Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 158

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ ANTALYA’DA ÜYELERİMİZ İLE BULUŞTU

0

26 Mart 2021, Cuma | 14:19

Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu ve Gürkan Orhan 22 – 26 Mart 2021 tarihleri arasında Antalya’da hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

Antalya Şube Başkanımız Yılmaz Danabaşoğulları ve Şube Başkan Yardımcılarının da Genel Başkan Yardımcılarımıza eşlik ettiği ziyaretler kapsamında Antalya Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan, Antalya Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Pekşen, Alanya Adalet Komisyonu Başkanı ile hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışan memurlar ziyaret edildi.

 

Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi verilen ziyaretlerde, Sendikamıza katılımlar sağlandı.

 

TÜRKİYE KAMU-SEN ANTALYA BÖLGE İSTİŞARE TOPLANTIMIZ COŞKUYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

0

21 Mart 2021, Pazar | 10:46

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ve konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın Genel Başkanları Antalya Bölge İstişare Toplantısı çerçevesinde teşkilat yöneticilerimizle bir araya geldi.
Covid-19 tedbirlerine uyularak gerçekleştirilen istişare toplantımıza Antalya, Burdur ve Isparta illerindeki teşkilat yöneticilerimiz katılırken, coşku ve heyecan doruğa çıktı. Bölge İstişare toplantımızda yaklaşan yetki dönemi ve Ağustos ayında yapılacak olan toplu sözleşme öncesinde sendikal çalışmalar ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

İL TEMSİLCİSİ: TÜRKİYEA KAMU-SEN BAYRAĞINI TOROSLARDA ŞEREFLE DALGALANDIRIYORUZ

Antalya İl Temsilcimiz Yılmaz Danabaşoğulları toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye Kamu-Sen Antalya Bölge İstişare toplantımızda sizleri ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye Kamu-Sen bayrağını Antalya’mızda ve Toroslarda dalgalandırmaktan gurur duyuyoruz. Kamu çalışanlarının hak mücadelesinde yetkiyi alacağız ve memurlarımızın gerçek temsilcisi olarak masaya oturacağız” dedi.

YÜCEL KAZANCIOĞLU: ZOR ZAMANLARDA ÖRNEK SENDİKACILIK YAPIYORUZ

Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu’da yaptığı konuşmada, “İstişare toplantılarımızın ikincisini Antalya da gerçekleştiriyoruz. Bu zor şartlarda sendikacılık yapmak, alana inmek oldukça güç ama sizler hem kamu görevini en güzel şekilde yürütürken sendikacılığı da herkese örnek olacak şekilde yapıyorsunuz. Bu güzel toplantıda emeği geçen tüm teşkilat yöneticilerimize teşekkürlerimi 

ÖNDER KAHVECİ: ANDIMIZ MİLLİ ŞUURU İÇİNDE BARINDIRAN BİR SÖYLEMDİR

Genel Başkanımız Önder Kahveci ise katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında çalışma hayatı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Genel Başkan Kahveci,  Danıştay’ın Andımız konusundaki kararına değinerek, “Konfederasyonumuza bağlı Türk Eğitim-Sen’in açmış olduğu Andımız ile ilgili davaya ilişkin son günlerde basın yayın organlarına yansıyan haberleri sizlerde yakından takip ettiniz. Türkiye Kamu-Sen bu davanın tarafıdır. Bizim Andımız’a bakışımız ve duruşumuz son derece nettir. Elbette hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğiz. Ayrıca şundan da hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Türkiye sevdalısı öğretmenlerimiz, Öğrenci Andı’nın ihtiva ettiği anlayış ve değerlerin, geleceğimizin mimarı öğrencilerimize kazandırılmasının teminatı olacaktır. Herkes çocuğunu kurt gibi yetiştirirken biz kuzu gibi yetiştiremeyiz. Andımız milli bilinci, milli şuuru içinde barındıran önemli bir söylemdir. Bizler, “Türküm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Türk varlığına armağan olsun, Ne Mutlu Türküm Diyene” demekten gurur duyuyoruz. Böylesine bir ortamda bu kararı almak ne kadar sağlıklıdır? Türkiye Kamu-Sen olarak Türk milletinin değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi. 

