Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 171

ÇANKIRI, KASTAMONU, KARABÜK, ZONGULDAK’TA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDUK

0

17 Mart 2021, Çarşamba | 15:21

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile 15 – 17 Mart 2021 tarihleri arasında Çankırı, Kastamonu, Karabük, Zonguldak’ta hizmet kolumuza bağlı kurumlara Şube Başkan ve Yöneticilerimiz ile ziyaretler gerçekleştirdiler.

 

Çankırı, Kastamonu, Karabük ve Zonguldak’a yapılan ziyaretlerde hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışanlar ziyaret edildi. Ayrıca üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda Genel Başkanımız Osman Eksert, 2021 yılı toplu sözleşmesinde yetkili sendika olarak masaya oturmak zorundayız. Memurlarımızın daha fazla yandaş Sendikaların elinde heba olmasını, ekonomik olarak kayba uğramasını engellemek zorundayız” dedi. Yine Genel Başkanımız Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

 

Ayrıca Çankırı Sosyal Güvenlik İl Müdürü Hicran Çakmakçı, Kastamonu İl Nüfus Müdürü Bülent Cömert, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı H. Hakan Yağız, Zonguldak Adalet Komisyonu Başkanı Ercan Kumhak da ziyaret edilerek, kurum çalışanlarının talepleri aktarıldı.

BAZI MEMURLARIN PRİME ESAS KAZANÇLARI ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALDI

0

16 Mart 2021, Salı | 14:09

Türkiye Kamu Sen her platformda devlet memurlarına yapılan maaş artışlarının ağırlıklı olarak taban aylığa verilerek, seyyanen yapılmasını istemiş ve ek ödemenin eşit işe eşit ücret ilkesinin hayat bulması için verilen bir tazminat olduğunu, bu ödemenin maaşın ana unsuru haline getirilmesinin doğru olmadığını ifade etmiştir.
2 Kasım 2011 tarihli ve 28103 sayılı mükerrer 666 sayılı KHK ile “Ek ödemeye hak kazanılmasında ve bu ödemenin yapılmasında aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz” ibaresi eklenmiştir. Hal böyle olunca bugün memur maaşının en önemli kalemlerinden birisi haline gelmiş olan “Ek ödeme” prime esas kazanç dışında tutulmuş, bu ödemeden prim kesintisi yapılmadığı için emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasına da dahil edilmemiştir. Bu nedenle de kamu görevlilerinin emekli maaşları ile çalışırken aldıkları maaş arasında uçurum oluşmuş, kamu çalışanları gelirlerinin düşmesi nedeniyle emekli olmaktan kaçınır olmuşlardır. 

Buna göre halihazırda “prime esas kazançlar”;

1- Aylık Tutar

2- Taban Aylık

3- Ek Gösterge Aylığı 

4-Kıdem Aylık

5-Özel Hizmet Tazminatı kalemlerinden oluşmaktadır.

Geçmiş yıllarda kamuya maliyeti düşük olan ve emekli aylıklarını etkilemeyen ek ödemenin artırılması   yoluyla memur maaşları yükseltildiği için memurların prime esas kazanç miktarları da düşük kalmıştır. 

Son yıllarda kamu görevlileri adına gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinin etkisiz kalması, yetkili konfederasyonun maaş artışlarında ekonomik gelişmeleri görmezden gelen yaklaşımları nedeniyle memur maaşlarındaki artış son derece sınırlı kalmış, son 10 yılın 5’inde memur maaşları enflasyondan daha az artış göstermiştir. 

2011 yılında çıkan 666 sayılı KHK ile ek ödemenin prime esas kazanç tutarının dışında bırakılması ve asgari ücretin 2021 yılında 3 bin 577,50 TL ulaşmasıyla Hizmetli, Şoför, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Din Hizmetleri Uzmanı (Henüz Torba Kadro almamış) gibi unvandaki kamu çalışanlarının prime esas kazanç tutarları asgari ücretin altında kalmıştır. 

2021 yılında asgari ücret %21,56 oranında artarken memur maaşlarına %7,33 zam yapılması, yetkili sendikanın %3 gibi ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan zam oranlarına imza atmasının devam etmesi halinde tüm memur maaşlarının asgari ücretin altında kalması kaçınılmaz bir gerçektir.

2021 yılı için asgari ücretle çalışan bir işçinin sosyal güvenlik primine esas kazanç tutarı 3 bin 577,5 TL’ye yükselirken; 5. derecenin 1. Kademesindeki bir şoförün prime esas kazanç tutarı 3 bin 528,29 TL, 7. derecenin 3. Kademesindeki V.H.K.İ.’nin prime esas kazanç tutarı 3 bin 522,49 TL olmuştur. 

