edilmesi gerekmektedir. Görevini icra ederken bu hastalığa yakalandı bu arkadaşlarımız, haklarının  verilmesi bu kadar zor olmamalıdır.  Hala illiyet bağı aranıyor. Covid nedeniyle görevi başında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız illiyet bağı aranmaksızın vazife malulü sayılmalıdır. Hatta sadece sağlık çalışanları değil tüm kamu çalışanları vazife malulü sayılmalıdır.” dedi. 

 

KAHVECİ: MEMUR PAKETİ SORUNLARI ÇÖZECEK BİR PAKETTİR

 

“2019 yılında ortaya koyduğumuz bir Memur Paketi söylemimiz var” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bu yıl yapılacak olan Toplu Sözleşme de de ısrarla bu paketi gündeme taşıyacağız” dedi.  

 

Kahveci, “Biz bu memur paketi söylemimizde neler istiyoruz; 

 

Biz bu paketin içinde, tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılmasını istiyoruz. Çalışırken aldıkları maaşları emekliye ayrılınca alamayan ve mağdur olan insanların sorunu çözülsün istiyoruz.

 

3600 ek gösterge konusunda sayın Cumhurbaşkanının sözü var ve insanlar umutla bekliyor. Sadece dört meslek gurubu değil tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir adım atılmalı ve verilen söz yere düşürülmemeli. Biz bu konuda çalışmamızı yapıp TBMM’ye verdik. Bu çalışma üzerinden gayet hakkaniyetli bir ek gösterge düzenlemesi yapılabilir.

 

Sözleşmeli personelin durumu ortada. 2011 ve 2013 yılında sözleşmeli personele kadro verildi yine verilebilir. Yöneticinin iki dudağı arasına sıkıştırılan bir kamu görevlisinin verimliliği olmaz. Sözleşmeliler perişan, aile hayatları yok, çocukları bir yerde kendileri bir yerde…Parçalanıyorlar. Bu trajediye dönüşüyor, derhal gerekli adımlar atılmalı.

 

Kamuda ikramiye almayan tek kesim memurlar kaldı. Yılda iki defa bayram ikramiyesi talebimiz karşılanmalı. Memurun yüzü güldürülmelidir.

 

Yardımcı hizmetliler konusu çözülmeli. Bu insanların beklentilerine cevap verilmeli. Bu insanlara sorumluk verildiyse kadrosu da verilsin.

 

Vergi dilimleri konusunda artık ciddi adımlar atılmalı, memurun vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Türkiye’nin vergi rekortmeni memurlardır emin olun. Dengeli ve adaletli bir vergi sistemi olmalı. Maaş cebimize girmeden vergimizi ödüyoruz.

 

Liyakat ve ehliyet konusu herkesin ağzında ama uygulamada hiçbir şey yok. Mülakata cepheden karşıyız. Mülakat kul hakkı demektir. 90 puan alan insana 10 puan vererek sözlü sınavda eliyorsunuz. Bunu hangi vicdan kabul eder? Yeni bir yönetici atama sistemi getirilmeli hatta yönetici akademisi kurulmalıdır.

 

Enflasyon rakamları dikkate alındığında memur maaşlarına yapılan artışların her dönem gerçekleşen enflasyonun gerisinde kaldığı görülmektedir. Bu erimenin telafisi için memurlara ek zam verilmelidir. 

 

Bütün bunları kapsayacak bir memur paketi ile bu sorunları rahatlıkla çözebileceğimizi ve rahatlama sağlayabileceğimizi düşünüyorum” dedi.