Bilindiği üzere her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar ve gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.
Türkiye’de %45’leri aşan kayıt dışı istihdam oranı, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.
KURUM PERSONEL EKSİKLİĞİNİ İVEDİLİKLE GİDERMELİDİR
Sosyal Güvenlik Kurumu 28 bine yakın personeliyle, 80 milyon vatandaşımıza doğumundan ölümüne kadar hizmet veren büyük bir kurumdur.
SGK’da artan iş yükünü karşılayacak sayıda personelin olmaması, çalışanların iş stresini ve yükünü artırmaktadır. Kurum çalışanları artan iş yükü sebebiyle, başka kurumlara naklen geçiş yolunu seçmektedir.
Bizimle aynı nüfusa sahip Avrupa ülkelerinde Sosyal Güvenlik sisteminde çalışanların sayısı 70 binlerin üzerindedir. Kurum personelinin verimli çalışabilmesi ve vatandaşların SGK’dan nitelikli hizmet alabilmesi için personel eksikliği acilen giderilmelidir.
SGK ÇALIŞANLARININ 666 SAYILI KHK İLE ELLERİNDEN ALINAN HAKLARI İADE EDİLMELİDİR
Bilindiği üzere; 666 sayılı KHK ile SGK çalışanlarının tamamı mağdur edilmiştir.
SGK çalışanlarının ikramiyeleri, ek ödemeleri ve fazla mesai ücretleri 666 Sayılı KHK ile ellerinden alınmıştır. Hizmetli, VHKİ, Memur, Şef, İcra memuru, Denetmen, Şube Müdürü, Doktor ve Eczacıya kadar SGK’nın tüm çalışanlarının ekonomik haklarında gerileme olmuştur. SGK Yönetimi, çalışanların ekonomik haklarında yaşanan kayıpların telafi edilmesi için gerekli çalışmaları yaparak, Maliye Bakanlığı’ndan talepte bulunmalı, çalışanların yıllardır süren mağduriyetine son verilmelidir. Bu durum, SGK çalışanlarının moral motivasyonu yok etmiş, Kurum personelinin verimliliği düşürmüştür.
UZMANLIK, SGK ÇALIŞANLARININ HAKKIDIR
SGK personeli, sürekli değişkenlik arz eden mevzuat karmaşası içinde hizmet vermektedir. Kamu kurumlarının neredeyse tamamında uzmanlaşmaya gidilmiş olmasına rağmen, Sosyal Güvenlik Kurumu personeline Uzmanlık hakkı verilmiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına biran önce yasal düzenleme yapılarak, uzmanlık hakkı verilmelidir.
Yine Sosyal Güvenlik Denetmenleri ve İcra Memurları da başta olmak üzere, çalışanların görev tanımları net olarak yapılmalı ve personel görevleri dışında çalıştırılmamalıdır.
A sınıfı kadrolara, denetmen yardımcılığı, uzman yardımcılığı ve müfettiş yardımcılığı gibi şartları tutan SGK çalışanları içinden fırsat tanınmalıdır.
Sosyal Güvenlik İcra memurları ve Denetmenlerinin diğer kamu kurumlarında çalışan emsalleriyle hakları eşitlenmelidir. Hizmetlisinden şefine, hemşire ve doktora kadar SGK çalışanı 28 bin personele hak ettikleri saygı ve itibar gösterilmelidir.
GÖREVDE YÜKSELME SINAVLARI DÜZENLİ HALE GETİRİLMELİDİR
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavları düzenli hale getirilmeli, sözlü sınavlar kaldırılmalıdır. Kurumda daha önceden gerçekleştirilen hülle yoluyla atamalar sonlandırılmalı, çalışanlar hak ettikleri koltuklara liyakat ve bilgi birikimi ile gelmelidir.
Çalışanlar sendikalarına veya siyasi görüşlerine göre ayrımcılığa tabi tutulmamalıdır. İlçelerdeki yeni SGK Merkez Müdürlükleri sürgün yeri ve cezalandırma aracı olarak kullanılmaktan vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki, gücünü hak ve adaletten almayan yönetimler, çökmeye mahkumdur.
Türk Büro-Sen olarak, bu Sosyal Güvenlik Haftasında çalışanlara ekonomik, sosyal ve özlük haklarının eksiksiz teslim edildiği bir Sosyal Güvenlik Kurumu ile bu haftayı kutlamak istiyoruz. Ülkeyi yönetenler, 80 milyon vatandaşımıza kesintisiz hizmet veren Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına hak ettikleri değeri vermelidir.
Bilinmelidir ki, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak biz, SGK çalışanlarının haklı talepleri yerine getirilene kadar her platformda mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.