Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 125

ÇANKIRI ŞUBEMİZ, UNUTULULAN VERGİ ÇALIŞANLARINA, HAKLARI TESLİM EDİLSİN

0

TÜRK BÜRO-SEN ÇANKIRI ŞUBE BAŞKANI YÜKSEL DEMİRBAŞ’IN VERGİ HAFTASI İLE İLGİLİ YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

 

Vergi Haftasında, en büyük sıkıntımız izlenen vergi politikasının yanlışlığı , belli kesimlerden yüksek oranda vergi alınması ve vergi vermesi gereken fakat vermeyenlerden vergi alınamaması yatmaktadır.  Hal böyle olunca idare de kamu harcamalarına kaynak oluşturacak gelirlerin başında gelen vergiyi, tahsilin en kolay olduğu kesimden kayıtlı çalışan kesimden yani memurlardan  almakta ve kaynağından kesilen vergiler yoluyla kaynak ihtiyacını gidermeye çalışmaktadır. Ücretli kesimin vergileri stopaj usulü ile kesilirken, diğer kesimlerin vergilerinin bir dönem sonra ve taksitler halinde tahsil edilmesi, hatta bir süre sonra çıkarılan vergi afları yoluyla indirime gidilmesi yada affedilmesi başka bir problemdir.

 

Enflasyonun yüksek düzeyde olduğu ülkemizde, kayıtlı çalışanlarlar hep mağdur olmaktadırlar.

Asgari ücretin gelir vergisi dışında bırakılması, evli ve çocuklu çalışanlar bakımından etkisiz kalmış, yalnızca bekar çalışanlara küçük bir avantaj sağlamıştır.

Adil bir gelir dağılımı sağlamak, sosyal devlet ilkesini benimsemiş olan ülkemiz için bir zorunluluktur. Bu nedenle gelir dağılımının daha adaletli bir şekilde gerçekleşmesinin ana unsuru olan vergi politikalarının biz çalışanlar lehine düzenlenmesini istemek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının anayasal hakkıdır. Dolayısıyla bizler bu anayasal hakkımızı kullanarak yıllardır üzerimizde ağır bir yük olan vergi sorununun bir an önce çözülmesini istiyor ve bu konunun ülkemizi idare edenlerin yükümlülüğünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

VERGİ TOPLAYAN MEMURLARIN TALEPLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR

Vergilerin toplanmasında gece gündüz demeden mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan memurlarımız da elbette ki vergi haftasında unutulmamalıdır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarının temel talepleri olan;

Çankırı’mızda merkez ve ilçelerde memur açığından çoğu yer kapanma noktasındadır. Merkez ve ilçelere en az 35 hizmetli, memur ve amir eksiğinin acilen giderilmesi.

-657 sayılı kanunda mali hizmetler sınıfının oluşturulması,

– Ek gösterge oranlarının yükseltilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki personele de ek gösterge verilmesi sağlanması,

-666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılan fazla çalışma uygulamasının yeniden başlatılması, resmi ve dini bayramlarda ve idari izinlerde çalışan personele fazla çalışma ücreti ödenmesi,

-Kamudaki uzmanların özlük haklarının eşitlenmesi konusunda yapılan düzenlemeye Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında çalışan tüm uzmanlar dahil edilerek merkez taşra ayrımına son verilmesi,

-Personelin tümünün gelişimine katkı sağlayıp, hizmetin daha etkin ve verimli şekilde yürütülmesi ve hizmet kalitesinin artırılması bakımından Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı yapılması, Müdür ve Müdür Yardımcılığı Görevde Yükselme Sınavlarının rutin hale getirilmesi,

-Görevlendirmelerde Vergi Daireleri Kuruluş ve Görev Yönetmeliği hükümlerine titizlikle uyulması konusunda taşra teşkilatının uyarılmasını çalışanlar adına vergi haftasında talep ediyoruz.

Gece-gündüz, hafta sonu demeden bayram tatillerinde dahi çalışarak görevini yapan fedakar vergi memurlarının sorunları çözülmeden kutlamaların kabul edilmesi mümkün değildir. Türk Büro-Sen olarak, kutlamaları kabul etmiyoruz.

