














Gümüşhane-Bayburt Şubemiz kuruluş Genel Kurulunu 07.10.2023 tarihinde gerçekleştirdi.
Genel kurula Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcimiz, Sendikalarımızın Şube Başkan ve Yöneticileri, çevre illerden Şube Yöneticilerimiz ve davetliler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Genel Kurulda Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay divan başkanlığı görevini yürüttü.
Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında Toplu Sözleşme ve Hakem Sürecini anlatarak, “Bilindiği üzere, memur ve memur emeklilerinin önündeki 2 yıla ait mali ve özlük hakları, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ile birlikte, sonu tek sayı ile biten yıllarda kamu işvereni dediğimiz Hükümetle, üye sayısı en fazla olan yetkili sendikanın Ağustos ayının 1. günü başlayan toplu sözleşme sürecinde belirlenir.
Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı.
Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı.
Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.
2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.
3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.
İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.
5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. Az önce ifade ettiğimiz gelişmeler nedeniyle, 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti.
Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilsin, sorunlara çözüm bulunsun; eğer masada bir başarı olursa, o da yetkili sendikanın olsun, onları alkışlayalım, yeter ki masada müzakere edilebildiğini ve hakların alınabildiğini herkese gösterebilelim.
Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir.
Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi.
Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur.
Bu duyuru üzerine, medyanın ilgisi Türkiye Kamu-Sen’in katılmama kararına çevrilmiş, gerek Genel Başkanımız, gerek bizler Sendikamızın niçin son toplantıya katılmadığını kamuoyuyla ile paylaştık.
Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır.
Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır.
Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu o ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, kendilerine verilen talimat ve sayısal çoğunluğu aşamadık.
Toplu sözleşme masasında eşit şartlarla müzakere etme imkanı varken, hakem heyetinde kamunun sayısal çoğunluğu, memurun haklı taleplerinin çözümüne engel olmuştur.
Kamu hakem heyetindeki müzakerelerde, hakem kurulu Türkiye Kamu-Sen’in, yetkili konfederasyonun bilgi birikimini ve kalitesini görmüş, ancak kendilerine verilen talimatı aşamamıştır.
Biz inanıyoruz ki, hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu.
Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir.
Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor.
Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı.
Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı devletimiz tarafından “Türk Yüzyılı, Türkiye Yüzyılı” olarak ilan edilmiş, hedef gösterilmiştir. Biz de Türk Büro-Sen olarak, belirlenen hedefe inanıyor, katkı veriyoruz.
Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir.
Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da…”
Konuşmaların ardından oylama işlemine geçildi.
Türk Büro-Sen olarak Gümüşhane-Bayburt Şube Yönetimimize başarılar dileriz.
Yapılan oylama sonucu oluşan yönetim aşağıdaki gibidir.
1-Faruk Ünlü
2-Aşkın Özdemir
3-Erdi Şentürk
4-Osman Yılmazer
5-Oğuz Özkan
6-Hacı Osman Aktaş
7-Ertuğrul Dündar
Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ve Gümüşhane İl Temsilcimiz Faruk Ünlü ve İşyeri Temsilcilerimizle birlikte 06.10.2023 tarihinde Gümüşhane’de hizmet kolumuza bağlı kurumları ziyaret etti.
Gümüşhane İl Emniyet Müdürü, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, adalet çalışanları, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü çalışanları ve SGK çalışanları ile bir araya gelen Genel Başkanımız Türkeş Güney, çalışanların sorun ve taleplerini yerinde tespit ederek, kurum amirlerine sorunları iletti, sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Sendikamız GÖÇ İdaresi Başkanlığına göndermiş olduğu yazı ile; 5 yılda bir yenileme eğitimi alması gereken Özel Güvenlik Personelinin, eğitim ücretlerinin diğer kurumlarda olduğu gibi, GÖÇ İdaresi Başkanlığı tarafından ödenmesini talep etmiştir.
Şırnak Şube Başkanımız Abdurrahman İnal ve Şube Yönetimimiz, Habur Gümrük Müdürü Halil Gözeller’i ve İpekyolu Habur Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğüne Müdür Yardımcısı olarak atanan Muharrem Lütfü Durmuş ve Yaşar Doğan’ı makamlarında ziyaret etti.