Hal böyle olunca memurlarımızın bir kısmının ödeyeceği sosyal güvenlik primleri asgari prim miktarının altında kalmıştır. Hukuken tam zamanlı çalışanlar bakımından asgari ücretin altında prim ödenemediği için asgari prim miktarı ile söz konusu kamu görevlisinin ödeyeceği prim miktarı arasındaki farkın kamu bütçesinden kapatılması gerekmiştir.  Bunun üzerine SGK tarafından yapılan bir duyuru ile Emekli Keseneği ve Genel Sağlık Sigortası Pirimi Devlet payı kalemlerinde yükseltilme yapılmak suretiyle prime esas kazanç miktarının asgari ücretin altında kalması geçici olarak engellenmiştir. 

Başka bir ifadeyle bir tarafta kamu görevlilerine ödenmekte olan tüm kalemlerin prime esas kazanca dahil edilmemesi nedeniyle memurların emekli maaşı ve emekli ikramiyesi düşük olmakta ve memurların çalışırken elde ettikleri gelirle emekli maaşlarında uçurum oluşmakta diğer tarafta ise devlet, bütçesinden memurların asgari ücretin altında kalan primlerini karşılayarak ek bir maliyete katlanmaktadır. Bu durumda hem memurlarımız hem de kamu tarafı mağduriyet yaşamaktadır.  

Bu mağduriyetlerin giderilmesi için kamu görevlilerine yapılan bütün ek ödemelerin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasına dahil edilmesi, yani prime esas kazanç kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.  

Bu yolla hem memurlarımız çalışırken elde ettikleri gelirle orantılı bir emekli maaşına kavuşacak, emekli maaşları artacak hem de kamu daha fazla prim geliri elde edecektir.  

ADALET BAKANLIĞI GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETMELİĞİ’NE KARŞI DAVA AÇTIK

0

14 Mart 2011, Pazartesi | 00:00

Bilindiği üzere, Adalet Bakanlığı’nın 25.03.2004 tarih ve 25413 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliği 09.01.2011 tarih ve 27810 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilmiştir.
İlgili Yönetmeliğin 18 inci maddesi; Bu yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde yer alan “Bu yönetmeliğin yürürlük tarihinde görevde bulunup iki yıllık yükseköğrenimi bitirtmiş olanların diğer koşullara sahip olmaları halinde 8 inci maddenin uygulanması açısından dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartı aranmaz.” ibaresi 18.4.1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde, 8 inci maddenin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edilirler.” olarak değiştirilmiştir.

Sendika olarak önceki yönetmeliğe göre görevde yükselme sınavına katılma hakkı tanınan personelin hakkını elinden alan maddenin iptali ve yürütmesini durdurulması talebiyle dava açtık.

ŞANLIURFA, GAZİANTEP, HATAY, ADANA VE OSMANİYE’DE ÜYELERİMİZLE BULUŞTUK

0

12 Mart 2021, Cuma | 14:24

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile 8 – 12 Mart 2021 tarihleri arasında Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Adana ve Osmaniye’de Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizin katılımıyla hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

 

Ziyaretler kapsamında Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürü Yalçın Karadayı, Hatay Vergi Dairesi Başkanı Cemil Müsevitoğlu, Hatay Vali Yardımcısı Nursal Çakıroğlu, Hatay Sosyal Güvenlik İl Müdürü Hamit Bal, TÜİK Hatay Bölge Müdürü Olcan Doğanay, Adana Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Ahmet Karaveli,  Adana SGK İl Müdürü Bilal Canbolat ile illerde hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışanlar ziyaret edilerek, Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgilendirme yaptılar.

 

Ziyaretler esnasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kurumlarda çalışan hanımların Kadınlar Günleri kutlandı.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ KARAMAN VE KAHRAMANMARAŞ’TA ÜYELERİMİZLE BULUŞTU

0

12 Mart 2021, Cuma | 10:51

Genel Başkan Yardımcılarımız Kadir Polat ve Vedat Ulu 8 – 12 Mart 2021 tarihleri arasında Karaman ve Kahramanmaraş’ta Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizin katılımıyla hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

 

Ayrıca 10 Mart 2021 tarihinde Genel Başkanımız Osman Eksert’in Gaziantep il programına da katılan Genel Başkan Yardımcılarımız, hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdiler.

