Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 171

MEMUR YİNE HÜSRANA UĞRADI, ENFLASYON YİNE MEMUR MAAŞINI TUŞ ETTİ 03 Haziran 2020, Çarşamba | 14:20

0

 

03 Haziran 2020, Çarşamba | 14:20

 

Mayıs ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte memur maaşlarının enflasyon karşısındaki durumu da ortaya çıktı. Buna göre mayıs ayında tüketici fiyatları endeksi yüzde 1,36 yükseldi. Enflasyon yılın ilk beş ayında yüzde 4,57 artarken yıllık enflasyon 11,30 olarak hesaplandı.

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına dayanarak yaptığı araştırmaya göre memur maaşları 5 ayda 0,57 oranında eridi.

KAHVECİ: SALGINLA CANLA BAŞLA MÜCADELE EDEN MEMURLARIN EMEKLERİNİN KARŞILIĞI ERİYEN MAAŞLARI OLMAMALI

Mayıs ayı enflasyon rakamlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Enflasyon memurun cebini yakmaktadır. Çarşı, pazarda cebimize doğrudan yansıyan zamların üzerine bir de Covid-19 salgının getirmiş olduğu olumsuzluklar eklenince gelecek adına kaygılarımız iyiden iyiye artmıştır.

Memur maaşları geçtiğimiz aydan itibaren resmi olarak erimiş, alım gücü 2019 yılının gerisine düşmüştür. Yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kararlaştırılan maaş zamlarının yetersizliği bir kere daha ortaya çıkmıştır. Yıllardan beri hedeflenen enflasyon rakamlarına ulaşılamadığı, her yıl gerçekleşen enflasyonun hedeflenen enflasyondan kat be kat fazla olduğu bilindiği halde kamu çalışanlarını ve emeklilerimizi hedef enflasyona endeksli bir maaş artışına mahkûm etmek hangi vicdanla bağdaşmaktadır.

Defalarca dile getirdiğimiz gibi dönem sonunda uygulanan enflasyon farkı, maaşlardaki erimeyi telafi etmeye de durdurmaya da yetmemektedir. Hal böyle olunca çalışanın ve emeklinin alım gücü her geçen yıl biraz daha azalmakta, geçim sıkıntısı biraz daha artmaktadır.

Küresel salgınla canla başla mücadele eden kamu çalışanlarının emeklerinin karşılığı, eriyen maaşlar, düşen alım gücü olmamalıdır. Gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı memurun kaderi olmamalıdır. İçinde bulunduğumuz durumun hassasiyeti göz önünde bulundurulduğunda, piyasanın canlandırılması, çarkların döndürülmesi için ülkemizin en geniş tüketim kesimini oluşturan memur ve emekli ailelerine doğrudan gelir desteği sağlamak akılcı, çözüm odaklı bir yaklaşım olacaktır. Memurlarımızı olumsuzluklardan korumak ve geleceğe umutla bakmalarını sağlayabilmek için memurların maaş kaybını önleyecek düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.” dedi.

 

SÖZLEŞMELİLER İÇİN OMBUDSMAN’A BAŞVURDUK 03 Haziran 2020, Çarşamba | 10:50

0

 

03 Haziran 2020, Çarşamba | 10:50

 

Sözleşmeli personelin yaşadığı sıkıntıları bir kez daha gündeme getirmek üzere Kamu Denetçiliği Kurumuna başvuruda bulunduk.
Yıllardan beri sözleşmeli personelin sorun ve taleplerini her platformda gündeme taşıyan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yaşanan adaletsizliği bu kez de Ombudsman’a taşıdı.

KAHVECİ: SÜRELİ, SÜRESİZ SÖZLEŞMELİ AYRIMINA SON VERİLMELİ

Genel Başkan Önder Kahveci, “Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde adaletsizliği ortaya çıkaran, güvencesiz bir istihdam biçimi olan sözleşmeli istihdam modeline son verilmesine yönelik çağrılarımızı sürekli olarak dile getirdik.

Süreli ve süresiz sözleşmeli gibi kendi içinde dahi ayrımcılığa tabi tutulan bu duruma son verilerek tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine ilişkin olarak Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuruda bulunduk.

Kamudaki değişik istihdam modelleri ücretler ve sosyal haklarda farklılıklar ortaya koymakta bu durumda çalışma barışını zedelemektedir.