KAHVECİ: TAHMİNİ ENFLASYON DEĞİL GERÇEKLEŞEN ENFLASYON ORANI ÜZERİNDEN ZAM İSTİYORUZ

Yaklaşan yetki dönemi ve Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme görüşmelerini de değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “Yetki dönemi ve devamında bu yıl Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme dönemine girdiğimiz şu dönemde sendikal çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye Kamu-Sen teşkilatı alanda çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyor. Memurlarımız ve emeklilerimizin 2 yıl daha kaybetmeye tahammülü kalmadı. Geride kalan 5 dönem toplu sözleşmede yaşananlar ortada. Yetkilim diye ortada gezenlerin kamu çalışanları ve emeklilerimize neler kaybettirdiklerin belli. Artık kimsenin bunların oturacağı bir masaya tahammülü kalmadı. Son toplu sözleşme de %4+4, 3+3’e “Biz imza atmadık, hakem kurulunun kararı” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Kararlı bir şekilde o masaya oturulsaydı her şey daha farklı olurdu. Biz toplu sözleşme öncesi, “Gelin birlikte hareket edelim, bütün konfederasyonlar ortak bir yol belirleyelim” çağrısında bulunduk ama onların derdi “Masada Kamu-Sen olmasın” böyle bir yaklaşımla sizin memurlara kazandıracağınız bir şey olamaz. İşte bunları yeniden yaşamamak adına kamu görevlileri bu yıl bütün hizmet kollarında yetkiyi Türkiye Kamu-Sen’e vermelidir. 

Ben bugün Antalya’dan çağrımı yapıyorum. Hükümet bu sene tahmini enflasyon üzerinden bir zam oranı ile masaya oturmasın. Türkiye Kamu-Sen gerçekleşen enflasyon üzerinden kamu çalışanlarına zam yapılmasını talep etmektedir. Ayrıca refah payı uygulamasının hayata geçirilmesi de olmazsa olmazlarımızdandır. Toplu sözleşme masasına yaklaşık 4 buçuk ay var ve buradan bu taleplerimizi ilan ediyorum. Ayrıca kamu çalışanlarının kayıplar noktasında da ciddi bir beklentisi vardır. Kayıplarımızın telafi edilmesi de öncelikli taleplerimizdendir.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk ile önceki gün bir araya geldik. Kendisini özellikle sözleşmelilere kadro, bütün kamu çalışanlarının merak ve heyecanla beklediği 3600 ek gösterge konusu, Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısı, üyeliklerin e-devlet üzerinden yapılabilmesi gibi çalışma hayatını yakından ilgilendiren birçok konuya ilişkin değerlendirme ve görüşmelerde bulunduk. Hassasiyetlerimizi, talep ve beklentilerimizi Sayın Bakan’a ilettik. Bütün kamu çalışanları şunu bilsin ki bizler söylediğimiz her sözün her platformda takipçisiyiz ve takipçisi olmaya da devam edeceğiz. 

Bizler hem Covid-19 ile hem de sarı sendika ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Kamu görevlilerimizin yaşamış olduğu sorunlara da çözüm üretme noktasında gayret ve çabamızı göstereceğiz. Yani sendikal mücadelemizi güçlü tutacağız. Bizi susturmaya çalışsalar da biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. 

Şair Sezai Karakoç ne diyor dizelerinde?

“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.

Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.

