Türkiye Kamu-Sen gazetesinin dijital sayısı yayınlandı.
Gazetemizin 130. sayısı dijital olarak yayınlandı.
Sendikamızca, özelleştirmeler nedeniyle kamuya geçiş imkanı sağlanan personelin, özelleştirilmeden önce çalıştıkları sürelerin yıllık izin hesabına dahil edilip edilmeyeceği hususunda, halen uygulama birliği sağlanamadığı, personelin bir kısmına yalnızca kamuda geçirdiği süreler üzerinden yıllık izin kullandırılarak, eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı işlemler tesis edildiği ve çalışma barışını zedelendiğinde bu nedenle, özelleştirilen kurumlardan kamuya geçen personelin yıllık izinlerinin “özelleştirilmeden önce çalışılan süreler de dahil edilmek suretiyle” hesaplanması yönünde uygulama birliğinin sağlanmasını talebimizi Cumhurbaşkanlığına ilettik.
İlgili yazıyı görmek için tıklayınız.
Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Ali Oymak, Kadir Polat ve Vedat Ulu 15-17 Şubat 2021 tarihleri arasında Kırıkkale, Yozgat, Sivas, Tokat, Amasya ve Çorum’da Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizi ziyaret ederek, 2021 yılı yol haritamız ile ilgili bilgi verdiler.
Genel Başkan Yardımcılarımız Sivas Defterdarı Mustafa Yumuşak, Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı ile Amasya Eski Şube Başkanımız Amasya Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Muammer Tufanoğlu’nu da ziyaret ettiler.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Ocak ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Ocak 2021 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.939,69 TL olarak hesaplanmıştır.
Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 8.136,21 Lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 273,42 TL, %3,47 oranında arttığını göstermektedir.
Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 88,83 TL, %3,00 oranında yükselmiş ve 3.047,85 Lira olarak hesaplanmıştır.
Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Ocak ayında 3.109,47 Lira olarak tahmin edilmiştir.
Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Ocak 2021 verilerine göre günlük 65,765 Lira olduğu belirlenmiştir.
Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.972,95 Lira olmuştur. Ocak 2021 itibari ile ortalama 4.806,24 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %41,04’ünü oluşturmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.136,52 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Ocak 2021 ortalama maaşının %23,64’üne denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının %64,68’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %35,32’si kalmıştır.
Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Ocak 2021 maaşından geriye yalnızca 1.697,56 TL kalmıştır.
KAHVECİ: ORTALAMA MEMUR MAAŞLARINDA SON BİR YILDIR % 13.50 ORANINDA ARTIŞ SAĞLANIRKEN, 4 KİŞİLİK AİLENİN ZORUNLU HARCAMALARINDAKİ ARTIŞ SON BİR YILDA %17.44 OLMUŞTUR. KAMU ÇALIŞANLARI EK ZAM MÜJDESİ BEKLİYOR
Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezinin yaptığı araştırmayı değerlendiren Genel Başkanımız Önder Kahveci, şunları söyledi:
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’mizin yapmış olduğu 2021 Ocak ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşlarında yaşanan reel kayıpları gözler önüne sermektedir.
Özellikle salgın hastalıkla mücadele ettiğimiz son bir yıldır, ekonomik anlamda piyasalardaki hareketlenmenin cenderesini yine kamu çalışanları ve emekliler çekiyor. Yaşanan kayıpların telafi edilmesi bir yana, zorunlu harcama kalemlerinde fahiş artışlar hız kesmeden devam ediyor. Bu durumda alınan maaşlarla sadece mutfak, barınma, ısınma gibi kış aylarının zorunlu harcamalarına dahi gücü yetmeyen kamu çalışanlarının maaşlarında ek ödeme yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Söylemlerimiz ve taleplerimiz resmi rakamlara dayanıyor. En düşük memur maaşı ile ortalama Memur Maaşı (enflasyon farkı dahil) Ocak 2020 ile Ocak 2021 arasındaki fark %13.50 iken, son bir yıldır 4 kişilik ailenin zorunlu harcamalarının artışı %17.44 olmuştur. Bu durum maaşların ne derecede eridiğini göstermektedir.