 

Türk Büro-Sen olarak, ekonomimizin ayakta kalması için canla başla çalışan Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarının insan onuruna yakışır şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini, Gelir Vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesini, ya da maaş artışlarının vergi dilimleri dikkate alınarak yapılmasını, memurlara yapılan artışların vergi ile geri alınmasının önüne geçilmesi gerektiğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.

TÜRK BÜRO-SEN 7. OLAĞAN GENEL KURUL İLANI

0

 

14 Şubat 2022, Pazartesi | 12:16

 

Türk Büro-Sen (Türkiye Büro Çalışanları Sendikası) 7.Olağan Genel Kurulunun aşağıda gündem dahilinde 05-06 Mart 2022 tarihlerinde saat 10.00 Anadolu Hotels Beştepeler Mah. Yaşam cad.1.sokak No:7/B Söğütözü Yenimahalle /Ankara adresinde yapılacaktır.

Çoğunluk sağlanamaması durumunda Genel Kurul bir hafta sonra 12-13 Mart 2022 tarihlerinde aynı adreste ve saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır.

05 Mart 2022 Cumartesi:

1-Yoklama ve açılış
2-Saygı duruşu ve istiklal marşı
3-Divan teşekkülü
4-Açılış Konuşması
5-Protokol konuşmaları
6-Yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması, müzakeresi ve İbrası
7-Denetleme kurulu raporunun okunması ve ibrası, Mali müşavir raporunun okunması,
8-Tüzükteki bazı maddelerin değişikliği
9-Tahmini bütçenin arzı, müzakeresi ve kabulü
10-Yönetim kuruluna verilecek yetkilerin görüşülmesi
11-Yönetim, denetim, disiplin kurulu asıl ve yedek üyeleri, Konfederasyon üst kurul delege aday başvurularının divan kuruluna verilmesi

06 Mart 2022 PAZAR: 09.00 – 13.00 oy kullanma işlemleri

1-Yönetim, Denetim, Disiplin asil ve yedek üyeler ile üst kurul delegelerinin seçimi
2-Kapanış

ÇANKIRI ŞUBEMİZ, HAKSIZ KAZANÇ DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ

0

Türkiye Kamu-Sen Çankırı İl Temsilcisi Yüksel DEMİRBAŞ’ın yazılı basın açıklamasıdır.

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge’nin, TUİK’ten alarak yapmış olduğu araştırmaya göre, 2022 Ocak ayında dört kişilik bir ailenin masrafları yüzde 14,71 oranında zamlandı.

Yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 5.584,02 TL ve dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 11.898,00 lira olarak belirlendi.

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 1.525,44 TL, arttığını gösterdi.

Ocak 2022’de ortalama 6.285,60 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı sadece gıda ve kira harcaması, maaşının %67,47’ yani ortalama gıda ve barınma harcamaları en az 4.240,73 lira,

Geriye ise maaşının %32,53’ü yani, yalnızca 2.044,71 TL kaldı. Ortalama ücretle geçinen bir Şimdi bu memur geri kalan maaşı ile (2.044,71 TL), ailesinin elektrik, doğalgaz, faturalar, ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını nasıl karşılasın?

Yüksek enflasyon mağduriyeti gidermek adına, mahsuplaşma için 6 ay beklenmeden, her ay ortaya çıkan farkın maaşlara yansıtılması ve üzerine refah payı ilave edilerek kamu çalışanlarının enflasyona ezdirilmeyeceği sözünün hayata geçirilmesini beklemekteyiz.

Cebimize yansıyan enflasyon açıklanan enflasyondan daha fazladır. Bu resmi veri ve rakamlar yapılan bu zammın daha ilk ayda eriyip gittiğini net olarak ortaya koyarken, kamu çalışanlarının alım gücü Aralık ayının bile gerisine düşmüştür.

Daha ilk aydan, 6 ay için yapılan maaş zammını aşan ve yıllık zam oranının tamamına yaklaşan bir enflasyonla karşı karşıyayız.

