Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 180

KAYSERİ VALİ YARDIMCISI MEHMET SADIK TUNÇ’U ZİYARET ETTİK

0

 

21 Ağustos 2020, Cuma | 12:21

 

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Kayseri Şube Başkanımız Hacı Musa Şen ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleriyle Kayseri Vali Yardımcısı Mehmet Sadık Tunç’u ziyaret etti.

Ziyarette Genel Başkanımız Osman Eksert, çalışanların sorunlarını Mehmet Sadık Tunç’a aktararak, çözümü için Sendikamızın iş birliğine hazır olduğunu ifade etti.

 

İSTANBUL 1 NOLU ESKİ ŞUBE BAŞKAN YARDIMCIMIZ MEHMET AKİF TERZİ HAKKA YÜRÜDÜ 20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

0

 

20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

 

Yıllardır Sendikamıza büyük hizmetler sunan İstanbul 1 Nolu Eski Şube Başkan Yardımcımız Mehmet Akif Terzi 20.08.2020 tarihinde Hakka yürümüştür.

Türk Büro-Sen olarak, kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine, yakınlarına ve camiamıza sabırlar dileriz.

Not: Cenazesi 21 Ağustos 2020 Cuma günü öğle namazına müteakip Hatay Dörtyol’da defnedilecektir. 

 

TEMMUZ AYI ASGARİ GEÇİM SONUÇLARINI AÇIKLADIK 11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

0

 

11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

 

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2020 Temmuz ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Temmuz 2020 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.728,85 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 7.733,85 Lira olarak belirlendi.

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 190,92 TL, %2,53 oranında arttığını gösterdi.

Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 39,33 TL, %1,38 oranında arttı ve 2.882,55 Lira olarak hesaplandı.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Temmuz ayında 3.012,74 Lira olarak tahmin edildi.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Temmuz 2020 verilerine göre günlük 64,638 Lira olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.939,14 Lira oldu.

Temmuz 2020 itibari ile ortalama 4.478,00 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %43,3’ünü oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.073,6 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Temmuz 2020 ortalama maaşının %23,97’sine denk geldi.

Buna göre bir memur, ortalama maaşının %67,27’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %32,73’ü kalmıştır. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Temmuz 2020 maaşından geriye yalnızca 1.465,65 TL kalmıştır.

Ocak-Temmuz döneminde TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyatları yüzde 6,37 artmış olmasına rağmen dört kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları yüzde 12,12; açlık sınırı ise yüzde 9,33 yükselmiştir.

Hal böyleyken zorunlu harcamaların enflasyonun 3 ile 6 puan üzerinde arttığı görülmüştür.

KAHVECİ: 7 AYDA MEMUR MAAŞLARI % 8,3 ERİDİ

Temmuz ayı asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “2020 yılı Temmuz ayına kadar dört kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 836,16 TL zamlandı. Buna karşın ortalama memur maaşına Aralık ayına kadar geçerli olacak zam enflasyon farkıyla dahil 463,86 TL’de kaldı.

Şu anda bile ortalama bir memurun maaşı harcamalar karşısında 372,3 TL erimiş durumdadır. Maaşlardaki erime ortalama yüzde 8,3 düzeyindedir.

Bu olumsuzluklara döviz ve altın piyasasında yaşanan hareketlilik de eklendiğinde önümüzdeki ayların sıkıntılı geçeceği görülmektedir.” dedi.

 

AYM, DMO, HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI, HSK, KDK, SPK, TİKA, SAYIŞTAY VE HELAL AKREDİTASYON KURUMUNDA YETKİYİ ALDIK 29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

0

 

29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

 

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Devlet Malzeme Ofisi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, TIKA, Sayıştay Başkanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumunda yapılan üye sayımlarıyla yetki belirleme toplantısı sonucuna göre, bu 9 kurumda yetkili Sendika, rakiplerine fark atarak Türk Büro-Sen olmuştur.

Bu mücadelede Sendikamızdan desteklerini esirgemeyen tüm üyelerimize teşekkürlerimizi sunarız.

Türk Büro-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da kamu çalışanlarının hak ve menfaatleri için mücadelemizin hız kesmeden devam edeceğini kamuoyuna saygı ile bildiririz.