Tarih sussa, hakikat susmayacak” 

Hakikat asla susmayacak. Bizim kutlu mücadelemiz her zaman devam edecek. Bakın şunu özellikle söylüyorum. Türkiye Kamu-Sen teşkilatı sendikacılıkta ahlaki değerleri benimseyen bir kuruluştur. Asla bu inandığı değerlerden taviz vermeden 1992’den bu tarafa sendikal mücadelesini sürdürmüştür, bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Biz kendimize güveniyoruz. Biz kimseden medet ummadan sendikacılığımızı yaparız. dedi.

KAHVECİ: KAMU ÇALIŞANLARI ÖZVERİ İLE GÖREVLERİNİN BAŞINDA

Genel Başkanımız Önder Kahveci, kamu çalışanlarının geçmişten gelen sorunlarının çözülmesi gerektiğini ifade ederek, Covid-19 süreci ve başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarının mücadelesine dikkat çekti. Kahveci “Kamu çalışanlarımızın yaşadığı sorunlar hepinizce malum. Ancak son bir yıldır büyük bir mücadele verdiğimiz Koronavirüs döneminde özellikle sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere tüm kamu çalışanlarımızı özveriyle görevlerini yerine getiriyorlar. Bakınız,  kademeli normalleşmeye geçtik ve vaka sayıları yeniden artışa geçti. Bu dönemde bile kamu çalışanları özveriyle görevlerinin başında. Antalya’dan bir kez daha tüm kamu görevlilerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Sağlık çalışanları ve tüm kamu görevlileri alkıştan çok daha fazlasını hak ediyorlar. Onun için kamu çalışanlarının bu süreç içerisinde geçmişten bugüne biriken sorunlarını çözmek hem yöneticilerin hem de sendikacılar olarak bizim asli görevimizdir. Onları motive edecek ekonomik ve sosyal konularda atılacak her adımı desteklemeye hazırız. 

KAHVECİ: MEMUR PAKETİ ÖNERİMİZİN TAKİPÇİSİYİZ

“2019 yılında ortaya koyduğumuz bir Memur Paketi söylemimiz var” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bu paket içinde yer alan başlıklar çözüldüğü anda sorunların büyük kısmı hallolmuş olacaktır” dedi. 

Kahveci, “Memur paketinde neler istiyoruz; 

Biz bu paketin içinde, tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılmasını istiyoruz. Çalışırken aldıkları maaşları emekliye ayrılınca alamayan ve mağdur olan insanların sorunu çözülsün istiyoruz.

—*3600 ek gösterge konusunda sayın Cumhurbaşkanının sözü var ve insanlar umutla bekliyor. Sadece dört meslek gurubu değil tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir adım atılmalı ve verilen söz yere düşürülmemeli. Biz bu konuda çalışmamızı yapıp TBMM’ye verdik. Bu çalışma üzerinden gayet hakkaniyetli bir ek gösterge düzenlemesi yapılabilir.

—*Sözleşmeli personelin durumu ortada. 2011 ve 2013 yılında sözleşmeli personele kadro verildi yine verilebilir. Yöneticinin iki dudağı arasına sıkıştırılan bir kamu görevlisinin verimliliği olmaz. Sözleşmeliler perişan, aile hayatları yok, çocukları bir yerde kendileri bir yerde…Parçalanıyorlar. Bu trajediye dönüşüyor, derhal gerekli adımlar atılmalı.

—*Kamuda ikramiye almayan tek kesim memurlar kaldı. Yılda iki defa bayram ikramiyesi talebimiz karşılanmalı. Memurun yüzü güldürülmelidir.

—*Yardımcı hizmetliler konusu çözülmeli. Bu insanların beklentilerine cevap verilmeli. Bu insanlara sorumluk verildiyse kadrosu da verilsin.

—*Vergi dilimleri konusunda artık ciddi adımlar atılmalı, memurun vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Türkiye’nin vergi rekortmeni memurlardır emin olun. Dengeli ve adaletli bir vergi sistemi olmalı. Maaş cebimize girmeden vergimizi ödüyoruz.