Gerek maaşlardaki erime, gerekse 2022 yılının enflasyonu dikkate alınarak kamu çalışanlarına tatminkâr ve ikramiye ile refah payını da içine alacak gerçekçi bir maaş sistemi ve zam bekliyoruz.

Memur arkadaşlarımıza yeniden çağrımızı yineliyoruz.

Kazanımlarımızı pazarlayanlara artık dur demelisin!

Artık saatler Türkiye Kamu-Sen’i gösteriyor.

Şimdi, Türkiye Kamu-Sen zamanı.

MED TERMAL OTEL HATTUŞA İLE İNDİRİM ANLAŞMASI YAPTIK

0
Türk Büro-Sen

Sendikamız ile Med Termal Otel Hattuşa ile yapılan indirim anlaşmasına göre; üyelerimiz ve 1. Derece üye yakınlarımız %15 indirim alacaklardır.

Detaylar için tıklayınız

ÇANKIRI ŞUBEMİZ, “SAMSUNDA YAŞANAN OLAYI KINIYORUZ!”

0

Türkiye Kamu-Sen Çankırı İl Temsilcisi Yüksel Demirbaş’ın Samsun İlkadım ilçesindeki Atatürk Anıtına, 2 kişinin saldırısıyla ilgili yazılı basın açıklamasıdır.

Samsun’da Atatürk heykeline yapılan çirkin saldırıyı nefretle kınıyorum, bu saldırıyı gerçekleştiren hainlerin en kısa sürede gerekli cezayı almaları bizim ve kamuoyunun beklentisidir.

Bu ülkeyi; Atatürk’e hakaret ve düşmanlık yaparak, halklara özgürlük diyerek, bölücülük, mezhepçilik ve  din düşmanlığı yaparak böleceklerini sanan ey gafiller ve hainler; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi:”Elbet bir gün beni unutturmaya çalışanlar olacaktır, ama Türk gençliği buna izin vermeyecektir.”

Bu olayın provokasyon olduğunu biliyoruz. Biz bu alçaklıkları daha öncesinden de yaşadık. Büyük Türk Milleti ve Türkiye Kamu-Sen var oldukça Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar olacak, var olacaktır.

Yine Rahmetli Başbuğumuz: “Her kim ki Türk’e ve Atatürk’e düşmandır; onlar Malazgirt’te, Çanakkale’de,  İstanbul’un fethinde ve İstiklal harbinde mağlup ettiklerimizin Anadolu’da kalmış tohumlarıdır.”

Ne mutlu Türküm Diyene !

ADALET BAKANLIĞINA ADALET HİZMETLERİ TAZMİNATI VE TEKNİK HİZMETLER TAZMİNATI İÇİN YAZI YAZDIK

0

Bilindiği üzere Toplu Sözleşme ile Adalet Hizmetleri tazminat oranları artırılmış, ancak Adalet Bakanlığı’nda sözleşmeli çalışanlar bu artıştan faydalandırılmamıştı.

Sendikamızda konuyla ilgili Adalet Bakanlığına yazı yazarak, Adalet Bakanlığında çalışan sözleşmeli personellere de aynı tazminat oranlarının verilmesini talep etmişti. Adalet Bakanlığı ise 23.12.2021 tarihli cevabi yazısında konuyla ilgili çalışma yapılacağını Sendikamıza bildirmiştir.

Sendikamız ise 31.01.2022 tarihinde Adalet Bakanlığına göndermiş olduğu 65 sayılı yazısında, “Sözleşmeli çalışanlara tazminat oranlarının aynı şekilde verilerek, eşitliğin sağlanması için yapılacak çalışmanın detaylarının Sendikamız ile paylaşılmasını”

66 sayılı yazısı ile de, “Teknik Hizmetler Tazminatının artırılmasını” talep etmiştir.

MÜBAŞİRLERİN GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVINA GİREBİLMELERİ İÇİN MEVZUAT DÜZENLEMESİ YAPILMASI TALEBİYLE ADALET BAKANLIĞINA YAZI YAZDIK

0

30 Ocak 2020, Perşembe | 14:05

Bilindiği üzere, 2019/50 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile “mübaşir” kadro unvanı,  “genel idari hizmetler sınıfı” kapsamına alınmıştır.