Bu nedenle, her ne isim altında olursa olsun sözleşmeli istihdamına son verilmeli, mevcut sözleşmeli personel ise kadroya geçirilmelidir.

Bugüne kadar tüm sözleşmelilerin talep ve beklentilerini dile getiren Türkiye Kamu-Sen onların haklarını her platformda aramaya devam edecektir” dedi.

 

İDARİ İZİN BELİRSİZLİKLERİNİN GİDERİLMESİ İÇİN CUMHURBAŞKANLIĞINA YAZI YAZDIK 02 Haziran 2020, Salı | 15:35

0

 

02 Haziran 2020, Salı | 15:35

 

Türkiye Kamu-Sen olarak, Koronavirüs ile mücadele kapsamında Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’na yazı göndererek engellilerin, süt izni kullananların, hamilelik haftasına bakılmaksızın tüm hamile çalışanların, Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan kanser hastalığı ve organ naklide dahil diğer kronik rahatsızlığı bulunan çalışanların hiçbir ayrıma tabi olmaksızın idari izinli sayılmasını istedik.

Daha önce Koronavirüs kapsamında alınan tedbirler gereğince bilindiği gibi kamu çalışma hayatına yeni düzenlemeler getirilmişti. Normalleşmeyle birlikte mesai düzenine geçildi ancak ortaya çıkan bazı belirsizliklerin giderilmesi noktasında Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’na gönderdiğimiz yazı ile bu belirsizliklerin bir an önce giderilmesini talep ettik.

 

KAMUDA İDARİ İZİNLER KALDIRILDI, 1 HAZİRAN’DA NORMAL MESAİ BAŞLIYOR 28 Mayıs 2020, Perşembe | 20:04

0

 

28 Mayıs 2020, Perşembe | 20:04

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Buna göre mart ayından itibaren kademeli olarak alınan tedbirlerin bir kısmının kaldırılması kararı alındı. Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada;

1. İdari izinde bulunan veya esnek çalışma sistemine dahil olan kamu personelinin 1 Haziran itibariyle normal mesaiye başlayacağı,

2. Kreşler ve gündüz bakım evlerinin tamamının 1 Haziran’da açılacağı,

3. Kronik hastalığı bulunan kamu personelinin durumlarının kurumlarınca değerlendirileceği, buna göre kronik hastalığı bulunan kamu personelinin izinlerinin devam edip etmeyeceğine ilişkin kararın, personelin hastalık durumuna göre kurumlarınca verileceği,

4. 65 yaş üstünün sokağa çıkma sınırlandırılmasını pazar günleri 14:00-20:00 saatleri arasında istisna kapmasında olması uygulaması devam edileceği, esnaf ve sanatkâr olarak işletme sahibi 65 yaş üstü vatandaşlarımızın, işinin başında bulunabileceği,

5. Şehirler arası seyahat sınırlamasının 1 Haziran’dan itibaren tamamıyla kaldırılması ancak gelişmelere göre bazı illerimiz için bu kısıtlamanın yeniden getirilebileceği,

6. 20 yaş altıyla ilgili sokağa çıkma uygulamasının 18 yaşa indirildiği, 0-18 yaş grubunun Çarşamba ve Cuma günleri 14:00 ila 20:00 saatleri arasında sokağa çıkabilecekleri,

7. Restoran, kafe, kıraathane, pastane, çay bahçeleri ve kaplıca türü işletmelerin belirlenen kurallar dahilinde 1 Haziran itibariyle saat 22:00’ye kadar hizmet vermeye başlayacağı, eğlence mekanları ile nargile satışlarının bu kapsamın dışında olduğu,

8. Hayvan satış yerleri, müze, ören yerleri, Plajlar, milli parklar ve bahçelerin belirlenen kurallar dahilinde 1 Haziran itibariyle faaliyet geçeceği,

9. Hipodromların 10 Haziran’dan itibaren faaliyete geçeceği,

10. Bireysel sporlarla ilgili sınırlamaların kaldırıldığı,

11. Deniz turizmi, balıkçılığı ve taşımacılığı ilgili sınırlamaların belirli kurallar dahilinde kaldırıldığı,

12. Sürücü kursları ve benzeri kursların 1 Haziran’dan itibaren hizmet verebileceği,

13. Gençlik merkezleri, kütüphanelerin 1 Haziran’dan itibaren belirlenen şartlar dahilinde açılacağı,

14. Açık havada olan konserlerin de saat 24:00 ile sınırlı olmak üzere belli kontrol dahilinde faaliyete geçeceği belirtildi.

