Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 150

HÜKÜMET ZAM TEKLİFİNİ AÇIKLADI

0

12 Ağustos 2021, Perşembe | 12:57

6. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinin bugünkü oturumunda hükümet tarafı kamu çalışanlarına yönelik ilk zam teklifini açıkladı. Buna göre, 2022 yılı için yüzde 5+6 2023 yılı için ise 6+6 teklif sunuldu.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, toplu sözleşmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mustafa Tümer ve teknik heyetimizin hazır bulunduğu Toplu sözleşme görüşmelerinin bugün yapılan oturumunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin 2022-2023 yılına ilişkin hükümetin zam teklifini konfederasyonlar ve kamuoyu ile paylaştı.

Buna göre hükümet kanadı, 2022 yılı için yüzde 5+6 , 2023 yılı için ise 6+6 teklifi konfederasyonlara iletti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, refah payı uygulamasının da bu toplu sözleşme sürecinde gündeme geleceğini ifade etti. 

KAHVECİ:  BU TEKLİF YETERLİ DEĞİLDİR

Teklifin ardından basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Genel Başkanımız Önder Kahveci, “Hükümet bugün ilk teklifini masaya getirdi. Uzun yıllardır beklediğimiz 3600 ek göstergenin bir takvime bağlanması noktasındaki ifadelerini önemsiyoruz.

Sözleşmeli arkadaşlarımızın kadroya geçirilmesi noktasındaki talebimizin olumlu karşılanmasını ve bu masada çözülmesi yolunda yapılan açıklamaları kıymetli buluyoruz. 

Yardımcı hizmetliler sınıfı çalışanı arkadaşlarımızın GİH’e geçirilmesi, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri gibi 51 maddeden oluşan tekliflerimizle ilgili müzakereler ise devam ediyor.

YAKIN ZAMANDA REVİZE EDİLMİŞ YENİ BİR TEKLİF BEKLİYORUZ

Hükümetin verdiği teklifi Türkiye Kamu-Sen olarak yeterli bulmuyoruz. Şu an itibariyle gerçekleşen enflasyon %19 iken bir sonraki yıl için %11’lik bir ücret artışı teklif etmek hakkaniyetli değil. Bu tekliflerin üst düzeyde yeniden revize edilmesi, bizim beklentilerimizi karşılayacak, memurun emeklinin yaşamış olduğu ekonomik sıkıntılara çare olacak bir ücret artışı bekliyoruz. Teklif edilen rakamın bizim tarafımızdan kabul görmesi mümkün değil.   Yakın zamanda yeni bir teklif bekliyoruz.  

20 MİLYON İNSANI İLGİLENDİREN BU SÜRECİN UZLAŞMAYLA SONUÇLANMASINI TEMENNİ EDERİZ

Önümüzdeki yıl hedeflenen enflasyonun hiçbir zaman bu ülkede tutmadığını hepimiz biliyoruz. Ekonomik sıkıntılarımızı giderecek 2. Teklifi bekliyoruz. Mali konular dışındaki taleplerimizle ilgili de mutlaka mesafe alacağımızı düşünüyoruz. O müzakereler de devam ediyor. İnşallah 6 milyon memur ve emekliyi, 20 milyon nüfusumuzu ilgilendiren toplu sözleşmenin uzlaşmayla sonuçlanmasını temenni ederiz. Bu durum kamu işveren tarafının elinde olan bir şey.  Refah payı uygulamasını da bu sene uygulamaya geçirmemiz lazım.  Dün yapılan toplu sözleşmede hizmet zammı diye refah payı uygulaması getirildi. Geçmiş yılların telafisinin karşılanması noktasında istediğimiz 600 lira seyyanen zammın da hayata geçirilmesini istiyoruz.  Bu sürece kadar yaşananları Konfederasyon olarak Başkanlar Kurulu toplantımızda değerlendireceğiz. Hükümetin mevcut teklifi revize etmesi noktasında da çağrılarımızı hem sosyal medya aracılığıyla hem de alanlarda tüm illerimizde bir kez daha sürdüreceğiz” dedi.

AYDIN ŞUBEMİZDEN YANGIN BÖLGELERİNE YARDIM

0

Aydın Şube Başkanımız Mehmet Kamil Taşkır ve Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz, üyelerimiz, kamu çalışanları ve vatandaşlar ile Muğla Milas, Yatağan ve Aydın Çine ilçesi Akçaova Mahallesine yangın sebebi ile yardımda bulundular.

 

Milas Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğüne; 305 adet üst ve 307 adet alt erkek iç çamaşırı

Yatağan Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğüne; 40 adet yüksek ısıya dayanıklı ayakkabı, 266 adet ısıya dayanıklı eldiven, 100 adet kafa lambası, 300 adet pil, 158 paket bebek bezi, 36 paket ıslak havlu, 10 adet yangın tüpü, 24 adet el feneri

Aydın Çine ilçesi Akçaova Mahallesine; 50 çift yanmaz eldiven, 10 çift ısıya dayanıklı ayakkabı, 11 koli su yardımında bulundular.

 

Aydın Şube Başkanımız Mehmet Kamil Taşkır, “Yangınlar biran evvel son bulsun. Biz bu süreçte elimizden gelen katkıyı sağlamaya hazırız. Bu yardımlarda bizlerden desteğini esirgemeyen üyelerimiz, memurlarımız ve tüm vatandaşlarımıza sonsuz teşekkür ederiz” dedi.

AĞRI ŞUBEMİZDEN KURUM ZİYARETLERİ

0

Ağrı Şube BaşkanımızCelalettin Yıldırım, Şube Başkan Yardımcılarımız Mahmut Günay ve Veysi Yıltaş ile Tutak ve Patnos ilçelerinde İlçe Nüfus, Adliye ve Mal Müdürlüğü çalışanlarını ziyaret etti.

 

Ayrıca Patnos Cumhuriyet Başsavcılığına atanan Orhan Kaya ve Cumhuriyet Savcısı Mustafa Cantürk’ü de ziyaret etti.

ENFLASYON RAKAMLARI TALEPLERİMİZİN HAKLILIĞINI ORTAYA KOYUYOR

0

05 Ağustos 2021, Perşembe | 08:25

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

2021 yılının temmuz ayına ilişkin enflasyon rakamları belli oldu. Buna göre temmuz ayında tüketici fiyatları ortalama %1,80 oranında yükseldi; 2021’in ilk 7 ayında toplam enflasyon %10,4; yıllık enflasyon ise %18,95 olarak belirlendi. Hal böyle olunca memurlara 2021 yılının ikinci yarısı için verilen %3’lük zammın 1,8’i daha ilk aydan erimiş oldu.  Yılın geride kalan 5 ayında ortaya çıkacak enflasyonla birlikte %3’lük zam tamamen eriyecek ve memurların alım gücü bir kez daha düşecektir.