 

Genel Başkan Yardımcılarımız ziyaretler kapsamında Karaman Valisi Mehmet Alpaslan Işık, Belediye Başkanı Savaş Kalaycı, Defterdar Hüsnü Çağlayan, Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanı Aytekin Şimşek ile Vergi Dairesi ve Kahramanmaraş Adliyesi çalışanlarını da ziyaret ederek, Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgilendirme yaptılar.

 

Ziyaretler esnasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kurumlarda çalışan hanımlar da ayrıca ziyaret edilerek, Kadınlar Günleri kutlandı.

 

İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABULÜNÜN 100. YILI KUTLU OLSUN

0

12 Mart 2021, Cuma | 09:14

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Osman Eksert’in İstiklal Marşımızın kabulünün 100. Yılı ile ilgili yazılı basın açıklamasıdır:

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından müthiş bir vatan aşkı ve iman ile kaleme alınmış olan İstiklal Marşımızın TBMM de okunup büyük bir coşku ile kabul edilmesinin üzerinden tam 100 yıl geçti.

100 yıl önce ülkenin durumunu hatırlayacak olursak, İstiklal Marşımızın hangi ruh halinde yazıldığını bilirsek değerini ve nasıl anlaşılmasın gerektiği daha iyi anlaşılır. Bu nedenle diyoruz ki İstiklal Marşı sadece bir şiir, bir marş değil Türk Milletinin ortak heyecanını, ortak değerlerini ifade eden bir mutabakat metnidir.

O dönemler, Türk Milletinin Anadolu’da yeniden doğuşuna tanıklık ediyor ve Kurtuluş Savaşı’nın en zorlu günleri yaşanıyordu. Tüm olumsuzluklara rağmen yeni bir devlet kuruluyordu.

7 Kasım 1920 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Milli Marşın yarışma neticesinde seçileceği ve yarışmayı kazanan eserin yazarına 500 lira, bestesi için de 1000 lira mükafat verileceği duyuruldu.

Yurdun dört bir yanında ilan edilen bu yarışmaya Anadolu’dan, İstanbul’dan, birçok şair eserlerini gönderdiler. Toplamda yarışmaya 724 şiir katıldı. Fakat hiçbiri Milli Marş olmaya layık görülmedi.

            Bu arada Yunanlılar, İzmir ve Bursa’dan geçip Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirerek, Sakarya vadisine kadar gelmiş ve Ankara’yı tehdit etmeye başlamışlar.

İyi bilinmektedir ki; Mehmet Akif bu ülkenin İstiklal Marşı yazabilecek tek ruhudur. Böyle bir marşı ondan başka yazabilecek kimse yoktur. Bu sebeple Mehmet Akif’e İstiklal Marşı yazma teklifi götürülmüştür.

 Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Akif’ten bu marşı yazmasını rica etmiş fakat Akif “Para için şiir yazamam” diyerek geri çevirmiştir. Bunun üzerine hatırlı kişiler araya konularak Akif ikna edilmiş ve muhteşem eserin yazımı bu şartlar altında gerçekleştirilmiştir.

İçerisinde bağımsızlık ve Türk Milletinin esaretten kurtulması için ateş yanan Akif’in yazacağı satırlar bundan başka olamazdı zaten.

Eserin kabulü için TBMM de önerge üstüne önerge verilmiş, büyük bir coşkuyla ayakta alkışlanarak Milli Marş olarak kabul edilmiştir.

Daha sonraları İstiklal Marşı ile ilgili duygu ve düşüncelerini açıklayan Mustafa Kemal Atatürk İstiklal Marşı’nda, İstiklal Davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü ise;

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin İstiklal

Mehmet Akif hasta yatağında verdiği bir röportajda eserin yazımı ile ilgili şunları söyler: ”Bu ümitle yazılır. O zaman düşünün, imanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp, başka türlü yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa, bütün duygularım yazımdadır. Şu var ki; İstiklal Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur. Ancak tarihi bir değeri vardır. O şiir bir daha yazılamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. İstiklal Marşı’nın ruhu ebediyen yaşasın ve Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.

 

 

ŞUBAT 2021 ASGARİ GEÇİM SONUÇLARI AÇIKLANDI

0

11 Mart 2021, Perşembe | 09:05

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Şubat ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Şubat 2021 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.994,62 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 8.237,46 Lira olarak belirlendi. 

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 101,25 TL, %1,24 oranında arttığını gösterdi. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 54,18 TL, %1,78 oranında yükseldi ve 3.102,03 Lira olarak hesaplandı. 

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Şubat ayında 3.101,26 Lira olarak tahmin edildi.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Şubat 2021 verilerine göre günlük 65,194 Lira olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.955,82 Lira oldu.