Türk Büro – Sen olarak, tüm kamu çalışanlarımızın tedbirleri harfiyen uygulayacağına inanıyor, maske, sosyal mesafe ve hijyen kriterlerinin hayat kurtaracağını tekrar hatırlatıyor, hayırlı mesailer diliyoruz.

TÜRKİYE KAMU-SEN BU SÜRECİN YÜKSELEN YILDIZI OLACAKTIR 28 Mayıs 2020, Perşembe | 14:27

0

 

28 Mayıs 2020, Perşembe | 14:27

 

“Bugüne kadar verdiğimiz mücadele ile kamu görevlilerinin sahip olduğu hakların büyük çoğunluğunda emeği ve imzası olan ve her türlü olumsuz şarta rağmen üye sayısını istikrarlı bir biçimde artıran Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımız, siz değerli teşkilat mensuplarımızın gayretleriyle, bu süreçten de büyüyerek çıkacaktır” diyen Kahveci, “Ürettiği fikirler, geliştirdiği öneriler, getirdiği tedbirler ve geleceği öngören yaklaşımlarıyla Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımız bu sürecin yükselen yıldızı olacaktır” dedi.

Genel Başkan Kahveci;

“Kıymetli teşkilat mensuplarımız,

Hepinizin bildiği gibi tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan küresel salgın, birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmiş, alınan tedbirler çerçevesinde hayat olağan seyrinin ötesine geçmiştir. Salgının, ekonomik ve sosyal boyutlardaki etkisiyle hayatımızı kökünden değiştireceği, bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ifade edilmektedir.

Kuşkusuz ki bu değişimin en derin yaşanacağı alan, çalışma hayatı olacaktır. Yıllardan beri “Sendika 4.0” projemizle de dile getirdiğimiz üzere bazı mesleklerin ortadan kalkması, yeni mesleklerin ortaya çıkması, yüksek oranlı işsizlik, düşük ücretler, evden eğitim, uzaktan çalışma, esnek istihdam, yapay zekalı robotların iş hayatına katılması gibi büyük bir dönüşüm süreci bizleri beklemektedir.

Dünyanın yeni bir evreye girdiği bu dönemde çalışanlarımızın hak ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi yolundaki sendikal mücadelemiz çok daha büyük bir önem kazanmış, tüm toplumun kaderini etkileyecek raddeye ulaşmıştır. Bu noktada kamu görevlilerini temsil edecek yetkili sendikaların vereceği samimi mücadele gelecekteki yol haritamızda belirleyici bir rol oynayacaktır.

Covid-19 salgını çerçevesinde alınan tedbirlerden bir tanesi de kamu görevlilerimizi temsil eden sendikaların üye sayılarının tespitlerinin 15 Mayıs’tan 15 Temmuz’a ertelenmesi olmuştur. Buna paralel olarak üye oldukları sendikaları değiştirmek isteyen kamu çalışanlarımız açısından bu tarih 12 Haziran’da sona erecektir.

Bugüne kadar verdiğimiz mücadele ile kamu görevlilerinin sahip olduğu hakların büyük çoğunluğunda emeği ve imzası olan ve her türlü olumsuz şarta rağmen üye sayısını istikrarlı bir biçimde artıran Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımız, siz değerli teşkilat mensuplarımızın gayretleriyle, bu süreçten de büyüyerek çıkacaktır.

İlkemiz önce ülkemiz düsturu ile yürüttüğümüz; çalışan, üreten, yol gösteren sendikacılık anlayışıyla beslediğimiz mücadelemiz, bugün dünyanın içinden geçmekte olduğu bu değişim döneminde kamu görevlilerinin en fazla ihtiyaç duyduğu olguları bünyesinde barındırmaktadır. Bundan sonra gerçek anlamda milli sendikalara ve yol gösterici anlayışa her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Ürettiği fikirler, geliştirdiği öneriler, getirdiği tedbirler ve geleceği öngören yaklaşımlarıyla Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımız bu sürecin yükselen yıldızı olacaktır.

