Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 185

GENEL BAŞKANIMIZ ÖNDER KAHVECİ BAKAN ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK İLE GÖRÜŞTÜ 28 Nisan 2020, Salı | 17:35

0

 

28 Nisan 2020, Salı | 17:35

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk İşçi, İşveren, Memur Konfederasyonları temsilcileriyle ve bazı kurum yöneticileri ile telekonferans sistemiyle konuşarak gündemdeki konuları istişare etti. Bu kapsamda Genel Başkanımız Önder Kahveci ile de görüşen Bakan Selçuk, önemli konular hakkında görüş alışverişinde bulundular.

Covid-19 nedeniyle yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Genel Başkanımız Önder Kahveci kamu çalışanlarının taleplerini bir kez daha Bakan Selçuk’a iletti.

KAHVECİ: SAĞLIK ÇALIŞANLARINA TAVANDAN ÖDEME SÜREKLİ HALE GELMELİDİR. AKSAKLIKLAR VE ADALETSİZLİKLER BİR AN ÖNCE GİDERİLMELİDİR.

Yaşanan pandemi sürecinin devletimiz ve milletimizin el birliği yapmasıyla güçlü bir şekilde yönetildiğini belirten Kahveci, sağlık çalışanlarının tavandan maaş ödemesi hususunda yaşanan sıkıntılara değindi ve bu düzenlemenin sürekli hale gelmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Dünyayı sarsan Pandemi sürecini ülke olarak, hem kamu kurumları hem de yöneticilerimiz, devletimiz ve milletimizle el birliği içinde güçlü bir şekilde yönetiyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Mukayese yaptığımız zaman, birçok ülkeden daha iyi durumdayız. Salgınla mücadelede en ön safta olan sağlık çalışanlarını ayakta tutmak için bizler de katkı sunmak adına elimizden geleni yapmaya çalıştık.

Sağlık çalışanlarıyla ilgili bir takım düzenlemeler yapıldı ama bu düzenlemeler tam hedefine ulaşmadı. Sağlıkta 32 bin atama yapılması yerinde oldu özellikle üniversite hastanelerinde ciddi personel açığı vardı. Hekim dışı sağlık personeli açığı hat safhada. Üniversite hastanelerinde hemşire eksikliğinden kaynaklı kapanan klinikler var. 8600 civarında atama yapılmasına izin verildi.  Bu da gerçekleşirse hastanelerin biraz nefes alması sağlanabilir.

Döner sermayelerin tavandan ödenme meselesi çok konuşuldu. Kamuoyunda yanlış algılamaya neden oldu. Sağlık çalışanlarına ilave ek bir ödeme yapılmış gibi bir algıya sebebiyet verdi. Böyle bir durum gerçek değil. Sağlık çalışanlarının döner sermaye ödemeleri 1989 yılından beri uygulanan bir ücretlendirme şeklidir. Ama sanki ilave bir ücret verilmiş gibi bir algı oluştu. Oysa almakta oldukları ücretlerin tavandan ödenmesi için kolaylaştırma yapıldı. Bunun da gerekçesi şudur, hastanelerimizdeki gelir düşüklüğünü telafi etmek için hazineden destek yapıldı. Ama ortada bir huzursuzluk var. GİH sınıfındaki arkadaşlarımız 10 , 15 lira gibi bir performans ücreti aldılar.  Dolaysıyla burada bir adaletsizlik oluştu. İnşallah bu giderilir. Döner sermayelerin tavan ödeme biçiminin sürekli hale gelmesi ve emekliliğe yansıtılması çok mantıklı olacaktır.”

