Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 268

SSK GÖREVDE YÜKSELME EĞİTİMİ

0

11 Şubat 2006, Cumartesi | 11:01

SSK Görevde Yükselme Sınavına katılacak üyelerimize 27 Şubat – 3 Mart 2006 tarihleri arasında Ankara’da eğitim verilecektir.

Ankara dışından eğitime katılacak üyelerimizin konaklama ve yemek ihtiyaçlarının sendikamızca organize edileceği eğitime;

Ankara’dan katılmak isteyenlerin,
– Ad, soyad ve ünitelerini Ankara I No’lu Şube Başkanlığımıza,
(Şube Başkanımız Dinçer Güler 0542 453 25 55, sendika 458 76 04)

Ankara dışından eğitime katılacak üyelerimizin ise Şube ve İl Temsilciliklerimizce

– Ad, soyad ve ünitelerini
– Konaklama ve yemek hizmeti talep edip etmediklerini

Genel Merkezimize en geç 23 Şubat 2006 tarihine kadar bildirmelerini rica ederiz.

Konaklama Yeri : Ankara İlksan Öğretmenevi
Not:
1 – Sadece organizasyon sendikamıza ait olup, konaklama ve yemek masrafları üyelerimize aittir

2 – Eğitim, Kurum mevzuatı ve Genel Kültür alanlarında, SSK Başkanlığında görevli konusunda uzman kişiler tarafından verilecek olup, programla ilgili detaylı bilgi daha sonra duyurulacaktır.

BAĞ-KUR FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİNİ TEMYİZE GÖTÜRDÜK

0

24 Ocak 2006, Salı | 15:16

Yoğun iş yükü altında çalışan Bağ-Kur personelinin sıkıntılarını bir nebze de olsa giderilmesi için bir vesile olan fazla çalışma birim ücretinin 2004 yılında düşürülmesi maalesef yeni bir mağduriyet daha ortaya çıkarmış, 1.650.000 TL olan fazla çalışma ücretlerinin 650.000 TL’ye düşürülmesi neticesinde açıkça hak kaybına uğratılan personel bütçe ve harcamalarını verilecek net ücrete göre planladığından ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmak durumunda bırakılmıştı.

Kurum personeline yaptırılmakta olan fazla mesai saat ücretleri 2003 yılında 1.650.000 TL iken 2004 yılında Bakanlar Kurulu’nun 30.04.2004 tarih ve 2004/7590 sayılı kararı ve bu karar neticesinde Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22.07.2004 tarih 2004/485 karar sayılı kararının ikinci gündeminde verilen kararı ile herhangi bir gerekçe gösterilmeden 650.000 TL’ye düşürülmüş, Bakanlar Kurulu Kararı’nın 4. maddesinde yer alan “Bu karar 1/1/2004-31/12/2004 tarihleri arasında uygulanır” ibaresi ile de daha önce 1.650.000 TL. saat başı ücrete tabi olarak çalışmalarını sürdürmüş ama 23/07/2004 tarihinde bu maddeye dayanarak; 01/01/2004 tarihinden itibaren birikmiş fazla mesai alacaklarını 650.000 TL birim ücretten alabilen Bağ-Kur personeli ikinci kez mağdur edilmişti.

Açıklanan nedenlerle Bağ-Kur Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında görevli personelin fazla çalışma ücretlerinin indirilmesi işlemi ve bu işleme dayanak oluşturan Bakanlar Kurulu’nun 30.04.2004 tarih ve 2004/7590 sayılı kararının 2. maddesinin a ve b bendlerinin ve 4.maddesinin, bu karar neticesinde Bağ-Kur genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22.07.2004 tarih 2004/485 karar sayılı kararının ikinci gündeminde verilen kararının ve eksik yapılan ödemelerin iptali istemiyle Türk Büro-Sen Hukuk Müşavirliği olarak 28.07.2004 tarihinde Danıştay 11. Dairesinde dava açmıştık. Fakat 11. Daire’nin 27.09.2005 tarihinde verdiği 2004/3660 E. ve 2005/ 4670 K. Sayılı kararı ile bu talebimiz reddedilmiştir.

23.01.2006 tarihinde Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na yaptığımız müracaatta sözkonusu kararın temyizen incelenerek, bozulması talebinde bulunduk. Konuyla ilgili diğer gelişmeler web sitemizden duyurulacaktır.