Salgın sürecinde başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu çalışanları takdire şayan bir gayret gösterdi. Hepimiz çok çalıştık, çok yorulduk ama asıl mücadele bundan sonra başlıyor. Yeni normal olarak adlandırılan bu dönemde yetkiyi alarak geleceğe emin adımlarla yürümek; 12 Haziran’da sendika değiştirmek isteyen kamu görevlileri ile ilk aşaması, 15 Temmuz’da da bizlerle yürümek isteyen yeni üyelerimizle kucaklaşacağımız ikinci aşaması tamamlanacak yetki sürecinde, hep birlikte göstereceğimiz azim, gayret ve kararlılıkla mümkün olacaktır.

2021 yılında gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmelerine yetkili konfederasyon olarak katılmak, sendikalarımızın yetkiyi alarak kamu çalışma hayatında geleceği inşa etme noktasında belirleyici olmak için önümüzde tarihi bir dönemeç bulunmaktadır. Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde, kamu görevlilerimizi gerçek anlamda temsil edecek erdemli ve iradeli sendikalara duyulan ihtiyaç, Konfederasyonumuzun yetkiyi almasıyla giderilecektir. Bu tarihi günlerde her bir teşkilat mensubumuzun omuzlarında tarihi sorumluluk bulunmaktadır. Belki de kamu görevlilerimiz açısından köprüden önceki son çıkış imkânı sunan bu günleri iyi değerlendirerek geleceğe Türkiye Kamu-Sen mührünü vurmak siz kıymetli ve vefakâr teşkilat mensuplarımızın ellerindedir. Geleceğin çalışma hayatının şekilleneceği dönemde, Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımızın söz ve imza sahibi olması adına her zamankinden fazla gayret göstereceğinize inanıyor, bu kutlu yolda tüm teşkilatımıza muvaffakiyetler diliyorum. Niyet hayır, akıbet de hayır olur inşallah”

 

3. DİJİTAL GAZETEMİZ YAYINLANDI 25 Mayıs 2020, Pazartesi | 15:59

0

 

25 Mayıs 2020, Pazartesi | 15:59

 

Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın haberlerinin yer aldığı 3. dijital gazetemiz sizlerle buluştu.

Gazetemizin tamamını www.kamusen.org.tr üzerinden okuyabilirsiniz

 

19 MAYIS, KAHRAMANLIK DESTANININ YAZILMAYA BAŞLADIĞI GÜNDÜR 18 Mayıs 2020, Pazartesi | 16:31

0

 

18 Mayıs 2020, Pazartesi | 16:31

 

“Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları etrafında birleşen Türk milleti, verdiği muhteşem mücadele ile dönemin en güçlü devletlerini ve ordularını dize getirdi, kendisine dayatılan esaret zincirini paramparça etti. Millî mücadelemizin 101. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bugün de benzer bir saldırı içinde olan emperyalist güçlerin haksızlıklarına, işgallerine ve bölge halklarının kaynaklarının talan edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz”

“I. Dünya Savaşının sonunda yurdumuzun düşmanlar tarafından işgal edilmesinin ardından, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla Türk milleti yeni bir kahramanlık destanı yazmaya başladı.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları etrafında birleşen Türk milleti, verdiği muhteşem mücadele ile dönemin en güçlü devletlerini ve ordularını dize getirdi, kendisine dayatılan esaret zincirini paramparça etti.

Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs 2019 tarihinde Atamızın Samsun’a ayak bastığı noktada tüm dünyaya ilan ettiğimiz “Millî Mücadelenin 100. yılında millî birlik, millî egemenlik, millî devlet, millî sendika için her alanda ilk günkü ruhla yeniden mücadele” umdemizi bir kere daha hatırlatıyoruz.

Millî mücadelemizin 101. yıldönümünü idrak ettiğimiz bugün de benzer bir saldırı içinde olan emperyalist güçlerin haksızlıklarına, işgallerine ve bölge halklarının kaynaklarının talan edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Geçmişimizden edindiğimiz tecrübe ve bugünlere taşıdığımız inancımızla vatanımıza, bayrağımıza, dilimize sahip çıkacak, devletimizi bütün şer odaklarına karşı savunacak, milletimizin geleceğine kastedenleri hayatımızın her alanından temizleyerek yarınlarımızı bir ve beraber olarak inşa edeceğiz.

