Adalet Bakanlığı tarafından 5 Eylül 2020’de gerçekleştirilecek olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınav ilanı 2 Temmuz 2020 itibariyle yayınlanmıştır. Değerli üyelerimiz için özel olarak ve büyük titizlikle hazırlattığımız GYS Hazırlık Kitabımız ise geçen hafta itibariyle üyelerimizle buluşmaya başlamıştır.

            İlana ilişkin olarak siz kıymetli üyelerimize yönelik belirtmek istediğimiz önemli hususlar aşağıdaki gibidir:

1. Sınav soru sayısı ve seçenek sayısında herhangi bir değişiklik olmamıştır.
2. İlan yazı işleri müdürü, idari işler müdürü, şef(merkez), şef(bilgi işlem), memur, zabıt kâtibi, şoför ve mübaşir unvanlarını kapsamaktadır.
3. Tüm unvanların sorumlu olduğu ortak konular bölümünde;

1. Etik Davranış ilkeleri, Halkla İlişkiler, Devlet Teşkilatı, İnkılap Tarihi soru sayıları önceki sınava göre birer soru azaltılarak 4 olarak belirlenmiştir.
2. Bu bölüme önceki sınavdan farklı olarak aşağıdaki konular eklenmiştir:

• 5018 s. Kanun (1 soru),
• UYAP(1 soru),
• Adalet komisyonları ve yargı örgütü(1 soru)
• Bakanlık merkez teşkilatı (1 soru)

4. Unvanlara göre farklı soruların yer aldığı alan bilgisi bölümünde;

1. Adalet Bakanlığına ilişkin teşkilat kanunu kapsamdan çıkarılmıştır
2. 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi konular arasına eklenmiştir
3. 79 nolu Genelge kapsamdan çıkarılmıştır.
4. Yazı işleri müdürü, şef(merkez), şef(bilgi işlem) ve memur unvanları için 154/1 nolu Genelge kapsama alınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda GYS Hazırlık Kitabımızın ilan öncesinde basılması nedeniyle;

• Kitapta yer alan 79 nolu Genelge’nin dikkate alınmamalıdır
• Mağduriyet yaşanmaması amacıyla Kitapta yer almayan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin önemli görülen bölümleri ve 154/1 sayılı Genelge sizler için hazırlanmış olup aşağıdaki linklerden indirmeniz mümkündür.

1 sayılı CBK indirmek için tıklayınız

154/1 sayılı Genelge indirmek için tıklayınız

Haziran enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıllık resmî enflasyonun %13’lere dayandığı bir ortamda memur ve emeklileri %8’lik zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.
TÜİK, haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre haziran ayında TÜFE %1,13 yükseldi. Yılın ilk yarısında enflasyon %5,75 olurken, yıllık bazda %12,62 olarak belirlendi.

Kamu görevlilerine ve emeklilere 2020 yılının ilk 6 ayı için yapılan maaş artışı %4 iken aynı dönemde enflasyonun %5,75 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %1,75 eridiğini de ortaya koydu.

Böylece memur ve emekliler bu ay, %1,75 oranında enflasyon farkı alacaklar. Kamu görevlilerinin maaşlarına yılın ikinci yarısı için de %4 artış kararlaştırılmıştı. Enflasyon farkı da eklendiğinde memurlar bu ay maaşlarını %5,75 zamlı alacaklar.

Yıllık bazda değerlendirildiğinde Haziran 2019-2020 döneminde memur maaşları, enflasyon farkı dahil %11,84 arttı ama bu dönemde TÜFE %12,62 olarak gerçekleşti. Böylece haziran ayları dikkate alındığında maaşların yıllık olarak net %0,78 eridiği ortaya çıktı. Sadece enflasyon kaynaklı bu erime aylık ortalama 31,3 TL, yıllık bazda ise 376 TL’ye ulaştı. Hal böyle olunca enflasyon farkı ödemesinin de maaşlardaki erimeye, alım gücündeki düşüşe bir çözüm olmadığı bir kere daha görüldü.

KAHVECİ: GEÇ OLMADAN KAMU ÇALIŞANLARINI DESTEKLEYİN

Haziran enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıllık resmî enflasyonun %13’lere dayandığı bir ortamda memur ve emeklileri %8’lik zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.

