Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 23

DEVLET MALZEME OFİSİ KİK TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİK

0

Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdür Yardımcısı İsmet Keskin başkanlığında 05.12.2023 tarihinde gerçekleştirilen Kurum İdari Kurul Toplantısına Sendikamızı temsilen Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Ankara 9 Nolu Şube Başkanımız Ömer Çakmak ve Şube Başkan Yardımcımız Zeki Koca katıldı.

Toplantıda alınan kararlar ektedir.

KAMUDA ÜCRET ADALETİNİ ZEDELEYEN, BÖLGESEL FARKLILIKLARI GÖZ ARDI EDEN 666 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ, EK ÜCRET, REFAH PAYI, 3600 EK GÖSTERGE VE DİĞER TALEPLERİMİZİ TBMM’YE TAŞIDIK

0

Torba kanunla birlikte BDDK personeline verilecek ek ödemenin tüm memurlara da yansıtılması için TBMM’de görüşmelerimiz sürüyor.

Bu çerçevede, Türk Haber-Sen Genel Başkanımız Sn. Yücel Kazancıoğlu, Türk Büro-Sen Genel Başkanımız Sn. Türkeş Güney ve Türk İmar-Sen Genel Başkanımız Sn. Zafer Çelik MHP Grup Başkanvekili Sn. Erkan Akçay, MHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. İsmail Faruk Aksu ve AK PARTİ Grup Başkanı Sn. Abdullah Güler’i ziyaret ederek konuya ilişkin hazırladığımız raporu kendilerine takdim etti.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları gözardı eden 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin gözden geçirilmesi talebimizi de ilettik.

BÜTÜN KAMU ÇALIŞANLARINA BDDK’DA OLDUĞU GİBİ EK ÖDEME VERİLMELİDİR

0

 

1️⃣Arasında bazı vergilerin düzenlenmesine ilişkin hükümlerin de yer aldığı Kanun Torba Kanun’a son dakikada eklenen bir madde ile BDDK’da görev yapan kurul başkan ve üyeleri, başkan yardımcısı, başkanlık müşaviri, daire başkanı ve müdür ile murakıp, uzman, murakıp yardımcısı ve uzman yardımcısı unvanlı meslek personeline 60 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar ek tazminat ödenmesi kararlaştırılmıştır.

2️⃣Bugünkü katsayı ile hesaplandığında BDDK personeline 30 bin 587 TL’ye kadar ek ödeme verilmesini öngören maddenin dayanağında ise BDDK’nın İstanbul’a taşınmasının ardından yaşam koşullarının ağırlaşması ve lojman imkanının olmaması öne sürülmüş, ayrıca kiraların yüksek olması nedeniyle maaşların yetersiz kaldığı ifade edilmiştir. Düşük maaşlar sebebiyle uzman personelin özel sektöre geçtikleri de belirtilmiştir.

3️⃣Maddenin gerekçelerinde yer verilen etkenler kamuda görev yapan bütün memurlarımız için geçerlidir ve başta İstanbul olmak üzere, tatil yörelerinde ve büyükşehirlerde ağırlıklı olarak, ülkemizin bütün şehirlerinde yaşam koşulları zorlaşmış, kiralar resmi enflasyonun da kat be kat üzerinde artmıştır. Dolayısıyla zorlu yaşam koşulları ülkemizin her yerinde bütün kamu görevlilerini olumsuz etkilemekte özellikle büyükşehirlerde birçok kamu çalışanı görev yerini değiştirmek için başvurmaktadır.

4️⃣Kiraların yüksekliği nedeniyle çoğu aday memur görevine başlamamış, kamu kurum ve kuruluşlarında personel ihtiyacı hat safhaya çıkmıştır. 2011 yılında yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, özellikle iş yoğunluğu fazla olan kurum çalışanlarına yapılan tazminat ve ek ödemeleri kaldırması, çalışma barışını ve ücrette adaleti zedelemiştir.

