Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 42

AĞRI ŞUBEMİZ, GÖÇ İDARESİ GERİ GÖNDERME MERKEZİ ÇALIŞANLARI İLE BİR ARAYA GELDİ

0

Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, Ağrı Göç İdaresi Geri Gönderme Müdürlüğünde çalışan büro personeli, göç uzmanları ve güvenlik görevlileri ile istişare toplantısı yaptı.

Doğubeyazıt Gürbulak Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünü de ziyaret eden Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

MESAİ ARKADAŞIMIZ ÇİĞDEM ASKER HAKK’A YÜRÜDÜ

0

Sendikamız personellerinden mesai arkadaşımız Çiğdem Asker uzun zamandır tedavi gördüğü amansız hastalığa yenilerek vefat etmiştir. Yüce Allah mekanını cennet eylesin, ailesi ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dileriz. Cenazesi bugün (15.08.2023) Mersin’de defnedilecektir.

İrtibat: Eşi Deniz Asker 0507 253 33 33

AFYONKARAHİSAR ŞUBEMİZ METEOROLOJİ 5. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE ATANAN MAHMUT GÜNEŞ’İ ZİYARET ETTİ

0

Afyonkarahisar Şube Başkanımız İsmail Akman, Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İşyeri Temsilcimiz Vahap Acar ile birlikte Afyonkarahisar Meteoroloji  5. Bölge Müdürlüğüne atanan Bölge Müdürü sayın Mahmut Güneş’e hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Şube Başkanımız İsmail Akman, “sayın bölge müdürümüze nazik misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.

VAN ŞUBEMİZ, ÜYELERİMİZİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

0

Van Şube Başkanımız Ömer Özgüven, Van’da kuruluşlarının 1. yılını doldurmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Kuruldukları günden bu yana üyelerinin yanında olduklarını ve bundan sonraki süreçte olmaya devam edeceklerini belirten Başkan Özgüven, emeklerinin takipçisi olduklarını ve kendilerine yapılan haksızlıklar karşısında dimdik durduklarını ifade etti.

1 Temmuz 2022 tarihinde yapılan olağanüstü kongre ile seçilerek Van’da Türk Büro-Sen Şubesi’ni açtıklarını ve göreve başladıklarını hatırlatan Türk Büro-Sen Van Şube Başkanı Ömer Özgüven, kanunlar çerçevesinde üyelerinin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Bundan sonraki süreçte de aynı azim ve istekle çalışmalarını yürüteceklerini belirten Özgüven, Van’daki üye sayılarının her geçen gün arttığını söyledi.

“HİÇBİR BASKIYA BOYUN EĞMEYEN BİR ANLAYIŞLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Her zaman kendilerine verilen görevin bilincinde olduklarını söyleyen Başkan Özgüven, “Sendikacılığın kutup yıldızı Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen Van Şube Başkanı olarak üzerimize düşen görevin her zaman bilincinde olduk. Üyelerimizin her daim yanında olarak emeklerinin takipçisi, kendilerine yapılan haksızlıklar karşısında Elif gibi dimdik durduk. Kanunlar çerçevesinde hiçbir baskıya boyun eğmeyen bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Şubemizi kurup göreve başladığımız tarihten bugüne dek, Van ilimizde üye sayımız çift rakamlı hanelerle anılırken, bu sayıyı kat be kat artırarak 900’ü geçmiştir. Aynı azim ve istekle çalışmalarımızı devam ettireceğiz.  Genel Başkanımız Sayın Türkeş Güney beyefendinin tensiplerinde ve sendikamızın sloganı olan ‘İnsan Mukaddes, Emek Kutsaldır’ şiarıyla baskı yapmadan, kimseyi kırmadan, dökmeden, kimseye kanun dışı vaatlerde bulunmadan, kurum amirlerinin hoş görüsü ve kanunlar çerçevesinde üyelerimizin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bu başarının temelinde iş yeri temsilcilerimize, ilçe temsilcilerimize, her daim yanımızda olan Genel Başkan Yardımcılarımıza ve Genel Başkanımız Sayın Türkeş Güney beyefendiye teşekkür ediyorum. Bizi genel merkezimize mahcup etmeyen Türkiye Kamu -Sen çatısı altında Türk Büro-Sen Van Şubemizin değerli yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim. İlimizde başarıya ulaşmamıza neden olan kıymetli üyelerimize saygılarımı sunuyorum. Daha yolun başındayız. İlimizde kurumlara şube açacağımız günler yakındır. Sözlerime son verirken, sendikamızın sloganı olan ‘Bizim İlkemiz Önce Ülkemiz’ diyor, saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

7. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

0

7. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı toplantı salonunda bugün yapılan ilk oturumla başladı.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Toplu Sözleşmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Türkeş Güney ve teknik heyetimizin de hazır bulunduğu toplantıda açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan 7. Dönem toplu sözleşmesinin tüm kamu görevlileri ve emeklilere hayırlı olmasını diledi.
Müzakerelerin ilk gününde konfederasyon ve sendikalar memur ve emeklilerin 2024-2025 yıllarına ilişkin maaş ve özlük haklarına yönelik taleplerini dile getirdi. Bundan sonraki süreç teknik heyetlerin 14 Ağustos’a kadar çalışmalarını sürdürmesi, 14 Ağustos’ta yapılacak genel görüşmede kamu tarafının teklifini sunması, 17 Ağustos’ta teklifin ve teknik heyetin oluşturacağı raporların müzakeresi, 21 Ağustos’ta ise müzakerelerin neticelendirilmesi için yapılacak toplantılar şeklinde devam edecek. 22 Ağustos’ta süreç kesinlik kazanacak. Toplu sözleşmenin imzalanması halinde karar Resmi Gazete’de yayınlanacak, anlaşma sağlanamaması durumunda ise 23-31 Ağustos tarihleri arasında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuru ve kurulun karar süreci gerçekleşecektir.
KAHVECİ: BEKLENTİLERE CEVAP VERMESİ UMUDUYLA, 7. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ HAYIRLI OLSUN
Toplu sözleşme görüşmelerinin açılışında konuşan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 7. Dönem Toplu sözleşme masasının hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlarken, uzun zamandır çözüm bekleyen sorunların sonuca ulaştırılmasını gerekliliğinin altını çizdi.
Genel Başkanımız Önder Kahveci 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri açılış konuşmasında;
“7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinin 6,2 milyon memur ve emekli, aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyon vatandaşımız, milletimiz ve devletimiz için hayırlı olmasını diliyor, toplantıya iştirak eden tüm katılımcıları saygıyla selamlıyorum.
Bir yanda insanlığı ve doğayı tehdit eden salgın hastalıklar, depremler, küresel ısınma, kuraklık, sel ve orman yangınları bir yanda ise ekonomide yaşanan olumsuzluklar olağan gündemimiz haline geldi. Ülkemizin bazı bölgelerinde kuraklık geleceğimizi tehdit ederken, bazı bölgelerinde sel ve deprem, kimi bölgelerde de orman yangınları ile mücadele ediyoruz.
6 Şubat 2023 tarihinde ve sonrasında ülkemizin yaşadığı en büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Afet ve yangınlarla, doğal varlığımız ormanlarımızı, hayvan ve bitki çeşitliliğimizi kaybediyoruz.
Ekonomik gelişmeler karşısında insanca yaşanacak ücretten uzak, geleceğe olan inancını kaybetme eğilimde bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Bu vesile ile tüm afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kere daha Allah’tan rahmet, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Afetlere ve yangınlara karşı gece gündüz demeden canla başla mücadele eden tüm ekiplere kolaylıklar diliyorum. Her türlü afette ve hastalıkta imdadımıza yetişen sağlık çalışanlarımıza, arama, kurtarma çalışmalarında görev alan fedakâr görevlilerimize, orman muhafaza, jandarma ve güvenlik güçlerimize, UMKE, AFAD ve itfaiye ekiplerimize ve gönüllü vatandaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum. Bütün bu felaketlerin bir an önce son bulmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Artık rutin bir hal alan olağanüstü durumlarda hayatın normal akışında seyretmesi için canla başla mücadele eden kamu görevlilerimiz var. Ülkemizin her karşında kamu hizmetlerini aksatmadan yürüten kamu görevlilerimiz var.