BAĞ-KUR FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİNİ TEMYİZE GÖTÜRDÜK

0

24 Ocak 2006, Salı | 00:00

Yoğun iş yükü altında çalışan Bağ-Kur personelinin sıkıntılarını bir nebze de olsa giderilmesi için bir vesile olan fazla çalışma birim ücretinin 2004 yılında düşürülmesi maalesef yeni bir mağduriyet daha ortaya çıkarmış, 1.650.000 TL olan fazla çalışma ücretlerinin 650.000 TL’ye düşürülmesi neticesinde açıkça hak kaybına uğratılan personel bütçe ve harcamalarını verilecek net ücrete göre planladığından ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmak durumunda bırakılmıştı.

Kurum personeline yaptırılmakta olan fazla mesai saat ücretleri 2003 yılında 1.650.000 TL iken 2004 yılında Bakanlar Kurulu’nun 30.04.2004 tarih ve 2004/7590 sayılı kararı ve bu karar neticesinde Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22.07.2004 tarih 2004/485 karar sayılı kararının ikinci gündeminde verilen kararı ile herhangi bir gerekçe gösterilmeden 650.000 TL’ye düşürülmüş, Bakanlar Kurulu Kararı’nın 4. maddesinde yer alan “Bu karar 1/1/2004-31/12/2004 tarihleri arasında uygulanır” ibaresi ile de daha önce 1.650.000 TL. saat başı ücrete tabi olarak çalışmalarını sürdürmüş ama 23/07/2004 tarihinde bu maddeye dayanarak; 01/01/2004 tarihinden itibaren birikmiş fazla mesai alacaklarını 650.000 TL birim ücretten alabilen Bağ-Kur personeli ikinci kez mağdur edilmişti.

Açıklanan nedenlerle Bağ-Kur Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında görevli personelin fazla çalışma ücretlerinin indirilmesi işlemi ve bu işleme dayanak oluşturan Bakanlar Kurulu’nun 30.04.2004 tarih ve 2004/7590 sayılı kararının 2. maddesinin a ve b bendlerinin ve 4.maddesinin, bu karar neticesinde Bağ-Kur genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22.07.2004 tarih 2004/485 karar sayılı kararının ikinci gündeminde verilen kararının ve eksik yapılan ödemelerin iptali istemiyle Türk Büro-Sen Hukuk Müşavirliği olarak 28.07.2004 tarihinde Danıştay 11. Dairesinde dava açmıştık. Fakat 11. Daire’nin 27.09.2005 tarihinde verdiği 2004/3660 E. ve 2005/ 4670 K. Sayılı kararı ile bu talebimiz reddedilmiştir.

23.01.2006 tarihinde Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na yaptığımız müracaatta sözkonusu kararın temyizen incelenerek, bozulması talebinde bulunduk. Konuyla ilgili diğer gelişmeler web sitemizden duyurulacaktır.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU KANUNU TASARISI HAKKINDA GÖRÜŞLERİMİZ

0

23 Ocak 2006, Pazartesi | 17:48

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU KANUNU TASARISI HAKKINDA TÜRKİYE KAMU-SEN’İN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ

1) Tasarının 2. ve diğer maddelerinde geçen “yüksek danışma kurulu”nun GENEL KURUL olarak değiştirilmesi gerekmektedir.

2) Tasarının 3/a maddesinde, kurumun görevleri sayılırken; “hükümet programını dikkate alarak; sosyal güvenlik politikalarını uygulamak” ibaresi tasarının 1’inci maddesinde kurumun idari ve mali açıdan özerk olacağı gerçeği ile tezat oluşturmaktadır. Tasarı ile amaçlanan uzun vadeli hedeflerin başarı şansını azaltan “hükümet programının dikkate alarak” ibaresinin kaldırılması gerekmektedir. Nitekim kısa vadede yaşanan iktidar değişiklikleri ile birlikte yaşanacak siyasi müdahalelere kurumun maruz bırakılması ve uzun vadeli hedeflerin sekteye uğraması mezkur madde ile sözkonusu olabilecektir.

3) Tasarının 5’inci maddesinde Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu üyelerinin sayıldığı birinci fıkrada, (ç) bendinde “…Kurumdan aylık ve gelir almakta olanları temsil eden ve üye sayıları en fazla olan ilk iki kuruluş” ifadesinde bulunan “iki” rakamının “üç” olarak değiştirilmesi, kurumdan aylık ve gelir alanların da aynı oranda temsil edilmesini sağlayacaktır.

