Söz konusu, “kadrodaki hizmete ihtiyaç duyulmama” ibaresinde somut bir kriter belirtilmemesi, ihtiyaç olmama durumu konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanınması Anayasa’ya, hakkaniyete ve evrensel hukuk normlarına aykırılık teşkil etmektedir.
Dava konusu düzenleme ile birlikte davalı idare tarafından başvuru yapan personele göre hizmete ihtiyaç bulunmadığı yönünde değerlendirme yaparak ihtiyaç olsa dahi personelin atamasını yapmaması yönünde açıkça takdir yetkisi tanınmıştır.
Ayrıca, davalı idare Yönetmelikte yer alan “veya kurumca kurum ihtiyaçları dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde ilgili unvanda hizmete ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varılması” ibaresi ile yarattığı beklenti sonrasında belirsizlik oluşturarak kurumlara geniş takdir yetkisi tanımış ve bu surette idarenin keyfi davranışının yolunu açmıştır. Bu durum hukuki öngörülebilirliği ortadan kaldırdığı gibi hukuki güvenliği de temelden sarsmaktadır. Dolayısıyla ihraz ettiği kadroya atanmayı bekleyen kişiler belirsizliğe maruz bırakılmakta, bu durum personelin devlete ve faaliyetlerine olan güveninin daha fazla hasar görmesine, çalışanların hakkaniyete uygun pozisyonlara yerleşme imkânı elde edebilmelerine engel olmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle, Sendikamızca Anayasa ve evrensel hukuk normlarına aykırılık teşkil eden söz konusu yönetmeliğin Geçici 2. Maddesinin 5. Fıkrasında yer alan “veya kurumca kurum ihtiyaçları dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde ilgili unvanda hizmete ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varılması” ibaresinin iptali amacıyla dava açılmıştır.