Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 131

KAYSERİ ŞUBEMİZ, MAAŞ ARTIŞLARINDA AYRMCILIK KABUL EDİLEMEZ

0

KAYSERİ ŞUBE BAŞKANIMIZ HACI MUSA ŞEN’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

TÜİK, kasım ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre kasımda ayında TÜFE %3,51 yükseldi. Temmuz-Kasım arasındaki 5 ayda enflasyon %10,46 olurken, yıllık bazda %21,31 olarak belirlendi.

Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ikinci dönemi için yapılan maaş artışı %3 iken beş aylık dönemde enflasyonun %10,46 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %7,46 eridiğini de ortaya koydu. Bu 5 beş ayda ortaya çıkan erime, yılın ikinci yarısında memur maaşlarının verilen zammın 3 katı kadar eridiğini göstermektedir.

Bir ülkede enflasyon, maaşlara yapılan zamdan iki kattan daha hızlı artıyorsa burada ücret politikalarının belirlenmesinde bir aksaklık gelir dağılımında bir bozukluk var demektir. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği, gelir dağılımını nasıl bozduğu ortaya çıkmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda uzman ve baş öğretmenlik sistemine geçileceğini ve maaşların 1000 ile 2000 TL artacağını ifade etmiştir. Geçtiğimiz gün pratisyen hekimlerimizin maaşı 2500 TL, uzman hekimlerin maaşı 5000 TL artırılmıştır. Öğretmen, hemşire, din görevlisi ve polislerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltileceği belirtilmektedir.

Halbuki bu sorunlar yalnızca belli çalışan gruplarının değil bütün memurların sorunudur. Bozulan ekonomik yapı ve darbe alan memur bütçesi, bütüncül bir yaklaşımdan uzak yalnızca unvan bazında ele alındığında sorun çözülmekten çok daha da karmaşık hale gelmekte, çalışma barışı ve adalet yara almaktadır.

Yıllık resmî enflasyonun %21’leri aştığı ve maaşların sürekli eridiği bu dönemde yalnızca belli unvanları ve meslek gruplarını ele alıp diğerlerini görmezden gelmek ve sefalete mahkûm etmek sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Bu süreçte yılın üçüncü çeyreğinde milli gelir %7,4 büyümüştür. Maaşların enflasyonun yarısından daha az bir artış gösterdiği ortamda bırakın büyümeden pay almayı sıfır zam bile alamayan kamu çalışanlarının gelir pastasındaki oranı da azalmaktadır. Buna ek olarak belli çalışan gruplarına fazladan yapılan artışlar, kamu görevlilerimizin daha fazla umutsuzluğa kapılmasına neden olmakta, çalışma verimini düşürmekte, büyük bir çalışan kesiminin geçim acziyetine düşmesi sonucunu doğurmaktadır.

Bu durumu düzeltmenin yolu, ayrım yapmaksızın bütün kamu çalışanlarını kapsayan gerçek enflasyon, zorunlu harcamalar, büyüme ve refah payını dikkate alan bir ek zam verilmesinden geçmektedir. Bu ekonomik şartlar altında bir kesime zam yapılırken diğer kesimlerin görmezden gelinmesi, hakkaniyet, adalet ve eşitlikle bağdaşmayan bir durum olarak kamu vicdanını yaralayacaktır.

Görülmektedir ki, memurlarımızın maaşı her geçen ay mum gibi erimektedir. Döviz kurlarındaki artış, yatırım araçlarındaki yükseliş, benzin, doğalgaz, elektrik ve gıda başta olmak üzere zorunlu harcamalara gelen zamlar istisnasız bütün memurlarımızın belini bükmektedir. Bir taraftan COVID-19 salgınıyla mücadelenin baş aktörleri olarak üstlendikleri hayati görevlerin yükü diğer yandan ekonomik olarak terk edilmişliğin getirdiği baskı memurlarımızın ve emeklilerimizin geleceğe dair umutlarını tüketmektedir. Bu gidişe bir dur deme vakti gelmiş de geçmektedir.