Şubat 2021 itibari ile ortalama 4.806,24 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %40,69’unu oluşturdu. 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.145,44 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Şubat 2021 ortalama maaşının %23,83’üne denk geldi. Buna göre bir memur, ortalama maaşının %64,52’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %35,48’i kaldı. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Şubat 2021 maaşından geriye yalnızca 1.705,25 TL kaldı. 

KAHVECİ: EK ZAM TALEBİMİZDE ISRARCIYIZ

Şubat ayı asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci,

“Ar-Ge Merkezi’mizin 2021 Şubat ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre, ortalama memur maaşıyla geçinen bir ailenin maaşının %40’ından fazlası sadece gıda harcamasına gitmektedir.  

Şubat 2020’de açıklanan resmi rakamlara göre, dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 7 bin 93 TL’den 8 bin 237 TL’ye yükselmiştir. Buna göre bir senede ailenin zorunlu harcamalarında yaklaşık yaklaşık 1144 TL’lik bir artış ortaya çıkmıştır. Halbuki, bu dönemde memur maaşları ortalama sadece 572 TL artmıştır. 

Pandemi ile mücadele ettiğimiz son bir yıldır, ekonomik anlamda piyasalardaki hareketlenmenin sıkıntısını dar ve sabit gelirliler yaşarken, zorunlu harcama kalemlerinde fahiş artışlar hız kesmeden devam ediyor. Toplu sözleşme döneminde pazarlık masasında yumruğunu masaya vurmaktan aciz yetkili ve etkisiz sendikaların kamu çalışanını temsil etme kabiliyeti ortadadır. 

Bu durumda alınan maaşlarla sadece mutfak, barınma, ısınma gibi kış aylarının zorunlu harcamalarına  dahi  gücü yetmeyen kamu çalışanlarının maaşlarına ek zam yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.  Aylardır her platformda dile getirdiğimiz gibi bir kez daha çalışanlara ve emeklilere ek zam talebimizi yineliyoruz. Kamu çalışanlarına verilecek destek, esnafımıza, çarşıya ve pazara da can suyu olacaktır” dedi. 

ŞANLIURFA TEŞKİLATIMIZLA BİR ARAYA GELDİK

0

09 Mart 2021, Salı | 13:49

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ve Genel Başkanımız Osman Eksert ve Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın Genel Başkanları Şanlıurfa il İstişare Toplantısı çerçevesinde teşkilat yöneticilerimizle bir araya geldi.
Covid-19 tedbirlerine uyularak gerçekleştirilen istişare toplantımızda coşku ve heyecan doruğa çıkarken, yetki dönemi ve yaklaşan toplu sözleşme öncesinde sendikal çalışmalar ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

HİKMET KARAKUŞ: TÜRKİYE KAMU-SEN ÇALIŞANLARIN GERÇEK TEMSİLCİSİDİR

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından İl İstişare Toplantımız  Türkiye Kamu-Sen il Şanlıurfa İl Temsilcimiz Hikmet Karakuş’un konuşmasıyla başladı. Karakuş, “Hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. İş kollarımızın Genel Başkanlarını Şanlıurfa’da ağırlamak bizleri mutlu etmiştir. Bugün 8 Mart Dünya kadınlar günüydü. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’de kutlu olsun. Varlıklarıyla bize destek veren Türkiye Kamu-Sen’in değerli üyeleri, 1992 tarihinde kurulan Türkiye Kamu-Sen söylem ve eylemleriyle kamu çalışanlarının gerçek temsilcisidir. Türkiye Kamu-Sen hiçbir anlayışın taşeronluğunu yapmayan bağımsız, ilkeli, demokratik, çağdaş bir sivil toplum kuruluşudur. Salt özet sendikacılığı kabul etmeyen konfederasyonumuz parçası olduğu toplumun değerlerine sahip, ideolojisi memur meselesi olan, toplumu sınıflara ayırmayan, bölücü ve yıkıcı anlayışlara taviz vermeyen, gelişmeye açık kamu çalışanlarının sendikasıdır” dedi.

YÜCEL KAZANCIOĞLU: ÜLKEMİZİN HER KÖŞESİNDE MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ

Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu’da yaptığı konuşmada, Türkiye Kamu-Sen ülkemizin her bölgesinde, her ilinde, ilçesinde hatta en ücra köşesinde bile çalışanların hak ve menfaatleri için mücadele etmektedir. Kurulduğu günden beridir ilke ve amaçlarından sağmadan yol alan konfederasyonumuz kamu çalışanlarının her bir sorununu çözüme kavuşturmak adına sendikal mücadelesini bıkmadan ve yorulmadan sürdürüyor. Bu kutlu davaya emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Bugün Şanlıurfa gibi güzide bir kentimizde sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. 