KAHVECİ: SAĞLIKTA ŞİDDET KONUSUNDA TOPYEKÜN MÜCADELE ETMEZSEK, YARIN HASTANELERDE DOKTOR, HEMŞİRE BULMAKTA ZORLANACAĞIZ

Zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde büyük bir fedakarlıkla hizmet veren sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçilemediğine dikkat çeken Kahveci şu uyarıda bulundu:

“Sağlıkta çalışanlara şiddetin önlenmesine yönelik cezaların %50 artırıldığı şiddet yasası maalesef olayların önüne geçemedi. Trabzon’da yaşanan olay gösterdi ki, sağlıkta şiddet konusunda topyekün ortak akılla hareket ederek eylem planı gerçekleştirmemiz gerekiyor. Yoksa yarın hizmet edecek doktor hemşire gibi sağlık çalışanı bulmakta zorlanacağız.”

KAHVECİ: PTT ÇALIŞANLARININ İŞ YÜKÜ ARTTI, MUTLAKA ÇALIŞANLARININ ŞARTLARI DÜZELTİLMELİDİR

Genel Başkanımız, Covid 19 hastalığından dolayı yaşamını yitiren sağlık çalışanlarına şehitlik verilmesi yönünde İç İşleri Bakanlığına da teklif götürdüklerini belirterek, PTT çalışanları gibi kamuda zor şartlarda görev yapanların durumunun gözetilmesinin önemine değindi:

“Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle kamuda çalışanların durumunun ayarlanması yönündeki kararların uygulanmasında aksaklılar yaşanan kurumlar var. Mesela PTT’de 12 yaşından küçük çocuğu olanlara idari izin verilmiyor. Kronik rahatsızlığı olanlara da izin verilmiyor. PTT’de çalışan dağıtıcı arkadaşlar zor şartlarda çalışıyor. İş yükleri de çoğaldığı için bu arkadaşların mutlaka rahatlatılıp, kolaylık sağlanması gerekiyor. Onların da fiili hizmetten faydalanmasını talep ediyoruz. Bize gelen bazı bilgiler var ki, örneğin İşkur’da esnek çalışma konusunda ciddi sıkıntılar var. Sosyal izolasyonu sağlamaya yönelik tedbirlerle, bazı kurumlarımızda yaşananlar bağdaşmıyor.”

KAHVECİ: BELEDİYELERDE KEYFİ UYGULAMALARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR

Daha önce KPDK’da belediyelerde iş akdi feshe edilen çalışanların durumunu düzeltmeye yönelik alınan kararı hatırlatan Kahveci, “Belediyelerde iş akitleri sonlandırılan çalışanlar var. KPDK’da görüştüğümüzde bununla ilgili bir düzenleme yapılacağı söylenmişti. İnşallah kısa sürede çözüm bulunur. Belediyelerin keyfi uygulamalarının önüne geçilmelidir. “ dedi.

KAHVECİ: 3600 EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİNİN YAPILMASININ TAM ZAMANIDIR

Salgınla mücadelede en ön safta yer alan kamu çalışanlarının beklediği 3600 ek gösterge düzenlemesini bir kez daha hatırlatan Kahveci, kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesini istedi:

“Tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde 3600 ek gösterge düzenlemesinin de bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. Kamu çalışanları bu dönemde bu düzenleme ile motive olacaktır. Hem de alım güçleri artacaktır. Zaten çoğu kamu çalışanı görevinin başındadır. Salgınla mücadelede çok ciddi katkı sağlıyorlar. Diğer bir husus da şudur ki; bayram ikramiyesini sadece memurlar almıyor. Önümüzdeki bayramda emeklilere uygulanan bayram ikramiyesinin kamu çalışanlarına da verilmesini istiyoruz.”

KAHVECİ: 65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLARIMIZA BELLİ SAATLERDE YÜRÜYÜŞ YAPILMASI İÇİN İZİN VERİLMELİDİR

Görüşmede, maske dağıtımı konusunda yaşanan aksaklıklara yönelik teklifte de bulunan Kahveci, 65 yaş üstü vatandaşlarımızın durumuna da bir düzenleme getirilmesi gerektiğine işaret etti:

“Maskenin devlet tarafından ücretsiz dağıtılması kararı çok güzel ama bazı aksaklıkların yaşandığı konusunda bilgiler geliyor. Belki bir tavan ücret belirlenerek alabilen vatandaşlarımızın bunu temin etmesi, alamayan vatandaşlarımıza da yine devletin ücretsiz olarak maskeyi dağıtması sağlanabilir. Emeklilerimizin de talepleri var. 65 yaş üzeri evdeler. En azından günün belli saatlerinde büyüklerimizin yürüyüş yapmasının yolu açılabilir.”