5️⃣Bugün ortalama memur maaşı 25 bin 500 TL, en düşük dereceli memur maaşı ise 22 bin TL düzeyinde bulunmaktadır. Bu seviyede maaşlarla bir tarafta kira ödeyip diğer yandan ailenin zorunlu harcamalarını karşılamak imkânsız hale gelmiştir. Olumsuz hayat koşulları bütün kamu çalışanlarını aynı ölçüde etkilemekte, yüksek kiralar herkes için geçerli olmaktadır.

6️⃣Dolayısıyla BDDK personeli gibi bütün kamu çalışanları da olumsuz ekonomik şartlardan korunmak üzere ekonomik desteğe ihtiyaç duymaktadır. Kamu çalışanlarını ekonomik olarak desteklemek, personel ihtiyacının bulunduğu ve iş yükünün yoğun olduğu kurumlarda çalışmayı cazip hale getirmek üzere, 666 sayılı KHK’nın olumsuzluk içeren maddelerinin yeniden değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

7️⃣Kamu kurum ve kuruluşlarında bir kurumu ekonomik olumsuzluklar gerekçesiyle ayrı tutup diğerlerini yok saymak Anayasamızın eşitlik ilkesine de aykırı bir durum teşkil etmektedir. Bu nedenle İstanbul başta, şehirlerimizdeki yüksek kiralar, zorlu yaşam koşulları bütün kurumlarda görev yapan kamu çalışanları için geçerlidir.

8️⃣TÜİK’in resmi enflasyon hesabına göre memur maaşları, geride kalan 5 ayda TÜFE karşısında %27 dolayında erimiş, erime aylık 7 bin 50 TL’yi bulmuştur.

9️⃣Benzer gerekçelere dayanılarak ayrım yapılmaksızın bütün kamu çalışanlarına ek ödeme yapılması ve kurumlarda ortaya olumsuzlukların giderilmesi yerinde bir uygulama olacaktır.

🔟Teklife eklenecek bir madde ile ortaya çıkan yüksek kiraları tazmin etmek, zorunlu harcama kalemlerinde görülen artışların olumsuz etkilerini bertaraf etmek ve iş yoğunluğu bulunan kurumlarda yaşanan personel ihtiyacını gidermek amacıyla bütün kamu çalışanlarına ek ödeme yapılması gerekmektedir.

MEMUR MAAŞLARINDAKİ ERİME AYLIK 7 BİN 50 TL OLDU

0
“TÜİK Kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre Kasım ayında da enflasyondaki yükseliş devam etti. Bir aylık enflasyon %3,28 olarak gerçekleşti. Haziran-Temmuz arasında enflasyon %33,65 olurken yıllık olarak da %61,98’e ulaştı.
Temmuz ayında memur maaşlarına enflasyon farkı hariç %6 zam yapılmıştı. Hal böyle olunca gerçekleşen enflasyon, memurlara maaş zammı olarak yapılan artışın 4,5 katına ulaşmış ve 27,65 puan erimiş oldu.
Ortalama memur maaşı sosyal yardımlar da dahil edildiğinde 25 bin 500 TL düzeyinde bulunuyor. Buna göre memur maaşları geride kalan 5 ayda aylık 7 bin 50 TL eridi. Memurlarımızın alım güçlerinin haziran ayı seviyesine getirilmesi için bile en az 7 bin 50 TL artması gerekiyor.
Aralık enflasyonu ile birlikte erime daha da büyüyecek ve kamu çalışanları ve emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar da şiddetlenerek sürecek.
Her dönem yaşanan bir gerçek var ki, o da memur maaşlarına yapılacak artışların enflasyon hedefinin bile gerisinde kalmaya başlamasıdır. Buna göre toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kararlaştırılan maaş artışları bir zam olmaktan çıkmış, yalnızca önden enflasyon ödemesi haline gelmiştir.
Bu da kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarındaki erimenin beklenen kaçınılmaz son olduğu anlamı taşımaktadır.
Böyle bir zam politikası sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak daima kamu çalışanlarına ve emeklilerine piyasa gerçekleriyle örtüşen maaş zammı yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Kamu görevlilerimizin alım gücünün yükseltilmesi için gerçek enflasyonun üzerinde bir artış yapılması ve buna ek olarak refah payı verilmesinin zorunlu olduğunu vurguluyoruz.
Bu bakımdan daha önce de ifade ettiğimiz gibi maaşlarda yaşanan bu erimenin mutlak surette durdurulması gerekmektedir. Bunu sağlamanın tek yolu da kamu çalışanlarına refah payı verilmesinden geçmektedir.
TÜİK’in rakamları bile ne kamu çalışanlarının ne de emeklilerimizin çarşı, pazarda karşılaştığı bu zamlara dayanacak gücünün kalmadığını söylemektedir. Yetkilileri bu gerçeğe göre hareket etmeye ve ocak ayında kamu çalışanlarına refah payını da içeren bir artış yapmaya çağırıyoruz.”