Ancak, mevcut yönetmelik, mübaşir kadrosuna mensup personellerin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına girebilmelerine imkan vermemekte olup, bu eksikliğin giderilmesi talebiyle Sendikamız tarafından Adalet Bakanlığına yazı yazılmıştır. 

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NDA TEMSİLCİLİK ODAMIZIN AÇILIŞINI YAPTIK

0

Ankara 2 Nolu Şubemiz Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nda 27.01.2022 tarihinde Temsilcilik Odamızı açtı.

 

Açılışa Genel Başkanımız Osman Eksert, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, MHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Doğan Köz, AVDB Grup Müdürleri, Genel Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Aslan, Bayram Ali Oymak, Kadir Polat, Nebi Yay, Vedat Ulu, Gürkan Orhan, Denetleme Kurulu Üyelerimiz Hamdullah Özbulut, Ahmet Aydemir, Remzi Kaya, Hasan Yılmaz Danabaşoğulları, Ankara Şube Başkan ve Yöneticilerimiz ile çok sayıda AVDB çalışanı katıldı.

 

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal’ın duaları ile başlayan açılışta, Genel Başkanımız Osman Eksert, “Temsilcilik odamız, memurlarımız ve Sendikamız arasında bir köprü olacak, talep ve isteklerin anında Sendikamıza bildirilmesi ve Sendikamızın çalışmalarının yakından takip edilmesi için köprü olacaktır. Temsilcilik odamız tüm Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı çalışanlarına hayırlı olsun” dedi.

 

Açılışın ardından Genel Başkanımız Osman Eksert, MHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Doğan Köz, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal ve Genel Başkan Yardımcımız Vedat Ulu AVDB Grup Müdürü Hasan Aydınoğlu’nu ziyaret etti.

DEVLET ARŞİVLERİ PERSONELİNİN GASP EDİLEN HAKLARI İÇİN TBMM’DE EYLEM YAPTIK

0

Sendikamız Devlet Arşivleri çalışanlarının gasp edilen hakları ve yıllardır bekletilen Milli Arşiv Kanunu’nun yasalaştırılması için TBMM önünde 27.01.2015 tarihinde eylem gerçekleştirdi.

Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş açıklamasında, “Bütün milletler, tarihî bir mirasa sahiptirler. Tarihi mirasla bağlantı kurabilmenin en sağlam ve güvenilir yolu ise arşivlerdir. Arşivler, bir milletin tapu senedidir, kimliğidir, hatıralarıdır; kısaca arşivler bir milletin hafızasıdır.
Bu özellikleriyle millet ve devlet hayatının sürekliliğinde azami önemi haiz olan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, hükümetlerin üzerine titremesi gereken en gözde kurumlarımızdandır. Fakat ne yazık ki ne bu gözde kurum ne de kurum personeli bugüne kadar gelen hükümetlerden yeterli ilgiyi görememişlerdir.

Devlet Arşivleri, 100 milyondan fazla Osmanlıca belge ve defterler ile Osmanlıca kaynakların büyük bir kısmını bünyesinde barındıran tarihi bir arşivdir. Osmanlıca belge ve defter serileri Osmanlıca yazı çeşidinin Rika, Divani, Siyakat, Nesih, Talik, Kûfî gibi okunması matbu harflere göre oldukça zor yazı çeşitleri ile kaleme alınmıştır.”