KAHVECİ: 1 MAYIS’TA TÜM ÇALIŞAN ÖRGÜTLERİ BİR ARAYA GELEREK MESAJ VERMELİDİR.

Yaklaşan 1 Mayıs Emek ve Dayanılma gününe de değinen Kahveci, ”1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü yaklaşıyor. Yaşanan bu pandemi olayından dolayı sokaklarda kutlayamayacağız. 1 Mayıs’da, işçi işveren ve kamu görevlileri sendikalarıyla hep beraber ortak bir mesaj verebiliriz kanısındayım” dedi.

BAKAN SELÇUK: BU SÜREÇTE BİR DESTAN YAZILIYOR. SİZ DE BU DESTANIN PAYDAŞISINIZ

Genel Başkanımız Önder Kahveci’yi dinleyen Bakan Selçuk, “Bu süreçte bir destan yazılıyor ve sizler de bunun paydaşlarısınız. Herkes taşın altına elini soktu. Fedakarlıklar ortadadır. Bunları görüyoruz. Elimizdeki imkanları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz“ dedi.

Bakan Selçuk, yaşanan bu zor süreçte ellerinden geleni yapmaya gayret ettiklerini kaydederek, yavaş yavaş kontrolü elden bırakmadan normalleşme sürecine geçmeyi planladıklarını ifade etti ve “Etap etap normalleşme sürecine geçtiğimizde 65 yaş üstü vatandaşlarımız da faydalanacaktır. Bu süreçte talepleri yapmaya gayret edeceğiz. Bununla beraber 3600 ek gösterge düzenlemesi Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüdür. Eninde sonunda yürürlüğe girecektir” dedi.

 

BAŞARISIZLIKLARINI SENDİKAMIZA MAL ETMEYE ÇALIŞANLARA CEVABIMIZDIR 27 Nisan 2020, Pazartesi | 13:03

0

 

27 Nisan 2020, Pazartesi | 13:03

 

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

Küresel salgın nedeniyle pek çoğumuzun evlerinde kalmak zorunda olduğu şu günlerde kamu görevlilerimiz de geçmişin muhasebesini yapma, bugünü değerlendirme ve geleceklerini planlama fırsatı buldular. Özellikle son birkaç yıldır alım güçlerinin düşmesi nedeniyle yaşadıkları geçim sıkıntısının nedenlerini de araştırdılar.

Elbette neresinden baksak, bugün kamu görevlilerimizin yaşadığı ekonomik sorunların temelinde 2009 yılından beri genel anlamda yetkili olan malum konfederasyon ile 2013 yılından beri Büro ve Bankacılık Hizmet Kolunda yetkili olan bu konfederasyona bağlı malum sendika karşımıza çıkıyor. Şimdi kamu görevlilerimiz bu gerçeğin çok daha iyi farkına vardılar ve memurlara 11 yıldan beri faydadan çok zarar getiren bu oluşumlardan kopuşlar başladı.

Bu kopuşları sendikacılık yaparak durdurma becerisi gösteremeyen malum sendika yetkilileri de bütün vebali Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’in üzerine atarak bir çıkış yolu arıyor ve geçmişlerini dahi inkâr ederek 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin olumsuzluklarının bile sorumlusu olarak bizleri göstermeye çalışıyorlar.

Her şeyden önce bilinmelidir ki, 666 sayılı KHK’nın yayınlanma tarihi 2 Kasım 2011’dir ve bu tarihte genel yetkili konfederasyon şu anda da yetkiyi elinde bulunduran malum sendikanın bağlı olduğu kuruluştur. Söz konusu KHK yalnızca Büro ve Bankacılık Hizmet Kolunda değil 11 hizmet kolunda görev yapan bütün kamu görevlilerini ilgilendirdiği için eğer bu konuda bir istişare söz konusu olduysa Bakanlık yetkilileri ile sözde yetkiyi elinde bulunduran bu malum konfederasyon arasında yapılmış olmalıdır. 