MEMUR SENDİKACILIĞINDA SOSYAL MEDYANIN KULLANIMI VE ÖNEMİ ÇALIŞTAYIMIZI TAMAMLADIK

0

Sendikamız Genel Merkezinde 02.12.2023 tarihinde gerçekleştirdiğimiz Memur Sendikacılığında Sosyal Medyanın Kullanımı ve Önemi Çalıştayımıza Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcılarımız  Vedat Ulu, Özkan Ulupınar, Nebi Yay, Emrah Coşkun, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hukuk Bölümü Prof. Dr. Olgun Değirmenci, tüm Şubelerimizden 18-40 yaş aralığındaki genç yöneticilerimiz katıldı.

Çalıştayımız TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hukuk Bölümü Prof. Dr. Olgun Değirmenci’nin “Sosyal Medya Aracılığı ile İşlenen Suçlar”, Aydın 2 Nolu Şube Başkanımız Selim Abalı’nın “Sosyal Medya Kullanımı ve Telegram” eğitimleri ile tamamlandı.

 

Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında, “bilindiği üzere, memur ve memur emeklilerinin önündeki 2 yıla ait mali ve özlük hakları, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ile birlikte, sonu tek sayı ile biten yıllarda kamu işvereni dediğimiz Hükümetle, üye sayısı en fazla olan yetkili sendikanın Ağustos ayının 1. günü başlayan toplu sözleşme sürecinde belirlenir. Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

 

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. 5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik.  Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti. Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilmesi ve sorunlara çözüm bulunmasıydı.  Ancak, yetkili konfederasyon hiçbir şey yapmadan çay içip sohbet etti. Sonra da Türkiye Kamu-Sen masadan çekilme kararını kamuoyu ile paylaşınca, 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yaptılar. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık. Toplu sözleşme masasında eşit şartlarla müzakere etme imkanı varken, hakem heyetinde kamunun sayısal çoğunluğu, memurun haklı taleplerinin çözümüne engel olmuştur.  Kamu hakem heyetindeki müzakerelerde, hakem kurulu Türkiye Kamu-Sen’in, yetkili konfederasyonun bilgi birikimini ve kalitesini görmüş, ancak kendilerine verilen talimatı aşamamıştır. Biz inanıyoruz ki, hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu” dedi.

Sosyal Medyanın kullanımı ve önemine değinen Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Hızlı bir şekilde geniş kitlelere ulaşabilme açısından sosyal medya bizim için çok önemlidir. Paydaşlar aracılığıyla yaratılan etkileşim ortamı aracılığıyla karar vericiler üzerinde baskı kurabilme, nihayetinde de taleplerimizi  görünür kılabilme ve algı oluşturabilme gibi önemli fırsatlar sunar.

Sosyal medya, yazılı ve görsel basına alternatif olarak kamuoyu oluşturma amacıyla da kullanılabilmektedir. Özellikle son yıllarda geleneksel haber kaynaklarında kendine yer bulamayan konu ve olaylar, bu mecrada gündeme gelmekte, bireylerin sosyal medya kullanımlarının artması ve etkileşim mekanizmaları sayesinde hızlıca büyük kitlelere ulaşabilmektedir. Bu bakımdan sosyal medya, sendikalar için üyeleriyle etkileşim kurabilecekleri bir alan olmasının yanı sıra, geleneksel haber kaynaklarında yer verilmeyen faaliyet ve etkinliklerini duyurabileceği, doğru kullanılması halinde büyük kitlelere ulaşabileceği, bu yolla da bilinirliğini ve popülerliğini arttırabileceği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bize de; Türk Büro-Sen olarak, gerek Sendikamızın tanıtımı gerekse faaliyetlerimizin üyelerimize ve hedef kitlemize doğru ve hızlı olarak ulaşmasında, sosyal medya mecrasına çok önem veriyoruz. Bu amaçla düzenlediğimiz çalıştayımızın faydalı olacağına inanıyoruz” dedi.