OSMANLI ARŞİVİ DÜNYADA ÖZEL BİR YERE SAHİPTİR

21. yüzyılda uluslararası ilişkiler büyük önem kazanmıştır. Dünya kültür mirasının en önemli unsurlarından biri kabul edilen arşivler, günümüzde en çok ilgi gören değerler arasındadır. Geçmişte Osmanlı Devleti sınırları içinde bulup, daha sonra bağımsız devlet olan 40’ı aşkın ülkenin tarihleri ile ilgili belgeler Osmanlı Arşivindedir. Orta ve Yakın Doğu, Balkan, Akdeniz, Kuzey Afrika ve Ön Asya ülkelerinin ekonomik, kültürel ve siyasi tarihlerinin gün ışığına çıkarılmasında, uluslararası hakların ispatında, ayrıca kişi haklarının hukuki dayanağı olmasında Osmanlı arşivleri özel bir değere sahiptir. Diğer ülke arşivlerinde de Türk tarihi ve kültürü ile ilgili çok sayıda arşiv belgesi mevcuttur. Bu belgelere ait katalog ve örneklerin (kopyaların) arşivlerimize kazandırılması son derece önemlidir.Devlet Arşivlerinde bugün bu yazı çeşitlerini okuyan, anlayan, özetleyerek tarih ve kültür araştırmacılarının istifadesine sunan personel görev yapmaktadır. Kurum personeli aynı zamanda çağdaş arşivciliğin usul ve esaslarını belirlemekte ve hakkıyla uygulamaktadır. Anlaşılacağı üzere, nitelikleri bakımından uzman; fakat resmiyette araştırmacı ve sözleşmeli olarak çalışan arşivcilerimiz, hak ettikleri değeri görememekten dolayı rahatsızdır.

DEVLET ARŞİVLERİ ÇALIŞANLARININ ÜCRET KAYIPLARI TELAFİ EDİLMELİDİR

Yaklaşık 25 yıldır Sözleşmeli Personel olarak çalıştırılan arşivciler, 2013 yılı Kasım ayında, yani bundan yaklaşık 15 ay evvel, 6495 Sayılı Kanuni düzenleme ile bir kısım personel Araştırmacı kadrosuna geçirilmiştir. Arşiv personelinin bu kadroya geçmesiyle birlikte ücretlerinde 300 ile 800 TL arasında ücret kaybı ile karşı karşıya kalmıştır. Geçen 15 ay göz önüne alındığında 5000 ile 12000 TL arasında bir kayba işaret etmektedir. Aynı kanunla başka kurumlarda kadroya geçirilen benzer personelin yaşadığı mağduriyetlerinin hiç olmazsa bir kısmı telafi edilmişken arşivcilerin maddi kayıplarıyla baş başa bırakılmaları kabul edilir bir durum değildir. Bu kayıpların bir an evvel giderilmesi gerekmektedir. Sözleşmeli ve araştırmacı personelin ifâ ettikleri görevin önemine göre oldukça düşük olan ücretleri makul düzeylere yükseltilmelidir.

YÜKSELMEK HER MEMURUN HAKKIDIR, BAŞBAKANLIK’TA GÖREVDE YÜKSELME SINAVI AÇILMALIDIR

Başbakanlıkta çok uzun zamandır görevde yükselme sınavı açılmamıştır. Bu durum memurun yükselme hakkının elinden alınması anlamına gelmektedir. Bu uygulama kabul edilebilir bir durum değildir. Görevinde yükselemeyen personelin önünde ulaşacağı bir hedef olmayınca umutları kaybolmakta ve işlerindeki verimi düşürüp kurumuna bağlılığını zayıflatmaktadır. Bu nedenlerle görevde yükselme sınavı açılmalıdır.

Sınav açılmadığı gibi Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 18. ve 5. Maddelerine göre “memur ve eşdeğer” kadroda bulunan personelin VHKİ kadrosuna sınavsız geçiş hakkı ve imkânı da yok sayılmaktadır. Başbakanlığın elinde boş olarak bekletilen VHKİ kadroları mevcuttur. Tüm taleplerimize rağmen diğer kurumlarda olduğu gibi Başbakanlıkta da bu kadroların hak sahiplerine sınavsız olarak verilmemesi anlaşılır bir durum değildir. Memur ve eşdeğer kadroda bulunan arkadaşlarımız sınavsız geçiş hakkından yararlanmalı ve VHKİ kadrosuna atanmalıdır.

OSMANLICA TARTIŞILIYOR AMA KURUMUN BİR ARŞİV KANUNU BİLE YOK

Aralık ayının ilk haftası içinde Antalya’da gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şurası ile ülke gündemine taşınan okullarımızda “Osmanlıca Dersi” okutulması ile ilgili görüşler ve tartışmalar o günden bu yana devam etmektedir. Osmanlı mirasına sahip çıkmak konusunda oldukça iddialı açıklamalarda bulunan iktidar sahiplerinin ve özellikle Cumhurbaşkanının bu hususta samimiyet testinde sınıfta kaldıkları 8 yıldır beklettikleri “Milli Arşiv Kanunu” ile görülmektedir.

