13 Kasım 2012, Salı | 15:35
29.06.2012 tarihinde, Adalet Bakanlığı ile Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. arasında, 15.09.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere beş (5) yılı kapsayan maaş ödeme protokolü imzalanmıştır.
Adalet Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı kuruluşlarının tamamını kapsayan söz konusu protokolde göre; personele, temmuz ayı maaşının %10’u + 125,00 TL promosyon tutarı ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Bankacılık uygulamasında promosyon, kurum çalışanlarının maaş, ücret vb. mali haklarının banka aracılığı ile ödeneceği sürede bankalar tarafından gelir beklentisine karşılık olarak verilmektedir. Şöyle ki; kurumlarca, çalışanların maaşları toplu olarak, maaşların ödenmesi gereken tarihten belli bir süre önce bankaya vadesiz olarak yatırmakta ve bankalarda bu paradan kar elde etmektedir. Ayrıca bankalar protokol süresince kurum çalışanlarına kredi kartı, konut, taşıt, tüketici vb. krediler sağlamak suretiyle müşteri edinmekte, bankacılık uygulamalarıyla kazanmaktadır.
Adalet Bakanlığı, Vakıflar Bankası ile yapılan protokolde, çalışanların promosyondan yararlandırılmasında, eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine uygun şekilde hareket etmemiştir. Hâkimler ve savcılar ile diğer adli personel, aynı sözleşme hükümlerine tabi olmasına rağmen, hâkimlere, savcılara ve üst düzey personele maaşlarına oranla daha fazla promosyon ödenmesi yasal dayanaktan yoksundur. Bu sözleşme, çalışanların moral ve motivasyonu ile çalışma barışının bozulmasına neden olmaktadır.
Bankalarda belli süre kalan ve bu süre içerisinde bankaların bir kısım gelirleri elde ettiği paralar sonuç itibariyle kamu görevlilerine ait olan paralardır ve bu paraların belli bir süre uhdesinde kalması karşılığında bankalarca ödenmesi öngörülen promosyonların da ilgili kamu görevlilere hakkaniyet ve eşitlik ilkesi gereğince paylaştırılması gerekmektedir.
Bakanlıkta yetkili olan sözde sendika ise, promosyonların çalışanlara eşit dağıtılmasını sağlayamamıştır. Bilinmelidir ki; Türk Büro-Sen olarak, dün olduğu gibi bundan sonra da Adalet çalışanlarının haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda da sendikamızca hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olan protokolün iptali için Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2012/1632 E. sayılı dosyası üzerinde dava açılmış olup, idari ve hukuki süreç yakından takip edilmektedir.