Buradan bir kez daha ek zam talebimizi yineliyoruz. Ya zorunlu harcama kalemlerinde düşüş sağlayın ya da maaşlarda iyileştirme yapın. Kamu çalışanları enflasyon hedefinin altında zam pazarlığı yapanlara mahkum değildir, olmamalıdır. Toplu sözleşmede resmi süreyi adam akıllı değerlendirmeyip, oyalananlar şimdi ek zam istekleriyle ilgili hamaset yaparak üzerlerindeki sorumluluktan kurtulamazlar. 2020-2021 yıllarında geçerli olacak zam pazarlığı yapılırken, memurlar için grev dahil her türlü mücadeleyi birlikte verelim mesajımıza arkasını dönenlerin samimiyetinden şüphe duyarım.
Bilinmesi gereken bir önemli husus ise küçük esnaf ciddi sıkıntı yaşamaktadır. Kamu çalışanlarına verilecek destek, esnafımıza da can suyu olacaktır. O yüzden kamu çalışanlarına yapılacak iyileştirmenin esnafımızı da rahatlatacağını düşünüyoruz. Ek zam hakkımızdır. Hakkımız olanın da tez zamanda verilmesini istiyoruz.
Sendikamız 15.12.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığına gönderdiği yazı ile sözleşmeli çalışanların yıllık izinlerinin bir sonraki yıla devredilmesini ve bu konuda yaşanan mağduriyetlerin giderilmesini talep etmişti.
06.02.2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile, Sözleşmeli çalışanların kullanmadıkları izinlerinin bir sonraki yıla devredileceği belirtilmiştir.
Sözleşmeli çalışanlar için önemli bir kazanım elde eden Sendikamız, Sözleşmeli çalışanların tamamının kadroya geçirilmesi için mücadelesine devam edecektir.
Genel Başkanımız Osman Eksert ve Genel Başkan Yardımcımız Gürkan Orhan 04.02.2021 tarihinde Danıştay Başkanı Zeki Yiğit’i ziyaret etti.
Ziyarette Danıştay Başkanlığı çalışanlarının talepleri görüşülerek, Sendikamızın talepler ve sorun önerileri ile ilgili hazırlamış olduğu rapor Danıştay Başkanına iletildi.
Danıştay Başkanı Zeki Yiğit ise Sendikamızın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, taleplerimiz noktasında elinden geleni yapacağını belirtti.
Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonları tarafından mobbing ile mücadele haftası çerçevesinde “Covid-19 Özelinde Mobbing” istişare toplantısı çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Toplantıya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da katıldı.
LEYLA POLAT: KADINLARIMIZ VE MOBBİNG KONUSUNDA ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR
Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıda Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Leyla Polat tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, çalışma hayatında kadınların yaşadığı mobbinge dikkat çekti. Polat, “İstişare toplantımıza bizleri kırmayarak katılım sağlayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanımız Önder Kahveci’ye teşkilatımız adına teşekkürlerimi sunuyorum. Pandemi nedeniyle hayatını kaybeden başta sağlık çalışanlarımız, tüm kamu çalışanlarımız ve vatandaşlarımıza yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Temennimiz en kısa sürede normal hayata dönmektir.
Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonları olarak aslında pandemi öncesinde bir kadın kurultayı planlamıştık ancak ne yazık ki salgın planlarımızı değiştirmek zorunda bıraktı. 2021 yılının ilk toplantısını ise çevrimiçi olarak bu şekilde tam da kadınlarımızın en hassas olduğu mobbing üzerine kurguladık. Çalışma hayatı ve diğer alanlarda yaşanan mobbingle ilgili atılması gereken adımlar ve çalışmalarımızı bugün sizlerle paylaşacak ve sizlerin de görüşlerini alacağız. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
KAHVECİ: KADIN NE DENLİ GÜÇLÜ İSE, TOPLUMDA O DENLİ GÜÇLÜDÜR
Genel Başkanımız Önder Kahveci de toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Kadın Komisyonları istişare toplantısının hayırlara vesile olmasını temenni ederek sözlerine başladı. Kahveci, “Sayın Bakanım, değerli hocalarım, saygıdeğer Türkiye Kamu-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı ve üyeleri, Türkiye Kamu-Sen Kadınlar Komisyonu’nun, düzenlemiş olduğu istişare toplantımıza hoş geldiniz, hepinizi şahsım ve Türkiye Kamu-Sen adına saygı ile selamlıyorum. Toplantımızın, camiamız, çalışanlarımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını cenabı Allah’tan diliyorum.