2006 yılında TBMM’ye gönderilen Milli Arşiv Kanunu, 2007 yılı içinde ilgili ihtisas komisyonlarında görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmiştir. Ancak, aradan geçen 8 yıla rağmen hala gündeme alınabilmiş değildir.

Gerek kurum yetkilileri ve gerekse Başbakanlık yetkilileri ile yaptığımız sözlü ve yazılı görüşmelerimizden bir sonuç alamadık. Şayet hükümet Osmanlıca ile ilgili görüşlerinde samimi ise öncelikle Osmanlı’nın Cumhuriyet Türkiyesi’ne intikal eden kurumu olan Devlet Arşivleri personelinin mağduriyetini acilen gidermelidir.

MİLLİ ARŞİV KANUNU ÇIKMIŞ OLSAYDI..!

Bu kanunun çıkmasıyla birlikte başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı ve pek çok kamu kurumunun arşivi, Devlet Arşivlerine devredilecek ve bu kurumların belgeleri de kamuya açık hale gelecek, bu konuda yerli ve yabancı araştırmacıların haklı eleştirileri de ortadan kalkmış olacaktı.

Tüm kamu kurumlarının arşivleri çağın teknolojik sistemine uygun hale getirilecek, muhafazaları sağlanacak ve Devlet Arşivlerinin uzmanları tarafından denetlenebilecekti.

Kamu kurumlarında kurumsal belgelerin korunması, saklanması, ayıklanması, imha listelerinin hazırlanması, saklanmasına gerek görülmeyen belgelerin imhası, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonu ve denetimi yolu ile gerçekleştirilebilecekti.
Bu kanunun kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilerin Devlete ait arşiv belgelerini bulunduramayacakları, bu tür belgeleri satın alamayacakları, satamayacakları ve de ticari amaçla çoğaltamayacakları açıkça kanun hükmüne bağlanmış olacaktı.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; kamu kurumlarında çürümeye terk edilmiş olan on binlerce yazılı belge kurtarılarak ve ülkemize kazandırılmış olacaktı.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; büyük bölümü Osmanlıca ve yabancı dil eğitimi almış, yıllardır arşivlerde özveri ile hizmet sunan, bir düzenlemeyle “araştırmacı” yapılan, bu nedenle de aylık 800 TL’ye varan kayba uğrayan çalışanlar, hizmet sürelerine göre “arşiv uzman yardımcısı” ya da “arşiv uzmanı” yapılarak hak ettikleri statüyü elde edecek, ekonomik kayıpları bir nebze olsun önlenecekti.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; Osmanlıca ve başka dillerde eğitim görmüş yüzlerce personelin istihdamı sağlanacak, yıllardır depolarda bekletilen arşiv belgeleri gün yüzüne çıkartılarak günümüz Türkçesine çevrilecek ve araştırmacıların hizmetine sunulabilecekti. Çağdaş bir arşivcilik için tüm tarafların görüşlerinin de alınarak personelden hiç kimsenin dahi mağdur olmayacağı bir Milli Arşiv Kanunu çıkarılmalıdır.

HÜKÜMETİ SAMİMİYETE DAVET EDİYORUZ

Türk Büro-Sen olarak Hükümeti; Osmanlı emanetlerine sahip çıkmaya, Devlet Arşivleri çalışanlarının haklarını teslim etmeye, Diğer kurumlarda olduğu gibi ücret kayıplarını telafi etmeye, Milli Arşiv Kanunu’nu çıkartmaya davet ediyoruz.

Hükümet “Osmanlıca” konusundaki samimiyetini ancak, Milli Arşiv Kanunu’nu çıkartarak ve Devlet Arşivleri çalışanlarının kazanılmış haklarını iade ederek gösterebilir. Aksi durumda samimiyetsizliğini bir kez daha ortaya koymuş olacaktır.