Biz, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin bir gecede hiç kimseye danışılmadan ve öncesinde ne Türkiye Kamu-Sen’e ne de Türk Büro-Sen’e bilgi verilmeden çıkarıldığını biliyoruz. Ama o dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısının kim olduğunu da biliyoruz. Buna karşın Kararnamenin çıktığı ilk günden itibaren her türlü tepkiyi gösterdik. Hizmet kolumuzdaki diğer sendikalarla alanlara indik bir gümlük iş bırakma eylemi de dahil olmak üzere,  ortak eylemler gerçekleştirdik. Hazırladığımız raporlarla her platformda sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdik.

O dönemde cesaret edip meydanlara inemeyenler, yetkili olan konfederasyonları aracılığıyla çözüm üretmekten aciz kalanlar, toplu sözleşmelerde yetkililere tek bir laf edemeyenler, şimdi kamu görevlilerimizin içinde bulunduğu açmazın sorumlusu olarak bizi gösterip kendilerince günah çıkarıyorlar.

Bizleri sorunların kaynağı olarak gösterme gafletine düşenler, yetkiyi aldıkları 2009 yılından sonra, bir toplu görüşme, beş toplu sözleşme sürecinde kamu görevlilerine elle tutulur hangi kazanımı sağlamışlardır?

2012 yılındaki toplu sözleşmede, Türkiye Kamu-Sen maaş zammı teklifinin yükseltilmesi için her alanda mücadele yürütürken bunların Hakem Kurulu’na gönderdiği akademisyen, hükümetin maaş artış teklifini kabul etmemiş midir?

2013 yılı toplu sözleşmesinde, müzakere dahi yapmadan 2 oturumda 123 liraya imza atıp, memurların enflasyon farkını unutanlar bunlar değil midir?

2015 yılında memurların maaş zammının 1,8 puanının çalınmasına bunlar göz yummamış mıdır?

2017 yılında sahne önünde kahramanlık yapıp, sahne gerisinde kirli pazarlıklar yürütenler ve yarım puanlık artışa tav olup ortak eylem önerimizi reddederek toplu sözleşme imzalayanlar bunlar değil midir?

2019 yılı toplu sözleşme görüşmelerinde yapılan 5 oturumda tek bir memur sorununu dahi masaya taşıyamayan acizler bunlar değil midir?

Bütün bu dönemlerde enflasyonun bile altında maaş zammı alarak memur maaşlarının erimesine neden olanlar bu sarı sendikacılar değil midir?

Onlarca kurumun bağlı olduğu Büro ve Bankacılık Hizmet Kolu olarak baktığımızda ise 2013 yılında hiçbir ekonomik getirisi olmayan 6 maddeye, 2015 yılında 10 maddeye, 2017’de 5 maddeye paşa paşa imza atıp adına toplu sözleşme diyen, 2019 yılında ise TÜİK çalışanlarına fotoğraflı kurum kartı verilmesinden başka hiçbir katkı sağlayamayan, üstelik 2017 yılında Nüfus Müdürlüğü çalışanlarının 5 kat olarak ödenen fazla mesai ücretlerinin 3 kata düşürülmesi için imza atanlar mı kamu görevlilerinin haklarını koruduklarını iddia etmektedir?  

Bu çarpık ve kirli sendikal anlayışın kamu görevlilerine nasıl bir ekonomik darbe vurduğunu aşağıdaki Maliye Bakanlığı ve TÜİK gibi resmî kurumlardan aldığımız verilerden derlediğimiz grafikler çok daha açık ortaya koymaktadır.

Malum konfederasyon ve bu konfederasyonun Büro ve Bankacılık Hizmet Kolundaki uzantısının bu saydığımız icraatları neticesinde Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2002-2009 yılları arasında reel olarak sürekli yükselen memur maaşları, 2010 yılından sonra enflasyonun dahi altında kalmış, memurlarımızın alım gücü sürekli düşmüştür.