4) Tasarının 6’ncı maddesinde yönetim kurulunun teşkilinde, ülke genelinde en çok üyesi olan yetkili sendikaların belirleyeceği temsilcilerin katılımının öngörülmesi temsil edilebilirliği artıracaktır. Uluslar arası kuruluşlarda ve ülkemizde demokratik teamüllere uygun olarak en çok üyeye sahip kuruluşun temsil yetkisinin tanındığı gibi yönetim kurulu için de buna benzer bir ölçüt öngörülebilir.

5) Kurum başkanının görevleri arasında yer alan bir çok konu, kollektif karar almayı gerektirecek nitelikte olduğundan özellikle mali konularda bulunan yetkilerin yönetim kuruluna devredilmesi gerekmektedir. Bunun yanında genel kurulun görevleri, tasarının 28 ve 31. maddeleri de dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.

6) Tasarının 20/d maddesinde strateji geliştirme başkanlığının görevleri arasında “üst yönetimin iç denetime yönelik işlevinin etkinliğini ve verimliliğini artırmak için gerekli hazırlıkları yapmak” da sayılmıştır. İç denetimi yapacak olan Teftiş Kurulu yerine kurulan strateji geliştirme başkanlığına verilen bu görevi nasıl ve hangi vasıtalar ile ifa edeceği belirlenmemiş olup, konunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında toplamayı öngören “Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısı” ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Teftiş Kurulları lağvedilerek teftiş ve soruşturma olgusu tamamen ortadan kaldırılmaktadır.

Kamu Reform Yasa Tasarısı ile açığa vurulan ve Cumhurbaşkanlığı’nın anılan yasayı veto etmesinin en önemli gerekçelerinden birini oluşturan söz konusu düzenleme bu defa, sosyal güvenlik kurumları bazında gündeme getirilmektedir.

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mevzuatında 18 madde halinde sayılan teftiş kurullarının görevlerinden bir tanesine bile tasarıda yer verilmemiş olması bu konudaki yaklaşımı açıkça ortaya koymaktadır.

SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur müfettişlerinin, “Sosyal Güvenlik Denetçisi” kadrolarına atanmaları da tasfiye edildikleri gerçeğini gizleyememektedir.

Hizmetin gereği ve kamu yararı ile bağdaşmadığı gibi, hukuki açıdan da çeşitli sakıncalar yaratacak olan, bilimsel ve nesnel temelden yoksun bu düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Merkezi İdare, Mahalli İdareler ve Sosyal Güvenlik Kurumları olarak ortaya çıkan bütçe yapılanmasında en büyük harcamacı kurumlardan biri Sosyal Güvenlik Kurumu olacaktır. İl ve ilçelerde taşra örgütlenmesi de bulunacak olan ve 70 milyon nüfusumuzun sosyal güvenlik hizmetini yürütme görevi verilmesi nedeniyle hepimiz ilgilendirecek Sosyal Güvenlik Kurumu’nun idari denetiminin ne derece önemli olduğu açıktır.

Kurumun denetlenmesinin uluslar arası uygulamalarda olduğu gibi sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için idari teftiş, inceleme ve soruşturmalar, Teftiş Kurulu Başkanlığı; işyerlerinin denetimi Sosyal Sigortalar Denetim ve Rehberlik Başkanlığı tarafından yürütülmeye devam edilmelidir.

7) Tasarının 27. maddesinde kurumda uzman kadrosunda yabancıların çalıştırılması öngörülmektedir. İşsizliğin geldiği boyutlar ve AB’nin ülkemiz için uygulamayı düşündüğü emeğin serbest dolaşımının kalıcı olarak kısıtlanması konuları dikkate alındığında bu uygulamanın kaldırılması bir zorunluluk haline gelmektedir.

Ayrıca “…Kurumun memur statüsündeki kadrolu personeline asgari ücretten az olmamak üzere, kendi aylıkları (ek gösterge dahil) tutarında her yıl altı ikramiye verilebilir.” ifadesinin “verilir” şeklinde değiştirilmesi kurum çalışanlarına ödenecek ikramiyelerin düzenlenmesi açısından gereklidir.