Sendikamız, Devlet Arşivleri’nde çalışan kadrolu ve sözleşmeli personelin haklarının korunması ve geliştirilmesi için bu güne kadar hükümet nezdinde her türlü girişimde bulunmuştur. Bundan sonra da her platformda Devlet Arşivleri çalışanlarının haklarının korunması ve Milli Arşiv Kanunu çıkarılması hususunda çalışmalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.” Dedi.

Eyleme Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Öztürk, Osman Eksert, Hüseyin Aslan, Nejla Öksüz, İzmir 1 Nolu Şube Başkanımız Nebi Yay, Sakarya Şube Başkanımız Rahim Varol, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız Remzi Kaya, İstanbul 2 Nolu Şube Başkanımız Bayram Ali Oymak, Yozgat Şube Başkanımız Hacı Turan Başkal, Ankara Şube Başkanlarımız ve çok sayıda Devlet Arşivleri çalışanı katıldı.

TEKİRDAĞ ŞUBEMİZ, ÇERKEZKÖY NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNDE YAŞANAN SALDIRIYI KINADI

0

21 Ocak 2022 Cuma günü Çerkezköy Nüfus Müdürlüğü’nde görevini yapan bir bayan memur arkadaşımıza yapılan sözlü küfürlü şiddet ve sonrasında olaya müdahale eden memur arkadaşlarımıza karşı yapılan çirkin fiziksel şiddet eylemini, tüm kamu çalışanları ve Türk Büro- Sen Tekirdağ İl Yönetimi olarak kınıyoruz.

Bilindiği üzere Kamu görevlileri devletin temsilcileri ve aynı zamanda devletin vatandaşa görünen yüzüdür. Devlet memurları vatandaşların iş ve işlemlerini bağlı bulundukları kurumların tabi olduğu kanunlar, yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde kendilerine verilen, yetkiler dahilinde değerlendirmekte, vatandaşların taleplerini mevzuatlar çerçevesinde ve yasal dayanaklar dahilinde yerine getirmeye çalışmaktadırlar.

Gün geçmiyor ki karşımıza yeni ve içimizi acıtan, bir memura karşı şiddet olayı daha çıkmasın. Bu şiddet olayları bir gün sağlıkçılarda, bir gün eğitimcilerde, bir gün diğer kurum çalışanlarında vücut bulmakta, hemen her gün ulusal medyada dahi birçok haberle birlikte yerini almaktadır.

Şiddetin, toplumun her kesiminde ve kamusal yaşamın her alanında ortadan kaldırılması için doğru politikaların üretilmesi ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Her olayda olduğu gibi yaşanan bu çirkin saldırıda da sosyal medyada çeşitli yorumlar yapılmış, yapılan yorumların bir kısmında, saldırganın çirkin eylemi haklı gösterilmek istenilmiştir. Oysaki şiddet kime ne sebeple yapılmış olursa olsun kabul edilemeyeceği gibi, hele ki bir devlet kurumunda bir devlet görevlisine karşı yapılmış olması her ne sebeple olursa olsun asla haklı gösterilemez.

Şiddet, ne kadar insan onurunu zedeleyici bir durum ise, şiddete maruz kalan sırf bir devlet memuru olduğu için, devletten intikam alırcasına onu haklı görmek ve bu yönde yorumlarda bulunmak da o denli onur kırıcı bir durumdur. Aslında yaşanan olayla ilgili hiçbir bilgisi ve öngörüsü olmadan insafsızca yorum yazanlar, zihniyetlerini ve karakterlerini ortaya koymaktadır.

Artık bir memur arkadaşımızın kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz, artık şiddet failinin serbest bırakıldığını görmek istemiyoruz ve bir suçun daha cezasız kaldığına şahit olmak istemiyoruz. Ülkemizdeki şiddet iklimi ve faillere yönelik cezasızlık şiddeti körüklemekte, faillere verilen bu tavizler, yaşanabilecek bir sonraki olaya zemin hazırlamaktadır.

Yaşanan bu çirkin saldırıların tekrarlanmaması adına, Türk Büro- Sen olarak, sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızın kamuoyu tarafından da bilinmesini isteriz. Bize destek veren tüm memur ve basın mensubu arkadaşlarımıza da teşekkür ederiz.