GÖREV BAŞINDAKİ MEMURA HAKARET ETMEK SİZİN HADDİNİZE Mİ? 27 Temmuz 2020, Pazartesi | 15:02

0

 

27 Temmuz 2020, Pazartesi | 15:02

 

TÜRK BÜRO-SEN GENEL MERKEZİ’NİN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

Geçtiğimiz gün Haymana Gazetesi’nde “Haymana Memur Çöplüğü Mü?” başlığı ile bir haber hazırlanmıştır. Haberin içeriği ilçede görev yapmakta olan bütün kamu görevlilerini tahkir eden ve onları küçük düşüren ifadelerle doludur.

Habere göre Haymana’da görev yapmakta olan bütün memurlar, sorunlu, iş bilmez ve çalışmayan kamu görevlilerinden oluşmaktadır. Haberi yapan şahıs ilçemizde canla başla, salgın durumunda dahi bütün imkânsızlıklara rağmen kamu hizmetlerinin eksiksiz ve kesintisiz bir biçimde sunulmasını sağlayan kamu çalışanlarımızın tamamının ilçeden gönderilmesi gibi akla ve hayale sığmayacak bir tutum içerisine girmiştir.  

Böyle bir yaklaşım ve zihniyetin Haymana’da kamu çalışanlarına karşı takındığı olumsuz tutum husumet derecesindedir. Haberi yapan şahıs yalnızca bir kişinin değil ilçede görev yapan polis, sağlıkçı, vergi memuru velhasıl bütün kamu görevlilerinin sorunlu ifade ederek kendi zihinsel sorununu ortaya koymuştur. Böyle bir haber gerçekleri yansıtmayan, yalan, yanlış ve talihsiz bir demeçtir. Memurlara karşı bu gazetenin giriştiği saldırının altında büyük bir Devlet ve memur düşmanlığı yattığını düşünmekteyiz.

Biz bu haberi yapan ya da yaptıranlardan daha detaylı açıklama bekliyoruz. Her alanda canımızı, malımızı teslim ettiğimiz güvenlik personelimizin tamamı, sağlığımızı teslim ettiğimiz sağlık çalışanlarımız, vergilerimizi emanet ettiğimiz vergi çalışanlarımız böyle bir iftiraya kurban edilemez. Bu haberin içeriğindeki tespit kimler tarafından, hangi kriterler göz önüne alınarak yapılmıştır? Kendisine gazeteci diyenler, hangi hak, hangi yetki ve hangi somut delile dayanarak gazeteciliğin en temel kuralı olan 5N 1K kuralından bihaber şekilde masa başında oturarak bir ilçede çalışan bütün kamu görevlilerini töhmet altında bırakabilmektedir. Gazetecilik onuru bu kadar mı ayaklar altına düşmüştür?

Bu habere imza atanlar, bu talihsiz beyanları ile Haymana’da görev yapan bütün memurları ve ailelerini karalayarak sorunlu, memur ailesini yan gelip yatan, devletten hak etmedikleri ücreti alan insanlar olarak göstererek, haramzade ilan etmiş bulunmaktadır. Gazete’nin bu çarpık anlayışını ve sorumsuz tavrını, şerefli Türk memurları olarak şiddetle kınıyoruz.

Biz biliyoruz ki; bu tür demeçler, devletin kurumlarıyla ve dolayısıyla devletle sorunu olanların ekmeğine yağ sürmektedir. Devlete karşı kin ve nefretlerini doğrudan açıklayamayan bazı kesimler, devletin temsilcisi olan memurlara saldırmaktadırlar.

Eline her kalemi alan canla başla, yetersizlik içerisinde vatanımızın her karışına yaz, kış, sıcak, soğuk demeden hizmet götürmeye çalışan kamu görevlilerimize saldıramaz.

Türk Büro-Sen olarak bütün imkânlarımızla ilçemizdeki memurumuzun yanında olacağımızı ve onlara yönelik her türlü art niyetli girişime karşı duracağımızı bir kere daha bildiriyoruz. Küçük hesaplar peşinde koşarak, iftiralarla, memurumuzun ilçe halkı nezdinde küçük düşürülmesine ve onuruyla oynanmasına müsaade etmeyeceğimizi tüm gücümüzle haykırıyoruz.