Sorunların tamamını çözmekten uzak, yalnızca belli unvanlara sıcak diğerlerine şaşı bakan anlayış, milyonlarca memuru ve ailesini 2022 yılında geçim mücadelesinin tam ortasında yalnız bırakmış olacaktır. Bu nedenle derhal bütün kamu görevlilerini kapsayan bir çalışma yapılarak, tüm memurların beklentilerine cevap vermek, sorumlu yönetim anlayışının da bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetkililer bu duruma daha fazla geç kalmadan müdahale etmeli ve istisnasız tüm kamu çalışanlarımız ek zam ile desteklenerek %21,31 enflasyona karşılık memurlarımıza %6,1 zam verilmesi garabetinden kurtarılmalıdır. Enflasyon herkes için aynıdır, geçim sıkıntısı herkes için aynıdır öyle ise çözüm de herkes için ek zam olmalıdır. Aksi halde memurlarımız kendilerine yapılan bu ayrımcılığı asla unutmayacaktır.

KAYSERİ ŞUBEMİZDEN İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRÜNE ZİYARET

0

Kayseri Şube Başkanımız Hacı Musa Şen ve Şube Başkan Yardımcısı Cengiz Çelik, Murat Yanar ve İş yeri Temsilcimiz Hacı Ahmet Karacabey ile birlikte Kayseri Göç İdaresi İl Müdürlüğüne atanan Ahmet Danışman’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Kayseri Şube Başkanımız Hacı Musa Şen, “İl müdürümüzün göstermiş olduğu misafirperverliği için teşekkür ederiz. Yeni görevinde başarılar dileriz” dedi.

TRABZON ŞUBEMİZ, MAAŞ ARTIŞLARINDA AYRMCILIK KABUL EDİLEMEZ

0

TRABZON ŞUBE BAŞKANIMIZ EMİNE KABLAN’IN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

TÜİK, kasım ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre kasımda ayında TÜFE %3,51 yükseldi. Temmuz-Kasım arasındaki 5 ayda enflasyon %10,46 olurken, yıllık bazda %21,31 olarak belirlendi.

Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ikinci dönemi için yapılan maaş artışı %3 iken beş aylık dönemde enflasyonun %10,46 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %7,46 eridiğini de ortaya koydu. Bu 5 beş ayda ortaya çıkan erime, yılın ikinci yarısında memur maaşlarının verilen zammın 3 katı kadar eridiğini göstermektedir.

Bir ülkede enflasyon, maaşlara yapılan zamdan iki kattan daha hızlı artıyorsa burada ücret politikalarının belirlenmesinde bir aksaklık gelir dağılımında bir bozukluk var demektir. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği, gelir dağılımını nasıl bozduğu ortaya çıkmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda uzman ve baş öğretmenlik sistemine geçileceğini ve maaşların 1000 ile 2000 TL artacağını ifade etmiştir. Geçtiğimiz gün pratisyen hekimlerimizin maaşı 2500 TL, uzman hekimlerin maaşı 5000 TL artırılmıştır. Öğretmen, hemşire, din görevlisi ve polislerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltileceği belirtilmektedir.

Halbuki bu sorunlar yalnızca belli çalışan gruplarının değil bütün memurların sorunudur. Bozulan ekonomik yapı ve darbe alan memur bütçesi, bütüncül bir yaklaşımdan uzak yalnızca unvan bazında ele alındığında sorun çözülmekten çok daha da karmaşık hale gelmekte, çalışma barışı ve adalet yara almaktadır.

Yıllık resmî enflasyonun %21’leri aştığı ve maaşların sürekli eridiği bu dönemde yalnızca belli unvanları ve meslek gruplarını ele alıp diğerlerini görmezden gelmek ve sefalete mahkûm etmek sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Bu süreçte yılın üçüncü çeyreğinde milli gelir %7,4 büyümüştür. Maaşların enflasyonun yarısından daha az bir artış gösterdiği ortamda bırakın büyümeden pay almayı sıfır zam bile alamayan kamu çalışanlarının gelir pastasındaki oranı da azalmaktadır. Buna ek olarak belli çalışan gruplarına fazladan yapılan artışlar, kamu görevlilerimizin daha fazla umutsuzluğa kapılmasına neden olmakta, çalışma verimini düşürmekte, büyük bir çalışan kesiminin geçim acziyetine düşmesi sonucunu doğurmaktadır.