ÖNDER KAHVECİ: KADINA ŞİDDETİN ENGELLENMESİ NOKTASINDA GEREKLİ ADIMLAR DERHAL ATILMALI

Genel Başkanımız Önder Kahveci ise katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasına Dünya Kadınlar Günü mesajıyla başladı. Kahveci, “Bugün Peygamberler şehri Şanlıurfa’da kıymetli teşkilat yöneticilerimiz ve üyelerimiz ile birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Başta tüm şehit analarımız olmak üzere bütün kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorum. Elbette ülkemizde kadınlar noktasında yaşanan ciddi sorunlar var. Hemen hemen her gün basında kadına yönelik şiddet haberlerine tanık oluyoruz. Bu konuda ciddi tedbirlerin alınması ve gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması bizim talebimizdir” dedi. 

KAHVECİ: ŞEHİTLERİMİZE YÜCE ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM

Vatan için toprağa düşen tüm şehitlerimizi de anan Genel Başkanımız Önder Kahveci, “Covid salgını devam ederken bu süreç içerisinde sadece salgından insanlarımızı kaybetmedik. Hain terör saldırıları sonucunda şehitlerimiz oldu. Gara’da sivil insanlarımız kalleşçe ve hunharca katledildi. Eli kanlı katilleri lanetliyorum. Daha birkaç gün önce ise, Bitlis’te Korgeneralimizin de aralarında bulunduğu 11 kahramanımızı helikopter kazası sonrasında kaybettik. Onları da bir kez daha rahmetle anıyorum. Bütün şehitlerimizin mekanları cennet olsun. “ dedi. 

KAHVECİ: BİZİM ELLERİNDE ÜYE FORMLARI İLE GEZEN YÖNETİCİLERE İHTİYACIMIZ YOK

Yetki dönemi ve devamında bu yıl Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme dönemine girdiğimiz şu dönemde sendikal çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye Kamu-Sen teşkilatı alanda çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyor. Memurlarımız ve emeklilerimizin 2 yıl daha kaybetmeye tahammülü kalmadı. Geçmişte yaşananlar ortada. Malum-Sen’in kamu çalışanları ve emeklilerimize kaybettirdikleri ortada. Artık kimsenin bunların oturacağı bir masaya tahammülü kalmadı. Son toplu sözleşme de %4+4, 3+3’e “Biz imza atmadık, hakem kurulunun kararı” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Kararlı bir şekilde o masaya oturulsaydı her şey daha farklı olurdu. Biz toplu sözleşme öncesi, “Gelin birlikte hareket edelim, bütün konfederasyonlar ortak bir yol belirleyelim” çağrısında bulunduk ama onların derdi “Masada Kamu-Sen olmasın” böyle bir yaklaşımla sizin memurlara kazandıracağınız bir şey olamaz. İşte bunları yeniden yaşamamak adına kamu görevlileri bu yıl bütün hizmet kollarında yetkiyi Türkiye Kamu-Sen’e vermelidir. 

Bugün Şanlıurfa’da birlikte istişare edeceğiz,  memurlarımızın sorunlarını konuşacağız. Ama bir gerçek var ki, hem Covid-19 ile hem de sarı sendika ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Kamu görevlilerimizin yaşamış olduğu sorunlara da çözüm üretme noktasında gayret ve çabamızı göstereceğiz. Yani sendikal mücadelemizi güçlü tutacağız. 

Bakın şunu özellikle söylüyorum. Türkiye Kamu-Sen teşkilatı sendikacılıkta ahlaki değerleri benimseyen bir kuruluştur. Asla bu inandığı değerlerden taviz vermeden 1992’den bu tarafa sendikal mücadelesini sürdürmüştür, bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Biz kendimize güveniyoruz. Birileri gibi yöneticilerin üye formlarını ellerine alıp da dolaşmasına ihtiyacımız yok. Onlardan medet ummayız. Türkiye Kamu-Sen’in güçlü teşkilatları var, onlara Türkiye Kamu-Sen’e yeter” dedi. 