 

Bunun adalet ve hakkaniyetle bağdaşmadığı açıktır. Her dönem enflasyon farkı aldatmacasıyla memur ve emekliler oyalanmaktadır. Enflasyon farkının yaşandığı dönemlerde enflasyon sürekli önden gitmekte memur maaşları erimekte alım gücü düşmekte altı ay sonra bu zararın bir defaya mahsus telafisi söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla mevcut durumda enflasyon hızla yükselirken memur maaşları %3’e mahkûm edilmiş durumdadır.

 

Memurlarımız ve emeklilerimiz yıllardan beri ancak enflasyon kadar maaş zammı alabilmektedir. Bu da maaşların gerçekte hiç artmadığı, memur ve emeklilere yıllardır sıfır zam verildiği anlamına gelmektedir. Ekonomik büyüme de hesaba katıldığında ülke zenginleşirken geliri düşen ve sürekli fakirleşen tek grubun memur ve emekliler olduğu görülmektedir.

 

Memurlarımızın maaşı her geçen ay mum gibi erimektedir. Döviz kurlarındaki artış, yatırım araçlarındaki yükseliş, akaryakıt, doğalgaz, elektrik ve gıda başta olmak üzere zorunlu harcamalara gelen zamlar memurlarımızın belini bükmektedir. Bir taraftan COVID-19 salgınıyla mücadelenin baş aktörleri olarak üstlendikleri hayati görevlerin yükü diğer yandan ekonomik olarak terk edilmişliğin getirdiği baskı memurlarımızın ve emeklilerimizin geleceğe dair umutlarını tüketmektedir. Bu gidişe bir dur deme vakti gelmiş de geçmektedir.

 

Temmuz ayı itibarı ile yıllık enflasyon %19’a dayanmış durumda, üretici enflasyonu ise %45 dolayındadır. Daha önümüzde sonbahar ve kış ayları var ki, enflasyonun en fazla artış gösterdiği aylar kış ayları oluyor. Dolayısıyla bu yıl enflasyonun %20’lerden aşağı olmayacağı açıktır. Zaten biz de 2022 yılı için %21 artış talep etmiştik. Bu da taleplerimizin ne derece makul olduğunu ortaya koyuyor.

 

Ülkede %20’lere dayanmış bir resmi enflasyon varken %21 maaş zammı için pazarlık yapmayacağız. Geçmiş dönemlerde ortaya çıkan zararların telafisi için istediğimiz 600 TL seyyanen zam da son derece makul bir taleptir. Bununla birlikte Türkiye’de 2021 yılında ekonomik büyümenin çift hanelerde olacağı bütün resmi makamlarca ifade ediliyor. Biz de bu büyümeden %3 nispetinde payımızı istiyoruz. Dolayısıyla Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin pazarlıksız bir şekilde kabul edilmesini bekliyoruz. Bunun altında bir zam, memurlarımızın ekonomik çöküşünün süreceği anlamını taşıyacaktır.     

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Toplu Sözleşme Görüşmelerinin açılışında memur ve emeklileri enflasyona ezdirmeyeceklerini ifade etti. Bizler de hükümetin teklifini merakla bekliyoruz. Resmi olarak enflasyonun %18,95 olduğu bir ortamda memurlarımıza gerçekçi olmayan tekliflerle gelmeyeceklerini umut ediyoruz. 

TÜİK BAŞKANI SAİT ERDAL DİNÇER’E TALEPLERİMİZİ İLETTİK

0

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Ankara 9 Nolu Şube Başkanımız Aydın Yılmaz 04.08.2021 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer’i ziyaret etti.

 

Ziyarette Genel Başkanımız Toplu Sözleşme Masasına da taşıdığımız taleplerimizin yanında özellikle, “İstanbul, Ankara ve İzmir de uygulanan ve 4B’li personele verilen bölge farklarının iş yüküne göre diğer bölge müdürlüklerinde çalışanlara da verilmesi ve harcırahların ekonomik şartlara göre artırılması” taleplerimizi Kurum Başkanı Dinçer’e iletti.

 

Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer ise, taleplerimizin yakinen takipçisi olacağını, bölge farkı ve harcırah düzenlemesi için elinden geleni yapacağını, ifade etti.

AĞRI ŞUBEMİZ, VALİLİK VE 112 ÇALIŞANLARINI ZİYARET ETTİ

0

Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, Şube Başkan Yardımcımız Mahmut Günay ile birlikte Valikik ve Eleşkirt 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarını ziyaret etti.

 

Ziyarette Sendikamızın faaliyetleri ile ilgili bilgilendirme yapan Ağrı Şubemiz, Sendikamıza yeni katılan üyelerimize, ailemize hoş geldiniz, dedi.

6. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

0

02 Ağustos 2021, Pazartesi | 14:16

6. Dönem Toplu Sözleşme süreci Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı toplantı salonunda bugün yapılan ilk oturumla başladı.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci,  Toplu sözleşmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mustafa Tümer, yöneticilerimiz ve teknik heyetimizin de hazır bulunduğu toplantıda açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin,  6. Dönem toplu sözleşmesinin tüm kamu görevlileri ve emeklilere hayırlı ve uğurlu olmasını temenni etti.

KAHVECİ: ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLARI SONUCA ULAŞTIRAN BİR TOPLU SÖZLEŞME MASASI OLMALIDIR

Toplu sözleşme görüşmesinin ilk oturumunun açılışında konuşan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 6. Dönem Toplu sözleşme masasında çözüm bekleyen sorunların sonuca ulaştırılmasının gerekliliğinin altını çizdi. 

Genel Başkan Kahveci;

“Kamu İşveren Heyeti’nin değerli üyeleri, Kamu çalışanları sendikaları ve konfederasyonların değerli başkanları, toplantıya katılan diğer heyet üyeleri, hepinizi saygıyla selamlıyor, 2021 yılı 6. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin kamu görevlilerimize, emeklilerimize, milletimize ve devletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Yaklaşık 3,5 milyon kamu çalışanının, 2 milyon dolayındaki emeklinin ve bunların ailelerinin altıncısını yaptığımız toplu pazarlıklardan büyük beklentisi vardır. Bu toplu sözleşme süreci toplamda 20 milyonun üzerindeki vatandaşımızın, yani nüfusumuzun dörtte birinin 2022 ve 2023 yıllarındaki geleceğini doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle bu süreç en verimli şekilde sürdürülmelidir. 

ORMANLARIMIZA KASTEDENLERİN HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALACAK

Son günlerde ülkemizin pek çok bölgesinden orman yangını haberleri geliyor. En önemli doğal varlığımız ormanlarımızı, hayvan ve bitki çeşitliliğimizi kaybediyoruz. Bu yangınların eş zamanlı olarak çıkmasının normal bir durum olmadığı görülüyor. Kaynağı, kökeni ve sebebi ne olursa olsun orman yakmak bir terör eylemidir. Doğal zenginliklerimize kasteden tüm cani teröristleri lanetliyor; faillerinin en kısa zamanda yakalanarak hak ettikleri cezaya çarptırılacağına inanıyoruz. Yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Yangın söndürmek için gece gündüz demeden canla başla mücadele eden tüm ekiplere kolaylıklar diliyor, minnetlerimizi sunuyoruz. Biliyoruz ki vatanımıza, milletimize, topraklarımıza, ormanlarımıza, bitkilerimize, hayvanlarımıza, huzurumuza kasteden tüm hainlerin hevesleri kursaklarında kalacak, bütün yaralar sarılacak, yanan her ağacın yerine onlarcası yetişecektir. Türkiye Kamu-Sen olarak bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu buradan ifade etmek istiyorum. 