8) Tasarının 28’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, üçüncü fıkrada sayılan kadrolar ve daire başkanı, sosyal güvenlik il müdürü, il müdür yardımcısı, sosyal güvenlik merkezi müdürü ve beşinci fıkrada kontrol memurluğu kadrolarına atanacaklar için maddede isim isim sayılan dört yıllık fakültelerden mezun olma şartı aranmıştır. Mevcut personel için fakülte kıstasının aranmayarak, 4 Yıllık Fakülte mezunu çalışanlarının tamamına imkan tanınması ve maddede sayılan fakülte şartının kuruma daha sonra dahil olacak personel için uygulanmasının sağlanması yıllarca kamu hizmetinde bulunmuş, kıdemli personelin önünü açacaktır.

9) Tasarının 30. maddesinde kurum ve personelinin performans kriterleri arasında, gerçek ve tüzel kişilere yönelik temel hizmetlerin sonuçlandırılmasına ilişkin süre ve prosedür de sayılmıştır. Fakat kurum ve personelinin performans kriterlerinin neler olduğu tam olarak bilinmemektedir. Konunun somut bir şekilde ele alınması zorunluluk arz etmektedir. Bilgi ve evrak üzerinde hizmet üreten Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının standart mal üreten fabrika işçisi gibi değerlendirilerek, performans ölçümüne tabi tutulmaları imkanız olduğu gibi bu durumun zararlı sonuçlar doğurması da kuvvetle muhtemeldir. Dosyaların standart olmadığı gerçeği göz önüne alınırsa; kimi evrakın işlemlerinin tamamlanması birkaç gün hatta haftalarca sürmekte, kimi evrakın işlemleri ise 1-2 saat içinde tamamlanabilmektedir. Açıklanan nedenlerle performans kriterleri uygulaması, personel arasındaki iş barışını bozacaktır. Bu nedenle çalışanların motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecek ve subjektif değerlendirmeye mahal veren maddenin tasarıdan çıkarılması gerekmektedir.

10) Tasarının 32. maddesi ile belirlenen kurumun gelirleri arasına Genel Sağlık Sigortası’na devletin yapacağı katkı da eklenmelidir.

11) Tasarının 35. maddesinde geçen “basiretli yönetim kuralları” ibaresi, yoruma açık olup; subjektif değerlendirmelere göre değişebilecektir. Burada soyut kavramlardan uzak ve objektif kıstasların belirtilmesi faydalı olacaktır. Açıklanan nedenlerle ilgili ibarenin madde metninden çıkarılması gerekmektedir.

12) Yöneticilerin sorumlulukları ve yetki devrinin düzenlendiği 36. maddede de, yine içeriği bilinmeyen performans ölçütlerine yer verilmiş, bunun yanında kurumdan hizmet alan kişilerin memnuniyetini (ne şekilde tespit edileceği bilinmemektedir.) esas alacak şekilde yürütme görevi yöneticilere verilmiştir. Belirtilen hususlar da, subjektif olup; kanun tekniği bakımından net ve belirleyici kıstasların ele alınarak maddenin yeniden revize edilmesi gerekmektedir.

13) Tasarının Geçici 2. maddesinin ilgili bölümlerinde aşağıdaki değişikliklerin yapılması gerekmektedir:

Devredilen kurumların yönetim kurulları ilgili kanunları gereği görevlerini yapmaya devam ederler. Bu kurumların yönetim kurullarının görevleri bu kanuna göre kurumun merkez ve taşra teşkilatı ve kadroları uygun hale getirilerek devir işlemi tamamlandığında, Kurum Yönetim Kurulu’nun oluşumu tamamlandıktan sonra devredilen kurumların tüzel kişilikleri ve yönetim kurullarının görevleri sona erer.

Devredilen kurumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, SSK Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Kurul Başkanı, Bölge Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri bu Kanunun yayımı tarihinde sona erer ve bunlar ekli (3) sayılı listede ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılırlar. İl Müdürü, Sigorta İl Müdürü, Sağlık İşleri İl Müdürü, Sigorta Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri bu Kanunun yayımı tarihinde sona erer ve bunlar ekli (2) sayılı listede ihdas edilen Uzman kadrolarına atanmış sayılırlar. Bu madde gereği ihdas edilen Bakanlık Müşaviri ile Uzman kadrolarının herhangi bir sebeple boşalması halinde kadroları hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.

Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca ataması yapılan personel devredilen kurumlardaki kadrolarında ve/veya görevlerinde bu kanunun yürürlüğü girdiği tarihten itibaren görevlendirilmiş sayılır ve devredilen kurumlarda yürütmekle sorumlu oldukları görevleri yürütmeye devam ederler. Bu kanunla devredilen kurumlarda görevlendirilen personelin tamamı görevlendirme süresince eski kadrosuna ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarını almaya devam ederler; bu süre içerisinde derece ve kademe terfileri yapılır ve bu süreler 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 68 inci ve 73 üncü maddelerinde belirtilen sürelerin hesabında dikkate alınır. Bu fıkra uyarınca görevlendirilen personelin görevlendirme işlemi, atanmasındaki usule göre sona erdirilen personel üç yıl süreyle eski kadrosuna ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarını almaya devam eder.

Bu Kanuna göre devredilen kurumlardaki personel en geç üç yıl içinde Kurum ve/veya Bakanlığa ihdas edilen kadrolara mevcut kadro dereceleriyle birlikte atanırlar. Atamalarda, istek hariç atanmadan önce görev yapılan il veya teşkilat dikkate alınır. Atanılan kadroların ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yazılı kadro sayılarından fazla olması halinde bu kadrolar herhangi bir sebeple boşaldıkça (1) ve (2) sayılı listelerde yazılı sayılara ulaşıncaya kadar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Devredilen kurumlardan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü personelinin, Maliye Bakanlığının ve ilgili personelin talebi üzerine mevcut kadro unvanı ve dereceleriyle ataması yapılabilir.

14) Tasarının sonunda yer alan kadrolar yetersiz olup; bilgisayar işletmeni, biyolog ve sağlık teknisyeni kadrosu ihdas edilmemiştir. Bu eksikliğin giderilerek ihtiyaç oranında sözkonusu kadroların ihdasına gidilmesi bir zorunluluktur.

GENEL BAŞKANIMIZ BERAAT ETTİ

0

23 Aralık 2005, Cuma | 00:00

Türkiye Kamu-Sen’in sözde Ermeni Soykırımı Yasasını kabul eden Almanyayı protesto etmek için Almanya Büyükelçiliği önüne bıraktığı siyah çelengin kırılmasının ardından yaşanan arbededen dolayı haklarında kamu davası açılan Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş ve Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, bugün yapılan ilk duruşmada “suç kastı” olmadığı gerekçesiyle beraat etti.

Türkiye Kamu-Sen, Almanya Parlamentosunda kabul edilen sözde Ermeni soykırımı yasasını protesto etmek için Almanya Büyükelçiliğinde 17 Haziran 2005 tarihinde bir basın açıklaması yaparak elçilik önüne siyah çelenk bırakmıştı. Çelenk sivil giyimli bir polis tarafından kırılınca arbede yaşanmıştı. Olayla ilgili olarak Fahrettin Yokuş ve Önder Kahveci hakkında “Kamu Görevlisine görevinden dolayı hakaret ve memurun görevini yapmasına engel olmak iddiasıyla dava açıldı. Sivil giyimli polisin şikayetçi olmadığı davanın ilk duruşmasında “suç kastı olmadığı” gerekçesiyle savcı beraat talep etti.

Hakimin de bu yönde karar vermesinin ardından Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Büro-Sen personeli Özkan Temizer ve Türk Sağlık-Sen personeli Ferhat Aydın beraat etti.

EMEKLİ SANDIĞI GENEL MÜDÜRÜNÜ ZİYARET ETTİK

0

15 Aralık 2005, Perşembe | 11:49

Emekli Sandığı Genel Müdürü Mehmet Ali Özyer’i makamında ziyaret ettik. Genel Başkan Fahrettin Yokuş, Emekli Sandığı Şube Başkanı Harika Güzel ve Şube Sekreteri Kerim Şahin’in katıldı ziyarette kurum çalışanlarının sorunları aktarıldı.

Görüşmede ağırlıklı olarak Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ve beraberinde çalışanların bu konudaki endişeleri konuşuldu. Genel Müdür Özyer ise bu konuda çalışanların her hangi bir endişeye kapılmamaları gerektiğini ifade ederek “Kurumumuz personeli gerçekten büyük bir özveriyle çalışıyor ve bütün personelimiz işlerinde uzmanlaşmıştır” dedi.