MENFAAT İÇİN BİR ARADA OLANLAR, “BİZİM İLKEMİZ ÖNCE ÜLKEMİZ” DİYENLERİ ANLAYAMAZ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Kırşehir’de 01.12.2023 tarihinde Kırşehir Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Toplu Sözleşme ve hakem heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Bilindiği üzere, memur ve memur emeklilerinin önündeki 2 yıla ait mali ve özlük hakları, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ile birlikte, sonu tek sayı ile biten yıllarda kamu işvereni dediğimiz Hükümetle, üye sayısı en fazla olan yetkili sendikanın Ağustos ayının 1. günü başlayan toplu sözleşme sürecinde belirlenir. Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.

5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik.  Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti. Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilmesi ve sorunlara çözüm bulunmasıydı.  Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir. Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi.

Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur. Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık. Toplu sözleşme masasında eşit şartlarla müzakere etme imkanı varken, hakem heyetinde kamunun sayısal çoğunluğu, memurun haklı taleplerinin çözümüne engel olmuştur.  Kamu hakem heyetindeki müzakerelerde, hakem kurulu Türkiye Kamu-Sen’in, yetkili konfederasyonun bilgi birikimini ve kalitesini görmüş, ancak kendilerine verilen talimatı aşamamıştır. Biz inanıyoruz ki, hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu.

Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir. Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor. Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır. Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde memurlarımızın refah payı aldığı, 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da…” dedi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında memur paketi talebimizi yineleyerek, “TBMM Bütçe ve Plan Komisyonunda içeriğini büyük oranda vergi kanunlarında değişiklik öngören torba kanun teklifi içerisine belirli bir kurum personeline ayrıcalıklı maaş artışı yapılması amacıyla verilen önerge, hali hazırda memur ve memur emeklilerimizin acil çözüm bekleyen sorunlarının yeteri kadar önemsenmediği algısı ve duygusuna yol açar” dedi.

 

 

KIRŞEHİR’DE HİZMET KOLUMUZDAKİ KURUMLARI ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney 01.12.2023 tarihinde Kırşehir’de hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Ziyaretler kapsamında Kırşehir Valisi Hüdayar Mete Buhara, Defterdar Mustafa Kurt, Cumhuriyet Başsavcısı Soner Aygün, Adalet Komisyon Başkanı Ömer Dadal, Valilik, Adliye ve Defterdarlık çalışanlarını da ziyaret eden Genel Başkanımız Türkeş Güney, çalışanların sorun ve taleplerini yerinde tespit ederek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Genel Başkanımıza ziyaretlerinde Kırşehir Şube Başkanımız Kamil Altun ve Şube Yöneticilerimiz de eşlik etti.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ MARDİN, SİİRT VE BATMAN’DA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDU

0

Genel Başkan Yardımcılarımız Sami Çam ve Emrah Coşkun 27-30 Kasım 2023 tarihleri arasında Mardin, Siirt ve Batman’da hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Mardin İl Temsilcimiz Turgut Akman, Siirt İl Temsilcimiz Kerem Dönmez ve Batman İl Temsilcimiz Mehmet Ekrem Gümüş ile Şırnak Şube Başkanımız Abdurrahman İnal’ın da eşlik ettiği ziyaretlerde Genel Başkan Yardımcılarımız kurum çalışanlarının sorun ve taleplerini yerinde tespit ederek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdiler. Kurum amirleri ile de görüşen Genel Başkan Yardımcılarımız taleplerle ilgili istişarede bulundular.

Üyelerimiz ile istişare toplantısında bir araya gelen Genel Başkan Yardımcılarımız Sami Çam ve Emrah Coşkun, Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlattı.