—*Liyakat ve ehliyet konusu herkesin ağzında ama uygulamada hiçbir şey yok. Mülakata cepheden karşıyız. Mülakat kul hakkı demektir. 90 puan alan insana 10 puan vererek sözlü sınavda eliyorsunuz. Bunu hangi vicdan kabul eder? Yeni bir yönetici atama sistemi getirilmeli hatta yönetici akademisi kurulmalıdır.

—*Enflasyon rakamları dikkate alındığında memur maaşlarına yapılan artışların her dönem gerçekleşen enflasyonun gerisinde kaldığı görülmektedir. Bu erimenin telafisi için memurlara ek zam verilmelidir. 

Bütün bunları kapsayacak bir memur paketi ile bu sorunları rahatlıkla çözebileceğimizi ve rahatlama sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu memur paketinin patenti bize aittir ve takipçisiyiz” dedi.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ ERZİNCAN, ERZURUM, IĞDIR, KARS VE ARDAHAN’DA ÜYELERİMİZLE BULUŞTU

0

19 Mart 2021, Cuma | 12:33

Genel Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Aslan ve Gürkan Orhan 15 – 18  Mart 2021 tarihleri arasında Erzincan, Erzurum, Iğdır, Kars ve Ardahan’da Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizin katılımıyla hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

 

Ziyaretler kapsamında hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışanlar ile bir araya gelen Genel Başkan Yardımcılarımız Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi vererek, üye çalışması yaptılar.

 

ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 106. YILDÖNÜMÜNDE ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUZ

0

18 Mart 2021, Perşembe | 08:56

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Çanakkale Zaferi’nin 106. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayınladı. Bir asır önce yurdumuzun düşmanlar tarafından saldırıya uğradığı gibi bugün de ülkemizin içeriden ve dışarıdan kuşatılmak istendiğini belirterek “Çanakkale Zaferi’ndeki milli birlik ve inancımızı koruyarak ülkemizin içinde bulunduğu bu zor günleri de aşacağız.” dedi. Kahveci açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

 

“Çanakkale hak ile batılın, maddiyat ile maneviyatın belki de gelmiş geçmiş en çetin hesaplaşmasının sahnelendiği er meydanıdır. 

Bu er meydanından, şahsi geleceğini değil milletinin ortak geleceğini düşünenler, zoru gördüğünde dönmek yerine ölmeyi göze alanlar, şairin dizelerinde dile getirdiği gibi “İleri atılıp sellercesine, alnından vurulup tam ercesine, bir gül bahçesine girercesine bu kara toprağa girenler” alınlarının akıyla çıkmış ve tarihin en nadide sayfalarındaki yerini almıştır. Çanakkale Savaşı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasının da ortaya çıktığı önemli bir dönüm noktasıdır. Bu bakımdan Çanakkale, Türk milletinin kaderinin değiştiği bir zafer olmuştur. 

 

Anadolu, Türk milletinin binlerce yıllık geçmişinde kahraman neferlerinin canlarını ortaya koyarak yurt edindiği en son ve kadim topraklardır. İşte o kahramanlar ki, gençliğinin baharında, pek çoğu daha oyun çağlarında şehadet şerbetini içip, kanları ve canlarıyla, kıpkırmızı bir gelincik tarlası gibi süsleyip bezedikleri bu toprakları bizlere vatan olarak emanet bıraktılar.  

 

O kahramanlar ki, Seddülbahir’de, Conkbayırı’nda çalılar çizdi gül tenlerini, Namazgâh’da, Kocaçimen’de taşlar yardı ayaklarını, Anafartalar’da vuruldular da kahpe bir top mermisiyle savruldular, nice zaman sonra gömüldüler…  Ne üstlerini örtecek bir yorgan buldular ne başlarını koyacak bir yumuşak yastıkları vardı ne de yaralarını sarmaya, kanlarını silmeye, acılarını dindirmeye gelecek birileri… Dememiz odur ki, bu topraklar öyle kolay vatan olmadı bizlere… Solan hayatlar, yıkılan hayaller, çekilen çilelerdir bizlere emanet kalan aslında… Bu bakımdan bu vatan, dünyanın belki de en pahalı, uğruna en çok bedel ödenen, en çok savaşılan kara parçasıdır.  Bu bakımdan bu vatan, gelinlik kızlarımızın, gençlerimizin hayallerinin, umutlarımızın beşiği, çocuklarımızın, geleceğimizin teminatı, hepimizin bu dünyadaki en değerli, en vazgeçilmez somut varlığıdır.  