KAHVECİ: KAMU ÇALIŞANLARINI MOTİVE EDECEK ADIMLAR BEKLİYORUZ

Genel Başkanımız Önder Kahveci, kamu çalışanlarının geçmişten gelen sorunlarının çözülmesi gerektiğini ifade ederek, Covid-19 süreci ve başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarının mücadelesine dikkat çekti. Kahveci “Kamu çalışanlarımızın yaşadığı sorunlar hepinizce malum. Ancak son bir yıldır büyük bir mücadele verdiğimiz Koronavirüs döneminde özellikle sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere tüm kamu çalışanlarımızı özveriyle görevlerini yerine getiriyorlar. Şanlıurfa’dan bir kez daha tüm kamu görevlilerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Sağlık çalışanları ve tüm kamu görevlileri alkıştan çok daha fazlasını hak ediyorlar. Onun için kamu çalışanlarının bu süreç içerisinde geçmişten bugüne biriken sorunlarını çözmek hem yöneticilerin hem de sendikacılar olarak bizim asli görevimizdir. Onları motive edecek ekonomik ve sosyal konularda atılacak her adımı desteklemeye hazırız. Mesele 2019 yılında ortaya koyduğumuz bir Memur Paketi söylemimiz var. Bu paket içinde yer alan başlıklar çözüldüğü anda sorunların büyük kısmı hallolmuş olacaktır. Memur paketi talebimizin takipçisiyiz. ” dedi. 

İFTİRADAN MEDET UMAN SENDİKAL ALÇAKLIK 08 Mart 2021, Pazartesi | 12:41

0

 

08 Mart 2021, Pazartesi | 12:41

 

Sözde yetkili konfederasyon son günlerde sosyal medyada sürekli olarak gündeme gelen Memur-Sen’den istifa kampanyaları karşısında çareyi konfederasyonumuza iftira atmakta bulmuştur. Üyeleri tarafından sürekli tahkir edilen bu konfederasyon yaptığı yanlışları düzeltmek yerine Türkiye Kamu-Sen’in bir paravan dernek aracılığı ile Memur-Sen’den istifaları yönlendirdiğini iddia etmiştir. Memur-Sen’in iftira ve hakaret dolu bu karalamalarına karşı konfederasyon olarak cevap vermemiz zorunlu olmuştur. Memur -Sen’in bu iftiralarına cevabımız aşağıdadır:
Kamu görevlilerinin kazanılmış haklarını sermaye yaparak her pazarlıktan memurlarımız adına yeni bir kayıpla çıkan, kamu çalışanları inim inim inlerken hayal dünyalarında gündem üreten, ailelerinden, çocuklarından ayrı çalışan sözleşmeli personelin feryadı yürekleri dağlarken Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısında kılık kıyafet yönetmeliği konuşmak isteyen ama hâlâ utanmadan, sıkılmadan kendisini sendika olarak adlandıran bir oluşumun yüzsüz yöneticileri, milyonlarca memurun  “Artık yeter!” isyanı karşısında çareyi Türkiye Kamu-Sen’e saldırmakta bulmuş,  kendilerine yöneltilen sendikal eleştirilere, Konfederasyonumuz üzerinden çapları ile orantılı bir cevap vermeye çalışmışlar.

“Cevap vermeye çalışmışlar” diyoruz çünkü aslında bu bir cevaptan çok, kendi iç dünyalarının karanlıklarında kaybolmuş, ilkesiz ve kişiliksiz bir yaşamın getirdiği hezeyanlar ile tir tir titreyen, yalandan başka bir şey üretemeyen, haysiyet yoksunu bir güruhun; Genel Başkanımıza, sendikalarımıza ve konfederasyonumuza yönelik asılsız iftira ve hakaret içeren bir zırvasından ibarettir.

Sendikacılık adına söyleyecek sözleri olmayan, döneme göre pozisyon almaktan, devire göre tavır takınmaktan, tükürdüğünü yalamaktan, söylediğinden dönmekten yönlerini kaybetmiş bu pervanelerin, Türkiye Kamu-Sen’e ilkeli duruş önermeleri, ne hazin bir durumdur.

İçinde bulundukları her ortama uymayı başaran, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta postal yalayıp deliklerinde gizlenen, uygun ortamı bulunca demokrasi havarisi kesilen omurga yoksunu bu zevatın, Türkiye Kamu-Sen gibi her dönemde haksızlığın, zulmün ve adaletsizliğin karşısında duvar olmuş, darbelerin ve demokrasi dışı girişimlerin en ağır yükünü omuzlamış, Türkiye’de memur sendikacılığının yerleşmesi için her türlü bedeli ödemiş, kamu çalışanlarının hakları için her türlü mücadeleyi yürüten bir kuruluşa dil uzatması, Memur-Sen’in nasıl bir akıl tutulması yaşadığının en açık göstergesidir.