Bu hedefe ulaşmak için 19 Mayıs 1919’daki bağımsızlık bilincini genç bedenlerin yüreğinde hissetmesini, gençlerimizin 19 Mayıs coşkusunu ve gururunu yaşamasını sağlamamız çok önemlidir.

19 Mayıs 1919’la başlayan dönemde kurtuluş mücadelemiz sonucunda elde ettiğimiz bağımsızlık, demokrasi ve cumhuriyetimizin; toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olarak ilelebet milletimizin geleceğini aydınlatmasını diliyoruz.

Yüz değil bin yıl da geçse coğrafyamızı kan gölüne çeviren, yaşlı, genç, kadın, çocuk demeksizin katledilmelerine neden olan emperyalist güçler ve işbirlikçi maşaları ile olan mücadelemiz sürecektir.

Başta gençlerimiz olmak üzere tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyor; İstiklal mücadelemizin başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları ile tüm şehit ve gazilerimizi sonsuz rahmet ve minnetle anıyoruz.

İçinden geçmekte olduğumuz bu zor dönemde yurt içinde ve yurt dışında verdiğimiz askeri mücadelede en kısa zamanda nihai zafere ulaşacağımıza, küresel salgın nedeniyle yaşadığımız bütün güçlükleri, milletçe el ele vererek bir an önce bertaraf edeceğimize yürekten inanıyoruz.

Biliyorum ki, gençlerimizin gayret ve çabalarıyla 21. yüzyıla Türk mührünü vuracak, aydınlık geleceğin mimarı biz olacağız.

Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Ne mutlu Türküm diyene!

Önder KAHVECİ
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA 19 MAYIS TARİHİNDE NÜFUS MÜDÜRLÜKLERİNİN KAPALI KALMASI İÇİN YAZI YAZDIK 14 Mayıs 2020, Perşembe | 12:37

0

 

14 Mayıs 2020, Perşembe | 12:37

 

Bilindiği üzere ülkemiz olağanüstü bir süreçten geçmekte, covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında sokağa çıkma yasakları da dahil olmak üzere bir çok tedbir almıştır.

Tedbirler kapsamında 15 – 19 Mayıs tarihleri arasında da sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.

ÖSYM tarafından gerçekleştirilecek olan Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavına katılacak öğrencilerin, T.C. Kimlik Kartı başvurularının alınması için İl/İlçe Nüfus Müdürlüklerinin 18 – 19 Mayıs tarihleri arasında açık olacağı genelge ile duyurulmuştur.

Sendikamız da konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığına yazı yazmış, salgın nedeniyle büyükşehirlerde sokağa çıkma kısıtlaması uygulandığını belirterek, resmî tatil olan 19 Mayıs tarihinde Nüfus Müdürlüklerinin kapalı olmasını talep etmiştir.

 

SOSYAL GÜVENLİK HAFTASINDA SGK ÇALIŞANLARININ HAKLARI İADE EDİLSİN 13 Mayıs 2020, Çarşamba | 12:05

0

 

13 Mayıs 2020, Çarşamba | 12:05

 

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

Bilindiği üzere her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Ülkemiz ve tüm dünyanın içinden geçtiği bu zorlu salgın döneminde Devletin her vatandaşına sosyal güvence sunabilmesinin önemini bir kez daha anlamış bulunmaktayız.

Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar, gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.

Türkiye’de kayıt dışı istihdamın her yıl artması, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.

Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu “bu sistemden dolayı ancak mezarda emekli olurum” psikolojisinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.

SGK ÇALIŞANLARI MUTSUZ

Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı birleştirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun meydana getirilmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, kurumsal kimliği henüz oturmamıştır.

5502 sayılı yasa ile oluşturulan Sosyal Güvenlik Kurumu, kurulduğundan bu yana 14 yıl içinde sürekli yönetim değişikliğine maruz kalmış, bu kısa dönem içerisinde 8 kişi kurum başkanı olarak atanmıştır.

Her atanan kurum başkanı kendine göre yönetim anlayışı ortaya koymuş, dolayısıyla kurum çalışanları sürekli mağdur olmuştur.

Ancak son yapılan atama ile göreve getirilen İsmail Yılmaz’ın, kurum çalışanlarının mesai arkadaşı olması, Sosyal Güvenlik kurumu içinden gelmesi, kariyer ve liyakatı öne çıkarması, hem bizleri hem de kurum çalışanlarını bir nebze de olsa memnun etmiştir.  

