Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 21

GENEL BAŞKANIMIZ ADANA’DA KURUM ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney ve Genel Başkan Yardımcımız Sami Çam 19.12.2023 tarihinde Adana’da hizmet kolumuza bağlı kurumları ziyaret etti.

Adana 1 Nolu Şube Başkanımız Hacı Keçe, Adana 2 Nolu Şube Başkanımız Uğur Akan ve Şube Başkan Yardımcılarımızın da eşlik ettiği ziyaretlerde Genel Başkanımız Türkeş Güney, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Defterdar Uğur Arslan, Vergi Dairesi Başkanı Ümit Güner, İl Nüfus Müdürü Sakip Pehlivanoğlu, SGK İl Müdürü Bilal Canpolat, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hakan Kuzu, Gençlik ve Spor İl Müdürü Muzaffer Çintimar, İŞKUR İl Müdürü Ahmet Karaveli ve Adliye çalışanlarını da ziyaret ederek, çalışanların sorun ve taleplerini kurum amirleri ile paylaştı.

KASTAMONU SEYDİLER MALMÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANI ÜYEMİZ EN ÇOK EĞİTİM ALAN KAMU ÇALIŞANI ÖDÜLÜNÜ ALDI

0

Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi tarafından her yıl düzenlenen “En Çok Eğitim Alan Kamu Çalışanı”  ödül töreninde üyemiz Hazine ve Maliye Bakanlığı Kastamonu Defterdarlığı Seydiler Malmüdürlüğü’nde VHKİ olarak çalışan Alper Gedikli ödül aldı. 2022 yılında ise ödülü Şube Yönetim Kurulu üyemiz Ahmet Emiroğlu’na verilmişti.

YETKİLİ SENDİKA; TOPLU SÖZLEŞME MASASINDA 1.DERECEYE 3600 EK GÖSTERGE VERİLMESİN DİYE MUTABAKAT YAPMIŞ

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Sami Çam ile birlikte Mersin’de 18.12.2023 tarihinde  Mersin Şube Başkanımız Ozan Giran, Mersin 2 Nolu Şube Başkanımız Ahmet Suna, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney,  “bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.

7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

HAKEM KURULU KARARI 50. MADDE; EK GÖSTERGE ÇALIŞMASI

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

 

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

 

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

 

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

 

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

 

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.

 

Temmuz ayında memurlara yapılan, ancak memur emeklisine yansımayan 8.077 TL ilave ek ödeme, acilen memur emeklilerine de yansıtılmalıdır. Temmuz ayında yapılmış olan ilave ek ödeme, sonuçları itibarıyla da hiç bir kesimi memnun etmemiştir. Yüksek enflasyon ve memur emeklilerimizin maaşlarına yansıtılmayan bu ek ödeme sebebi ile memurlarımız emekli olmak istemiyorlar, emekli olmak için 65 yaşı bekleyeceklerini ifade ediyorlar. Bu konudaki haklı gerekçelerimiz ve itirazlarımızı hakem heyetine de taşıdık, ancak itirazlarımız hakem heyetinin vicdanında karşılık bulmuş, fakat kamunun sayısal çoğunluğunu aşamamıştır. Refah payı konusunu her meşru platforma dile getirecek, mücadeleyi vereceğiz” dedi.

“TÜRK KADINI, TÜRK ASRINA HAZIR” TEMALI KADIN KOMİSYONLARI İSTİŞARE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK

0

Sendikamız 15-17 Aralık 2023 tarihleri arasında “Türk Kadını, Türk Asrına Hazır” temalı istişare toplantısını Antalya’da gerçekleştirdi.

Toplantıya Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcılarımız Özkan Ulupınar, Sami Çam, Nebi Yay, Genel Merkez Kadın Komisyonu Başkanımız Makbule Çalışkan, Hatay Şube Başkanımız Neslihan Taşyürek, Bursa 2 Nolu Şube Başkanımız Dilşad Peker  ve Şube Kadın Komisyonu Başkan ve Üyeleri katıldı.