Başta bu haberi yapan şahıs ve sözde Gazete olmak üzere her fırsatta memura saldırmayı görev edinmiş kendini bilmezleri protesto ediyor, bu kimseleri asılsız iftiralarla kamu görevlilerinin günahına girmenin manevi ağırlığı içerisinde vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz! Namusuyla çalışan ama hak ettiğini dahi alamayan memurlarımıza atılan bu iftiranın sahibi sözde gazeteci ve gazeteyi şiddetle kınarken, Haymana’da görev yapan tüm memurlardan ve memur ailelerinden özür dilemeye davet ediyoruz.

Ayrıca hizmet kolumuza bağlı kurumlardan olan Haymana Maliye teşkilatında yetkili Sendika olarak, belirtmek isteriz ki Maliye çalışanları bölgeye atama değil tercih ile gelmekte olup, 5 yıl zorunlu görev süreleri bulunmaktadır. Sizin kirli kaleminizle iftira ettiğiniz gibi, “sözde işe yaramayan memurların” atandığı bir yer değildir.

Burada işe yaramayan birileri var ise aynayı önce kendinize doğrultmanız daha doğru olacaktır. Her şeyden önce basın etiğine uygun olmayan bir şekilde, tarafsız olma kriterinizi kaybetmiş, aynı zamanda araştıran ve vatandaşa doğru bilgiyi ulaştıran olma hedefinizi de kaybetmiş bulunmaktasınız.

Sizleri biran evvel Haymana’da görev yapan memurlarımız başta olmak üzere tüm memurlarımızdan özür dilemeye davet ediyoruz.

FATİH; ÇAĞLARI, ATATÜRK; TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN İKİ BÜYÜK KAHRAMANDIR 27 Temmuz 2020, Pazartesi | 11:05

0

 

27 Temmuz 2020, Pazartesi | 11:05

 

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, son günlerde Fatih Sultan Mehmed Han ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk üzerinden sürdürülen tartışmalara yönelik olarak değerlendirmelerde bulundu.

“Devletimizi kuranlar üzerinden yürütülen böylesine üzücü bir tartışmayla gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur” diyen Genel Başkan Kahveci, “Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u Türk milletiyle Ayasofya’yı da İslam ile kucaklaştıran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise İstanbul’u ve Ayasofya’yı İngiliz postalları altında çiğnenmekten kurtaran iki büyük komutan ve devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmet, çağ açıp kapayan; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihin akışını değiştiren iki büyük kahramandır” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci;

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her şeyden önce ömrü savaş meydanlarında geçmiş, defalarca çatışmalarda yaralanarak gazilik mertebesine ulaşmış şerefli bir Türk askeridir. 27 yaşında 31 Mart Vakasını bastırmış, 29 yaşında Trablus’ta, 31 yaşında Balkanlarda, 34 yaşında Çanakkale’de, 35 yaşında Kafkaslar’da, 36 yaşında Suriye ve Filistin’de, 39 yaşında ise Kurtuluş Savaşı’nda canını ortaya koyarak sıcak bir döşek, yumuşak bir yastık yüzü dahi görmeden hayatını vatanına, milletine ve devletine feda etmiş büyük bir şahsiyettir.

600 yıllık görkemli Osmanlı İmparatorluğu’nun 5 milyon 200 bin kilometre kare olan topraklarının parça parça elimizden çıkarılıp, nihayetinde Sevr paçavrasıyla işgal edilerek, 300 bin kilometre kareye sıkıştırılan Türk milletine biçilen kefeni parçalayıp, üzerinde güven içinde yaşadığımız, hür ve bağımsız devletimizi bizlere hediye eden devletimizin kurucusu, başkomutan ve ilk cumhurbaşkanımızdır.

