Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 22

YETKİLİ SENDİKANIN MASADA BIRAKTIĞI BÜTÜN SORUNLARIN TAKİPÇİSİ OLUYOR, ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Bartın’da 09.12.2023 tarihinde Bartın Şube Başkanımız Serkan Bilgin, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.
7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.
Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.
Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.

Temmuz ayında memurlara yapılan, ancak memur emeklisine yansımayan 8.077 TL ilave ek ödeme, acilen memur emeklilerine de yansıtılmalıdır. Temmuz ayında yapılmış olan ilave ek ödeme, sonuçları itibarıyla da hiç bir kesimi memnun etmemiştir. Yüksek enflasyon ve memur emeklilerimizin maaşlarına yansıtılmayan bu ek ödeme sebebi ile memurlarımız emekli olmak istemiyorlar, emekli olmak için 65 yaşı bekleyeceklerini ifade ediyorlar. Bu konudaki haklı gerekçelerimiz ve itirazlarımızı hakem heyetine de taşıdık, ancak itirazlarımız hakem heyetinin vicdanında karşılık bulmuş, fakat kamunun sayısal çoğunluğunu aşamamıştır. Refah payı konusunu her meşru platforma dile getirecek, mücadeleyi vereceğiz” dedi.

İLAVE EK ÖDEME (8.077 TL) MEMUR EMEKLİ MAAŞINA YANSITILMALIDIR. AKSİ HALDE 65 YAŞINDAN ÖNCE HİÇ BİR MEMUR EMEKLİ OLAMAZ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Zonguldak’ta 08.12.2023 tarihinde  Zonguldak Şube Başkanımız Köksal Tunçtürk, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Temmuz ayında memurlara yapılan, ancak memur emeklisine yansımayan 8.077 TL ilave ek ödeme, acilen memur emeklilerine de yansıtılmalıdır. Temmuz ayında yapılmış olan ilave ek ödeme, sonuçları itibarıyla da hiç bir kesimi memnun etmemiştir. Yüksek enflasyon ve memur emeklilerimizin maaşlarına yansıtılmayan bu ek ödeme sebebi ile memurlarımız emekli olmak istemiyorlar, emekli olmak için 65 yaşı bekleyeceklerini ifade ediyorlar. Bu konudaki haklı gerekçelerimiz ve itirazlarımızı hakem heyetine de taşıdık, ancak itirazlarımız hakem heyetinin vicdanında karşılık bulmuş, fakat kamunun sayısal çoğunluğunu aşamamıştır. Refah payı konusunu her meşru platforma dile getirecek, mücadeleyi vereceğiz” dedi.

Konuşmasının devamında Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney,  “bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.

7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.” Dedi.

 

TOKAT ŞUBEMİZ, ÜYELERİMİZ İLE ATATÜRK FİLMİNİ İZLEDİ

0

Tokat Şube Başkanımız Yunus Emre Erden, Şube Yönetimimiz ve üyelerimiz ile birlikte Atatürk filmini izledi.

 

GENEL BAŞKANIMIZ ZONGULDAK’TA KURUM ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte 08.12.2023 tarihinde Zonguldak’ta hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Ziyaretler kapsamında Vergi Dairesi Başkanı Halil İbrahim Temiz, Gençlik ve Spor İl Müdürü Hakan Yüksel, TÜİK Bölge Müdürü Cengizhan Güder, 112 AÇM İL Müdürü Cemal Kar, İŞKUR İl Müdürü Hasan Şentürk ve Müdür Yardımcısı Sinan Karademir’i ziyaret eden Genel Başkanımız Türkeş Güney, çalışanların sorun ve taleplerini ileterek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Genel Başkanımıza ziyaretlerinde Zonguldak Şube Başkanımız Köksal Tunçtürk ve Şube Yöneticilerimiz de eşlik etti.

İDARE MAHKEMESİ, 28 KASIM MAĞDURU ÜYEMİZ ADINA AÇILAN DAVADA İPTAL KARARI VERDİ

0

28.11.2022 tarihinden önce sözleşmeli personel olarak atanmayı hak etmiş ancak idarenin işlemleri nedeniyle sözleşmesi bu tarihten sonra başlatılan üyemiz adına açmış olduğumuz davada Mahkeme, “davalı idarenin iç işleyişinden kaynaklanan gecikmelerin davacının aleyhine ve personel arasında eşitsizliğe sebep olacak şekilde yorumlanamayacağı” gerekçesiyle dava konusu işlemi hukuka aykırı bularak işlemin iptaline karar verdi.