Tablo 1’de de görüldüğü üzere Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu dönemde maaşlar hiç erimemiş, daima yıllık enflasyonun üzerinde artış göstermiştir.

Ancak malum konfederasyonun yetkili olmasıyla birlikte enflasyon farkları da dahil olmak üzere 2010, 2013, 2015 ve 2018 yıllarında maaş artış oranlarının TÜFE’nin altında kaldığı görülmektedir.  

Tablo 1

Türkiye Kamu-Sen ve malum konfederasyonun memur maaşların olan katkısı, zamların enflasyondan arındırılmış hali incelendiğinde Tablo 2’de çok daha açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır.  

Tablo 3’te ise 2002 yılından beri ekonomik büyüme ve TÜFE ile memur maaş zamlarının gelişimi görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere Konfederasyonumuzun yetkili olduğu dönemde ekonomik genişlemeye paralel olarak artan ortalama memur maaşları malum konfederasyonla birlikte reel olarak erimeye başlamış, 2019 yılına gelindiğinde ise olması gerekenin olması gerekenden %52 daha düşük kalmıştır.  

Benzer durum Tablo 4’te gösterilen en düşük dereceli memur maaşı için de geçerlidir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2002-2009 arasında ekonomik genişlemeden hak ettiği payı alan hatta verdiğimiz mücadele sonunda 2008 ve 2009 yıllarında ekonomik genişleme olan TÜFE ve büyümenin dahi üzerinde artış gösteren en düşük dereceli memur maaşı, 2019 yılında olması gerekenin %41,5 daha altında belirlenmiştir.

Yukarıdaki grafikler sarı sendikacılık ile gerçek sendikacılık arasındaki farkı resmî rakamlarla ortaya koyması bakımından önemlidir. Bu örnekleri hem kurum bazında hem unvan bazında hem de genel değerlendirmeler bakımından artırmak mümkündür.

Bu durumun sorumlusu olanlar, toplu sözleşme masallarıyla memuru oyalayıp, memur maaşlarının olması gerekenden %52 ile %42 arasında daha düşük belirlenmesine yol açanlar, yüzleri kızaracakları yerde bugün hiç utanmadan Türk Büro-Sen’i ve Türkiye Kamu-Sen’i suçlayabilme yüzsüzlüğünü gösterebilmektedir.  

Küresel salgın nedeniyle evlerimizde kalarak düşünmeye, sorgulamaya ve karar vermeye daha fazla vakit bulduğumuz şu günlerin, bir hayra vesile olmasını ve çalışanlarımızın yukarıda anlattığımız ve resmî verilerden oluşturduğumuz grafiklerle açıkladığımız gerçekleri görerek, sorumlularından hesap sormasını temenni ediyoruz.

Kamu görevlilerinin içinde bulunduğu bu duruma düşmesine sebep olanları ise hiç olmazsa utanmaya davet ediyoruz.    

 

DİJİTAL GAZETEMİZ YAYINLANDI 25 Nisan 2020, Cumartesi | 13:54

0

 

25 Nisan 2020, Cumartesi | 13:54

 

Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikalarımızın haberlerinin yer aldığı 2. dijital gazetemiz yayınlandı.
Gazeteyi görmek için tıklayınız

 

GENEL BAŞKANLARIMIZ 23 NİSAN’DA MİLLETİMİZLE BERABER İSTİKLAL MARŞINI OKUDULAR 24 Nisan 2020, Cuma | 19:14

0

 

24 Nisan 2020, Cuma | 19:14

 

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Genel Başkanımız Osman Eksert Ve Bağlı Sendikalarımızın Genel Başkanları 23 Nisan’da Evlerinden İstiklal Marşını Okudu.