Toplu sözleşme sistemine geçildiğinden beri yetkili konfederasyonun yürüttüğü maaş pazarlıklarının sürekli hedeflenen enflasyon temeline dayandığına dikkat çeken Kahveci, memurların ve emeklilerin alım gücünün her yıl biraz daha azaldığını ifade etti.

Kahveci sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Memur ve emeklilerimiz her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalıyor. Enflasyon farkı ödemesini bir lütufmuş gibi gösteriyorlar. Oysa enflasyon farkı, olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Eğer her maaş döneminde enflasyon farkı veriliyorsa bu, ‘her dönem sonunda sıfır zam alıyoruz; dönem içinde de maaşlarımız sürekli eriyor’, demektir. Son 10 yıldır memur ve emeklilerimizin yaşadığı durum budur.

Tüm dünya altı aydır bir de salgın hastalık belasıyla karşı karşıyadır. Bu dönemde Ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı idrak ettik, önümüzde de Kurban Bayramı var. Bu şartlar altında tüm vatandaşlarımızın, memur ve emeklilerimizin her anlamda sağlıklı bir yaşama kavuşturulması gerekiyor. Kredi faizleri düşürüldü, vatandaşa alışveriş yapma imkânı sağlandı ama olmayan para ile vatandaşlarımız neyi, nasıl alsınlar? Her gün azalan gelirleriyle daha da borç batağına sürüklenen vatandaşlarımızı böyle giderse büyük bir açmaz bekliyor.

Bu nedenle vakit çok geç olmadan, ekonominin çarkları tamamen durmadan tedbir alınması ve vatandaşlarımızın doğrudan desteklenmesi gerekiyor. Önümüzdeki Kurban Bayramı bunun için en uygun fırsat olarak görünüyor. TBMM’nin çalışma süresi de uzatıldı, dolayısıyla alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bir adaletsizliğin giderilmesi konusunda sorunları çözecektir.”

Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu ve Gürkan Orhan 29 Haziran – 2 Temmuz 2020 tarihleri arasında İstanbul, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da Sendikal faaliyetler kapsamında Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile bir araya geldi.

Covid – 19 salgını sebebiyle yetki döneminin 15 Temmuz tarihine ertelenmesinden dolayı Şube Başkanları ve Şube Yöneticilerimize gerçekleştirilen ziyaretlerde, Genel Başkan Yardımcılarımız Sendikamızın 15 Temmuz yetki dönemi ile ilgili hedefleri ve yol haritası hakkında bilgilendirme yaptılar.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sözleşmeli personel istihdamına son verilmesi çağrısını bir kez daha yineledi.
Genel Başkan Kahveci sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

“Kamuda yaşanan sorunların temelinde kamu personel rejimindeki aksaklıklar ve çok başlı yapı gelmektedir.

Kamuda kadrolu, 4/B sözleşmeli, idari hizmet sözleşmeli, 5393 sayılı Kanun, 4924 sayılı Kanun gibi farklı mevzuat hükümlerine göre çalışan, özlük hakları bakımından farklı ama yaptığı iş aynı olan personel istihdam edilmektedir.

Sözleşmeli personel, başta iş güvencesi olmak üzere, tayin, kurum değişikliği ve görevde yükselme gibi en temel haklardan mahrum bir şekilde görev yapmaktadır.

2011 ve 2013 yıllarında sözleşmeli personel kadroya geçirilmişti ancak bu statüde istihdama son verilmediği için sayıları yine yüzbinlere ulaştı, ailelerinden ayrı yaşayan sözleşmeli personelin hali bir insanlık dramına dönüştü.

Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nda sözleşmeli personel arasında daha önce 4+2 yıl şimdi ise 3+1 yıla tabi sözleşmeli personel bulunmaktadır.

2016 yılında getirilen bu sistemle kamuda süresiz sözleşmeli istihdamı ve 3+1 yıl süreli sözleşmeli istihdamı gibi bir ayrımcılık daha ortaya çıkmıştır. Bu durum Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı bir yapı oluşturmaktadır.

Son dönemde bazı belediyelerde çalışan sözleşmeli personelin işten çıkarılmalarının, Türk Yerel Hizmet-Sen’in hukuk mücadelesi sonucunda yargı kararıyla hukuksuzluğu ortaya konmuştur. Yaşanan gelişmeler, kamuda sözleşmeli personel istihdamının kamu hizmetlerinin devamlılığı ve tarafsızlığı ilkesine uygun olmadığını bir kere daha gözler önüne sermiştir.

Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda iş güvencesini zayıflatan, her türlü baskı ve istismara açık bir yapı arz eden 4/B’li, 4/C’den 4/B’ye geçen sözleşmeli, geçici, vekil, idari hizmet sözleşmeli gibi adlar altında güvencesiz istihdam modelinin kaldırılmasını istiyoruz.

Hak ve sorumluluklarda eşitlik, aile birliğinin sağlanması ve adaletin bir gereği olarak istisnasız tüm güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ve sözleşmeli personel istihdamına son verilmesi hususunda kararlı ve ısrarcıyız”

Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Ali Oymak ve Kadir Polat 22 – 26 Haziran 2020 tarihleri arasında Aksaray, Niğde, Adana, Mersin, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay’da Sendikal faaliyetler kapsamında Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İl Temsilcilerimiz ile bir araya geldi.

Covid – 19 salgını sebebiyle yetki döneminin 15 Temmuz tarihine ertelenmesinden dolayı Şube Başkanları, Şube Yöneticileri ve İl Temsilcilerimize gerçekleştirilen ziyaretlerde, Genel Başkan Yardımcılarımız Sendikamızın 15 Temmuz yetki dönemi ile ilgili hedefleri ve yol haritası hakkında bilgilendirme yaptılar.

Genel Başkanmız Önder Kahveci, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile 3600 ek gösterge sözünün tüm çalışanları kapsayacak şekilde yerine getirilmesini istedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 3600 ek gösterge düzenlemesinin sadece belli meslek gruplarının değil, bütün kamu çalışanlarının en önemli meselesi olduğunu belirterek şunları söyledi;

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018 yılında imamlar, öğretmenler, polisler ve hemşirelerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltileceği sözünü vermişti. O dönem biz, ek gösterge konusuna parmak basılmasının son derece yerinde olduğunu ancak ek göstergenin yalnızca belli meslek gruplarının değil tüm kamu görevlilerinin en önemli meselelerinden birisi olduğunu vurgulamıştık.

Belli mesleklerin ek gösterge rakamlarının yükseltilip diğer çalışanların görmezden gelinmesinin hem hiyerarşik yapıda hem de emekli maaşlarında var olan adaletsizlikleri artıracağını bu nedenle ek gösterge konusunun bütüncül bir şekilde ele alınarak tüm memurları kapsayacak şekilde çözüme kavuşturulmasını istemiştik.”

KAHVECİ: TEKLİFİMİZ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMIİSYONU’NDA BEKLİYOR

Taleplerimizle ilgili kanun teklifinin TBMM’ye sunulduğunu hatırlatan Kahveci, ” tüm kamu çalışanları bu zor günlerde yüzlerini güldürecek bir haber bekliyor” diyerek şu açıklamada bulundu;

“Bu taleplerimizi lafta bırakmamış, elimizi taşın altına koyarak kısa süre içerisinde imam, öğretmen, polis ve hemşireler yanında bütün kamu görevlilerini içeren bir ek gösterge kanun teklifi hazırlamıştık. MHP Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı, hazırladığımız bu tekliften yola çıkarak bizim hassasiyetlerimizi de içeren bir kanun teklifini TBMM’ye sundu. Bu teklif halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bekliyor.

Bugün bütün dünya bir salgın belası ile mücadele ediyor. Ülkemiz, salgına karşı diğer ülkelere oranla son derece başarılı bir mücadele yürütüyor. Dünyanın hemen her ülkesinde sağlık hizmetleri başta olmak üzere kamu hizmetleri akamete uğrarken ülkemizde kamu hizmetleri sorunsuz olarak sunuluyor.

Bu başarıda canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımız baş rolü oynarken, güvenlik görevlileri, zabıtalar, posta dağıtıcıları, öğretmenler, enerji, ulaşım, haberleşme, tarım, 112 Acil Çağrı Merkezi, büro hizmetleri, gümrük çalışanları, din görevlileri velhasıl tüm kamu çalışanları sürekli alanlarda, işlerinin başında, milletimizin hizmetindeydiler.

Bu süreçte herkes çok çalıştı, çok mücadele etti, çok yoruldu ve çok yıprandı. Sağlık çalışanlarımız, bütün kamu görevlileriyle birlikte son derece düşük ücretlerle geçim sıkıntısı yaşıyor. Hayat pahalılığı nedeniyle alım gücü her geçen gün düşüyor. Bir taraftan salgınla bir taraftan ekonomik açmazlarla mücadele ediyorlar.