 

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde de yine şer odakları ülkemizi içten ve dıştan kuşatarak bu coğrafyadaki varlığımıza son vermek, milletimizi esaret altına alarak hak ile batılın binlerce yıllık mücadelesinde masum, mazlum ve mağdur toplumlara son darbeyi indirmek, batılı hâkim kılmak amacı içindedir. Bu güçlerle mücadelemizin temel noktasını milli birliğimizi ve inancımızı korumak oluşturmaktadır. Geçmişimizden aldığımız dersleri bugünlere taşıyıp hayatlarımıza uygulayarak bu zor günleri de aşacağımızdan şüphemiz yoktur.   

Ülkemizi bölmeyi, milletimizi korku ve baskı ile sindirerek üzerinde operasyon yapmayı amaçlayan şer odakları bilsinler ki; evlat acısını bağrına taş basarak dindiren analar, gözyaşını yüreğine gömen babalar, kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda Türk Bayrağı dalgalansın diye canlarını veren yiğitler, cebindeki son kuruşunu askere gitmek için yol parası yapan kahramanlar oldukça, bu emellerine asla ulaşamayacaklardır. 

 

Bu duygu ve düşünceler içerisinde Türk milletinin Çanakkale Zaferi’ni ve Şehitler Haftası’nı kutluyoruz. Başta biricik varlığımız Devletimizi, demokrasimizi ve cumhuriyetimizi bizlere hediye eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatanımız, milletimiz ve bağımsızlığımız için canlarını vermekten çekinmeyen gelmiş geçmiş bütün gazi ve şehitlerimize minnetlerimizi ifade ediyor, emanetlerine sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.”

ÇANKIRI, KASTAMONU, KARABÜK, ZONGULDAK’TA KURUM ZİYARETLERİNDE BULUNDUK

0

17 Mart 2021, Çarşamba | 15:21

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile 15 – 17 Mart 2021 tarihleri arasında Çankırı, Kastamonu, Karabük, Zonguldak’ta hizmet kolumuza bağlı kurumlara Şube Başkan ve Yöneticilerimiz ile ziyaretler gerçekleştirdiler.

 

Çankırı, Kastamonu, Karabük ve Zonguldak’a yapılan ziyaretlerde hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışanlar ziyaret edildi. Ayrıca üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda Genel Başkanımız Osman Eksert, 2021 yılı toplu sözleşmesinde yetkili sendika olarak masaya oturmak zorundayız. Memurlarımızın daha fazla yandaş Sendikaların elinde heba olmasını, ekonomik olarak kayba uğramasını engellemek zorundayız” dedi. Yine Genel Başkanımız Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

 

Ayrıca Çankırı Sosyal Güvenlik İl Müdürü Hicran Çakmakçı, Kastamonu İl Nüfus Müdürü Bülent Cömert, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı H. Hakan Yağız, Zonguldak Adalet Komisyonu Başkanı Ercan Kumhak da ziyaret edilerek, kurum çalışanlarının talepleri aktarıldı.