Kadın Komisyonu Başkanımız Makbule Çalışkan selamlama konuşmasında, “Türk Büro-Sen olarak kadınlarımızın toplumda hak ettiği yeri bulması, çalışma hayatında yaşadığı tüm sorunları aşabilmesi için üzerimize düşen görevleri yapacağız” dedi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Bizim nezdimizde; Kadın annedir, kadın vatandır, kadın ülkedir, kadın gelecektir, Kadın Gelecek nesillerin teminatıdır. Kamuda görev yapan tüm kadın çalışanların meseleleri ile ilgili yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Çalışma hayatı annelere göre dizayn edilmelidir. Kreş ne yazık ki hala en önemli sorun olarak duruyor. Sözleşmeli çalışma, kadroya geçişlerdeki süre aileleri parçalıyor, Aşırı iş yükü,  mobbing gibi istenmeyen durumlar aile ve sosyal hayatlarını olumsuz etkiliyor Biz Türk Büro-Sen olarak, kadınlarımızın her zaman yanında ve destekçisi olacağız dedi.

Toplu Sözleşme sürecine de değinen Genel Başkanımız Türkeş Güney, “7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.

HÜKÜMETİMİZİ YENİ BİR KAMU PERSONEL REJİMİ DÜZENLEMESİNE DAVET EDİYORUZ

Toplu Sözleşme ve Hakem heyeti süreci de göstermiştir ki, hem yetkili sendikanın memuru temsil edecek gücü kalmamıştır, hem de mevcut kamu personel rejimi günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.

Memur maaşları tek kalem ödenmelidir

Refah payı verilmelidir

8077 TL İlave Ek Ödeme emeklilerimize yansıtılmalıdır

Tüm ek ödemeler emekliliğe sayılmalıdır

Enflasyon farkı oluştuğu ay ödenmelidir

Gelir vergisi %15’e sabitlenmelidir

Tüm memurlarımıza bayram ikramiyesi verilmelidir

2008 öncesi ve sonrası emeklilerimizin hakları düzenlenmelidir

1.dereceye gelen tüm memurlarımıza 3600 ek gösterge verilmelidir

Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının tamamı GİH kadrosuna geçirilmelidir

666 sayılı KHK ile kaldırılan haklar yeniden verilmelidir (ikramiye vs.)

Büyükşehirler ve sahil bandında yaşayan memurlarımız başta olmak üzere tüm memurlarımıza kira yardımı yapılmalıdır

Tüm sosyal yardımlar günümüz ekonomik şartlarına göre belirlenmelidir

Uzun mesai saatleri düzenlenmelidir, Avrupa’da mesai saatleri kısaltılmıştır

Memurlarımız servis hizmetinden faydalandırılmalıdır.

Biz Türk Büro-Sen olarak, çalışma hayatında çalışma barışının korunmasını, devletimizin devamlılığının sağlanmasını istiyoruz. Düşük ücretler ve maalesef uzun mesai saatleri sebebi ile Devlet Memurluğu cazibesini kaybetmeye aşlamıştır.

Biz “Mutlu çalışan, mutlu ülke” inancı ile memurlarımızın ekonomik kaygılardan uzak şekilde, vatandaşlarımıza hizmet verebilmesi için mücadele ediyoruz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Devletimizin “Türk Yüzyılı” vizyonuna destek veriyoruz.