 

TBMM’NİN 100. YILINDA GURURLA VE MİNNETLE 22 Nisan 2020, Çarşamba | 12:22

0

 

22 Nisan 2020, Çarşamba | 12:22

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci, TBMM’nin açılışının 100. yılında aşağıdaki açıklamayı yaparak, 23 Nisan akşamı saat 21.00’da tüm vatandaşlarımızı evlerinden İstiklal Marşını okumaya davet etti:
“Milli egemenliğimizin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. yıldönümünü gurur ve coşkuyla kutluyoruz.

100 yıl önce “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” diyerek en küçük bir tereddüt göstermeden işgal kuvvetlerinin karşısına dikilen kahraman ecdadımızın yaktığı mücadele ateşi; bizlere hürriyetimizi hediye eden vatan, millet ve bağımsızlık aşkı; sinemizde sonsuza kadar yanacaktır.  Her bir Türk evladı; coğrafyamızı her devirde kan gölüne çeviren, gözü yaşlı masumların hunharca katledilmelerine neden olan şer güçlerin korkulu rüyası, hak yolunun yılmaz savaşçısıdır.  100 yıl önce ecdadımız, kanlarıyla bir milletin kaderini yeniden yazarken, tarihin akışını değiştirmiş; şeref ve haysiyetin varlık sahnesinde ne denli öneme sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

23 Nisan, Türk milletinin bağımsız ve özgür yaşamak, demokratik Cumhuriyet’e sahip olmak, uygar dünyayla bütünleşmek yolundaki kararlılığını ortaya koyduğu bir millî mutabakattır.  Cumhuriyet, milli egemenlik ilkesinin yaşam bulduğu, vatandaşlarımızın hür iradeleriyle yönetime katıldığı, üstün nitelikli bir yönetim biçimidir.  Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutladığımız 23 Nisan’ın taşıdığı değer ve anlamlara sahip çıkmak, Meclisimizi ve Cumhuriyetimizi kuranların ülkülerini yaşama geçirmek için var gücümüzle çalışmak, ülkemizi bölmek isteyenlere verilecek en güzel cevap olacaktır.  Esareti kabullenmeyen, özgürlüğü ve bağımsızlığı hayatının temel dinamiği olarak kabul eden Türk milletinin geleceği çocuklarımız,

23 Nisan akşamı, balkonlarımızdan bütün yüreğimizle ve var gücümüzle Milli Marşımızı söyleyerek Devletimize ve kurucu değerlerimize bağlılığımızı haykıracak, birlik ve beraberliğimizi herkese göstereceğiz.

Küresel salgın nedeniyle evlerimizde kalmak zorunda olduğumuz bu günlerde, özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın kıymetini bir kere daha anladık, ecdadımızın mücadelesinin kutsiyetini bir kere daha idrak ettik.    Sabrımız, azmimiz ve ferasetimizle bu zorlukları da hep birlikte aşacak, çok yakın bir zaman içinde vatanımızın dört bir yanında yeniden özgürlüğümüzü doya doya yaşayacak, güzel günlere kavuşacağız.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü bayram olarak çocuklara armağan etmesi, Atatürk’ün geleceğimizin mimarı siz çocuklarımıza verdiği değerin göstergesidir.  Yarının gençleri ve büyükleri olarak, şanlı tarihimizden alacağınız güç, milletimizin güveni ve büyüklerimizin desteği ile her zaman başarılı olacağınıza yürekten inanıyoruz.

Sizleri çok seviyor ve sizlere güveniyoruz.

Büyük mücadelemizin 100. yılında, başta siz geleceğimiz çocuklarımız olmak üzere tüm milletimizin 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken, bizlere kazanımlarımızı hediye eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, gelmiş geçmiş bütün şehit ve gazilerimizi sonsuz rahmet ve minnetle anıyoruz. Vatan, millet ve hürriyet sevdamız, çağlara sığmayacak, zamana yenilmeyecek kadar büyüktür.

Ne mutlu Türk’üm diyene!”