Bugün dört bir yanımız yangın yeri iken, çevre ülkeler acımasız diktatörler elinde inim inim inleyip büyük bir kıyıma ve yıkıma maruz kalırken, masum çocukların oluk oluk kanı akarken bizler 784 bin kilometrekare olan devletimizin sınırları içinde ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde huzur içinde uyuyabiliyorsak, bunu 100 yıl önce çıplak ayakla yollara düşen, yedi düveli karşısına alıp imkansızlıklardan mucizeler doğuran, başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı uğruna can veren, kan döken bütün şehit ve gazilerimize borçluyuz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi bu topraklar üzerinde aldığımız her nefeste bu toprağın altında yatan kahramanlarımızın hakkı vardır.

Bütün tarihi olaylar kendi zaman dilimi içinde ve kendi şartlarında değerlendirilmek zorundadır. Bundan yüzlerce yıl önce yaşanmış olayları, alınmış kararları bugünün değerleri üzerinden ve bugünün şartlarına göre değerlendirmek tarihi şahsiyetlere yapılacak en büyük haksızlık olacaktır.

Bütün yaşananları, işgali, verilen mücadeleyi ve emeği yok sayıp dünyaya dar ve bağnaz bir çerçeveden bakanlar, Devletimizin kurucularına kem söz söyleyip içimize nifak tohumları ekenler hiç kuşkusuz ki birliğimize en büyük darbeyi vuruyor, vatan uğruna can veren şehitlerimizin de kemiklerini sızlatıyorlar. Kaldı ki içinden geçmekte olduğumuz şu kritik dönemde kurucu değerlerimizi tartışmaya açmanın, Devletimizi kuranları hakir göstermeye çalışmanın hangi karanlık emellerin değirmenine su taşıdığını görmek de zor olmasa gerektir.

Dünyanın en eski mabetlerinden ve mimari harikalarından biri olan Ayasofya Camii’nin yıllar sonra yeniden secdeyle buluşmasının sevincini ve gururunu, Devletimizi kuranlar üzerinden yürütülen böylesine üzücü bir tartışmayla gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur.  Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u Türk milletiyle Ayasofya’yı da İslam ile kucaklaştıran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise İstanbul’u ve Ayasofya’yı İngiliz postalları altında çiğnenmekten kurtaran iki büyük komutan ve devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmet, çağ açıp kapayan; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihin akışını değiştiren iki büyük kahramandır.

Biz her iki Devlet adamımızla da gurur duyuyor, her ikisine de minnet besliyoruz. Tarihi şahsiyetleri birbirleriyle kıyaslamanın kimseye bir fayda getirmeyeceği gibi ülkemizi derin bir fikrî ayrışmanın içine sürükleyeceği düşüncesindeyiz. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Akdeniz’de, Azerbaycan’da büyük bir var oluş mücadelesine girdiğimiz tam da Kurtuluş Savaşımızın 100. yıllarına denk gelen şu dönemde   Kurtuluş mücadelemizi yürütenlerin ve Devletimizi kuranların tartışmaya açılmasını manidar bulmaktayız.

Bu cihetle, tarihi kahramanlarımız üzerinden bizleri ayrıştırmaya çalışanların, haksızlığa, işgale ve sömürüye karşı mücadele azmimizi kırmayı hedefleyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak, Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’dan başlayıp, bu millet için hizmet eden tüm devlet büyüklerimize, Asya’dan Avrupa’ya, Arap Yarımadası’ndan Afrika’ya kadar kanlarıyla bu toprakları vatan yapan kahramanlara, yok olmak üzereyken bu millete iman ve inanç yükleyerek adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize minnettarız.  Tarihimizle ve tüm tarihi şahsiyetlerimizle gurur duyuyoruz.

 

KOCAELİ 1 NOLU ŞUBEMİZ OLAĞAN GENEL KURULUNU TAMAMLADI 17 Temmuz 2020, Cuma | 09:05

0

 

17 Temmuz 2020, Cuma | 09:05

 

Kocaeli 1 Nolu Şubemiz, 04.07.2020 tarihinde 1. Olağan Genel Kurulunu tamamladı.

 

Divan teşekkülünün ardından Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla, seçime geçildi.

Türk Büro-Sen olarak, seçilen arkadaşlarımıza görevlerinde başarılar dileriz.

Olağan Genel Kurul sonucu oluşan liste aşağıdaki gibidir.