PANDEMİ DÖNEMİNDE MEMURLARIMIZIN FEDAKARLIKLARI BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ

Bütün dünya yaklaşık iki yıldır koronavirüs belasıyla mücadele ediyor. Bu sürede neredeyse her aile en az bir ferdini bu salgında kurban verdi; pek çok kişi virüse maruz kaldı. Sokağa çıkamadığımız, yavrularımıza, anne, babalarımıza dahi yaklaşamadığımız günler oldu. Ama bu günlerde sağlık çalışanlarımız haftalarca evlerine dahi gitmeden toplumumuzun sağlığı için adeta bir savaş verdi. Bizler evlerimizde güven içinde uyurken, elektrik, su, doğalgaz, altyapı, güvenlik, ulaşım, posta gibi temel hizmetler aksamadan devam etti. Bütün olumsuz şartlara rağmen ülkemizin en pahalı ve kalabalık yerlerinden, en ücra köşelerine kadar, kamu hizmetleri aksamadan gidiyorsa bu; kamu çalışanlarının bütün olumsuzluklara rağmen gösterdiği fedakârlık sayesinde olmaktadır. Orman yangınlarıyla mücadele ederken, pandemi ile mücadele ederken, doğal afet durumlarında kamu çalışanlarımızın kıymetini bir kere daha anlıyoruz. Salgının başlarında aylarca başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere kamu görevlilerine alkış tuttuk. Ama sonra maalesef yapılan bütün fedakarlıkları unuttuk, normalleştirdik.  

Ne yazık ki, olağanüstü şartlarda canlarını ortaya koyarak milletimize hizmet üreten kamu çalışanlarımızın haklarını vermek konusunda da aynı tavrı takınıyoruz. Başımızın sıkıştığı her noktada imdada kamu çalışanları yetişiyor ama halini gören olmuyor. Açlığa, yoksulluğa ve ihmalkarlığa uğramış kamu çalışanları yorgun, bitkin, çaresiz ve umutsuz durumdadır. Kamu çalışanları neden mi mutsuzdur, neden mi umutsuzdur? Her toplu sözleşme döneminde kamu görevlilerimizin ve emeklilerin sorunlarını bu masaya taşımak adına büyük bir ciddiyet ve titizlikle hazırladığımız taleplerimizi, kamu işveren tarafına sunuyoruz. 

Sonuç aldığımız ve çözüme kavuşturulan konuları talep metnimizden çıkarıyor, yeni bir mesele gündeme geldiyse bununla ilgili talep ve görüşümüzü de ekliyoruz. Toplu sözleşmelerden beklentimiz, her toplu sözleşme döneminde sizlere sunduğumuz talep kitapçığımızın incelmesi, çözüme kavuşan konuların bu kitapçıktan çıkarılmasıdır. Maalesef, gelişmeler bu yönde olmuyor. Her toplu sözleşme döneminde bu kitap biraz daha kalınlaşıyor, var olan meselelere yenileri ekleniyor. İşte bu yüzden kamu çalışanları artık umudunu kaybetmek üzeredir. İnşallah bu sene toplu sözleşme görüşmeleri, elimizdeki bu talep kitapçığının incelmesini sağlayacak sonuçlar getirir. Bu masa, sorunların çözülebileceği tek yerdir. Bunun için bu masanın en geniş katılımla ve demokratik ilkelere göre teşekkül ettirilmesi son derece önemlidir. Bu bakımdan memurlarımızın grev ve siyasete katılma hakkının önündeki engellerin kaldırılmasının, genel toplu sözleşme görüşmeleri ile hizmet kolu toplu sözleşmelerinin birbirinden ayrılmasının, görüşmelerin farklı zaman ve zeminlerde gerçekleştirilmesinin, toplu sözleşmelerinin etkinliğinin artırılması noktasında faydalı ve elzem olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte 4688 sayılı Kanunun eksik ve yanlış hükümlerinin; toplu sözleşme görüşmelerini yalnızca mali ve sosyal haklarla sınırlayarak memurlarımızın yer değiştirme, atama, yükselme, disiplin, unvan değişikliği gibi sorunlarının bu masada görüşülmesini engelleyen hükümlerin değiştirilmesi şarttır.  

HEDEFLENEN DEĞİL, GERÇEKLEŞEN ENFLASYON BAZ ALINMALIDIR

Ülkelerin önlerini daha iyi görebilmek için enflasyon hedeflemesi yapması doğaldır. Belirli konjönktürel dalgalanmalara bağlı olarak bu hedeflerin tutmaması da doğaldır. 

Ancak; tüm çalışanlara enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yaptıktan sonra, hedeflenen enflasyondan sapılması durumunda, çalışanlarını ve vatandaşlarını gerçekleşen enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakması doğal değildir. Ve kabul edilemez. Nitekim; 2012 yılından beri Orta Vadeli Mali Planlarda enflasyon hedefi %5 iken aynı dönemde ortalama enflasyonun yıllık %12 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Yani gerçekleşen enflasyon hedef enflasyonun yaklaşık ortalama 2,5 katı oluyor. Dolayısıyla memur ve emeklilere hedef enflasyona göre zam yapmanın rasyonel hiçbir dayanağı bulunmuyor. Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir. Geçtiğimiz dönem imzalanan toplu sözleşme gereği 2020 yılı için memurlara %4+4 zam yapılmıştı. Enflasyon farkları da eklendiğinde memurlara geçen yıl toplam %11,56 zam yapıldı ama enflasyon %14,6 oldu. Dolayısıyla resmi enflasyona göre bile 2020 yılında memur maaşları %3 eridi. Bu yıl ise %3+3 zam öngörülmüştü, şu anda yıllık enflasyon %17,53 olarak açıklandı. Yani memur maaşı kutuplardaki buzullardan daha hızlı eriyor. Sonradan ödenen enflasyon farkı ise erimeyi durdurmak yerine geçici bir çözüm oluyor.  

Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu ortadadır.  2019 yılında 706,7 dolar olan ortalama memur maaşı an itibarı ile 656 dolara düştü; memur maaşı aylık 51 dolar eridi. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 6’ya geriledi. Sadece Haziran 2020 ile 2021 arasında 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam bin 262 lira artarken memur maaşındaki artış enflasyon farkı ve aralık sonuna kadar geçerli olacak temmuz zamlarıyla birlikte ortalama 734 lirada kaldı. Yani harcamalar bin 262 lira gelir ise 734 lira arttı; aile bütçesi son bir yılda aylık 528 lira açık verdi. Durum böyle iken, sermaye sahiplerine sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor.  İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır. Avrupa Birliği’nin resmi istatistiklerine göre 34 AB ülkesi içinde gelir dağılımı bozuk olan ülkeler arasındayız.  Bu durumdan kurtulmanın yolu vergi ve ücret politikalarının daha adil bir şekilde belirlenmesinden geçiyor. Bu nedenle artık memurlara şu enflasyon hedefine göre zam teklif etme yanlışından kurtulmamız ve adil bir vergi sistemi getirmemiz lâzım. Biz burada yalnızca kitaplardaki iktisat teorilerine göre bir ücret tespiti yapamayız.  Biz burada yaklaşık 22 milyon vatandaşın kaderini belirleyecek, sosyal ve insani bir kamu hizmetini ifa ediyoruz. Maaş zamlarının insani tarafı unutulunca mağduriyetlere, borçlara, hacizlere şahit oluruz. 

Bunun için artık insanımızın aylık zorunlu harcamalarını, refah payını, ekonomik gelişmeleri dikkate alan bir çalışma yapılmasının zamanı gelmiştir.   Ayrıca, yıllarca hizmet verdikten sonra emekliye ayrılarak, huzurlu ve rahat bir yaşam arzulayan emeklilerimiz var. Emekliye ayrılan bir memurun maaşı yarı yarıya düşüyor.   Emeklilerimize aile yardımı, çocuk parası gibi sosyal yardım ödemesi yapılmamasının mantığını anlamakta güçlük çekiyoruz. Emeklilik bir kâbus olmaktan çıksın diyoruz. Bunun yanında özelleştirilen kuruluşlarda çalışanların da gerek çalışma şartları gerekse özlük haklarından doğan mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Son dönemde en çok sıkıntı yaşadığımız konulardan bir tanesi de mülakatla yapılan atamalardır. Gerek kamuya ilk atamalarda gerekse yönetici atamalarında mülakat uygulaması kesinlikle kaldırılmalıdır. Adam kayırmanın, gruplaşmanın, adaletsizliğin, huzursuzluğun ve liyakatsizliğin kaynağı mülakattır. Bu bakımdan kamuda mülakata dayalı atama ve görevde yükselme işlemlerinden bir an önce vazgeçilmeli, atamalarda objektif ölçüm kıstaslarına dayanan KPSS, görevde yükselmelerde yazılı sınav ve tecrübe dikkate alınmalıdır. 

600 TL SEYYANEN, 2022 İÇİN %21, 2023 İÇİN %17 ZAM VE %3 BÜYÜMEDEN PAY İSTİYORUZ

Bütün bu değerlendirmelerimden sonra gelelim mali taleplerimize: Daha önce kamuoyu ile de paylaştığımız üzere, biz memur ve emeklilerin geçmiş yıllardan kaynaklı zararları olduğunu ifade ediyoruz. Bu zararları da resmi rakamlarla ortaya koyuyoruz. Bazıları bizleri geçmiş dönem zararı edebiyatı yapmakla itham etse de sendikacılık bir hak mücadelesidir ve biz memurun, emeklinin haklarını savunmakla mükellefiz. Geçmişin hesabını kapatmadan yeni bir hesap açmanın bedelini 10 yıldır, bütün kamu görevlileri ödüyor. Bunun için öncelikle net 600 lira olarak tespit ettiğimiz zararımızın taban aylığa yapılacak seyyanen artışla karşılanmasını istiyoruz. 

Bundan sonra ise 2022 yılı için %21; 2023 için de %17 zam talep ediyoruz. Gelir dağılımının iyileşmesi, memur ve emeklilerin alım gücünün yükselmesi amacıyla da her yıl ayrıca %3 oranında refah payı artışı talep ediyoruz. Enflasyon farkının ise TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz. Temel mali taleplerimiz; seyyanen zam ve refah payı da dahil olmak üzere 2022 yılının tamamı için kümülatif %38,98; 2023 yılının tamamında ise %20,51 zam olarak özetlenebilir.    Mali taleplerimizin karşılanması durumunda bugün (AGİ hariç) 3.919 lira düzeyinde olan 15’in 1’indeki en düşük dereceli memur maaşı 2022 sonunda 5.632 liraya; 2023 sonunda 6.787 liraya;

5.212 lira düzeyinde olan ortalama memur maaşı ise 2022 sonunda 7.244 liraya; 2023 sonunda da 8.730 liraya çıkacaktır. Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 1.713 lira, ortalama memur maaşları için ise 2.031 lira zam istiyoruz.  

Sayın Bakan’dan ve Kamu İşveren Heyeti’nden Türkiye Kamu-Sen’in ve Memur-Sen’in birlikte karar alarak ortaya koyduğu bu önerileri yalnızca bir sendikal yaklaşım olarak değil kamu görevlilerinin feryadı olarak görmesini istiyorum.  

 

Buna göre  

•    Kamuda güvencesiz; 4/B’li, 5393 sayılı Kanun, vekil, kamu dışı aile sağlığı, idari hizmet sözleşmesi gibi ya da kurumlarına özel mevzuata dayanarak sözleşmeli çalıştırma son bulsun. Üniversite mezunu işçilerle birlikte bütün sözleşmeli personel kadroya geçirilsin istiyoruz. 

•    Gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, kamu görevlilerinin yaşadığı vergi adaletsizliği son bulsun diyoruz. 

•    Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dâhil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. 

•    Verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz. 

•    COVID-19 salgını sürecinde görev yapan memurların bu süreleri fiili hizmet süresi zammı olarak kabul edilsin ve bu sürelerde esnek çalışma şartlarından faydalanamayan memurlara telafi ücreti verilsin diyoruz.  

 

•    COVID-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak kabul edilmesini, bu nedenle hayatını kaybeden başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerinin şehit statüsünde değerlendirilmesini istiyoruz.     

•    Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz. 

•    Emeklilerde olduğu gibi memurlara da “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz. 

•    Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz. 

•    Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan mülakat uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz. 

•    Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.  

•    Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi ve tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır diyoruz.   

•    Ek ödeme sorunları çözülsün,  

•    Şefler, müdürler ve şube müdürlerinin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,

•    Kamu kurum ve kuruluşlarında aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin, 

•    Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği gibi teşvikler getirilsin diyoruz. 

•    Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz. 

•    Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz. 

•    Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında fiilen öğretmenlik yapan personele ek ders ücreti, nöbet tutan öğretmen, sağlık personeli gibi tüm personele nöbet ücreti verilmelidir diyoruz. 

Bunun yanında; 

•    399 sayılı KHK’ye tabi olarak çalışan personelin sorunlarının çözülmesi, 

•    Vatani görevini yapmak üzere ya da doğum yapması nedeniyle ücretsiz izne ayrılan kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin kurumları tarafından yatırılmaya devam etmesi, söz konusu personele izinleri süresince maaşlarının ¼’ü oranında destek ödemesi yapılması,

•    Bayramlarda ve hafta sonlarında tatil yapamayan kamu çalışanlarının çalışma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi, 

•    Kadın ve engelli personelimizin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, 

•    Fiili hizmet zamlarının yeniden belirlenmesi,

•    Mobbing uygulamasına maruz kalan personelin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması, 

•    Emekli maaşlarının yükseltilmesi, emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası gibi sosyal yardım verilmesi şeklindeki taleplerimizi de kamu işveren heyetine sunduk. 