Bu durumu düzeltmenin yolu, ayrım yapmaksızın bütün kamu çalışanlarını kapsayan gerçek enflasyon, zorunlu harcamalar, büyüme ve refah payını dikkate alan bir ek zam verilmesinden geçmektedir. Bu ekonomik şartlar altında bir kesime zam yapılırken diğer kesimlerin görmezden gelinmesi, hakkaniyet, adalet ve eşitlikle bağdaşmayan bir durum olarak kamu vicdanını yaralayacaktır.

Görülmektedir ki, memurlarımızın maaşı her geçen ay mum gibi erimektedir. Döviz kurlarındaki artış, yatırım araçlarındaki yükseliş, benzin, doğalgaz, elektrik ve gıda başta olmak üzere zorunlu harcamalara gelen zamlar istisnasız bütün memurlarımızın belini bükmektedir. Bir taraftan COVID-19 salgınıyla mücadelenin baş aktörleri olarak üstlendikleri hayati görevlerin yükü diğer yandan ekonomik olarak terk edilmişliğin getirdiği baskı memurlarımızın ve emeklilerimizin geleceğe dair umutlarını tüketmektedir. Bu gidişe bir dur deme vakti gelmiş de geçmektedir.

Sorunların tamamını çözmekten uzak, yalnızca belli unvanlara sıcak diğerlerine şaşı bakan anlayış, milyonlarca memuru ve ailesini 2022 yılında geçim mücadelesinin tam ortasında yalnız bırakmış olacaktır. Bu nedenle derhal bütün kamu görevlilerini kapsayan bir çalışma yapılarak, tüm memurların beklentilerine cevap vermek, sorumlu yönetim anlayışının da bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetkililer bu duruma daha fazla geç kalmadan müdahale etmeli ve istisnasız tüm kamu çalışanlarımız ek zam ile desteklenerek %21,31 enflasyona karşılık memurlarımıza %6,1 zam verilmesi garabetinden kurtarılmalıdır. Enflasyon herkes için aynıdır, geçim sıkıntısı herkes için aynıdır öyle ise çözüm de herkes için ek zam olmalıdır. Aksi halde memurlarımız kendilerine yapılan bu ayrımcılığı asla unutmayacaktır.

MAAŞ ARTIŞLARINDA AYRIMCILIK KABUL EDİLEMEZ

0

03 Aralık 2021, Cuma | 10:57

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

TÜİK, kasım ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre kasım ayında TÜFE %3,51 yükseldi. Temmuz-Kasım arasındaki 5 ayda enflasyon %10,46 olurken, yıllık bazda %21,31 olarak belirlendi.

Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ikinci dönemi için yapılan maaş artışı %3 iken beş aylık dönemde enflasyonun %10,46 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %7,46 eridiğini de ortaya koydu. Bu 5 beş ayda ortaya çıkan erime, yılın ikinci yarısında memur maaşlarının verilen zammın 3 katı kadar eridiğini göstermektedir.

Bir ülkede enflasyon, maaşlara yapılan zamdan iki kattan daha hızlı artıyorsa burada ücret politikalarının belirlenmesinde bir aksaklık gelir dağılımında bir bozukluk var demektir. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği, gelir dağılımını nasıl bozduğu ortaya çıkmaktadır. 

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda uzman ve baş öğretmenlik sistemine geçileceğini ve maaşların 1000 ile 2000 TL artacağını ifade etmiştir. Geçtiğimiz gün pratisyen hekimlerimizin maaşı 2500 TL, uzman hekimlerin maaşı 5000 TL artırılmıştır. Öğretmen, hemşire, din görevlisi ve polislerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltileceği belirtilmektedir.  

Halbuki bu sorunlar yalnızca belli çalışan gruplarının değil bütün memurların sorunudur. Bozulan ekonomik yapı ve darbe alan memur bütçesi, bütüncül bir yaklaşımdan uzak yalnızca unvan bazında ele alındığında sorun çözülmekten çok daha da karmaşık hale gelmekte, çalışma barışı ve adalet yara almaktadır.