“Hizmetli” kadrosunda bulunan çalışan memurlara da bir müjde veren Özyer, “Görevde Yükselme Yönetmeliğimiz hazırlandı ve şu anda Başbakanlık’ta bekliyor. Yönetmelik çıkar çıkmaz, kurumda boş bulunan bir çok kadro için Görevde Yükselme Sınavları açılacak. Bu konuda, özellikle hizmetli kadrolarında çalışanlar da bu açılan sınavlara girerek memur kadrolarına geçebilecekler” diye konuştu.

Ziyarette ayrıca, ihale süresi bitmiş olan servisler, mesai ücretleriyle ilgili çalışanların yaşadığı sıkıntılar, özellikle Sağlık Dairesi Başkanlığı ile Arşiv Dairesi Başkanlığı’nda bulunan çalışma şartları ile ilgili sıkıntılar da iletildi.

Sendikamız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü çalışanlarının sorun ve taleplerini dile getirmeye ve bu taleplerin gerçekleşebilmesi için mücadele etmeye devam edecektir.

SSK’DA ŞEFLİK SINAVI HEYACANI

0

09 Aralık 2005, Cuma | 14:24

Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Personeli “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği” gereğince görevde yükselme sınavına katılacakların seçimi amacıyla görevde yükselme eğitimlerinin yapılacağı şeflik sınavı ile ilgili olarak bazı konuların açıklanması gereği duyulmuştur.

Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü ile bağlı taşra teşkilatında yılan hikayesine dönen şeflik sınavı nihayet yapılma yolunda bir adım daha ileri gidiyor.

En son 1999 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Personeli “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği” kaldırıldığı zaman değerlendirme usulü ile yapılan ve yönetmeliğin kaldırılması nedeniyle verilen şeflik kadroları Yönetmeliğin kaldırılmasına itiraz nedeniyle yargı yolu ile iptal edilmiş ve yaklaşık 388 kadro mağduru ortaya çıkmıştır.

Görevde Yükselme Sınavları düzenli bir şekilde yapılmış olsaydı; birçok Kurum çalışanı bir üst göreve yükselecek ve ekonomik durumları bugünden daha iyi olacaktı. Alt unvanlarda çalışan diğer personele de bir üst unvana geçme imkanı sağlanmış olacaktı.

Bu tarihten sonrada şeflik sınavı ile ilgili çalışmalar hep çalışma aşamasında kalmış ve bir türlü yapılamamıştır.

Başbakanlık tarafından bir Kanun çıkarılarak çerçeve yönetmeliği adı altında bir genelge yayımlanmış ve tüm Kurumların bu kanun, Yönetmelik ve Genelge doğrultusunda Unvan Yükselme Sınavı yapmaları hususunda karar verilmiştir.
Nihayet yıl 2005 Üç Sosyal Güvenlik Kuruluşunun birleşmesine ramak kala SSK Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi dev kuruluşların kadrolarına getirilecek kısıtlamalar da dikkate alınarak Sosyal Sigortalar Kurumu Yöneticileri yıllardır yapılamayan şeflik sınavını Sendikalarında baskısı altında yapmaya karar vermişler ve sınav hazırlıklarına Haziran 2005 ayında start vererek bir adım atmışlardır.
Bu sınavın yapılmasını en çok isteyen de Sendikamızın üyeleridir. Bu bağlamda biz sınavın yapılması için tüm gücümüzle Başbakanlık Çerçeve Yönetmeliğine rağmen yapılmasını savunurken diğer sendikalar bu sınavın yapılmaması için elinden gelen çabayı göstermişler ve sınavın iptali için konuyu yargıya taşımışlardır.

Allah razı olsun ki Kurumdaki sağduyulu, yöneticilerde bu olayı bizimle birlikte savunmuş ve her ne şekilde olursa olsun sınavın yapılması yönünde mücadele etmişler, sınava katılmaya hak kazanan personelden Eğitime alınacakların isim listelerini açıklamışlardır.