Kısaca genel bir değerlendirme yaparak, özetlemeye çalıştığım taleplerimiz karşılanırsa, memurlarımızın yıllardır biriken sorunları bütünüyle çözülmüş, yaralar sarılmış, memurlarımız üzerindeki kara bulutlar bir nebze olsun dağılmış olacaktır.    Her türlü olağanüstü şartta görev başında olan çalışanlarımıza minnet borcumuzu ekonomik olarak da ödemeli, mağduriyetleri bu yıl, bu masada çözmeliyiz. 

Milyonlarca kamu çalışanının gözü kulağı bu masadan çıkacak sonuçtadır. Defaten hatırlatıyorum ki buradaki heyetin omuzlarında 22 milyon vatandaşımızın sorumluluğu bulunmaktadır. Kamu görevlilerini mutlu etmek elimizdedir. Kaynaklar gerçek anlamda sorun çözmek adına kullanılırsa niyetimiz gibi sonuç da hayırlı olacaktır. Tüm kamu çalışanlarının beklentilerine cevap vermesi umuduyla, toplu pazarlık sürecinin hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum” dedi.

TOPLU SÖZLEŞME ÇALIŞMALARI HERGÜN DEVAM EDECEK

Genel Başkanımızın konuşmasının ardından 6. Dönem toplu sözleşmesine yönelik takvim üzerinde uzlaşı sağlandı. Takvime göre, hükümetin 12 Ağustos tarihinde teklifini açıklaması beklenirken, takvim gereğince, Ağustos ayında toplu sözleşme çalışmalarının her gün devam etmesi kararlaştırıldı.

SOSYAL GÜVENLİK ŞEFLERİ DERNEĞİNDEN SENDİKAMIZA ZİYARET

0

02 Ağustos 2021, Pazartesi | 11:23

Sosyal Güvenlik Şefleri Derneği Başkanı Aygen Topbaş Kaya, Başkan Yardımcısı İsmail Dalkıran ile birlikte 02.08.2021 tarihinde Genel Başkanımız Osman Eksert’i makamında ziyaret etti.

 

Sosyal Güvenlik Şefleri Derneği Başkanı Aygen Topbaş Kaya, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının sorunları ve taleplerini ileterek, sorunların çözümü noktasında Sendikamızdan destek istedi. Ayrıca Talepleri ile ilgili hazırladıkları raporu da Genel Başkanımız Osman Eksert’e takdim etti.

 

Genel Başkanımız Osman Eksert ise, “Biz Türk Büro-Sen olarak yıllardır her platformda SGK çalışanlarının taleplerini dile getiriyoruz. Bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz. Önümüzde Toplu Sözleşme süreci var. Biz SGK çalışanlarına Uzmanlık hakkı verilmesi, 666 sayılı KHK ile ellerinden alınan ekonomik ve özlük haklarının iade edilmesi, Görevde Yükselme sınavlarının düzenli hale getirilmesi, atamalara liyakat ve ehliyetin kriter alınması taleplerimizi yine Toplu Sözleşme masasına taşıyacağız. 84 milyon nüfusumuzun tamamına hizmet veren SGK çalışanlarının maaşlarında mutlaka iyileştirme yapılması için Türk Büro-Sen olarak mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

 

ORMANLARIMIZA KASTETMEK BİR TERÖR EYLEMİDİR

0

29 Temmuz 2021, Perşembe | 17:36

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, ülkemizin farklı yerlerinde peş peşe çıkan ve tüm Türkiye’yi derinden yaralayan orman yangınlarına dair bir mesaj yayınladı.
“Kaynağı, kökeni ve sebebi ne olursa olsun orman yakmak bir terör eylemidir” diyen Genel Başkan Önder Kahveci, “faillerinin en kısa zamanda yakalanarak hak ettikleri cezaya çarptırılacağına inanıyoruz.” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci mesajında şu satırlara yer verdi;

“Son günlerde ülkemizin pek çok bölgesinden orman yangını haberleri geliyor. En önemli doğal varlığımız ormanlarımızı, hayvan ve bitki çeşitliliğimizi kaybediyoruz. Bu yangınların eş zamanlı olarak çıkmasının normal bir durum olmadığı görülüyor. 

Kaynağı, kökeni ve sebebi ne olursa olsun orman yakmak bir terör eylemidir. Doğal zenginliklerimize kasteden tüm cani teröristleri lanetliyor; faillerinin en kısa zamanda yakalanarak hak ettikleri cezaya çarptırılacağına inanıyoruz. 

Yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Yangın söndürmek için gece gündüz demeden canla başla mücadele eden tüm ekiplere kolaylıklar diliyor, minnetlerimizi sunuyoruz.

Biliyoruz ki vatanımıza, milletimize, topraklarımıza, ormanlarımıza, bitkilerimize, hayvanlarımıza, huzurumuza kasteden tüm hainlerin hevesleri kursaklarında kalacak, bütün yaralar sarılacak, yanan her ağacın yerine onlarcası yetişecektir.

Türkiye Kamu-Sen olarak bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu buradan ifade ediyoruz”

6. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZİ AÇIKLADIK

0

26 Temmuz 2021, Pazartesi | 11:36

6. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZİ AÇIKLADIK

Türkiye Kamu-Sen olarak 6. Dönem Toplu sözleşmeye ilişkin taleplerimizi basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladık.
Buna göre, 2022 yılı için Ocak ayı itibariyle yüzde 21 zam, 600 TL seyyanen zam ve yüzde 3 refah payı, 2023 yılı için ise yüzde 17 zam oranı ile yüzde 3’lük refah payı talep ettik. 

Aylardır aralıksız olarak devam ettirdiğimiz 6. Dönem toplu sözleşmeye ilişkin hazırlıklarımızın neticesinde ortaya çıkan Toplu sözleşme taleplerimizi düzenlediğimiz basın toplantısı ile Genel Başkanımız Önder Kahveci açıklarken, toplantıda sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticilerimiz ve Ankara Şube Başkanlarımız da hazır bulundu.

Toplantıya başlarken bütün kamu görevlileri ve emeklerimize selam ve saygılarını ileten Genel Başkanımız Önder Kahveci geride kalan beş toplu sözleşmede yaşanan kayıpların bir kez daha tekrar etmemesi adına Türkiye Kamu-Sen’in Toplu sözleşme masasında var gücüyle mücadele edeceğinin altını çizdi.

Türkiye Kamu-Sen’in taleplerini toplantıda dile getiren Genel Başkanı Önder Kahveci “Toplu sözleşme masasında her bir talebimizin tek tek takipçisi olacağız” dedi.