Türkiye Kamu-Sen olarak nitelikli bir sendikacılık yapıyoruz. Biz aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyetinin varlığına ve Türk milletinin hassasiyetlerine tehdit oluşturan her türlü tehlikeye karşı duyarlı bir sivil toplum örgütüyüz. Son yıllarda, Cumhuriyetimiz ve diğer hassasiyetlerimiz için tehlike oluşturan her türlü tehdide karşı birlikte direndik.
Bundan sonra da Türkiye Kamu-Sen olarak ülkemizi karanlığa ve kardeş kavgasına doğru götürmeye çalışanlara karşı, sonuna kadar direneceğiz.
“SANAYİ DEVRİMİ KADININ ÇALIŞMA HAYATINA GİRMESİNE VESİLE OLMUŞTUR”
Sanayileşmenin yüksek oranlı bir iş gücü talebi ortaya çıkarması; sanayileşme öncesi sadece evde belirli işleri yapan biri olan kadının, sanayi devrimi sonrasında erkeklerle birlikte, modern çalışma hayatına girmesine vesile olmuştur. Sanayi devrimi ile başlayan süreç bizlere geleneksel yaklaşımın aksine, çalışma hayatında kadınların da en az erkekler kadar başarılı olabileceğini göstermiştir.
Fakat günümüzde, kadınların çalışma hayatında etkin bir rol oynamalarının, kadınlardan toplumsal düzeyde beklenen aile içi rolleri yerine getirmesini engellediği düşünülmektedir. Başka bir ifade ile toplumun kadına yüklediği ev işleri ve annelik görevleri, bir anlamda çalışma hayatının önüne geçmekte, hem kadınların iş hayatında yükselmelerini hem de sürekli ve güvenceli işlerde çalışmalarını engellemektedir. Bu durum, öncelikle geleneksel açıdan kadından beklenen rollerin aksaması ve kadının psikolojik olarak ailesi ve kariyeri arasında kalması biçiminde şekillenmiştir.
Bu ikilem içerisinde ne yazık ki kadınlar çalışma hayatında yeteri kadar yer alamamakta, kariyer gelişimi noktasında geride kalmakta ve daha düşük ücretlerle, güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda kalmaktadır. Ama biyolojik ve sosyal bir varlık olarak kadın, insan topluluğunun ayrılmaz bir parçasıdır. Kadın ve erkek bir takım fiziksel fonksiyonları bakımından farklılıklar gösterse de zihin ve öğrenme kapasiteleri bakımından birbirlerinden farklı değillerdir. Bir başka ifadeyle kadın ve erkeklerde, öğrenme ve zihni kullanma potansiyeli bakımından hiçbir surette bir farklılık söz konusu değildir.
İnsan toplumu içgüdüye değil öğrenme ve çalışma potansiyeline dayalı olarak oluşmuş bir yapıdır. Kadın, türünün yarısı ve dolayısıyla insanlığın yarısıdır. Bütün toplumlar, kadınla erkek arasındaki fizyolojik farkı gözeterek, toplumu genelde erkek ve kadın olarak iki gruba ayırmış ve her grubun da statü ve rollerini birbirinden değişik olarak tayin etmiştir. Bu sebepledir ki, dünya geneline baktığımızda kadınların erkeklere oranla eğitim seviyelerinin daha düşük, işsizliğin daha yüksek olduğunu görüyoruz.
Kadının eğitimini kısıtlayan bu toplumsal yapı içerisinde, güvenceli bir iş ve kariyer sahibi olmak için hayat boyu öğrenmeyi zorunlu kılan bir istihdam sistemi ortaya çıkmıştır. Bu tezat, kadınları iş hayatından uzaklaştırırken, acımasız rekabet şartları karşısında biraz daha geri plana itmektedir. Toplumun kadına yüklediği aile içi görevler nedeniyle üst düzey yönetim kademelerindeki kadın sayısının daha az olduğunu görüyoruz.
Avrupa ülkelerinde dahi kadınların, erkelerden %12 ile %25 arasında daha düşük ücret aldığını biliyoruz. Oysa yasal düzenlemelerde, çağdaş toplumlarda kadınlar ile erkekler arasında, erkekler lehine bir ayrımcılık görünmüyor. Bu durumunda sorunun toplumsal algıdan kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Demek ki, kadınların hukuki haklarını kullanması için yasal düzenlemelerle birlikte, hukuk kurallarını hayata geçirecek olan bireylerin de yeterli olgunluğa erişmesi ve uygun toplumsal kültürün oluşturulması gerekiyor.
“KADINLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZ HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR”
Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak geçtiğimiz yıl, geniş katılımlı uluslararası bir kadın çalıştayı düzenlemeyi planlamıştık. COVID-19 nedeniyle bu planımızı ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldık. Ancak kadınlarımıza yönelik çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. Bu çalışmalarımız sonucunda üyeleşmede %50’lik bir orana ulaştık. Önümüzdeki dönemde kadınlarımızı sendikacılıkta daha aktif olarak görmek, yönetici pozisyonlarında da kadın oranlarımızı yükseltmek arzusundayız. Yaşadığımız küresel salgın çalışan kadınlarımız üzerindeki yükü bir kat daha arttırmıştır.
Bir taraftan kamu görevlerini yerine getiren kadınlarımız diğer yandan kısıtlamalar nedeniyle daha fazla ilgi ve bakıma ihtiyaç duyan çocuklarına ve ev işlerine yetişmek durumunda kalmıştır. Esnek çalışma nedeniyle gece gündüz demeden mekâna ve zamana bağlı kalmaksızın çalışmak zorunda kalan kadınlarımız, büyük güçlükler çekmektedir. Bu durum, Mobbing konusunda da olumsuzluklar doğurmaktadır. Bu bakımdan istişare toplantımızın yaşanan sorunları ortaya koyması ve kadınlarımızın beklentilerinin belirlenmesi noktasında önemli olacaktır.
Bizler, kadınlarımızı da yanımıza aldığımızda bir kat daha güçlü olacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda nasıl ki kadınlarımız, erkeklerle omuz omuza mücadele etmişse, şimdi de biz erkekler kadınlarımızın hakları için birlikte omuz omuza birlikte mücadele etmeliyiz. Kadın ne denli güçlü ise toplum da o denli güçlüdür.
Kadınların, çalışma haklarının esnekleştirilerek, kiralık işçilik, kısmi zamanlı çalışma gibi yollarla ellerinden alınması, örgütlü toplum içinde kendine yeterince yer bulamaması kabul edilemez bir durum olarak toplumların geri kalmasına ve çöküşüne yol açacaktır. Öyleyse toplumumuzu güçlü kılmak için, önce kadınımızı güçlü kılmak zorundayız.
Toplumumuzu zengin kılmak için, önce kadınlarımızı her anlamıyla zengin kılmak zorundayız diyor, katılımlarından dolayı sayın Bakanımıza, hocalarımıza, Türkiye Kamu-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı ve üyelerine tekrar teşekkür ediyorum. Toplantımızın sendikamıza, kamu çalışanlarına, ülkemize ve Türk milletine hayırlı olmasını Cenabı Allah’tan diliyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK: TÜRKİYE KAMU-SEN’İN KADINLARIMIZA YÖNELİK KATKILARINI ÖNEMSİYORUZ
Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonları tarafından düzenlenen toplantımıza katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, kadınlarımızın çalışma hayatı ve tüm alanlarda elde ettiği başarılara dikkat çekti. Selçuk, “Bugün bu istişare toplantısında sizlerle olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu organizasyonu düzenledikleri için Sayın Genel Başkan Önder Kahveci ve Leyla Polat hanımefendiye teşekkürlerimi sunuyorum. Kadınları ne kadar güçlendirirsek toplum o denli güçlenir. Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum demektir. Sendikalarımızın bu konuda gösterdikleri çaba ve gayretleri takdire şayandır.
Kadınlarımıza yönelik şiddet ve mobbing noktasında yapılan tüm çalışmalar çok önemli. Biz her zaman kadınlara değer vermiş bir milletiz. Geçmişte bunun örnekleri çok fazla. Kadınlarımızın bugünde her alanda etkin olmaları noktasında sendikalarımızın çabası çok önemli. Bizde hükümet olarak hak temelli kazanımları önemsiyor ve bu konuda durmaksızın çaba sarf ediyoruz.
Eğitim, sağlık, ekonomi, katılım ve karar alma gibi konular sürekli olarak gündemimizde yer almaktadır ve bu başlıklar altında kararlı bir biçimde yürüyoruz. Bugüne dek kadın hakları ve kadının güçlenmesi konusunda önemli adımlar attık. Her alanda kadınlarımıza fırsat tanımak için çabamız var, kadınlarımıza fırsat verildiği anda gerçekten çok önemli işler başarıyorlar.