 

TİCARET BAKANLIĞI VERGİ KESİNTİSİ BAŞVURU DİLEKÇESİ DUYURUSU 20 Nisan 2020, Pazartesi | 15:27

0

 

20 Nisan 2020, Pazartesi | 15:27

 

Maaş ödemesi ile fazla çalışma ücretleri birleştirilerek vergilendirilen Gümrük Muhafaza ve Gümrük Personellerinin, yapılan haksız kesintinin iptali ile geriye dönük haksız ve dayanaksız kesilen fazla gelir vergisinin işleyecek yasal faizi ile iadesi talebiyle, Kurumlarına veyahut son görev yerlerinin bağlı bulunduğu ilgili tahakkuk dairelerine başvurmaları; başvuruya idarece cevap verilmesi halinde, cevap tarihinden itibaren 30 gün içinde, cevap verilmemesi halinde ise 60 günlük cevap verme süresini takip eden 30 günlük süre içerisinde Vergi Mahkemelerine başvurarak dava açmaları gerekmektedir.

Dava süreci ile ilgili, Sendikamız hukuk birimine başvurulabilecek olup, Kurumlara verilecek dilekçe örneği ektedir.

Dilekçe için tıklayınız

 

TBMM, ÜYE TESPİT TUTANAKLARI TARİHİNİ 15 TEMMUZA ERTELEDİ 17 Nisan 2020, Cuma | 10:43

0

 

17 Nisan 2020, Cuma | 10:43

 

Her yıl 15 Mayıs tarihi itibariyle düzenlenen sendikaların üye tespit tutanakları Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl 15 Temmuz tarihine ertelendi.

17.042020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7244 Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile; “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda yer alan üye sayılarının tespiti, 2020 yılı için 15 Temmuz 2020 tarihi esas alınarak gerçekleştirilecek ve en geç 31 Temmuz 2020’e kadar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına gönderilecek.

 

İŞKUR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE COVİD-19 TEDBİRLERİNİN ARTIRILMASI İÇİN YAZI YAZDIK 15 Nisan 2020, Çarşamba | 12:17

0

 

15 Nisan 2020, Çarşamba | 12:17

 

Covid-19 tedbirleri kapsamında kamuda dönüşümlü mesai dahil olmak üzere bir çok tedbir alınmıştır.

Ancak Sendikamıza gelen bilgiler doğrultusunda İşKur Genel Müdürlüğü ile taşra teşkilatında (Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri) çalışan personellerde Covid-19 pozitif olan ve hastalık belirtisi taşıyan personellerin halen aktif olarak çalıştırıldığı öğrenilmiştir.

Sendikamız konuyla ilgili olarak İŞKUR Genel Müdürlüğüne gönderdiği yazı ile, “tanı konulan ve belirti gösteren personel dışındaki tüm personele önlem amaçlı test yapılmasını, kurumdaki tüm işlemlerin Online işlemlere çevirilmesini, acil olmayan işlerin askıya alınmasını ve evden çalışma sistemine geçilmesini” talep etmiştir.

 

ADALET BAKANLIĞINA KORONA VİRÜS TEDBİRLERİNİN ARTIRILMASI İÇİN YAZI YAZDIK 13 Nisan 2020, Pazartesi | 14:13

0

 

13 Nisan 2020, Pazartesi | 14:13

 

Bilindiği üzere yakın zamanda TBMM’de gündeme alınan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin kabulü ile birlikte, özellikle Adliyelerin infaz bürolarında iş yoğunluğunun artacağı öngörülmektedir.

Sendikamız konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığına gönderdiği 13.04.2020 ve 306 sayılı yazısı ile, “Covid – 19 salgını kapsamında alınan tedbirlere ek olarak yeni tedbirler alınmasını, adliyelerde esnek çalışma sebebi ile kaldırılan yemek ve servis hizmetinin yeniden başlatılmasını, infaz bürosu çalışanları için kamu misafirhanelerinde konaklama imkanının sağlanmasını” talep etmiştir.