Bizler evlerimizde güven içinde uyurken, elektrik, su, doğalgaz, altyapı, güvenlik, ulaşım, posta gibi temel hizmetler kesintisiz devam ediyor. Bütün olumsuz şartlara rağmen ülkemizin en pahalı ve kalabalık yerlerinden, en ücra köşelerine kadar, kamu hizmetleri aksamadan gidiyorsa bu; kamu çalışanlarının bütün olumsuzluklara rağmen gösterdiği fedakârlık sayesinde olmaktadır.
Depremlerde, sel felaketlerinde, orman yangınlarıyla mücadele ederken, doğal afet durumlarında kamu çalışanlarımızın kıymetini bir kere daha anlıyoruz. Ne yazık ki, ister hayatın normal akışında olsun isterse olağanüstü şartlarda olsun, canlarını ortaya koyarak milletimize hizmet üreten kamu çalışanlarımızın haklarını vermek konusunda hassas davranılmıyor.
HAKKANİYETLİ KARARLAR ALINMASI TEMENNİSİYLE MASAYA OTURUYORUZ
Başımızın sıkıştığı her noktada imdada kamu çalışanları yetişiyor ama yaşadıkları sıkıntıları giderme azmi yetersiz kalıyor. İşte böyle bir ortamda kamu görevlilerimizin hakları için toplu 7. defa sözleşme masasına oturuyoruz. Bu sene toplu sözleşme görüşmelerinde, çalışanlarımızın bu fedakarlıklarının göz önüne alınarak adil ve hakkaniyetli bir karar alınması umuduyla toplu sözleşme masasına oturuyoruz.
Hepimizin bildiği gibi bundan önce gerçekleştirilen 6 toplu sözleşme süreci, kamu görevlilerinin ve emeklilerimizin mali ve özlük haklarına yeterli katkıyı sağlayamamış, bütün güzel beklentiler büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Gerek toplu sözleşme süresinin verimli kullanılamaması gerekse talepler üzerinde yapılacak pazarlık süresinin çok kısa olması nedeniyle toplu sözleşme görüşmeleri sorunlara çözüm üretmekten uzak kalıyor.
Türkiye Kamu-Sen olarak 2012’den beri bu toplu sözleşme düzeninin değişmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Toplu sözleşme sistemindeki bu aksaklıklar nedeniyle her geçen dönemde biraz daha fazla taleple buraya geliyoruz. Her toplu sözleşme süreci, daha fazla biriken sorunların gündeme taşınmasına, çözülemeyen sorunların zamana yayılarak taleplerin artmasına neden olan bir kısır döngü yaratmaktadır.
Bunun yanında kamu görevlilerinin maaş ve özlük haklarının toplu sözleşme yoluyla tespit edilmesi esas iken son yıllarda pazarlık masasında görüşülmeden, taraflardan görüş alınmadan yapılan birtakım düzenlemelerle karşı karşıya kalmaktayız. Bu durum da kamudaki yapının her geçen gün biraz daha bozulmasına, toplu sözleşmenin öneminin giderek azalmasına, sendikalara olan inancın kaybolmasına, istişare yerine keyfiyete dayalı uygulamaların artmasına neden olmaktadır.
İstişare yapılmadan, muhataplarına sorulmadan gerçekleştirilen her düzenleme yeni sorunları beraberinde getirmektedir. Bunun en bariz örneğini ek gösterge ve ilave ek ödeme uygulamalarında gördük, memur maaş zamlarında yaşayarak tecrübe ettik.
Ek gösterge konusunda, 1. dereceye gelmiş bütün kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmediği için büyük bir mağduriyet oluşmuştur. Memur maaşlarına yapılan artışların yetersiz olmasından dolayı kamu çalışanları geçim acziyetine düşmüştür.
Son olarak getirilen 8 bin TL tutarındaki ilave ek ödemenin taban aylığa yapılmaması sonucunda emekli memurlar bu ödemeden faydalanamamış, memur maaşı ile memur emeklisinin maaşı arasındaki bağ tamamen kopmuş, emekli maaşları asgari ücretin dahi altında kalmıştır.
Hal böyle olunca 22 bin TL’ye yükseldiği ifade edilen en düşük dereceli memur maaşına rağmen bu memurun emekli olduğunda alacağı maaş 9 bin 900 TL düzeyine kadar gerilemiştir. Kaldı ki, en düşük dereceli memur maaşı da zaten 22 bin TL olmamıştır.
Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak kamu görevlilerine ilişkin olarak yapılacak her düzenlemenin sendikalarla istişare edilerek gerçekleştirilmesinin, memurların ve emeklilerin mali ve özlük haklarına ilişkin her kararın toplu sözleşme masasından çıkmasının zorunlu olduğunu ısrarla vurguluyoruz.
Buna ek olarak son dönemde statü hukukuna tabi olan kamu çalışanlarının maaş ve ücretleri, sözleşme hukukuna tabi işçi ücretleri ile kıyaslanmak yoluyla hesap edilmeye başlanmıştır. Bu durum memurların tabi olduğu statü hukukunun nitelik ve öneminin göz ardı edilmesine neden olmamalıdır.
Bu sene Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıla dayanan kadim devlet anlayışımızın bakiyesi üstünde yükselmiş, köklü bir kamu yönetimi ve memur geleneğine sahiptir. Güçlü devletler, temsilcisi olan memurlarını da güçlü kılar.
“Cumhuriyetimizin 100. yılında yüz güldürecek toplu sözleşme”
İkinci asrının başlangıcında devletimizin memur ve emeklilerini mağdur bırakmayacağını ümit ediyor, bu sene toplu sözleşme görüşmelerine “Cumhuriyetimizin 100. yılında yüz güldürecek toplu sözleşme” sloganıyla gidiyoruz. Bu çerçevede “Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türk Yüzyılına yaraşır bir kamu yönetimi ve kamu çalışanı için;
Liyakat ve ehliyet esaslı, güvenceli istihdama dayalı bir kamu personel sistemi, Adil, sade ve kamu çalışanlarının insanca yaşamasına yetecek bir ücret sistemi, Etkili, kamu çalışanlarının özel durumlarına uygun, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır bir sosyal yardım sistemi, ILO normlarına uygun, katılımcı ve kapsayıcı bir sendika ve toplu pazarlık sistemi talep ediyoruz.
Biz toplu sözleşme görüşmelerini, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin süregelen sorunlarının çözülebileceği tek yer olarak görüyoruz. Bu bakımdan toplu sözleşmeden sonuç almak için öncelikle sistemin revize edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
4688 sayılı Kanunda; toplu sözleşme görüşmelerinin yalnızca mali ve sosyal haklarla sınırlı tutulmuş olması, memurlarımızın yer değiştirme, atama, yükselme, disiplin, unvan değişikliği gibi sorunlarının yeterince tartışılamamasına neden olmaktadır. Genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerinin birlikte yapılmasından dolayı süreç bir keşmekeşe dönüşmekte, hiçbir konu yeterince tartışılamadan toplu sözleşmelerin sonuna gelinmektedir.
Takdir edilmelidir ki, farklı statülere ve farklı çalışma koşullarına sahip, 11 hizmet kolunda bulunan ve sayıları 4 milyona yaklaşan kamu çalışanının, 2 milyon dolayındaki emeklilerle birlikte 6,2 milyon vatandaşımızın sorununun 3 haftalık bir sürede tartışılıp çözülmesi oldukça zordur.
Türkiye Kamu-Sen olarak genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmelerin birbirinden ayrılarak farklı zaman ve zeminlerde gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağına, toplu sözleşme sisteminin ancak bu şekilde etkili ve verimli sonuç üreteceğine inanıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en önemli talebimiz, kamu görevlilerinin hakkı olan toplu sözleşmenin, grev ve siyasete katılma ile birlikte kullanılabilmesi ve gerçek anlamda eşit temsile dayanan, ILO normlarına uygun bir toplu sözleşme sistemine geçilmesi yönündedir.
Yerel yönetimlerde çalışanlar için sosyal denge sözleşmelerinin zorunlu hale getirilmesi ve gerçekleştirilecek hizmet kolu toplu sözleşmeleri ile tüm memurların sosyal denge sözleşmesinden faydalanması sağlanmalıdır. Mevcut düzende toplu sözleşmeyi imzalamaya veya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurmaya yetkili yegâne merci çalışanlar adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olarak belirlenmiştir.