Fakat bu güne kadar kurumu yönetenler; uyguladıkları ayrımcı politikalarla, çalışanlar arasında bizden olan, bizden olmayanlar şeklinde ayrımcılık yapılmakta; çalışanlar üzerinde, çeşitli yöntemlerle mobbing uygulamaktadır.

Siyasi kadrolaşmaya hiçbir kurumda görülmemiş şekilde çanak tutulması, yandaşların bir gecede İl müdür Yardımcısı, kısa bir süre sonra kanun ve yönetmelikler arkadan dolanmak suretiyle, sınavla atanılacak kadrolara atanmışlar ve bu atamalarda kariyer, liyakat ve ehliyet gibi unsurlar asla dikkate alınmamıştır.

Hak edilmeden yapılan bu atamalar sonrası, kurum dengesi bozulmuş, çalışanlar huzursuz edilmiş ve çalışma barışı bozulmuştur.

Türk Büro-Sen olarak, geçmişten bu güne iyi niyetli uyarılarımız dikkate alınmamış, çalışanlar arasında her ne sebeple olursa olsun ayrım yapılmasına son verilmesi talebimiz maalesef havada kalmıştır.

KURUM ÇALIŞANLARI UZMANLIK HAKKI İSTİYOR

Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları, yaptıkları iş bakımından uzmanlık gerektiren bir görev ifa etmelerine rağmen, SGK çalışanlarına uzmanlık hakkı verilmiyor. Uzmanlık işi yapan diğer kamu kurumlarında olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına da Sendikamızın vermiş olduğu kanun teklifi değerlendirilerek, uzmanlık hakkı verilmeli, çalışanların moral motivasyonu yükseltilmelidir.

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavları düzenli hale getirilmeli, yazılı sınav sonrası yapılan mülakatlar kaldırılarak, haksızlıklara dur denilmelidir.

Boş kadrolara yapılan atamalarda temel kriter liyakat ve ehliyet olmalı, çalışma barışı korunmalıdır.

666 sayılı KHK ile SGK çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarında yaşanan sorunlar giderilmeli, SGK çalışanlarının emeğinin karşılığına yakışır ücret alması sağlanmalıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumu ve bağlı müdürlükler ile merkez müdürlüklerinin personel eksikliği, yeni personel alımı yöntemiyle giderilmelidir.

İçinde bulunduğumuz salgın ile mücadele döneminde de yoğun bir şekilde ve risk altında çalışan SGK personellerine fazla çalışmalarının karşılığı ücret olarak ödenmeli, sağlık tedbirleri açısından gerekli malzeme (maske, eldiven ve hijyen malzemesi vb.) eksikliği kurum tarafından giderilmeli, personel bu konuda zorlanmamalıdır.

Kurum Başkanlığınca çıkartılan yönetmelik ve genelgelerin uygulanmasında birliktelik sağlanarak, keyfi uygulamalara meydan verilmemelidir.

Türk Büro-Sen olarak, Sosyal Güvenlik Haftasını kutlarken, vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet sunan SGK çalışanlarının haklarının korunup, geliştirilmesi noktasında mücadelemizin devam edeceğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.

 

İFTAR SOFRALARININ MALİYETİ CEP YAKIYOR 12 Mayıs 2020, Salı | 10:26

0

 

12 Mayıs 2020, Salı | 10:26

 

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre bu yıl iftar sofralarının maliyetinin geçen yıla göre 799,33 TL pahalandığı ortaya çıktı.

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayında oruç ibadetini yerine getiren vatandaşlarımız için iftar yapmanın bedelini hesapladı.

Buna göre 4 kişilik bir ailenin iftar yapması için gerekli olan günlük tutarın en az 116,09 TL; bu yıl 30 gün sürecek Ramazan boyunca oruç açmanın maliyetinin ise asgari olarak 3.482,7 TL olduğu belirlendi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi verileri ile piyasa rakamlarından yola çıkılarak yapılan araştırmada bir vatandaşın, oruç tuttuğu süre boyunca ihtiyaç duyduğu enerji, vitamin ve minerallerin sağlanabilmesi için gerekli olan gıda ürünleri ve miktarları tespit edildi. Rakamlar bu yıl iftar sofralarına geçen yıla göre %25 zam geldiğini gösterdi. Geçen yıl 29 gün süren Ramazan ayının bu sene 30 gün sürecek olması nedeniyle  oluşan bir günlük fark oran hesabına dahil edilmedi. Bununla birlikte bir yılda iftar sofralarına toplam 799,33 lira zam geldiği ortaya çıktı.