Elbette ki, muktedirler önünde eğilmekten bel fıtığı olmuş bu dalkavukların, bellerini doğrultup haksızlık karşısında dik durmasını, başlarını kaldırıp gerçekleri görmesini bekleyemeyiz. Tehditle, baskıyla, şantajla kamu görevlilerini ekmekleri ile vicdanları arasında tercih yapmaya zorlayanların, memurlarımızın sorunlarına eğilecek ferasetleri de olamaz.

Biz, bu kimselerden çaplarına fersah fersah büyük gelecek bu erdemleri göstermesini bekleme haksızlığını da yapmayacağız ama her gün yön değiştiren bu fırıldaklar, hangi kafa ile Türkiye Kamu-Sen’in karnından konuştuğunu, paravan dernekler aracılığıyla kamuoyu oluşturma gayreti içine girdiğini iddia ediyor, onu anlayamıyoruz.

Memur-Sen yöneticileri bilmelidirler ki, Türkiye Kamu-Sen’in kamuoyu oluşturmak için hiçbir paravana ihtiyacı yoktur. Türkiye’de sendikacılık denildiğinde akla önce Türkiye Kamu-Sen gelir. Türkiye Kamu-Sen’in her bir ferdi hiçbir ortamda perde gerisinde saklanmaz, söyleyeceklerini açık açık muhatabının yüzüne söyler.  Biz 1992 yılında, 12 Eylül darbesinin izleri henüz silinmemiş, bütün kanun ve mevzuatıyla en ağır uygulamalar sürerken memurlarımızın hakları için ortaya atılmış şerefli bir Konfederasyonuz. Bizlere bu iftirayı atanlara “Kişi kendinden bilir işi” diyoruz.

Bizleri zavallılıkla itham edip haysiyet ve şereften bahsedenler, haysiyet ve şerefin ağızlarında ne kadar eğreti durduğunu da mı göremiyorlar? Kendilerine sendika diyenlerin, bizzat üyeleri tarafından her gün sosyal medyada tahkir edilmeleri ne kadar da acı bir durumdur. “Neden kamu görevlileri bizden nefret ediyor; sürekli istifa çağrısı yapıyor, biz nerede hata yaptık?” diye kafa yoracaklarına en iyi bildikleri yola sapıp iftira ile günü kurtarmaya çalışanlar, güneşi balçıkla sıvayamaz, bu kafayla yok oluşlarını engelleyemez.

Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardan beri söylüyoruz, şimdi de söylemekten ne korkarız ne imtina ederiz ne de başkalarına söyletiriz; bütün kamu görevlileri, kendilerine hiçbir katkısı olmayan, Türk memur sendikacılığının yüz karası, sarı sendikacılığa rahmet okutan bu sahte sendikalardan istifa etmelidir.

Kamu görevlilerimiz, gerçek yüzünüzü gördü, kendilerine hiçbir katkı sağlayamayacağınızı anladı, sarı sendika olduğunuzu idrak etti; sizden koşar adım uzaklaşıyor, bunun neyini anlamıyorsunuz? Basiretsizliğinizi, acizliğinizi anlayın ve artık kamu görevlilerimizin yakasından düşün!

“Bütün memurlar sözleşmeli statüye geçirilmelidir” diyen siz değil misiniz?

“… Ülkemizin dilini, kültürünü, değerlerini anlatan muhteşem hizmetler yürütülüyor. Geçen yıl 83 ülkeydi, bu sene 100 ülke çocuklarının katılımıyla Türkçe Olimpiyatları gerçekleşecek. … Bu hizmetler ancak alkışlanır. Sayın yavru muhalefet partisi genel başkanına çağrımız; ‘bu hizmetlerin durdurulmasını istemek yerine, gölge etme başka ihsan istemeyiz’ diyoruz.” diyen siz değil misiniz?

“Dinsiz anayasa” isteyen siz değil misiniz?

Her gün, beş vakit, kırk kere vecd ile okuduğumuz Fatiha için “Her gün Fatiha’yı bile okutsanız tiksinirsiniz.” diyen siz değil misiniz?

Terörist başının salıverilmesi, bebek katillerinin affedilmesi, Türkiye’nin federatif bir yapıya dönüşmesi yolunda rapor hazırlayan akiller heyetine dâhil olan sizin genel başkanınız değil mi?

“Açılımı hayvanlar bile anladı ama bazıları anlamadı.” diyerek, bu vatan uğruna hayatlarını hiçe sayan gazilerimiz ve şehitlerimiz başta olmak üzere, eli kanlı teröristlerle pazarlık yapılmasına karşı çıkan milletimize hakaret etme cüreti gösteren siz değil misiniz?