Cihat Çoban – Şube Başkanı

Tuğrul Kılıç – Şube Başkan Yardımcısı

Bahattin Aksakal – Şube Başkan Yardımcısı/Mali İşler

Ender Kılıçaslan – Şube Başkan Yardımcısı/Teşkilat

İlknur Yiğit – Şube Başkan Yardımcısı/Toplu Sözleşme ve Mevzuat

Aziz Kök – Şube Başkan Yardımcısı/ Eğitim ve Sosyal İşler

Nursel Durmaz – Şube Başkan Yardımcısı/Basın ve Halkla İlişkiler

 

BİRLİĞİMİZ DAİM OLSUN 14 Temmuz 2020, Salı | 10:37

0

 

14 Temmuz 2020, Salı | 10:37

 

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 15 Temmuz Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.

“Milletimiz, devletimizin, bağımsızlığımızın ve demokrasimizin tehlikeye düştüğünü gördüğü anda her türlü siyasi ve ideolojik farklılığı bir tarafa bırakarak bu coğrafyadaki varlığımız için tek ve en yüce amaç olan vatanın bağımsızlığı gayesi etrafında birleşti ve bir kere daha tüm dünyaya gücümüzü ve kararlılığımızı gösterdi” diyen Genel Başkan Kahveci, “15 Temmuz 2016, bu milletin devletiyle, siyasetçisiyle, kamu görevlisiyle, işçisiyle, emeklisiyle, güvenlik kuvvetleriyle bir olup yeni bir destan yazdığı gündür” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci mesajında şu satırlara yer verdi;

Huzurumuzun, birliğimizin ve dirliğimizin daim olması dileklerimle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum.

Tarihimizin en büyük ihanetlerinden birine şahit olduğumuz alçak darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. Vatandaşlarımızın temiz duygularından nemalanan, maneviyatını istismar eden, ülkemizin münafığı olarak yandaşlarına menfaat devşirip, adaleti, liyakati, ehliyeti ve hakkaniyeti ayaklar altına alan bir kesim, yıllarca her türlü ahlak dışı yolu kullanarak kendi mensuplarına ikbal ve istikbal sağladı.

Bir taraftan ülkemizin kaynaklarını pervasızca yandaşlarına kullandıran bu hainler bir taraftan da toplumsal yapımızı dejenere etmek, tüm değerlerimizi yozlaştırmak istediler. Bu ihanet içinde elde ettikleriyle yetinmeyen bu güruh, 15 Temmuz 2016’da ülkemizin yönetimini gasp edip dış mihraklara peşkeş çekmek adına masum, silahsız, kendi vatandaşlarına namlusunu doğrulttu, ülkemizi kana ve teröre boğdu. Ancak milletimizin birlik, beraberlik ve kararlılığı karşısında bozguna uğradı. 15 Temmuz 2016 günü milletimiz yalnızca bizden görünerek toplum içinde kendilerine yer edinen bu güruhu değil 100 yıl önce vatanımızı işgal eden ve bugün yine aynı emelle sınırlarımıza dayanmış olan dış güçleri de bir kere daha bertaraf etti.

Milletimiz, devletimizin, bağımsızlığımızın ve demokrasimizin tehlikeye düştüğünü gördüğü anda her türlü siyasi ve ideolojik farklılığı bir tarafa bırakarak bu coğrafyadaki varlığımız için tek ve en yüce amaç olan vatanın bağımsızlığı gayesi etrafında birleşti ve bir kere daha tüm dünyaya gücümüzü ve kararlılığımızı gösterdi.

15 Temmuz 2016, bu milletin devletiyle, siyasetçisiyle, kamu görevlisiyle, işçisiyle, emeklisiyle, güvenlik kuvvetleriyle bir olup yeni bir destan yazdığı gündür. Ancak her zaman ifade ettiğimiz üzere ülkemizi 15 Temmuz alçaklığına taşıyan süreç iyi görülüp, anlaşılmadan bu tehlikenin tam olarak bertaraf edilmesi mümkün değildir. FETÖ’nün yıllarca ülkemizdeki ehliyet, liyakat ve adalet sistemini tahrip ederek, değerlerimizi yavaş yavaş aşındırarak, insanları taraf olamaya zorlayarak, kendisinden olmayanı yok etmek üzerine kurguladığı planın, milletimizin bilinç altında, kamu kurum ve kuruluşlarında oluşturduğu tahribat mutlak surette görülmelidir.