Kadınlarımızın girişimci olabilmeleri için eğitimler veriyoruz ve bu konuda ciddi bir istek olduğunu görüyoruz. Bu noktada bölgesel çalışmalara ağırlık veriyoruz. Çalışma hayatında kadınlarımız daha fazla yer alsın diye sürekli olarak stratejiler üretmekteyiz.
Kadınlarımız, hem aile hem de çalışma hayatında başarılı olsunlar, kariyerleri güçlü olsun diye ortak çalışmalar sürdürüyoruz. Her daim kadınlarımızın yanında olma hedefimiz var. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarımızın katkısı bizim için önemli. Kadınlarımızın iş gücüne katılması konusunda iyi bir noktadayız. Hedefimiz daha da çok kadının bulunduğu bir iş yaşamı. Hem aile hem de sosyoloji ekonomik hayatta kadınlarımızın varlığını sağlamak arzusundayız.
“TÜRKİYE KAMU-SEN’İN ENDÜSTRİ 4.0 VE SENDİKALARIN GELECEĞİ PANELİNİN NE KADAR ÖNEM ARZ ETTİĞİNİ BUGÜN GÖRMÜŞ OLDUK”
Covid-19 çalışma hayatını çok etkiledi. Her alanda dönüşümlü ya da farklı çalışma modellerine geçildi. Farklı mesai stilleri belki kadınlarımızın daha da önünü açacak diye düşünüyorum.
Türkiye Kamu-Sen’in geçtiğimiz yıllarda düzenlediği ve benimde katıldığım “Endüstri 4.0 ve Sendikaların Geleceği” panelinin ne kadar önem arz ettiğini bugün bir kez gördük bu noktada öngörüsünü ortaya koyan Türkiye Kamu-Sen’e ve yöneticilerine sonsuz teşekkür ediyorum.
“KADINA YÖNELİK HER TÜ RLÜ ŞİDDETE SIFIR TOLERANSLA YAKLAŞIYORUZ”
Kadına yönelik şiddetin bir çok türü var. Psikolojik, cinsel ve fiziksel.. Bunun her türlüsünü reddediyoruz. Her ilimizde bu konuda çeşitli çalışmalarımız var. Elektronik uygulamalarımız var. Şiddet konusunda asla taviz vermeyiz ve sıfır tolerans diyoruz. Bu konunun üstesinden hep birlikte gelebiliriz. Bu noktada özellikle kadın komisyonlarımızın desteği çok önemlidir. Bir kez daha ifade etmek isterim ki, çalışma hayatında kadınlarımızın her daim yanındayız. Özellikle Mobbing konusu tüm çalışanları ve özellikle kadınları çok etkileyen bir konu. Bununla mücadelemizde de asla taviz vermeden sürdüreceğiz.
Bu konuda gösterdiğiniz çalışmalarınız ve gayretleriniz için çok teşekkür ediyorum. Bu platformların artması dileğiyle tüm katılımcılara bir kez daha selam ve sevgilerimi gönderiyor, toplantınızın hayırlı olmasını diliyorum.
Kadın Komisyonu İstişare Toplantımız protokol konuşmalarının ardından akademisyenlerimizin sunumları ve değerlendirmelerle tamamlandı.
Sendikamızca, objektif ve herkesçe kabul edilen yazılı sınavları etkisiz hale getirerek, devlet kademelerinde kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı istihdama yol açan ve istismara açık, kişisel değerlendirmeye dayalı bir nitelik taşıdığı birçok yargı kararı ile de tespit olunan mülakat sisteminin kaldırılarak, yazılı sınava dayalı bir atama ve terfi sisteminin getirilmesinin ülkemizin geleceği ve kamu düzeninin sıhhati açısından meydana getireceği artıları ve bu yönde sözlü mülakatın tüm kurumlar nezdinde kaldırılmasına ilişkin taleplerimizi Cumhurbaşkanına ilettik.
Ankara 11 Nolu Şube Başkan Yardımcımız Bayram Karagöz’ün Sendikamızı temsilen katıldığı Banka Promosyonu toplantısında, Sayıştay Başkanlığı ve Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O arasında imzalanan anlaşma ile Sayıştay Başkanlığı çalışanlarına 3 yıllığına toplamda 3.100 TL ve peşin ödeme yapılması kararlaştırıldı.
Promosyon ödemeleri en geç 21.02.2021 tarihinde yapılacaktır.
Türk Büro-Sen olarak, tüm Sayıştay Başkanlığı çalışanlarına hayırlı olsun diyoruz.