Memurlarımız emekli olduklarında ise adeta sefalet ücretine mahkûm oluyor, asgari ücretin biraz üzerinde emekli maaşı alıyor. Başta hemşirelerimiz, polislerimiz, imamlarımız ve öğretmenlerimiz olmak üzere tüm kamu çalışanları bu zor günlerde yüzlerini güldürecek bir haber bekliyor.”

KAHVECİ: KAMU ÇALIŞANLARININ EMEKLERİNE BİR TEŞEKKÜR NİTELİĞİ TAŞIYAN EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ DAHA FAZLA GECİKTİRİLMEMELİDİR

Ek gösterge konusunda ayrıca bir çalışma yapılmasına gerek olmadığını vurgulayan Genel Başkanımız,

“Nitekim Cumhurbaşkanı, mayıs ayında yaptığı bir açıklamada “Ek gösterge konusunda verilen söz ne ise tutulur” dedi, bizleri umutlandırdı. Canlarını ortaya koyarak hizmet üreten kamu çalışanlarının emeklerinin maddî bir karşılığı yoktur. Emeklerine paha biçilemez.

Milyonlarca kamu çalışanı verilen bu sözün hayata geçmesini ve sorunlarına çare bulunmasını bekliyor. Ek gösterge konusunda ayrıca bir çalışma yapmaya gerek yok, çare 2 yıldır TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bekleyen tekliftedir.

Ek gösterge sözünün talebimiz doğrultusunda hayata geçirilmesi, canları pahasına görev yapan sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere tüm memurlarımızın emeklerine bir teşekkür niteliği de taşıyacaktır. Milyonlar, bir müjde beklemektedir. Bu müjde daha fazla geciktirilmemelidir” dedi.

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcılarımız Nebi Yay, Vedat Ulu ve Ankara 2 Nolu Şube Başkan Yardımcımız Yusuf Erken ile birlikte 24.06.2020 tarihinde MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ı ziyaret etti.

Ziyarette Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde açılacak olan Kurum İçi Uzmanlık Sınavının (Gelir Uzmanlığı ve Defterdarlık Uzmanlığı) açılmasına yönelik vermiş olduğu destek ve üstün gayretleri nedeniyle, Sendikamız ve Bakanlık çalışanları adına Erkan Akçay’a teşekkür eden Genel Başkanımız Osman Eksert, “Maliye çalışanlarının önemli bir bölümü çok uzun yıllardır bu sınavı beklemektedir. Defterdarlık Uzmanlığı ve Gelir Uzmanlığı Sınavında kadro sayısı yeteri kadar tahsis edilmelidir. Bu konuda gerekli destek vereceğinizden hiçbir şüphemiz yoktur” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise, “Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’e her zaman elimizden gelen desteği veriyoruz. Çalışanların mağdur olmasını asla istemeyiz. Uzmanlık sınavlarının açılması için verdiğimiz mücadeleyi, yeterli sayıda kadronun açılması içinde vereceğiz” dedi.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, konfederasyonumuzun kuruluşunun 28. yılı münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
“Türkiye Kamu-Sen, kuruluşundan bugüne kadar, gerek kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi gerekse milletimizin birlik, bütünlük ve kardeşliğinin pekiştirilmesi yönünde ortaya koyduğu görüş ve eylemleriyle, gündeme damga vuran tespit ve önerileriyle ülkemizin hiç kuşkusuz en etkili sivil toplum kuruluşlarından biri olmuştur” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bütün olumsuzluklara rağmen her yıl büyüyerek, bugün 400 bini aşan üyemizle omuz omuza, yürek yüreğe, gönül gönüle, sevgi, saygı ve dostluk içinde yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci mesajında şu satırlara yer verdi;

“Millet sevgisi, vatan sevdası ve hizmet aşkıyla; milli değerlerimizi ve kamu görevlilerinin haklarını koruyup, mutlu, huzurlu ve refah içinde bir kamu çalışanı, birlik, beraberlik ve huzurlu bir toplum için mücadele eden Türkiye Kamu-Sen’in 28. kuruluş yıldönümünü gururla kutluyoruz.