BAZI MEMURLARIN PRİME ESAS KAZANÇLARI ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALDI

0

16 Mart 2021, Salı | 14:09

Türkiye Kamu Sen her platformda devlet memurlarına yapılan maaş artışlarının ağırlıklı olarak taban aylığa verilerek, seyyanen yapılmasını istemiş ve ek ödemenin eşit işe eşit ücret ilkesinin hayat bulması için verilen bir tazminat olduğunu, bu ödemenin maaşın ana unsuru haline getirilmesinin doğru olmadığını ifade etmiştir.
2 Kasım 2011 tarihli ve 28103 sayılı mükerrer 666 sayılı KHK ile “Ek ödemeye hak kazanılmasında ve bu ödemenin yapılmasında aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz” ibaresi eklenmiştir. Hal böyle olunca bugün memur maaşının en önemli kalemlerinden birisi haline gelmiş olan “Ek ödeme” prime esas kazanç dışında tutulmuş, bu ödemeden prim kesintisi yapılmadığı için emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasına da dahil edilmemiştir. Bu nedenle de kamu görevlilerinin emekli maaşları ile çalışırken aldıkları maaş arasında uçurum oluşmuş, kamu çalışanları gelirlerinin düşmesi nedeniyle emekli olmaktan kaçınır olmuşlardır. 

Buna göre halihazırda “prime esas kazançlar”;

1- Aylık Tutar

2- Taban Aylık

3- Ek Gösterge Aylığı 

4-Kıdem Aylık

5-Özel Hizmet Tazminatı kalemlerinden oluşmaktadır.

Geçmiş yıllarda kamuya maliyeti düşük olan ve emekli aylıklarını etkilemeyen ek ödemenin artırılması   yoluyla memur maaşları yükseltildiği için memurların prime esas kazanç miktarları da düşük kalmıştır. 

Son yıllarda kamu görevlileri adına gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinin etkisiz kalması, yetkili konfederasyonun maaş artışlarında ekonomik gelişmeleri görmezden gelen yaklaşımları nedeniyle memur maaşlarındaki artış son derece sınırlı kalmış, son 10 yılın 5’inde memur maaşları enflasyondan daha az artış göstermiştir. 

2011 yılında çıkan 666 sayılı KHK ile ek ödemenin prime esas kazanç tutarının dışında bırakılması ve asgari ücretin 2021 yılında 3 bin 577,50 TL ulaşmasıyla Hizmetli, Şoför, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Din Hizmetleri Uzmanı (Henüz Torba Kadro almamış) gibi unvandaki kamu çalışanlarının prime esas kazanç tutarları asgari ücretin altında kalmıştır. 

2021 yılında asgari ücret %21,56 oranında artarken memur maaşlarına %7,33 zam yapılması, yetkili sendikanın %3 gibi ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan zam oranlarına imza atmasının devam etmesi halinde tüm memur maaşlarının asgari ücretin altında kalması kaçınılmaz bir gerçektir.

2021 yılı için asgari ücretle çalışan bir işçinin sosyal güvenlik primine esas kazanç tutarı 3 bin 577,5 TL’ye yükselirken; 5. derecenin 1. Kademesindeki bir şoförün prime esas kazanç tutarı 3 bin 528,29 TL, 7. derecenin 3. Kademesindeki V.H.K.İ.’nin prime esas kazanç tutarı 3 bin 522,49 TL olmuştur. 

Hal böyle olunca memurlarımızın bir kısmının ödeyeceği sosyal güvenlik primleri asgari prim miktarının altında kalmıştır. Hukuken tam zamanlı çalışanlar bakımından asgari ücretin altında prim ödenemediği için asgari prim miktarı ile söz konusu kamu görevlisinin ödeyeceği prim miktarı arasındaki farkın kamu bütçesinden kapatılması gerekmiştir.  Bunun üzerine SGK tarafından yapılan bir duyuru ile Emekli Keseneği ve Genel Sağlık Sigortası Pirimi Devlet payı kalemlerinde yükseltilme yapılmak suretiyle prime esas kazanç miktarının asgari ücretin altında kalması geçici olarak engellenmiştir. 