Araştırmada günlük ortalama 17 saate varan oruç ibadetini yerine getiren bir kişinin, sağlıklı bir şekilde aktivitelerini sürdürebilmesi için günlük yaklaşık 3 bin kaloriye ihtiyacı olduğu vurgulandı. Geleneksel Ramazan yemeklerinden yola çıkılarak hazırlanan tabloda, 4 kişilik bir ailenin günlük iftar bedelinin 116,90 TL; Ramazan ayı boyunca oruç açmanın maliyetinin ise 3.482,70 TL olduğu belirtildi. Buna göre oruç ibadetini yerine getiren bir kişinin yalnızca günlük iftar maliyeti 29,02 TL, aylık ise 870,60 TL olarak belirlendi.

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi, aynı ürünler üzerinden 2019 yılında yaptığı araştırmada 4 kişilik bir ailenin iftar maliyetini günlük 92,53 TL; geçtiğimiz yıl 29 gün süren Ramazan ayı boyunca ise 2.683,37 TL olarak hesaplamıştı. Buna göre oruç açmanın maliyetinin son bir yıl içinde %25 oranında yükseldiği görülüyor.

KAHVECİ: SALGINDAN KORUNMAK İÇİN SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENMEK ZORUNDAYIZ AMA MALİYETLER HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, ortalama memur maaşının 4 bin 234,52 TL olduğunu belirterek, “Yalnızca oruç açmak için bir memur, maaşının %82’sini, ayırmak zorunda. Çalışanların kazançları gıda ihtiyacına dahi zor yetiyor, diğer ihtiyaçlar için ise para kalmıyor. Geçen yıla göre oruç açmanın maliyeti %25 oranında yükseldi.

Bu yıl memur maaşlarına enflasyon farkı hariç %4 yani ortalama 160 lira gibi son derece yetersiz bir zam yapıldı. Bu zam zaten geçtiğimiz dört ayda eridi, alım gücü 2019 yılının bile gerisine düştü. Bu sürede bir de küresel salgın nedeniyle yaşadığımız sorunlar ortaya çıktı. Salgından korunmak için bağışıklığımızı güçlü tutmak zorundayız.

Bağışıklığı güçlü tutmanın tek yolu ise yeterli ve dengeli beslenmekten geçiyor. Bu sürede oruç ibadetini yerine getiren vatandaşlarımızın çok daha dikkatli beslenmeleri, hastalık riski yaşamamaları için son derece önemli.

Buna karşın Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yaptığı çalışmada iftar sofrasının maliyetinin bir yılda tam 799,33 lira pahalandığı ortaya çıktı. Ay boyunca bu maliyetlere yeni zamlar da eklenecek; özellikle gıda ürünlerinin fiyatlarında büyük artışlar bekliyoruz. Bu da iftar sofralarını daha da pahalı hale getirecek. Bu ay ve devamında ortaya çıkacak enflasyon, memur maaşlarının iyiden iyiye erimesi anlamı taşıyor.

Uzun süredir evlerinde kalan vatandaşlarımızın hem psikolojik hem de ekonomik olarak güçlü olması gerekiyor. Ekonomik zorluklar, psikolojimizi bozan etkenlerin başında geliyor. Huzur ve mutluluğun ayı mübarek Ramazan ayında çalışanlarımızın gıda masraflarını kısarak diğer ihtiyaçlarını görmeye çalıştıklarını, birçok çocuğun bayramı boynu bükük geçireceğini bilmek bizleri ziyadesiyle üzüyor.

Ramazan paylaşmanın, halden anlamanın, huzurun ayıdır. Dolayısıyla ülkemizde enflasyonun oldukça üzerinde seyreden yaşam maliyetlerinin karşılanması için tedbirler alınmalı, Türkiye Kamu-Sen’in bugüne kadar ifade ettiği kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi talebi de bu ay içinde yetkililer tarafından hayata geçirilmelidir. Bu vesile ile tüm vatandaşlarımızın mübarek Ramazan ayını bir kere daha en içten dileklerimle kutluyor, tüm Türk İslam alemine hayırlar getirmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.