Genel Başkan Yardımcımız Emrah Coşkun  “yapılan toplu sözleşme yetkili konfederasyonun beceriksizliği sebebi ile Hakem Heyetine sevk edilmiştir. Bu da gösteriyor ki yetkili konfederasyonun memurları temsil edecek hali kalmamıştır. Yetki Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen’e verilmelidir. Tüm memurlarımızı Sendikamız ve Konfederasyonumuza davet ediyoruz” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Sami Çam ise, “Biz Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirilmesi, 2008 öncesi ve sonrası emeklilik haklarında düzenleme yapılması, çalışma barışının korunması, memurlarımızın refah payı aldığı bir çalışma hayatı için sendikal mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ AĞRI VE IĞDIR’DA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDU

0

Genel Başkan Yardımcılarımız Özkan Ulupınar ve Özgür Çelikbaş 27-30 Kasım 2023 tarihleri arasında Ağrı ve Iğdır’da hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Iğdır Şube Başkanımız Aytaç Türkeli ve Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım ile Şube Başkan Yardımcılarımızın da eşlik ettiği ziyaretlerde Genel Başkan Yardımcılarımız kurum çalışanlarının sorun ve taleplerini yerinde tespit ederek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdiler. Kurum amirleri ile de görüşen Genel Başkan Yardımcılarımız taleplerle ilgili istişarede bulundular.

Iğdır’da Temsilcilerimiz ile istişare toplantısı gerçekleştiren  Genel Başkan Yardımcılarımız Özkan Ulupınar ve Özgür Çelikbaş, Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlattı.

Genel Başkan Yardımcımız Özkan Ulupınar, “yapılan toplu sözleşme yetkili konfederasyonun beceriksizliği sebebi ile Hakem Heyetine sevk edilmiştir. Bu da gösteriyor ki yetkili konfederasyonun memurları temsil edecek hali kalmamıştır. Yetki Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen’e verilmelidir. Tüm memurlarımızı Sendikamız ve Konfederasyonumuza davet ediyoruz” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Özgür Çelikbaş ise, “Hükümetimizden, Memurlarımızın taleplerinin yer aldığı bir torba yasa bekliyoruz. Memur ve memur emeklilerimizin acil çözüm bekleyen sorunlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

HÜKÜMETİMİZDEN; MEMURLARIMIZIN SORUNLARINI İÇEREN BİR TORBA YASA (MEMUR PAKETİ) BEKLİYORUZ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Yozgat’ta 30.11.2023 tarihinde Yozgat Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.
Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında memur paketi talebimizi yineleyerek, “TBMM Bütçe ve Plan Komisyonunda içeriğini büyük oranda vergi kanunlarında değişiklik öngören torba kanun teklifi içerisine belirli bir kurum personeline ayrıcalıklı maaş artışı yapılması amacıyla verilen önerge, hali hazırda memur ve memur emeklilerimizin acil çözüm bekleyen sorunlarının yeteri kadar önemsenmediği algısı ve duygusuna yol açar” dedi.
Toplu Sözleşme ve hakem heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Bilindiği üzere, memur ve memur emeklilerinin önündeki 2 yıla ait mali ve özlük hakları, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ile birlikte, sonu tek sayı ile biten yıllarda kamu işvereni dediğimiz Hükümetle, üye sayısı en fazla olan yetkili sendikanın Ağustos ayının 1. günü başlayan toplu sözleşme sürecinde belirlenir. Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.
2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.
3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.
İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.
5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti. Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilmesi ve sorunlara çözüm bulunmasıydı. Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir. Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi.
Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur. Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık. Toplu sözleşme masasında eşit şartlarla müzakere etme imkanı varken, hakem heyetinde kamunun sayısal çoğunluğu, memurun haklı taleplerinin çözümüne engel olmuştur. Kamu hakem heyetindeki müzakerelerde, hakem kurulu Türkiye Kamu-Sen’in, yetkili konfederasyonun bilgi birikimini ve kalitesini görmüş, ancak kendilerine verilen talimatı aşamamıştır. Biz inanıyoruz ki, hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu.
Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir. Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor. Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır. Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde memurlarımızın refah payı aldığı, 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da…” dedi.