Davamızın göz bebeği kamu sendikacılığının önderi Türkiye Kamu-Sen; uzun ve meşakkatli bir süreçten geçerek bu günlere geldiğini belirten Genel Başkanımız Türkeş Güney, “1992 yılında; imkânsızlıklar içerisinde, kamu çalışanlarının gür sesi olarak çalışma hayatında yerini alan Türkiye Kamu-Sen; kuruluş amaç ve ilkelerine uygun olarak her zaman ilklerin sendikası olmuş, sendikacılık alanında önemli başarılara imza atmıştır. Kuşkusuz ki; yasal mevzuatın olmadığı sendikal örgütlenmenin mahkeme kararları ile engellenmek istendiği bir zaman diliminde mücadele etmek aynı ruh ve heyecanı bu günlere taşımak, yüreği hak adalet ve mücadele azmiyle çarpan kahramanların işidir. Türkiye Kamu-Sen’in mazisi temizdir. Yolu dürüstlük ve samimiyet yoludur. Vazgeçilmezi vatan ve millet sevdasıdır. Türkiye Büro-Sen 100 şubesi, 16 Temsilciliği ve 92 bin 502 üyesi ile Türkiye Kamu-Sen yaklaşık 500 şubesi, 553 bin üyesi ile Türkiye Kamu-Sen ve Türkiye Büro-Sen’e gönül vermişlerle birlikte, ülkemizin her yerinde dimdik ayaktadır. 30 yılı aşan tarihimizin tertemiz sayfalarına bakıldığında Doğruluk, Cesaret, Samimiyet, Vefa, Millilik, Adalet ve Devlete ve milletimize sadakat ve Kamu-Sen’e güvenen çalışanlarımıza hiç ihanet etmediğimiz görülecektir.

Sendikacılığın gereklerini; hak ve hakikat için Milli ve Manevi değerlerimizden ödün vermeksizin yerine getireceğiz. Davamız büyük, ülkümüz büyük, inancımız ve imanımız büyüktür. Zafer, inananların ve inançları uğruna meşakkatli yolda şerefle yürüyebilenlerindir. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da… Yolumuz uzun, yükümüz ağırdır. Ama biz, 40 çerisi ile Çin Sarayını basan Kürşad’ın dava arkadaşlarıyız. İmkansızlıklar içerisinde yedi düveli dize getiren Gazi M. Kemal Atatürk’ün izinde, onun dava ve mücadele arkadaşlarıyız” dedi.

 

Toplantımızın 2. Bölümünde ise Genel Başkanımız Türkeş Güney, “1 Temsilci, 1 Sendikadır” sunumunu gerçekleştirdi.

MEMURLARIMIZ, YETKİLİ SENDİKAYA 22 GÜN TOPLU SÖZLEŞME MASASINDA NE YAPTIKLARINI SORSUNLAR

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney Muğla’da 13.12.2023 tarihinde Muğla Şube Başkanımız İskender Biçer, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.” Dedi.

Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.

1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.

2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.

3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.

İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.” Dedi.

YSK BAŞKANI AHMET YENER’İ ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Emrah Coşkun ve Ankara 11 Nolu Şube Başkanımız Mustafa Demirhan ile birlikte 11.12.2023 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener’i ziyaret etti.

 

YSK çalışanlarının sorun ve taleplerinin de görüşüldüğü ziyarette Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener’e misafirperverliği için teşekkür ederiz.

VAN KAPIKÖY GÜMRÜK KAPISI ÇALIŞANLARINA İFTİRA ATANLARI KINIYORUZ

0

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI TÜRKEŞ GÜNEY’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

11.12.2023 tarihinde yerel bir gazeteye röportaj vererek, Van Kapıköy Gümrük Kapısı çalışanları hakkında asılsız ve mesnetsiz iddialarda bulunan Saadet Partisi İpekyolu İlçe Başkanı Vahit Uce’yi kınıyoruz.

 

Yoğun iş yükü altında çalışan kurumlarımızın başında olan Ticaret Bakanlığı ve Gümrük Muhafaza memurları gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden çalışmaktadır. Her gün binlerce kişinin giriş çıkış işlemlerni aksamadan gerçekleştiren Gümrük çalışanları, bedensel yorgunluklarının yanında psikolojik olarak da yıpranmaktadırlar.

 

Gümrük Muhafaza çalışanları özlük hakları iyileştirilmeden, zor şartlar altında düşük ücretler ile en iyi kamu hizmetini sunmaya çalışırken, her türlü iftira ve saldırıya maruz kalmaktadır.