2016’dan sonra çok daha açık bir şekilde gördük ki, vatanımız ve bulunduğumuz coğrafya tam olarak bir ateş çemberiyle kuşatılmış, küresel şer odakları yeni asırda yeni bir hesaplama peşine düşmüş durumdadır. Bizleri liyakatsizlik içinde çaresiz bırakmayı arzu edenler, kendi çevrelerine peşkeş çektikleri mevki ve makamları menfaatleri için kullanarak elimizi kolumuzu bağlamak, 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının milletimizle omuz omuza çarpışarak kurtardığı vatanımızı altın tepsi içinde bu güçlere sunup, bin yıllık hesabı kapatmak arzusundalar. Bugün hala toplumumuzun münferit yerlerine gizlenmiş FETÖ artıkları, içlerindeki kini üstü örtülü bir biçimde kusmaya devam ediyorlar. Dışarıdan devletimize karşı yürütülen baskılar, içeride kamufle olmuş terör örgütü uzantıları eliyle hala destekleniyor. Millet ve devletçe uyanık olmak içimizdeki ayrık otlarını temizlemek zorundayız. Benzer acıların bir daha yaşanmamasının anahtarı milli birliğimizin muhafazası, milli birliğimizin anahtarı ise kamu başta olmak üzere her alanda adaletin tesis edilmesi, ehliyet, liyakat ve hakkaniyetin hâkim kılınmasındadır. Terör örgütünün yıllar boyunca toplumumuz ve kamu kurum ve kuruluşları nezdinde açtığı yarayı sarmak, ayrılıkların, adam kayırmaların, torpillerin, haksızlıkların üzerini bir daha açılmamacasına kapatmak bugün yetkililerin üzerine düşen en büyük sorumluluktur.

Bu duygu ve düşünceler içinde tarih boyunca bu millet için can veren bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, tüm milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum.

 

HAZİRAN 2020 ASGARİ GEÇİM SONUÇLARI AÇIKLANDI 11 Temmuz 2020, Cumartesi | 09:48

0

 

11 Temmuz 2020, Cumartesi | 09:48

 

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2020 Haziran ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Haziran 2020 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.668,94 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 7.542,93 Lira olarak belirlendi.

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre %2,00 oranında arttığını gösterdi. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre %2,04 oranında artmış ve 2.843,22 Lira olarak hesaplandı.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Haziran ayında 2.822,98 Lira olarak tahmin edildi.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Haziran 2020 verilerine göre günlük 58,667 Lira olduğu belirlendi.

Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.760,01 Lira oldu. Haziran 2020 itibari ile ortalama 4.234,52 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %41,56’sını oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.062,97 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Haziran 2020 ortalama maaşının %25,10’una denk geldi.

Buna göre bir memur, ortalama maaşının %66,66’sını yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %33,34’ü kaldı. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Haziran 2020 maaşından geriye yalnızca 1.411,79 TL kalmıştır.

KAHVECİ: TEMMUZ ZAMMI ELİMİZE GEÇMEDEN ERİDİ

Asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “Temmuz ayındaki yüzde 4’lük zammın yarısı kamu çalışanlarımızın eline geçmeden eridi.” dedi.

Kahveci, açıklamasında;

“Kamu çalışanlarımız Temmuz ayı itibariyle yılın ikinci maaş zammını alacaklar ancak rakamlara bakıldığında yapılan %4’lük zammı hissetmediler.

Artan doğrudan giderler karşısında kamu çalışanlarımızın Temmuz zammının %2’si ellerine geçmeden harcamalar karşısında eridi. Yapılan zammın yarısını ellerine geçmeden kaybeden memurlar ve emeklilerimizi yılın sonuna kadar nasıl bir manzaranın beklediği ortadadır.

Bütün bunların üstüne bir de vergi dilimine giren memurlarımız Ocak ayındaki maaşlarını dahi alamayacak duruma düştüler. Bu durum artık sürdürülebilir değildir” şeklinde konuştu.