Genel Başkan Kahveci;  

Toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı hepinize teşekkür ediyor; saygılar sunuyorum.

Kamu görevlilerinin ve emeklilerinin 2022 ve 2023 yıllarında alacakları maaş zamlarının, sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri 2 Ağustos Pazartesi günü başlayacaktır. 

 

Hepimizin bildiği gibi bundan önce gerçekleştirilen 5 toplu sözleşme süreci, kamu görevlilerinin ve emeklilerimizin mali ve özlük haklarına yeterli katkıyı sağlayamamış adeta bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Gerek toplu sözleşme süresinin verimli kullanılamaması gerekse talepler üzerinde yeterli pazarlık yapılamaması nedeniyle toplu sözleşme görüşmeleri bir kör düğüme dönüşmüş; sorunlara çözüm üretme mekanizması olmak yerine yalnızca sorunların dile getirildiği ama hiçbir önerinin tartışılmadığı bir mecra halini almıştır. 

Toplu sözleşme sistemine geçtiğimiz 2012 yılından beri gerçekleştirilen 5 dönem toplu sözleşme görüşmelerinden farklı olarak bu yıl, Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen, kamu çalışanlarımızın ve emeklilerimizin vaz geçilmez talepleri noktasında bir ortaklaşmaya gitmiş, 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde, belirlediğimiz ortak talepler üzerinden birlikte pazarlık yapma kararı almıştır. 

Gerçekleştirilen teknik çalışmalar neticesinde ağırlığı mali ve sosyal haklarda olmak üzere 51 ana konu başlığı ile geçmiş dönemlerde karar altına alınan 40 konu başlığının revize edilmesi olmak üzere toplamda 91 başlıkta uzlaşmaya varılmıştır. 

Buna göre bu sene belirlediğimiz talepler çerçevesinde bir pazarlık yürütme ve bu süreci en verimli şekilde değerlendirme noktasında elimizi taşın altına koymuş ve inisiyatif almış bulunmaktayız. 

Elbette taleplerimiz ortaklaştırdığımız 91 ana başlıktan oluşmuyor. 

Türkiye Kamu-Sen olarak ortak talepler dışında belirlediğimiz sorunların çözüm önerilerini de ayrıca Kamu İşveren tarafına sunacak ve toplu sözleşme görüşmelerinde gündeme taşıyacağız.

Birlikten kuvvet doğar anlayışı ile hareket ederek çıktığımız yolda toplu görüşme sürecinin başarısı, başta Kamu İşveren tarafının gerçekçi yaklaşımı ve gösterilecek irade ve kararlılığa bağlıdır.  

Her şeyden önce belirtmek isterim ki, 2019 yılının sonundan beri bir salgın hastalık belasıyla mücadele etmekteyiz. 

Bu mücadelenin baş aktörleri de hiç kuşkusuz ki memurlarımız olmuş, her türlü hayati tehlikeye karşı bu süre boyunca 7 gün 24 saat aralıksız olarak kamu hizmetlerinin aksamadan sürdürülmesi için adeta bir kurtuluş savaşı vermiştir.

Bu uğurda başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere pek çok kamu görevlimiz hayatını kaybederken sayısız kamu çalışanı da görevleri esnasında virüse maruz kalarak mağduriyetler yaşamıştır.

Bu süre zarfında vatandaşlarımızın evlerinden dışarı dahi çıkmadığı dönemlerde kamu hizmeti sunan tüm çalışanlarımıza bir kez daha şükranlarımızı sunuyor, toplu sözleşmelerde onları unutmadık diyoruz. 

Gerek pandemi döneminde gerekse normal şartlar altında, memurlarımız yaklaşık 800 bin kilometrekarelik alana sahip vatanımızın en ücra köşelerine kadar hizmet götüren yegâne çalışanlardır ve ülkemizin her noktası, büyük şehirler kadar gelişmiş imkânlara sahip değildir.

Birçok kamu kurum ve kuruluşunun özellikle taşra teşkilatlarında, elverişsiz çalışma ortamlarında, yetersiz araç gereç ve kısıtlı kaynaklarla, görevini en iyi şekilde yerine getirmek için canını dişine takıp çalışan memurlar adeta unutulmuş durumdadır.

Bu durumdaki birçok memurumuzun sorunu ekonomik olmanın da ötesinde, insanlık dramı boyutuna ulaşmıştır. 

Yerel yönetimlerde bırakın maaş zammını aylardır maaşını alamayan, sigorta primleri yatmayan kamu görevlilerimiz bulunmaktadır. 

Biz toplu sözleşme görüşmelerini, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin kangrene dönüşmüş bulunan sorunlarının çözülebileceği tek yer olarak görüyoruz.  

Bu bakımdan toplu sözleşmeden sonuç almak için öncelikle sistemin revize edilmesi gerektiğine inanıyoruz. 

Öyle ki, 4688 sayılı Kanunun eksik ve yanlış hükümleri; toplu sözleşme görüşmelerini yalnızca mali ve sosyal haklarla sınırlayarak memurlarımızın yer değiştirme, atama, yükselme, disiplin, unvan değişikliği gibi sorunlarını yok saymakta; memur meselelerini adeta masadan kaçırmaktadır.

Genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerinin birlikte yapılmasından dolayı süreç bir keşmekeşe dönüşmekte, hiçbir konu yeterince tartışılamadan toplu sözleşmelerin sonuna gelinmektedir. 

Takdir edilmelidir ki, farklı statülere ve farklı çalışma koşullarına sahip, 11 hizmet kolunda bulunan ve sayıları 4 milyona yaklaşan kamu çalışanının, 2 milyon dolayındaki emeklilerle birlikte 6 milyon kişinin sorununun 3 haftalık bir sürede tartışılıp çözülmesi oldukça zordur. 

Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerin birbirinden ayrılarak farklı zaman ve zeminlerde gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağına, toplu sözleşme sisteminin ancak bu şekilde etkili ve verimli sonuç üreteceğine inanıyoruz.

Biz bütün bu olumsuz koşullara rağmen üzerimize düşen görevi yerine getirecek ve kamu görevlilerinin haklarını bütün imkânlarıyla korumaya ve geliştirmeye çalışacağız. 

Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en önemli talebimiz, kamu görevlilerinin hakkı olan toplu sözleşmenin, grev ve siyasete katılma ile birlikte kullanılabilmesi ve gerçek anlamda eşit temsile dayanan, ILO normlarına uygun bir toplu sözleşme sistemine geçilmesi yönündedir.

4688 sayılı Kanunun 32. maddesi ile yerel yönetimlerde çalışanlar için getirilen sosyal denge sözleşmelerinin yerel yöneticilerin keyfiyetine bırakılması neticesinde bazı belediyeler sosyal denge sözleşmesi imzalarken bazıları imzalamamakta, farklı belediyelerde imzalanan sözleşmelerin tutarları da farklı olduğu için kamudaki ücret adaleti yok olmaktadır. 