Başka bir ifadeyle bir tarafta kamu görevlilerine ödenmekte olan tüm kalemlerin prime esas kazanca dahil edilmemesi nedeniyle memurların emekli maaşı ve emekli ikramiyesi düşük olmakta ve memurların çalışırken elde ettikleri gelirle emekli maaşlarında uçurum oluşmakta diğer tarafta ise devlet, bütçesinden memurların asgari ücretin altında kalan primlerini karşılayarak ek bir maliyete katlanmaktadır. Bu durumda hem memurlarımız hem de kamu tarafı mağduriyet yaşamaktadır.  

Bu mağduriyetlerin giderilmesi için kamu görevlilerine yapılan bütün ek ödemelerin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasına dahil edilmesi, yani prime esas kazanç kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.  

Bu yolla hem memurlarımız çalışırken elde ettikleri gelirle orantılı bir emekli maaşına kavuşacak, emekli maaşları artacak hem de kamu daha fazla prim geliri elde edecektir.  

ADALET BAKANLIĞI GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETMELİĞİ’NE KARŞI DAVA AÇTIK

0

14 Mart 2011, Pazartesi | 00:00

Bilindiği üzere, Adalet Bakanlığı’nın 25.03.2004 tarih ve 25413 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliği 09.01.2011 tarih ve 27810 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilmiştir.
İlgili Yönetmeliğin 18 inci maddesi; Bu yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde yer alan “Bu yönetmeliğin yürürlük tarihinde görevde bulunup iki yıllık yükseköğrenimi bitirtmiş olanların diğer koşullara sahip olmaları halinde 8 inci maddenin uygulanması açısından dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartı aranmaz.” ibaresi 18.4.1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde, 8 inci maddenin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edilirler.” olarak değiştirilmiştir.

Sendika olarak önceki yönetmeliğe göre görevde yükselme sınavına katılma hakkı tanınan personelin hakkını elinden alan maddenin iptali ve yürütmesini durdurulması talebiyle dava açtık.

ŞANLIURFA, GAZİANTEP, HATAY, ADANA VE OSMANİYE’DE ÜYELERİMİZLE BULUŞTUK

0

12 Mart 2021, Cuma | 14:24

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile 8 – 12 Mart 2021 tarihleri arasında Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Adana ve Osmaniye’de Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizin katılımıyla hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

 

Ziyaretler kapsamında Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürü Yalçın Karadayı, Hatay Vergi Dairesi Başkanı Cemil Müsevitoğlu, Hatay Vali Yardımcısı Nursal Çakıroğlu, Hatay Sosyal Güvenlik İl Müdürü Hamit Bal, TÜİK Hatay Bölge Müdürü Olcan Doğanay, Adana Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Ahmet Karaveli,  Adana SGK İl Müdürü Bilal Canbolat ile illerde hizmet kolumuza bağlı kurumlarda çalışanlar ziyaret edilerek, Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgilendirme yaptılar.

 

Ziyaretler esnasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kurumlarda çalışan hanımların Kadınlar Günleri kutlandı.

GENEL BAŞKAN YARDIMCILARIMIZ KARAMAN VE KAHRAMANMARAŞ’TA ÜYELERİMİZLE BULUŞTU

0

12 Mart 2021, Cuma | 10:51

Genel Başkan Yardımcılarımız Kadir Polat ve Vedat Ulu 8 – 12 Mart 2021 tarihleri arasında Karaman ve Kahramanmaraş’ta Şube Başkanlarımız ve Şube Yöneticilerimizin katılımıyla hizmet kolumuza bağlı kurumlarda üyelerimizi ziyaret ettiler.

 

Ayrıca 10 Mart 2021 tarihinde Genel Başkanımız Osman Eksert’in Gaziantep il programına da katılan Genel Başkan Yardımcılarımız, hizmet kolumuza bağlı kurumlara ziyaretler gerçekleştirdiler.