Yıllık resmî enflasyonun %21’leri aştığı ve maaşların sürekli eridiği bu dönemde yalnızca belli unvanları ve meslek gruplarını ele alıp diğerlerini görmezden gelmek ve sefalete mahkûm etmek sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Bu süreçte yılın üçüncü çeyreğinde milli gelir %7,4 büyümüştür. Maaşların enflasyonun yarısından daha az bir artış gösterdiği ortamda bırakın büyümeden pay almayı sıfır zam bile alamayan kamu çalışanlarının gelir pastasındaki oranı da azalmaktadır. Buna ek olarak belli çalışan gruplarına fazladan yapılan artışlar, kamu görevlilerimizin daha fazla umutsuzluğa kapılmasına neden olmakta, çalışma verimini düşürmekte, büyük bir çalışan kesiminin geçim acziyetine düşmesi sonucunu doğurmaktadır.

Bu durumu düzeltmenin yolu, ayrım yapmaksızın bütün kamu çalışanlarını kapsayan gerçek enflasyon, zorunlu harcamalar, büyüme ve refah payını dikkate alan bir ek zam verilmesinden geçmektedir. Bu ekonomik şartlar altında bir kesime zam yapılırken diğer kesimlerin görmezden gelinmesi, hakkaniyet, adalet ve eşitlikle bağdaşmayan bir durum olarak kamu vicdanını yaralayacaktır.  

Görülmektedir ki, memurlarımızın maaşı her geçen ay mum gibi erimektedir. Döviz kurlarındaki artış, yatırım araçlarındaki yükseliş, benzin, doğalgaz, elektrik ve gıda başta olmak üzere zorunlu harcamalara gelen zamlar istisnasız bütün memurlarımızın belini bükmektedir. Bir taraftan COVID-19 salgınıyla mücadelenin baş aktörleri olarak üstlendikleri hayati görevlerin yükü diğer yandan ekonomik olarak terk edilmişliğin getirdiği baskı memurlarımızın ve emeklilerimizin geleceğe dair umutlarını tüketmektedir. Bu gidişe bir dur deme vakti gelmiş de geçmektedir.

Sorunların tamamını çözmekten uzak, yalnızca belli unvanlara sıcak diğerlerine şaşı bakan anlayış, milyonlarca memuru ve ailesini 2022 yılında geçim mücadelesinin tam ortasında yalnız bırakmış olacaktır. Bu nedenle derhal bütün kamu görevlilerini kapsayan bir çalışma yapılarak, tüm memurların beklentilerine cevap vermek, sorumlu yönetim anlayışının da bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetkililer bu duruma daha fazla geç kalmadan müdahale etmeli ve istisnasız tüm kamu çalışanlarımız ek zam ile desteklenerek %21,31 enflasyona karşılık memurlarımıza %6,1 zam verilmesi garabetinden kurtarılmalıdır. Enflasyon herkes için aynıdır, geçim sıkıntısı herkes için aynıdır öyle ise çözüm de herkes için ek zam olmalıdır. Aksi halde memurlarımız kendilerine yapılan bu ayrımcılığı asla unutmayacaktır.     

DEVLET, ENGELLİ MEMURA BAKIŞINI DEĞİŞTİRMELİ

0

03 Aralık 2021, Cuma | 09:29

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

 

Ülkemizde engelli vatandaşlarımızın istihdamlarına özel sektörde gereken önem ve hassasiyet gösterilmediği gibi, maalesef Kamuda da gerekli istihdam yaratılmamıştır.     

 

Yasa gereği toplam kamu personelinin %3’ü oranında engelli personel istihdam etme şartı olması ve her yıl bunu dile getirmemize rağmen, maalesef Kamuda bu sayıya ulaşmak hayalden öte gitmiyor.     

 

Bilindiği üzere Covid-19 salgını ile normal şartlarda dahi iş bulmakta zorlanan engelli vatandaşlarımız, pandemi sürecinde hiç iş bulamamaktadır. Bu sebeple engelli vatandaşlarımız umudunu kamuya bağlamış, Hükümetten yardım istemektedir. Devletimiz engelli vatandaşlarımıza sahip çıkmalıdır.