Bu nedenle sosyal denge sözleşmelerinin zorunlu hale getirilmesi ve gerçekleştirilecek hizmet kolu toplu sözleşmeleri ile tüm memurların sosyal denge sözleşmesinden faydalanması sağlanmalıdır.   

Mevcut düzende toplu sözleşmeyi imzalamaya veya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurmaya yetkili yegâne merci çalışanlar adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olarak belirlenmiştir. 

Bu hükmün, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına nasıl bir darbe vurduğu geçtiğimiz toplu sözleşme dönemlerinde açıkça görülmüş, memur ve emekliler bir tek kişinin keyfi kararı nedeniyle büyük zarara uğratılmıştır. 

4688 sayılı Kanuna göre gerek genel gerekse hizmet kolu toplu sözleşmeleri, sendikalı sendikasız bütün kamu görevlilerini etkileyen bir hukuki metindir. 

Bu nedenle kamu görevlilerinin tamamını temsil etmeyen bir konfederasyona bütün kamu görevlileri ve emekliler adına bağlayıcı karar alma yetkisinin verilmesi, toplu pazarlık görüşmelerinin mantığına ve demokratik ilkelere aykırıdır.

Kanuna göre, bir sendikaya üye olan kamu görevlileri hakkında toplu sözleşme yapma yetkisi, bir başka sendikaya devredilmektedir ki, böyle bir durum ne örgütlenme özgürlüğü ne de kişilerin tercih haklarına saygı sınırları içinde değerlendirilemez. 

Kaldı ki, Kanun toplu sözleşmeyi bağıtlama hakkı elinden alınan sendika ve konfederasyonlara Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuru hakkı da tanımamaktadır. 

Böyle bir uygulamanın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu açıktır.

Bu amaçla; masada bulunan her bir konfederasyonun Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalı, Kurul, Hükümetten bağımsız karar verebilecek bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Çalışanlara, masa başında hazırlanan enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakılması kabul edilemez. 

Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. 

Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir. 

Geçtiğimiz dönemde alınan Hakem Kurulu Kararı gereği 2020 yılının ilk ve ikinci altı aylık dönemleri için yüzde 4’er olmak üzere kümülatif yüzde 8,16; 2021 yılının her iki altı aylık dönemi için yüzde 3’er olmak üzere kümülatif yüzde 6,1 artış yapıldı. 

Orta vadeli mali planlara bakıldığında toplu sözleşme sistemine geçildiği 2012 yılından beri hedeflenen enflasyonun %5 olduğu ancak bu hedefe hiçbir yılsonunda ulaşılamadığı görülmektedir. 

Buna karşın memur ve emekli maaşlarına yapılacak artışlarda hep hedeflenen enflasyon temel alınmıştır.  

Bugüne kadar gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkı hariç maaşlara yapılması kararlaştırılan artışlar gerçekleşen enflasyonun sürekli altında kalmıştır.  

Özellikle COVID-19 salgının da etkisiyle 2020 yılından itibaren ekonomik göstergelerin biraz daha bozulduğu görülmektedir. 

Buna bağlı olarak geçtiğimiz yıl TÜFE yüzde 14,60 olmuş, 2021 yılı haziran ayı itibarı ile de yıllık resmi enflasyon yüzde 17,53’e kadar yükselmiştir.  

TCMB beklenti anketinde bile 2021 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 14,46; yıllık gerçekleşen enflasyon yüzde 17,53 iken kamu görevlilerine 2021 yılının tamamı için yüzde 6,1’lik bir artış yapılmıştır.   

Tüketici fiyatlarındaki yükseliş yüzde 42,89’a ulaşan toptan fiyatlardaki artışla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide her şey yolunda gitse bile uzunca bir süre daha fiyatların pahalanacağını, alım gücündeki düşüşün süreceğini göstermektedir. 

Dolayısıyla, 2021 yılı sonunda beklentiler gerçekleşse bile maaşlardaki reel düşüş sürecektir. 

Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.

Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu da ortadadır.  

2019 yılında 706,7 dolar olan ortalama memur maaşı 2020 sonunda 570,4 dolara düştü; memur maaşı bir senede aylık 136,3 dolar eridi. 

2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 6’ya geriledi. 

Sadece 2020-2021 Haziran ayları itibarı ile 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 1262 lira artarken ortalama memur maaşındaki artış enflasyon farkı ve temmuz ayı zammı da dahil aylık ortalama 734,37 lirada kaldı. 

Yani harcamalar 1262 lira, gelir ise 734 lira arttı; aile bütçesi son bir yılda 527,67 lira ile 709,90 lira arasında değişen rakamlarda açık verdi. 

Maaşlar ortalama %10,12 eridi. 

Durum böyle iken, belli kesimlere sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor.  

İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz.

Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır. 

Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz. 

Ortak talep belirlerken de bu ilkeden taviz vermedik.

Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık.

Son yıllarda, Devletin asli ve sürekli görevlerinin Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde kadrosuz personel eliyle sağlandığı, sözleşmeli, geçici, vekil gibi sıfatlar altında güvencesiz istihdamın alabildiğine arttığı görülmektedir. 

•    Konfederasyon olarak öncelikli talebimiz, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin “B” fıkrası uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel ile vekil ebe, hemşire, imam, aile sağlığı merkezlerinde görev yapan kamu dışı sağlık personeli ve usta öğreticilerin memur kadrolarına geçirilmesidir. 

•    Kamuda sözleşmeli ve geçici personel çalıştırılması uygulamasına son verilmeli, idari hizmet sözleşmeli personelin hukuki statüleri belirlenmeli, 

•    Üniversite mezunu işçilerin de talepleri halinde memur kadrolarına atanmaları sağlanarak kamuda istikrarlı ve sürdürülebilir bir istihdam rejimi oluşturulmalıdır. 

Türkiye Kamu-Sen olarak, “Hesaplaşma olmadan helalleşme olmaz. Geçmişin hesabı kapanmadan geleceğe bakılmaz.” diyoruz. 

Bu kriterimizi ortak talepler belirlenirken de ortaya koyduk. 

Bu nedenle 2022 ve 2023 yıllarının maaş zammı belirlenmeden önce, geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, ekonomik olumsuzlukların yarattığı yaraların sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz. 

•    Geçtiğimiz dönemde ortaya çıkan kayıplarımıza mahsuben taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi artışı istiyoruz.  

Taban aylığa yapılmasını istediğimiz net 600 TL artıştan sonra 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin taleplerimizi ise şu şekilde ifade edebiliriz: 

•    Kamu görevlilerine ve emeklilere 2022 yılının tamamı için ocak ayından itibaren %21 zam ve ayrıca %3 refah payı artışı istiyoruz. 

•    2023 yılı için ise ocak ayından geçerli olmak üzere tüm kamu görevlilerinin ve emeklilerinin maaşlarına %17 zam ve yine Ocak 2023’ten geçerli olmak üzere %3 refah payı talep ediyoruz. 

•    Enflasyon farkının ise TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz. 