 

Genel Başkan Yardımcılarımız ziyaretler kapsamında Karaman Valisi Mehmet Alpaslan Işık, Belediye Başkanı Savaş Kalaycı, Defterdar Hüsnü Çağlayan, Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanı Aytekin Şimşek ile Vergi Dairesi ve Kahramanmaraş Adliyesi çalışanlarını da ziyaret ederek, Sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgilendirme yaptılar.

 

Ziyaretler esnasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kurumlarda çalışan hanımlar da ayrıca ziyaret edilerek, Kadınlar Günleri kutlandı.

 

İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABULÜNÜN 100. YILI KUTLU OLSUN

0

12 Mart 2021, Cuma | 09:14

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Osman Eksert’in İstiklal Marşımızın kabulünün 100. Yılı ile ilgili yazılı basın açıklamasıdır:

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından müthiş bir vatan aşkı ve iman ile kaleme alınmış olan İstiklal Marşımızın TBMM de okunup büyük bir coşku ile kabul edilmesinin üzerinden tam 100 yıl geçti.

100 yıl önce ülkenin durumunu hatırlayacak olursak, İstiklal Marşımızın hangi ruh halinde yazıldığını bilirsek değerini ve nasıl anlaşılmasın gerektiği daha iyi anlaşılır. Bu nedenle diyoruz ki İstiklal Marşı sadece bir şiir, bir marş değil Türk Milletinin ortak heyecanını, ortak değerlerini ifade eden bir mutabakat metnidir.

O dönemler, Türk Milletinin Anadolu’da yeniden doğuşuna tanıklık ediyor ve Kurtuluş Savaşı’nın en zorlu günleri yaşanıyordu. Tüm olumsuzluklara rağmen yeni bir devlet kuruluyordu.

7 Kasım 1920 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Milli Marşın yarışma neticesinde seçileceği ve yarışmayı kazanan eserin yazarına 500 lira, bestesi için de 1000 lira mükafat verileceği duyuruldu.

Yurdun dört bir yanında ilan edilen bu yarışmaya Anadolu’dan, İstanbul’dan, birçok şair eserlerini gönderdiler. Toplamda yarışmaya 724 şiir katıldı. Fakat hiçbiri Milli Marş olmaya layık görülmedi.

            Bu arada Yunanlılar, İzmir ve Bursa’dan geçip Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirerek, Sakarya vadisine kadar gelmiş ve Ankara’yı tehdit etmeye başlamışlar.

İyi bilinmektedir ki; Mehmet Akif bu ülkenin İstiklal Marşı yazabilecek tek ruhudur. Böyle bir marşı ondan başka yazabilecek kimse yoktur. Bu sebeple Mehmet Akif’e İstiklal Marşı yazma teklifi götürülmüştür.

 Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Akif’ten bu marşı yazmasını rica etmiş fakat Akif “Para için şiir yazamam” diyerek geri çevirmiştir. Bunun üzerine hatırlı kişiler araya konularak Akif ikna edilmiş ve muhteşem eserin yazımı bu şartlar altında gerçekleştirilmiştir.

İçerisinde bağımsızlık ve Türk Milletinin esaretten kurtulması için ateş yanan Akif’in yazacağı satırlar bundan başka olamazdı zaten.

Eserin kabulü için TBMM de önerge üstüne önerge verilmiş, büyük bir coşkuyla ayakta alkışlanarak Milli Marş olarak kabul edilmiştir.

Daha sonraları İstiklal Marşı ile ilgili duygu ve düşüncelerini açıklayan Mustafa Kemal Atatürk İstiklal Marşı’nda, İstiklal Davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü ise;

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin İstiklal

Mehmet Akif hasta yatağında verdiği bir röportajda eserin yazımı ile ilgili şunları söyler: ”Bu ümitle yazılır. O zaman düşünün, imanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp, başka türlü yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa, bütün duygularım yazımdadır. Şu var ki; İstiklal Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur. Ancak tarihi bir değeri vardır. O şiir bir daha yazılamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. İstiklal Marşı’nın ruhu ebediyen yaşasın ve Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.