 

Kamuda dahi engelli istihdamında bu denli eksiklikler yaşanırken, özel sektörün engellilere karşı hassas davranmasını beklemek hayalperestlikten öteye geçmemektedir.

 

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen %3 engelli çalıştırma zorunluluğu engellilerin işe alınması için azami bir sınır teşkil etmemeli, aksine asgari bir sınır olarak belirlenmelidir.

 

DEVLET YÖNETİMİNİN ENGELLİ MEMURA BAKIŞI YIKILMALIDIR

 

Engelli insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. Bir insanın engelli olmasının; onun diğer insanlar gibi yaşaması, sıkıntı ve zorluklara rağmen başarılı olması için yaşama sevincini hiçbir şekilde kaybetmemesi gerekmektedir.

 

Çağdaş dünyanın geldiği ileri noktada engelli vatandaşlarımıza, eğitim, istihdam, barınma, rehabilitasyon ve bakımının sağlanması, ailelerinin desteklenmesi, engellilerimizin üreten bireyler olarak kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve kolaylaştırılması sosyal bir devletin asli görevidir.

 

Kamuda istihdam edilen engelli memurlarımıza maalesef Devletin bakışı, engellidir. Engelleri zihinlerinde yıkamayanlar, engelli memurlarımıza ikinci sınıf devlet memuru muamelesi yapmakta, sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yazıldığı için istihdam ediyoruz düşüncesindedir.

 

Kamuda istihdam edilen engelli memurlara, “zaten iş yapmalarını beklemiyoruz” gibi çirkin bir düşünceyle, görevleriyle ilgili de hiçbir eğitim verilmemektedir. Devlet yönetimi bu kötü düşünceden vazgeçerek, istihdam edilen engelli memurlara gerekli eğitimleri vermeli ve çalışma hayatında engelli memurlarımızın aktif rol almasını sağlamalıdır. Devletin yönetici ve bürokratlarından, Engelli Memurlara “engelsiz bakmalarını” talep ediyoruz.

 

KAMUDA İSTİHDAM EDİLEN ENGELLİ MEMURLARIMIZIN SORUNLARI BÜYÜYEREK ARTIYOR

Halen Kamuda çalışan engelli arkadaşlarımızın acilen çözülmesi gereken başlıca sorunları,

-Bir defaya mahsus olmak üzere aldıkları eğitimlere uygun kadrolara atanmaları,

-Belirli bir mesleği bulunan engellilerin mesleği dışında çalıştırılmaması,

-Mesleği olmayan engellilerin, özür durumuna göre yapabilecekleri hizmetlere ait kadrolarda çalıştırılması,

-Özür artırıcı ve ek özür getirici işlerde çalıştırılmaması,

-Engelli personelin görevde yükselmelerindeki engellerin kaldırılması,

-Çalışmalarını kolaylaştıracak araç ve gereçlerin sağlanması,

-Engelli personele mesai saatleri dışında görev verilmemesi

Konularında acilen tedbirler alınıp, bu sorunlar en kısa zamanda çözüme kavuşturulmalıdır.

 

Türk Büro-Sen olarak, engelli memurlarımız adına bugüne kadar vermiş olduğumuz mücadelemize, bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğiz.

 

Her kişinin potansiyel birer engelli adayı olduğunu hatırlatarak, engelli vatandaşlarımızın yılda bir defa değil 365 gün yanlarında olduğumuzu, kamuoyuna saygıyla duyururuz.

ANKARA 11 NOLU ŞUBEMİZ OLAĞAN GENEL KURULUNU TAMAMLADI

0

02 Aralık 2021, Perşembe | 16:00

Ankara 11 Nolu Şubemiz 7. Olağan Genel Kurulunu 02.12.2021 tarihinde gerçekleştirdi.

Genel Kurula MHP MYK Üyesi Av. Tarkan Toper, MHP MDK Üyesi Av. Cemiz Yavuz Aksu, MHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Doğan Köz, İlçe Temsilcileri, Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Aslan, Bayram Ali Oymak, Kadir Polat, Nebi Yay, Vedat Ulu, Gürkan Orhan, Ankara Şube Başkan ve Yöneticilerimiz ile çok sayıda davetli katıldı.

Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Hüseyin Aslan’ın yaptığı Genel Kurulda, Genel Başkanımız Osman Eksert konuşmasında Toplu Sözleşme sürecine değindi.

Eksert, “Biz toplu sözleşme masasında ortaklaştırdığımız 51 madde üzerinden oldukça sıkı bir pazarlık yaptık. Bu kapsamda bize sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesi, YHS çalışanlarından yüksekokul mezunu olanların GİH’e geçirilmesi, aile ve çocuk yardımı ücretlerinin artırılması, 3600 ek göstergenin tüm çalışanlara kademeli olarak yansıtılması konularında söz almamıza rağmen, bu sözler yerine getirilmediği için tepkimizi göstererek masadan kalktık.

Yine refah payı ve seyyanen zam talebimizin kabul görmemesi, memura yapılan artışların günümüz ekonomik gerçekleri ile bağdaşmaması sebebiyle masada daha fazla oturmadık. Biz kurulduğumuz günden bu yana memurlarımızın haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele ettik, bu mücadelemizin bundan sonrada aynı kararlılıkla devam edecektir.”

EKSERT, 1000 TL SEYYANEN EK ZAM İSTİYORUZ

Eksert, “Biz Türkiye Kamu-Sen olarak yetkili olduğumuz 2002- 2008 yılları arasında maaşları %219,58 artırdık, malum sen ise yetkili olduğu 12 yılda memur maaşlarını enflasyona ezdirdi. Biz yetkili olduğumuz yıllarda refah payını kazanım olarak hep aldık. Şimdi ise yenden değerlendirme oranı bile %36 olmuşken memurlarımıza yapılan zam %5+7 yetersizdir. Dövizde yaşanan hareketlenme ve enflasyonun artması maalesef memurlarımızı zor durumda bırakmıştır. Buradan hükümete sesleniyoruz memurlarımıza acilen seyyanen 1000TL zam ve %3 refah payı verilmelidir” dedi.

Konuşmaların ardından Şube Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları için oy kullanma işlemine geçildi.

 

Türk Büro-Sen olarak Ankara 11 Nolu Şube Yönetimimize görevlerinde başarılar dileriz.

Yapılan oylama sonucu oluşan liste aşağıdaki gibidir.

Mustafa Demirhan

Serkan Güçlü

Arif Umut Elbey

Uğur Özer

Ali Karaca

Halit Güray Tanrıverdi

Sezgin Bilgiç

ÇANKIRI ŞUBEMİZ, 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

0

Çankırı Şube Başkanımız ve Türkiye Kamu-Sen Çankırı İl temsilcisi Yüksel DEMİRBAŞ’ın“3 Aralık Engelliler günü” açıklaması

Engel sözcüğünün oluşturduğu olumsuz algının esasen bireyde değil, bilakis oluşturulan düzen ve yaşam alanlarının olumsuz şartlarından kaynaklandığını içtenlikle belirtmek isterim.

İçerisinden çıkarak yetiştiği, kadirşinas Türk Milleti’nin her bir ferdini bir bütün ve beraber olarak gören Türkiye Kamu-Sen ve üyeleri; yalnız belirli gün ve haftalarda değil yılın her zamanı engelli bireylerimizin ve ailelerin destekçisi olup, hayata dair yaşadıkları sorunlarını, beklentilerini iyi tanıyıp bilmektedir.

Engelli bireylerimizi bulundukları toplumun önemli bir parçası olarak görmekteyiz.

Artık günümüzde sosyal ve ekonomik hayatın içinde daha fazla yer alan engelli kardeşlerimiz eğitimden, iş hayatına, sosyal hayattan spora kadar pek çok alanda ülkemizi temsil ederek önemli başarılar kazanmaktadırlar. Kalbimizde sevgi, saygı, empati ve şefkat olduğu sürece yani insanı insan yapan değerleri kaybetmediğimiz sürece bizlere engel yoktur.