Şube Yönetimimiz, “Misafirperverliği, kamu çalışanlarına karşı duyarlılığı ve hassasiyetleri için Sayın Müdürlerimize teşekkür ediyor, yeni görev yerinde ve çalışmalarında başarılar dileriz” dedi.
Şube B
aşkanı Köksal Tunçtürk, başkan yardımcısı Alaattin Korkmaz ve ilçe temsilcisi Fatih Öztekin ile birlikte Devrek ilçemizdeki:
Kurumlarda görev yapan üyelerimiz ve memurlarla bir araya gelinerek Türk Büro-Sen Genel Merkezimizin çalışmaları ve faaliyetleri anlatıldı, talepleri dinlenildi, soruları yanıtlandı. Görüşmelerin ve kamu çalışanlarımızın sorularının ana başlığı ise; geçtiğimiz aylarda müzakere süreci tamamlanan yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirlendiği “7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi” oldu.
Memurlarımızla görüşmeleri değerlendiren başkan Tunçtürk: “Yıllardır toplu sözleşme massında yetkili olan sendika konfederasyonun marifetiyle sosyal ve özlük haklarında verilen kayıplar, alınamayan haklar söz konusudur. Mali haklar konusunda ise; ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar bütün kesimlerce malumken, yetkili konfederasyonun Merkez Bankasının enflasyon beklentilerinin altında kalan zam artış oranıyla masadan kalkması tek kelimeyle fiyaskodur. Yıllardır üç buçuk, beş buçuk gibi komik rakamlarla alınan zam oranlarıyla eriyen memur maaşları, 7. Dönem Toplu Sözleşme masasında piyasa gerçekleriyle örtüşmeyen oranlarla, memurlarımızı geçim sıkıntısı derdine düşürmüştür. Kamu-Sen olarak enflasyonun üzerinde bir maaş zammı ve alım gücünü artıracak refah verilmesi uygulamasına geçilmesi yönündeki taleplerimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Yetkili sendikaya üyelikleri devam eden memurlarımıza, sendikalarının hangi alanda yetkili ne kadar etkili olduğunu sorgulamaya davet ediyorum.” dedi.
Genel Merkez Kadın Komisyonumuz ve Genel Başkan Yardımcımız Emrah Coşkun, Çeltikçi İlkokul ve Ortaokulunda geleceğimizin teminatı çocuklarımızı ziyaret ederek, eğitimlerine katkıda bulunmak amacıyla kitap ve kırtasiye desteğinde bulundu.
Kadın Komisyonu Üyelerimiz, Çocuklarımıza eğitim ve öğretim hayatlarında başarı temennisinde bulundular.
Bingöl-Bitlis-Muş Şubemiz kuruluş Genel Kurulunu 01.10.2023 tarihinde gerçekleştirdi.
Genel kurula Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu, Sami Çam ve Özgür Çelikbaş, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcimiz, MHP Bingöl İl Başkanı, Konfederasyonumuza bağlı Sendikalarımızın Diyarbakır Şubeleri ve çevre illerden Şube Başkan ve Yöneticilerimiz katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Genel Kurulda Genel Başkan Yardımcımız Özgür Çelikbaş divan başkanlığını yürüttü.
Genel Başkan Yardımcımız Sami Çam Şubemizin hayırlı olması temennisinin ardından Genel Başkanımız Türkeş Güney’in mesajını paylaştı.
Genel Başkanımız Türkeş Güney mesajında;
Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık. 7. dönem toplu sözleşmenin, diğer toplu sözleşmelerden farklı ve önemi neydi derseniz;
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.
2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.
3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.
İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.
5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. Az önce ifade ettiğimiz gelişmeler nedeniyle, 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti.
Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilsin, sorunlara çözüm bulunsun; eğer masada bir başarı olursa, o da yetkili sendikanın olsun, onları alkışlayalım, yeter ki masada müzakere edilebildiğini ve hakların alınabildiğini herkese gösterebilelim.
Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir.
Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi. Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur.
Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır.
Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu o ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, kendilerine verilen talimat ve sayısal çoğunluğu aşamadık.
Hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu. Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir. Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor. Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı.
Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı devletimiz tarafından “Türk Yüzyılı, Türkiye Yüzyılı” olarak ilan edilmiş, hedef gösterilmiştir. Biz de Türk Büro-Sen olarak, belirlenen hedefe inanıyor, katkı veriyoruz. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da…” dedi.
Konuşmaların ardından oylama işlemine geçildi.
Türk Büro-Sen olarak Bingöl-Bitlis-Muş Şube Yönetimimize başarılar dileriz.
Yapılan oylama sonucu oluşan yönetim aşağıdaki gibidir.
Salim Yatağan
Mehmet Barlak
Mesut Ağırbaş
Mehmet Sait Bağışık
Mehmet Enes
Cevdet Uçak
Mehmet Kılıçarslan
Diyarbakır Şubemiz kuruluş Genel Kurulunu 30.09.2023 tarihinde gerçekleştirdi.
Genel Kurula Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu , Sami Çam ve Özgür Çelikbaş, Kamu-Sen Diyarbakır Temsilcisi İhsan Yıldırım, Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Ahmet Bürhan, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Sendikalarımızın Diyarbakır Şubeleri ve çevre illerden Şube Başkan ve Yöneticilerimiz katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Genel Kurulda Genel Başkan Yardımcımız Vedat Ulu divan başkanlığını yaptı.
Genel Başkan Yardımcımız Sami Çam, Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti süreci ile ilgili bilgi vererek, “Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri ifade ettiğimiz gibi piyasa gerçekleri ile örtüşmeyen, büyümeden pay verilmeyen hatta resmi enflasyon tahmin ve beklentilerinin dahi altında kalan bir zam oranının kabul edilmesi mümkün değildir.
Toplu sözleşme sürecini, toplu pazarlık ve hakem süreci olarak iki aşamada ele aldığımızda, toplu pazarlık sürecinde heba edilen zaman ve emeğin, kamu işveren tarafı temsilcilerinin çoğunlukta olduğu ve memurların 1-0 yenik başladığı bir hakem heyetine bırakılarak sorunların ötelenmesine şahitlik ettik. Bütün çabamıza rağmen yetkili konfederasyon ve sendikalar ile kamu işveren tarafının sorunları masaya yatırıp çözüm yollarını bütün paydaşlarla tartışmaktan ısrarla kaçındıklarını gördük. Bu yaklaşımın, daha önceki 6 dönem toplu sözleşme görüşmelerinde olduğu gibi 7. Dönemde de yeni bir fiyaskoya dönüştüğüne şahit olduk.
Refah payı, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, emeklilerimizin 8.077 TL’lik ek ödemeden faydalanması, yardımcı hizmetliler, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, kira, ulaşım, ısınma ve yemek yardımı gibi birçok başlığın, pazarlık sürecinde Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti toplantılarında masaya taşınmadığına, milyonların merakla beklediği konuların çözülmek yerine havanda su dövülerek zamanın boşa harcandığına ısrarla vurgu yaptık. Heba edilen toplu pazarlık sürecinin ardından çözüm bekleyen konuların Kamu Görevlileri Hakem Heyetine bırakılması ise topu taca atmak anlamına gelmiştir. Mevcut Hakem Kurulu’nun 6 kamu işveren tarafı, 5 sendika tarafı temsilcisinden oluşan adaletsiz yapısıyla yeni bir karara imza atması ve Kamu İşveren tarafının sözünün üstüne söz söyleme şansının olmadığı bir kere daha görülmüştür.” Dedi.
Konuşmaların ardından oylama işlemine geçildi.
Türk Büro-Sen olarak Diyarbakır Şube Yönetimimize başarılar dileriz.
Yapılan oylama sonucu oluşan yönetim aşağıdaki gibidir.
1-Mehmet Süer
2-Şükrü Bozgan
3-Mehmet Muslu
4-Ekrem Yıldız
5-Süleyman Akdemir
6-Recep Yalçın
7-Mehmet Kutuguş
Konfederasyonumuzun, “Türk Yüzyılı’na Biz de Varız” temalı Mersin, Adana, Osmaniye ve Niğde illerini kapsayan Bölge İstişare Toplantısı 30.09.2023 tarihinde Mersin’de büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştirildi.