 

BANKA BORÇLARINI ÖDEME GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN KAMU GÖREVLİLERİNE YÖNELİK TEDBİRLER ALINMALI 10 Nisan 2020, Cuma | 13:16

0

 

10 Nisan 2020, Cuma | 13:16

 

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci yaptığı basın açıklamasıyla banka borçlarını ödeme güçlüğü yaşayan kamu çalışanlarına kolaylıklar sağlanmasını istedi.

Küresel salgınla mücadelenin baş aktörlerinin kamu görevlileri olduğunu hatırlatan Genel Başkan Kahveci, salgının ekonomik boyutuna dikkat çekerek kamu çalışanları için ek ekonomik tedbirler önerdi. Özellikle bankalara olan borçlarını ödemekte güçlük çeken kamu görevlilerinin ödemelerinde kolaylıklar sağlanmasının gerekli olduğunu vurgulayan Kahveci, “Kamu çalışanlarımızın kredi taksitlerinin bir süreliğine ertelenmesi küresel salgınla mücadelede kamu görevlilerimize büyük bir ekonomik ve moral desteği sağlayacaktır.” dedi. Genel Başkan Önder Kahveci açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bütün dünyayı derinden etkileyen küresel salgın ülkemizde de birçok olumsuzluğa neden olmaktadır. Bu salgın bir taraftan büyük bir sağlık sorununu doğururken diğer yandan da hem ülkelerin hem de vatandaşların ekonomileri üzerinde derin etkiler yaratacaktır.

Kuşkusuz ki ülkemizde bu salgının yükünü en fazla omuzlayan kesim kamu çalışanları olmaktadır. Başta sağlık, ulaşım, haberleşme, yerel yönetim hizmetleri ve güvenlik olmak üzere hemen her hizmet kolunda kamu görevlilerimiz hizmetlerin eksiksiz, tarafsız ve aksamadan sürdürülmesini sağlamak için canla başla mücadele etmektedir.

Bu süreçte Devletimiz de gerekli tedbirleri alarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekte, bilhassa işverenlerin ve dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın yaşaması muhtemel ekonomik sorunları gidermek için bazı düzenlemeler yapmaktadır. Buna karşın süreç, ailelerin giderlerinin artmasına neden olmakta, buna bağlı olarak çalışanlarımızın bu salgın nedeniyle ekonomik olarak sorunlar yaşadığı görülmekte, büyük çoğunluğunun da önümüzdeki dönemde büyük bir ekonomik açmazın içine düşmesi ihtimali yükselmektedir.

Devletimiz, işverenler için kredi borçlarının ötelenmesi, vergi ertelemesi gibi birçok ekonomik tedbir almış, dar gelirli vatandaşlarımıza da gelir desteği sağlamaya başlamıştır. Bu durumda önümüzdeki dönemde ekonomik bir açmaza düşme ihtimali görünen kamu çalışanları için de şimdiden bazı tedbirler alınmalıdır.

Özellikle kamu görevlileri arasında da banka kredilerini ya da borçlarını ödeme güçlüğü çekenler bulunmaktadır. İçinden geçmekte olduğumuz bu zor günlerde pandemiye karşı fedakârca büyük bir mücadele yürüten kamu görevlilerimizin ekonomik olarak rahatlatılması, bu çalışanlarımızın daha verimli bir hizmet sunmasının sağlanması amacıyla ödeme güçlüğü içinde bulunan kamu görevlileri için de bazı tedbirler alınmalıdır.

Bir kanun hazırlanarak çeşitli kesimler için alınan ekonomik tedbirlere, borçlarını ödemekte güçlükler yaşayan kamu çalışanlarının da eklenmesi, kamu çalışanlarımızın kredi taksitlerinin bir süreliğine ertelenmesi küresel salgınla mücadelede kamu görevlilerimize büyük bir ekonomik ve moral desteği sağlayacaktır.

Yetkililerimizin bu çağrımıza kulak vererek virüs salgını ile mücadelenin baş aktörleri olan kamu görevlilerimizin ekonomik sorunlarını çözeceğini, gerekli yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirip kamu görevlilerimizi mutlu edeceğini umut ediyorum.