Hepimizin birer engelli adayı olduğunu bilerek bireylerin ve ailelerinin oluşabilecek olumsuz durumlarda hangi zorlukların içerisinde yer alacaklarını fark etme ve hissetme adına önemli bir farkındalıkla davranmamız gerektiğini bilmeliyiz.

Küresel salgın şartlarında ve tedavisinde engelli vatandaşlarımızın karşılaştıkları zorlukları bilmekteyiz. Engelli kardeşlerimizin, çalışanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak, sağlık, spor, sosyal hayat, eğitim ile yetenekleri ve alışkanlarına uygun aktivite ve işlere yönlendirmek için çeşitli projeler ve düzenlemeler yapılması idarecilerden beklentimizdir.

Saygıdeğer büyüğümüzün de ifade buyurduğu gibi “Asıl engelin, sığ politikalarda ve art niyetli zihinlerde olduğunu, bunun dışındaki her engelin aşılacağını biliyor ve buna canı gönülden inanıyorum” sözleri çerçevesinde; 3 Aralık Dünya Engelliler Gününü kutluyor, sevgiyle tüm engelleri birlikte aşabiliriz diyorum” dedi.

RİZE ŞUBEMİZ ADALET BAKANLIĞI SÖZLEŞMELİ PERSONELLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

0

Rize Şube Başkanımız İbrahim Hacımustafaoğlu ve Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz 01.12.2021 tarihinde Adalet Bakanlığı Personel Eğitim Merkezi çalışanı sözleşmeli personelleri ile bir araya geldi.

Görüşmede çalışanların sorunları ve çözüm yolları hakkında istişarede bulunuldu.

Türk Büro-Sen Tekirdağ Şube Genel Kurul İlanı

0

 

01 Aralık 2021, Çarşamba | 12:59

 

Şubemizin 5. Olağan Genel Kurul toplantısı 29.12.2021, 10.00 ile 15.00 saatleri arasında Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi Salonu Hürriyet Mahallesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı No:8 Süleymanpaşa / Tekirdağ adresinde aşağıda belirlenen gündemle yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı 30.12.2021 aynı yer ve aynı saatte yapılacaktır.

GÜNDEM:

1-Yoklama ve açılış
2-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
3-Divan teşekkülü
4-Protokol konuşmaları, Dilek ve temenniler
5-Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması, müzakeresi ve ibrası
6-Denetleme Kurulu raporunun okunması ve ibrası
7-Seçim usul ve esaslarının okunması
8-Yönetim, denetim, disiplin kurulu asil ve yedek üyeleri ile sendika delegelerinin seçimi

DANIŞTAY, TİCARET BAKANLIĞI YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİNE KARŞI AÇMIŞ OLDUĞUMUZ 2. DAVADA DA YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERDİ

0

01 Aralık 2021, Çarşamba | 11:18

Sendikamızca,  11 Mayıs 2021 tarih ve 31481 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticaret Bakanlığı Yer Değiştirme Yönetmeliğine karşı açılan ve Danıştay 2. Dairenin 2021/17379 Esas sayısına kaydedilen ikinci dava dosyasında, “yürütmenin durdurulması” kararı verilmiştir. İlgili karar ile Yönetmeliğin;

  • Geçici 1. Maddesinin 7. Fıkrasında yer alan: “Birinci, ikinci ve beşinci fıkralara göre geçirilmiş sayılan hizmet sürelerinin puanlandırılmasında, Ek-1’de yer alan cetvelde sayılan hizmet birimlerinde karşılarında belirtilen puan esas alınır.” hükmü ile hükme esas Ek-1 sayılı cetvelde yer alan hizmet puanlarının ve
  • 20 maddesinin 5. Fıkrasındaki “6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sayılan unvanlardaki personelden, her ikisi de Bakanlık personeli olan eşler, Ek-1’de yer alan cetveldeki 1 inci hizmet bölgesi için bölge müdürlükleri ve ortak hizmet birimi olarak belirlenmiş hizmet birimleri haricinde tercih yapamazlar.” hükmünün YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar verilmiştir.

           

Mahkeme kararını görmek için tıklayınız