Temel mali taleplerimiz; 

•    2022 yılının tamamı için refah payı dahil kümülatif %24,6 artış ve ocak ayından geçerli olacak şekilde taban aylığa seyyanen 600 TL net zam olmak üzere en düşük memur maaşına toplam %43,71; ortalama memur maaşına toplam %38,98;

•    2023 yılının tamamında ise refah payı dahil tüm maaşlara %20,51 zam olarak özetlenebilir.    

Mali taleplerimizin karşılanması durumunda;

•    Bugün 3.918 lira düzeyinde olan 15’in 1’indeki en düşük dereceli memur maaşı 2022 yılında 5.632 liraya; 2023 yılında 6.787 liraya;

•    5.212 lira düzeyinde olan ortalama memur maaşı ise 2022’de 7.244 liraya; 2023’te de 8.730 liraya çıkacaktır. 

•    Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 1.713 lira, ortalama memur maaşları için ise 2.031 lira zam istiyoruz.  

Ayrıca; 

•    COVID-19 salgını sürecinde görev yapan memurların bu süreleri fiili hizmet süresi zammı olarak kabul edilsin ve bu sürelerde esnek çalışma şartlarından faydalanamayan memurlara telafi ücreti verilsin diyoruz.  

 

•    COVID-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak kabul edilmesini, bu nedenle hayatını kaybeden başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerinin şehit statüsünde değerlendirilmesini istiyoruz.     

•    Verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz. 

•    Ortalama memur maaşının yıllık toplam tutarı dikkate alınarak gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, kamu görevlilerinin yaşadığı vergi adaletsizliği son bulsun diyoruz. 

•    Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde tüm kamu görevlilerine “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz. 

•    Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dâhil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. 

•    Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.  

•    Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz. 

•    Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz. 

•    Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan sözlü sınav uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz. 

•    Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi, özel hizmet tazminat oranlarının unvan bazında eşitlenerek tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır diyoruz.   

•    Ek ödeme sorunları çözülsün,  

•    Şefler, müdürler ve şube müdürlerinin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,

•    Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan uzmanlar arasında oluşturulan kariyer uzmanlığı- normal uzmanlık, merkez-taşra uzmanları gibi farklılıklar giderilsin, aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin, 

•    Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği gibi teşvikler getirilsin diyoruz. 

•    Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz. 

•    Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz. 

•    Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında fiilen öğretmenlik yapan personele ek ders ücreti, nöbet tutan öğretmen, sağlık personeli gibi tüm personele nöbet ücreti verilmelidir diyoruz. 

•    Geçtiğimiz dönemlerde karar altına alınan konular ilerletilerek sürdürülsün istiyoruz. 

Bunun yanında; 

•    399 sayılı KHK’ya tabi olarak çalışan personelin ek ödeme, kurum değişikliği, nakil, vergi adaletsizliği gibi sorunlarının çözülmesi,

                    

•    Askeri işyerleri ile Emniyet teşkilatında çalışan sivil memurlar ile koruma ve güvenlik personelinin sorunlarının çözülmesi,

•    Tüm kamu görevlilerinin işçilerde olduğu gibi yemeklerden ücretsiz yararlanması ve yemek hizmeti sunulmayan işyerlerinde yemek ücretinin nakit olarak ödenmesi,

•    Vatani görevini yapmak üzere ya da doğum yapması nedeniyle ücretsiz izne ayrılan kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin kurumları tarafından yatırılmaya devam etmesi, söz konusu personele izinleri süresince maaşlarının belli oranında destek ödemesi yapılması,

•    Bayramlarda ve hafta sonlarında tatil yapamayan kamu çalışanlarının çalışma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi, 

•    Fiili hizmet zamlarının yeniden belirlenmesi,

•    Mobbing uygulamasına maruz kalan personelin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması, 

•    Çocuklarımızın öğrenimlerine devam edememeleri durumunda ödemek zorunda kaldıkları Genel Sağlık Sigortası Primi uygulamasına son verilmesi, yaş sınırının yükseltilmesi,

•    Engelli personelin daha kolay hizmet üretebilmeleri ve çalışma hayatında kendilerine yeterince yer bulabilmeleri için her türlü pozitif ayrımcılık yapılması, 

•    Kadın çalışanlarımızın sorunlarının çözülmesi, 

•    Emekli maaşlarının yükseltilmesi, emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası gibi sosyal yardım verilmesi gibi birçok talebi de toplu sözleşme masasına taşıyacağız. 

Elbette taleplerimiz bunlarla sınırlı değil, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözecek önerilerimiz, hazırladığımız çalışmamızda mevcut. 

Kısaca genel bir değerlendirme yaparak özetlemeye çalıştığım taleplerimizin karşılanması, memurlarımızın biriken sorunlarının çözülmesi için büyük bir adım olacaktır. 

Taleplerimiz, gerçeklerden yola çıkılarak geçerli temellere dayanan, son derece makul ve karşılanabilir bir şekilde hazırlanmıştır. 

Ekonomik tercihlerin çalışandan yana kullanılması ve siyasetçilerin taktığı pembe gözlükleri çıkarması  halinde tüm taleplerimizin karşılanacağından eminiz.

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak kanunların bizlere tanıdığı yetkiler ölçüsünde, kamu görevlilerinin masa başı oyunlarla haklarının gasp edilmesinin önüne geçmek için elimizden geleni yapmaktan geri durmayacağız. 

Kamu çalışanlarımızın haklarının ilerletilmesi ve yaşanan ekonomik gelişmelerin en mağdur kesimi olmaktan kurtarılması için bir yola çıktık. 

Her ne kadar sendikacılık anlayışımız ve yöntemlerimiz farklı olsa da belirlediğimiz ortak talepler etrafında bir araya geldiğimiz Memur-Sen’le bu taleplerimizin gerçekleşmesi için etkili bir toplu sözleşme süreci yürütmeye hazırız. 

Türkiye Kamu-Sen, bütün birikimi, tecrübesi ve gücüyle toplu sözleşme masasında yerini alacaktır. 

Ekonomik tercihler, vatandaşlarımızı mutlu etme ve geliri adil paylaşma yönünde kullanılırsa kamu görevlilerinin yüzü bir nebze olsun gülecek ve kayıpları karşılanacaktır.

Taleplerimizin karşılanması yalnızca kamu çalışanlarını değil, piyasaların canlanmasını sağlayarak çarkların dönmesi sonucunda tüm vatandaşlarımızı ve ekonomimizi rahatlatacak bir sonuç doğuracaktır.

Memurların ve emeklilerin haklarının hilafına alınacak her türlü kararda, bu yöndeki her türlü girişimde muhataplar karşılarında Türkiye Kamu-Sen’i bulacaktır.

Kamu çalışanlarının haklarının korunması ve ilerletilmesi bizim asli görevimizdir. 

Bu uğurda değil elimizi, gövdemizi de taşın altına koymaya hazır olduğumuzun bilinmesini istiyor; tüm kamu çalışanlarının beklentilerine cevap vermesi umuduyla, 6. Dönem Toplu Pazarlık sürecinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.