Toplantıya Konfederasyonumuz Genel Başkanı Önder Kahveci, Genel Başkanımız Türkeş Güney, Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu, Genel Başkan Yardımcımız Özkan Ulupınar, Mersin Şube Yöneticilerimiz, çevre illerin Şube Yöneticileri, , İl temsilcilerimiz, Teşkilat yöneticilerimiz, üyelerimiz ve çok sayıda davetli katıldı.
TÜRKEŞ GÜNEY, TÜRK YÜZYILINDA, TOPLU SÖZLEŞME MASASINDA DEĞİŞİKLİK YAPMANIN ZAMANI GELMİŞTİR. TÜM MEMURLARIMIZI TÜRKİYE KAMU-SEN VE TÜRK BÜRO-SEN ÇATISI ALTINDA BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ
Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında; “Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık. 7. dönem toplu sözleşmenin, diğer toplu sözleşmelerden farklı ve önemi neydi derseniz;
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.
2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.
3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.
İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.
5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. Az önce ifade ettiğimiz gelişmeler nedeniyle, 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti.
Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilsin, sorunlara çözüm bulunsun; eğer masada bir başarı olursa, o da yetkili sendikanın olsun, onları alkışlayalım, yeter ki masada müzakere edilebildiğini ve hakların alınabildiğini herkese gösterebilelim.
Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir.
Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi. Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur.
Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır.
Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu o ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, kendilerine verilen talimat ve sayısal çoğunluğu aşamadık.
Hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu. Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir. Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor. Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı.
Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı devletimiz tarafından “Türk Yüzyılı, Türkiye Yüzyılı” olarak ilan edilmiş, hedef gösterilmiştir. Biz de Türk Büro-Sen olarak, belirlenen hedefe inanıyor, katkı veriyoruz. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da…” dedi.
ÖNDER KAHVECİ: ENFLASYON KADAR ARTIŞ “SIFIR” ZAM DEMEKTİR, REFAH PAYI UYGULAMASI HAYATA GEÇİRİLMELİDİR
Genel Başkanımız Önder Kahveci, Enflasyon kadar bir artışın sıfır zam anlamına geldiğini ifade ederek, “Enflasyonun üzerinde bir maaş zammı ve refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir” dedi. Kahveci, “Dönem sonlarında verilecek olan enflasyon farkı sıfır zam anlamına gelmektedir. Bu da memurların maaşlarını artırmak değil enflasyona endekslemek anlamını taşımaktadır. Memurlarımızın ekonomik sorunlarının çözümü, enflasyonun üzerinde bir maaş zammı, geçmiş dönem zararlarının telafisi ve alım güçlerini artıracak olan refah payı uygulamasından geçmektedir. Yıllardır dile getirdiğimiz üzere refah payı Türkiye Kamu-Sen’in olmazsa olmazıdır, kırmızı çizgisidir” dedi.
ÖNDER KAHVECİ: YAŞANAN TÜM SORUNLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Toplu Sözleşme masasında masaya taşınan bütün sorunların takipçisi olacaklarının altını çizen Genel Başkan Önder Kahveci, “Daha önce de daha önce de kamuoyuyla paylaştığımız 8 bin 77 TL’lik ek ödemenin taban aylığa yansıtılması ve emekli maaşlarına da eklenmesi, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının genel idari hizmetler sınıfına alınması, verilen sözler gereğince birinci dereceye gelen tüm kamu görevlilerinin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltilmesi, başta kira yardımı olmak üzere ülkemizdeki sosyo-ekonomik yapıya uygun yeni yardım kalemlerinin belirlenmesi, mevcut sosyal yardımların yükseltilerek kamu çalışanlarının ve aile bireylerinin durumlarına uygun sosyal yardımlardan etkin bir biçimde faydalanmalarının sağlanması, bayram ikramiyesi mühendis, avukat, akademisyen, şef, tekniker, teknisyen, araştırmacılar ve benzer meslek grubu çalışanlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi, gelir vergisi oranlarının %15’e sabitlenmesi konularındaki taleplerimizi asla gündemden düşürmeyeceğiz. Sonuç alıncaya kadar bu yoldaki mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.