Lakin açıklanan bu listede şaibeler ortaya çıkmış ve listedeki haksızlıkların düzeltilmesi için idareye müracaat edilerek öğrenim değişikliğinin değerlendirilmesi, takdir ve teşekkür alan personelin ve eğitime katılarak Başbakanlık çerçeve yönetmeliği gereğince açıklanan kriterlerle listede yer alamayan bazı personelin itirazları sonucunda durumlarının yeniden gözden geçirilmesi maksadıyla açıklanan listelerin personele tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde dilekçe ile itiraz haklarının kullanılması yönünde fikir alışverişinde bulunulmuş ve itiraz dilekçeleri değerlendirilmeye başlanılmıştır.

Sendikamız yıllarca Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının yapılması için mücadele ederken diğer sendikalar şeflik sınavlarının yapılmaması için hala baskı oluşturmak ve sınavı engellemeye çalışmaktadırlar.

Hele ki bu sınava Türkiye genelinde katılmaya hak kazanan 400’e yakın Sendikalı üyemizin olması da bana büyük bir şevk ve heyecan vermektedir.
Çünkü biz bugünden yarının Uzmanlarını, Müdürlerini, Başkanlarını, Genel Müdürlerini atamak için bir adım attığımıza inanıyor ve sınava katılacak tüm SSK çalışanı arkadaşlarımıza bu sınavda eşit şartlarda adil şaibesiz bir ortamda başarılar diliyoruz.
Ben Şube Başkanı olarak bu sınavda üyelerimizin çok başarılı olacağına inanıyorum.

Değerli Türk Büro-Sen üyeleri haydi gösterin kendinizi Bu sınav sizler için bir dönüm noktasıdır. Bazı çevreler sizden korkuyor bazı çevrelerse sizlerden çok şeyler bekliyor. Ben başaracağınıza inanıyorum .

Bu duygu ve düşüncelerle sınava katılacak SSK çalışanlarına başarılar diliyorum.
Saygılarımla…..

DİNÇER GÜLER
TÜRK BÜRO-SEN
1 NOLU ŞUBE BAŞKANI

SSK ŞEFLİK SINAVINA GİRECEK PERSONELİN İSİM LİSTESİ AÇIKLANDI.

0

05 Aralık 2005, Pazartesi | 12:13

İsim listesi ünite bazında açıklandı. Müracaat edenlerin arasında en yüksek puan 36.65, taban puan 24.70’dir. Üyelerimize duyurulur.


LİSTEYİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

Rekabet Kurumu – Kasım 2005

0

PROMOSYON UYGULAMASINDA SON DURUM

0

19 Kasım 2005, Cumartesi | 00:00

Artık Tek Yetkili Tahakkuk Daireleri…

Kamu kuruluşlarının bankalarla yaptığı ‘promosyon anlaşmalarından’ artık çalışanlarda yararlanabilecek. Muhasebat Genel Müdürlüğü, Devlet Personel Başkanlığı’na bu konuda yazılı bir görüş göndererek promosyon uygulamasını tanıdığını bildirdi. Bu ek imkanın değerlendirilmesinde de tahakkuk dairelerine yetki verildi.

Memur maaşlarının ödenmesiyle ilgili bankalarla yapılan anlaşmalarda promosyon adı altında ücretler alınıyor. Bu promosyonlar ise ne yazık ki memurların yararına değil de genellikle kurum yararına işlerde kullanılıyor. (makam odalarının tefrişi, son model makam araçları, klimalar vb…)

‘Çalışanların maaşları üzerinden elde edilen kazancın, yine aynı çalışana ait olması gereği’ prensibiyle hareket eden sendikamız 29. 06. 2004 tarihinde Danıştay 10. Dairesinde dava açmıştı. Halen devam eden dava sürecinde de sendikamız konunun peşini bırakmamış, gerek Maliye Bakanlığı, gerekse iş kolumuzdaki diğer kurumlarda girişimlerine devam etmişti. Bu girişimlerin ilk sonucunu da Adalet Bakanlığı’nda aldık. Bakanlık bundan sonra bankalardan aldığı promosyonların tamamını çalışanlarına verecek.

Yine yaptığımız bu girişimler sonucu tüm kurumlar Maliye bakanlığı’ndan konu ile ilgili görüş istediler. Bunun üzerine Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, Devlet Personel Başkanlığı’na yazılı bir görüş göndererek promosyon uygulamasını tanıdığını ve bu ek mali imkanın değerlendirilmesinde tahakkuk dairelerine yetki tanındığını bildirdi. Bunun üzerine de çalışanların bu imkandan yararlanmasının önü açılmış oldu.