Milletine hizmet etmeyi en büyük amaç edinmiş kamu çalışanları, 12 Eylül’ün yasakçı zihniyetinin ardından, 1985’li yıllardan sonra örgütlenmeye başladı. Bu çalışmalar, sendikal örgütlenmenin mümkün olmadığı bu dönemde, 6 Mart 1989 tarihinde Türkiye Kamu Çalışanları Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV)’nın kurulmasıyla ilk meyvesini verdi.

TÜRKAV temelinden hareketle, hazırlanan kamu görevlileri sendikaları kanunu tasarısına uygun olarak 14 sendikanın bir araya gelmesiyle, 24 Haziran 1992’de Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu kuruldu ve 27 Haziran 1992 günü yapılan basın toplantısında Türkiye Kamu-Sen’in kuruluşu ilan edildi. Kurucu Genel Başkan’ımız Ali Işıklar, basın açıklamasında “Sendikal haklar; sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakları aynı anda bir arada bulunduğu taktirde gerçek anlamada sendikal hakların varlığından söz edilebilir. Toplu sözleşme ve grev hakkından mahrum bulunan bir sendikanın herhangi bir dernekten farkı olmayacaktır” diyerek temel amacı ortaya koydu.

Türkiye Kamu-Sen, o tarihten beri tüzüğünde yer alan ana ilkeler doğrultusunda; “ilkemiz önce ülkemiz” diyerek; üreten, yol gösteren, hak eden ama hak ettiğini mutlaka alan bir sendikacılık anlayışıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Gelinen süreçte 28 yıl önce ilkelerini ortaya koyduğumuz kamu görevlileri sendikacılığında; sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakkı hedeflerine adım adım ilerledik, bu yolda hatırı sayılır bir yol kat ettik. Önce sendika hakkımızı, ardından da toplu sözleşme hakkımızı elde ettik. Şimdi sırada grev hakkımız var. Bu hakkımızı en kısa sürede elde ederek evrensel sendikal haklara kavuşacağız. Türkiye Kamu-Sen yönetici ve üyeleri olarak, 28 yıldır hiç taviz vermeden ülkemizin bölünmez bütünlüğü, çocuklarımızın geleceği; ülkemiz insanlarının ve kamu çalışanlarının refaha kavuşmasını sağlamak, hakkı, hukuku ve ücret adaletini sağlamak için mücadele ediyoruz.

Türkiye Kamu-Sen, kuruluşundan bugüne kadar, gerek kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi gerekse milletimizin birlik, bütünlük ve kardeşliğinin pekiştirilmesi yönünde ortaya koyduğu görüş ve eylemleriyle, gündeme damga vuran tespit ve önerileriyle ülkemizin hiç kuşkusuz en etkili sivil toplum kuruluşlarından biri olmuştur.

Bütün siyasi baskılara ve olumsuzluklara rağmen her yıl büyüyerek, bugün 400 bini aşan üyemizle omuz omuza, yürek yüreğe, gönül gönüle, sevgi, saygı ve dostluk içinde yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz.

Konjonktüre göre tavır almadan, kimseye dayanmadan, kimseden korkmadan, daima doğru bildiğimiz yolda ilerleyerek; yalnızca kamu görevlilerimizden aldığımız güçle yürüttüğümüz hak mücadelemizde temiz, şerefli bir maziye sahip olmaktan gurur ve mutluluk duymaktayız. 28 yıldır bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ve bugünlere gelmemizi sağlayan başta kamu görevlilerimiz olmak üzere, konfederasyonumuza emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu süre zarfında camiamız içinde yer alarak bizlere destek veren, gelmiş geçmiş tüm üye ve teşkilat mensuplarımıza tek tek teşekkür ediyor; ailemize kattıkları değerden dolayı, minnetlerimi ifade ediyorum. Hayatta olmayan tüm arkadaşlarıma da Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Bu doğrultuda, yine kamu görevlilerimizin teveccühleriyle, ilkelerimizden taviz vermeden, aynı kararlılık, şevk ve inançla nice şerefli 28 yılları idrak edeceğimizden şüphe duymaksızın, kamu görevlilerinin gerçek temsilcisi Türkiye Kamu-Sen’imizin 28. kuruluş yıldönümünü kutluyor; nice 28 yıllar diliyorum.

28 yıl önce yanan bu ateş hiç sönmeyecektir.  Çok yaşa, var ol Türkiye Kamu-Sen!”