 

Türkiye’de kamu çalışanlarına yönelik iftira ve şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir. Bugün artık kamu çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet üretmektedirler. Herkes evine akşam sağ salim gidebileceğinden endişelidir. İftira, şiddet, ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası kamu çalışanlarının hayatı her dakika tehlike altındadır.

Kamu görevlilerine yapılan bu çirkin iftiralar ve saldırılar, ne ilk ne de son olacaktır. Devletin memurlarına kalkan el, atılan iftira, devlete yapılmış demektir. Bu olaylar göstermektedir ki, ceza kanunumuzda iftiralar ve saldırılara karşı olan düzenlemeler, saldırganlar için caydırıcı olmaktan uzaktır. Bu nedenle, kamu görevlilerine karşı yapılan iftira ve saldırıların önlenmesi için ceza kanununda caydırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.

 

Zor şartlar altında canı pahasına büyük özveri ile çalışan fedakar gümrük personeline karşı yapılan bu çirkin ve mesnetsiz iftirayı kınıyoruz.

 

Van Kapıköy Gümrük Kapısı çalışanı arkadaşlarımıza uğradıkları iftiradan dolayı geçmiş olsun diyor, bu iftirayı atanlar hakkında, yetkili makamlar tarafından gerekli işlemlerin yapılmasını, Personel eksikliği var ise ivedi olarak yeterli personelin görevlendirilmesini talep ediyor, olayların takipçisi olduğumuzu ifade ediyoruz. Gümrük ve gümrük muhafaza teşkilatımız yalnız değildir. Türk Büro-Sen olarak, her zaman Gümrük teşkilatımızın yanındayız.

 

VAN ŞUBEMİZ, KURUM ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0
Van Şube Başkanımız Ömer Özgüven, Şube Başkan Yardımcımız Ahmet Tugay ile birlikte Van Vali Yardımcısı YİKOB Başkanı Furkan Duman ve Nüfus İl Müdürü  Kezban Aras’ı ziyaret ederek, çalışanların sorun ve taleplerini görüştüler.
Tuşba Kaymakamlığı Valilik Yazı İşleri Müdürleri ile üyelerimizi de ziyaret eden Van Şube Yönetimimiz talepleri dinledi.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ HATAY’DA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDU

0

Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu ve Emrah Coşkun 4-8 Aralık 2023 tarihleri arasında Hatay’da hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdi.

Hatay Şube Başkanımız Neslihan Taşyürek ve Şube Başkan Yardımcılarımızın da eşlik ettiği ziyaretlerde Genel Başkan Yardımcılarımız kurum çalışanlarının sorun ve taleplerini yerinde tespit ederek, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdiler. Kurum amirleri ile de görüşen Genel Başkan Yardımcılarımız taleplerle ilgili istişarede bulundular.

Üyelerimiz ile istişare toplantısında bir araya gelen Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu ve Emrah Coşkun, Toplu Sözleşme ve Hakem Heyeti sürecini anlattı.

Genel Başkan Yardımcımız Vedat Ulu, “Biz Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirilmesi, 2008 öncesi ve sonrası emeklilik haklarında düzenleme yapılması, çalışma barışının korunması, memurlarımızın refah payı aldığı bir çalışma hayatı için sendikal mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Emrah Coşkun  “yapılan toplu sözleşme yetkili konfederasyonun beceriksizliği sebebi ile Hakem Heyetine sevk edilmiştir. Bu da gösteriyor ki yetkili konfederasyonun memurları temsil edecek hali kalmamıştır. Yetki Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen’e verilmelidir. Tüm memurlarımızı Sendikamız ve Konfederasyonumuza davet ediyoruz” dedi.

TÜRKİYE KAMU-SEN YETKİLİYKEN EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI ASGARİ ÜCRETİN 2,33 KATI İKEN, BUGÜN BECERİKSİZ YETKİLİ KONFEDERASYON YÜZÜNDEN 1,78 KATA DÜŞMÜŞTÜR

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Karabük’te 09.12.2023 tarihinde Karabük Şube Başkanımız Bilal Yılmaz, Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.

7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.” Dedi.