Bir menfaat gördüğünde kul köle olan, güçlü olanın etekleri altına saklanan, sahiplerini kızdırma korkusuyla, toplu sözleşmelerde taleplerini dile getirmekten dahi aciz kalan bir sendika;

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na hükümetin teklifini kabul eden akademisyen temsilcisi gönderen sendika;

30 gün sürmesi gereken pazarlıkları, hiçbir konuyu tartışmadan 3 toplantı ile 7 günde mutabakatla sona erdiren bir sendika;

2014 yılında enflasyon farkı hakkının tamamını, 2015 yılında ise memur maaşının %1,8’ini iktidara peşkeş çeken sendika;

4/C’li çalışanların mahkeme yoluyla aldığı 650 liralık ek ödemeyi toplu sözleşme ile 150 liraya düşürten sendika;

Hakları için yollara düşen, sözleşmeli mesai arkadaşlarına kadro verilmesi, iş güvencelerinin ellerinden alınmaması için bir günlük iş bırakma hakkını kullanan memurlarımızı idareye gammazlayan, bu yolla siyasete yaranarak menfaat sağlamaya çalışan, grev kırıcı bir sendika;

Toplu sözleşmede karar altına alınan konuları dahi dile getirmekten aciz, imzasına dahi sahip çıkacak cesaretten mahrum bir sendika, Türkiye Kamu-Sen’e dil uzatamaz.

Yalancılığın ötesine geçmiş, ar damarı çatlamış, yüzsüzlükte seviye atlamış olanlar, bize erdem ve değerden bahsedemez.

Biz, bu ülkenin temelindeki sessiz kahramanların temsilcisiyiz.

Bizi, 12 Eylül’ün tabutluklarındaki işkenceler bile söyleyeceğimiz sözden alıkoyamadı.

Bizi, 28 Şubat’ın puslu havası bile meydanlara inmekten alıkoyamadı.

Bizi, darbe anayasası bile hak mücadelesinden alıkoyamadı.

Bizi, terör örgütlerinin tehditleri, saldırıları bile yolumuzdan döndüremedi.

Bizi, hapse girme korkusu bile sözleşmeli personel için iş bırakmaktan alıkoyamadı.

Bizi, işten atılma korkusu bile sözleşmeliye kadro talebimizden döndüremedi.

Bizi, baskılar, sürgünler, kıyımlar bile durduramadı.

Sizden mi korkacağız!

Biz, Memur-Sen’in sahte kahraman yöneticileri gibi kapalı kapılar ardında memur hakkı pazarlayacak sonra da çıkıp “Tarihi başarı elde ettik” diyecek tıynette de değiliz.

Kaldı ki, fırsatçı yaklaşımlarla, her türlü ahlaki değeri ayaklar altına alıp, memurları korkutarak, olmadık vaatlerle sendikal ve kişisel menfaat devşirmeye kalkışacak kadar alçak oğlu alçak da değiliz.

“En iyi ne bilirsin? diye sormuşlar alime; “Haddimi bilirim” demiş.

Her devirde yön değiştiren, söz değiştiren, ilke değiştiren ama sendikacılıkta rengi sarıdan öteye gidemeyen bu zevata, “Eğer gerçekten bir erdeminiz varsa önce haddinizi bilin” diyoruz.

Haddini aşanlara, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlara, her devrin adamlarına Necip Fazıl’ın “Sana alçak diyemem, çünkü alçaklık da seviye belirtir, sen çukursun, çukur!” sözünden başka bir niteleme yakışmamaktadır.

Kurulduğunuz 1995 yılından beri söylediğimizi her zaman olduğu gibi bugün de doğrudan, kimseden medet ummadan, kimseye sığınmadan yine yüzünüze söylüyoruz:

Bütün kamu görevlilerimiz, hakları için, çocuklarının geleceği için, gerçek mücadele ve gerçek sendikacılık için Memur-Sen’den istifa etmelidir.

 

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLARI İÇİN AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI İLE İŞKUR’A YAZI YAZDIK

0

08 Mart 2021, Pazartesi | 12:34

Sendikamız, İş ve Meslek Danışmanlarının atanmaları ile ilgili yaşanan mağduriyetin giderilmesi amacı ile Türkiye İş Kurumu ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yazı yazdı.

 

Yeterli şartları sağlayan İş ve Meslek Danışmanlarının atamalarının kurum içinden yapılmasını talep ettiğimiz yazıda, atamaların kurum içinden yapılması halinde çalışanların motivasyonun yükseleceği ve hizmet verimliliğinin artacağı belirtilmiştir.

 

İlgili yazıları görmek için tıklayınız