KOCAELİ ŞUBEMİZ, GEBZE ADLİYESİNDE GÖREVLİ HAKİM İ.Z.S.’Yİ KINIYORUZ

0

Kocaeli Şube Başkanımız Cihat Çoban, adliye önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında şunları kaydetti;

Gebze Adliyesinde 3. Aile Mahkemesi Hakimi olarak görev yapan Hakim İ.Z.S.  ile aynı mahkeme kaleminde görevli yazı işleri müdürü  arasında bir süredir devam eden  mesnetsiz ve asılsız iddialar ile yazı işleri müdürü H.D. hakim tarafından  mobbinge maruz kalmıştır. Bu sabah saatlerinde yine Mahkeme kaleminde Hakim İle Yazı İşleri müdürü arasında yaşanan benzer olay sonrası Hakimin emri ile Polis ve koruma  güvenlik görevlileri tarafından odadan çıkarılması istendiği esnada yazı işleri müdürümüz H.D.  kalp krizi geçirerek, hastane de tedavi altına alınmıştır. Yazı işleri müdürümüz H.D.’ye  geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Sendikamıza ulaşan bilgilere göre Hakim İ.Z.S. göreve başladığı tarihten itibaren, mahkemesinde görevli mesai arkadaşı olan tüm adalet çalışanlarına mobbing yapmakta olduğundan, kendisini şiddetle kınıyoruz.

Türkiye’de kamu çalışanlarına yönelik şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir. Artık kamu çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet üretmektedirler. Herkes evine akşam sağ salim gidebileceğinden endişelidir. Şiddet; ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası kamu çalışanlarının hayatı her dakika tehlike altındadır. Bunun için şiddete acil çözümler ve ağır yaptırımlar gereklidir. Çünkü şiddetin durması bir yana, artarak devam etmesindeki en önemli neden etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçmemesidir.

Yoğun iş yükü altında çalışan kurumlarımızın başında olan Adliyeler ve Adalet çalışanları gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden çalışmaktadır. Hergün yüzlerce suçlu, mağdur ve müşteki ile yüz yüze kalan adalet çalışanları, bedensel yorgunluklarının yanında psikolojik olarak da yıpranmaktadırlar.

Adalet çalışanları özlük hakları iyileştirilmeden, zor şartlar altında düşük ücretler ile en iyi kamu hizmetini sunmaya çalışırken, her türlü saldırıya maruz kalmaktadır. En üzücü olanı da, bu olaya sebep olan kişinin bir hakim olması hasebiyle, adalet çalışanlarının mesai arkadaşı olmasıdır.

Zor şartlar altında canı pahasına büyük özveri ile çalışan fedakar Adalet çalışanlarına karşı yapılan bu elim saldırıyı kınıyoruz.

Çirkin saldırıya maruz kalan Yazı işleri müdürü H.D’ye geçmiş olsun diyor, bu olaylara sebep olan hakim hakkında, yetkili makamlar tarafından gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.

Kamu görevlilerine yapılan bu çirkin saldırılar, ne ilk ne de son olacaktır. Devletin memurlarına kalkan el, devlete kalkmış demektir. Bu olaylar göstermektedir ki, ceza kanunumuzda bu saldırıların karşı olan düzenlemeler, saldırganlar için caydırıcı olmaktan uzaktır. Bu nedenle, kamu görevlilerine karşı yapılan saldırıların önlenmesi için ceza kanununda caydırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.

Türk Büro-Sen olarak, Adalet çalışanlarımızın her daim yanında olacağımızı ve konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.

BİRİNCİ DERECEYE GELEN MEMURLARIN EK GÖSTERGESİNİ 3600’E YÜKSELTEN DÜZENLEME YENİ YILDAN ÖNCE TBMM’YE GELMELİDİR

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Kastamonu’da 07.12.2023 tarihinde  Kamusen İl Temsilcisi  Vekili Cengiz Büyükkabucu, Kastamonu Şube Başkanımız Satılmış Kahvecioğlu, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.” Dedi.

Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.” Dedi.

GENEL BAŞKANIMIZ KASTAMONU’DA KURUM ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte 07.12.2023 tarihinde Kastamonu’da hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Ziyaretler kapsamında Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, Kastamonu Defterdarı Musa Avcu, Hanönü Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü Hasan Başaran’ı ziyaret eden Genel Başkanımız Türkeş Güney, çalışanların sorun ve taleplerini ileterek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Genel Başkanımıza ziyaretlerinde Kastamonu Şube Başkanımız Satılmış Kahvecioğlu ve Şube Yöneticilerimiz de eşlik etti.

ENFLASYON FARKI SIFIR ZAM DEMEKTİR, MEMURU ENFLASYONA EZDİRMEMEK İÇİN REFAH PAYI VERİLMELİDİR

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Sinop’ta 06.12.2023 tarihinde Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Sendikalarımızın Şube Başkanları, Sinop Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.

 

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.” Dedi.

SİNOP’TA HİZMET KOLUMUZDAKİ KURUMLARI ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney 06.12.2023 tarihinde Sinop’ta hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Ziyaretler kapsamında Sinop Valisi Mustafa Özarslan, Defterdar Mustafa Karadeniz, Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Pektaş, İl Emniyet Müdürü Tarık Han Çetiner’i ziyaret eden Genel Başkanımız Türkeş Güney, çalışanların sorun ve taleplerini ileterek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Genel Başkanımıza ziyaretlerinde Sinop Şube Başkanımız Salih Çelik ve Şube Yöneticilerimiz de eşlik etti.