Bu hükmün, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına nasıl bir darbe vurduğu geçtiğimiz toplu sözleşme dönemlerinde açıkça görülmüş, memur ve emekliler bir tek kişinin keyfi kararı nedeniyle büyük zarara uğratılmıştır. 4688 sayılı Kanuna göre gerek genel gerekse hizmet kolu toplu sözleşmeleri, sendikalı sendikasız bütün kamu görevlilerini etkileyen bir hukuki metindir.
Bu nedenle kamu görevlilerinin tamamını temsil etmeyen tek bir kişiye 3 milyon 750 bin kamu çalışanı, 2 milyon 450 bin emekli olmak üzere toplam 6 milyon 200 bin; aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyon vatandaşımızın geleceği adına bağlayıcı karar alma yetkisinin verilmesi, toplu pazarlık görüşmelerinin mantığına ve demokratik ilkelere aykırıdır.
Kanuna göre, bir sendikaya üye olan kamu görevlileri hakkında toplu sözleşme yapma yetkisi, bir başka sendikaya devredilmektedir ki, böyle bir durum ne örgütlenme özgürlüğü ne de kişilerin tercih haklarına saygı sınırları içinde değerlendirilemez.
Kaldı ki, Kanun toplu sözleşmeyi bağıtlama hakkı elinden alınan sendika ve konfederasyonlara Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuru hakkı da tanımamaktadır. Böyle bir uygulamanın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu açıktır.
Bu amaçla; masada bulunan temsilcilerin de belli şartlar altında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalı, Kurul, Hükümetten bağımsız karar verebilecek bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Çalışanlara, enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakılması kabul edilemez.
Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir. Geçtiğimiz dönemde ekonomideki acı gerçekler karşısında hedeflere göre belirlenen artışların ne denli yetersiz olduğu siyasi iktidarca da kabul edildi ve maaşlara toplu sözleşme hükümleri haricinde zam yapılmak zorunda kalındı.
Orta vadeli mali planlara bakıldığında toplu sözleşme sistemine geçildiği 2012-2022 arasında hedeflenen enflasyonun %5 olduğu görülüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geçtiğimiz hafta bütün enflasyon tahminlerini güncelledi. Buna göre 2023 yılı için %58; 2024 için %33 ve 2025 yılı için ise %15 enflasyon tahmininde bulundu. 2012-2022 arasında %5 olarak belirlenen hiçbir enflasyon hedefi tutmamıştır.
2023-2025 arasındaki hedeflerin ve tahminlerin de gerçekleşme olasılığı son derece düşüktür. Yine de bu hedefler göz önünde bulundurulduğunda kamu çalışanlarının son derece mütevazi taleplerle toplu sözleşme masasına oturduğu görülmektedir. Bu mütevazı taleplere karşın bugüne kadar gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkı hariç maaşlara yapılması kararlaştırılan artışlar gerçekleşen enflasyonun sürekli altında kalmıştır. 2020 yılından itibaren ekonomik göstergelerin giderek bozulduğu ortadadır.
Buna bağlı olarak geçtiğimiz yıl TÜFE yüzde 64,27 olmuş, 2023 yılı haziran ayı itibarı ile de yıllık resmi enflasyon yüzde 38,21 olarak açıklanmıştır. Akaryakıta, bütün vergi ve harçlara, kiraya, gıda, ulaşım, eğitim başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldiği temmuz ayında aylık enflasyonun artmaya devam edeceği ve enflasyonun yeniden yükselişe geçeceği resmî kuruluşlarca da kabul edilmektedir.
Dolayısıyla, orta vadeli planda belirlenen enflasyon hedeflerinin de tıpkı bundan önceki yıllarda olduğu gibi tutmayacağı muhtemeldir. Öyleyse artık kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin hedeflenen enflasyona endeksli maaş artışı girdabına mahkûm edilmemesi gerekmektedir. Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.
Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu da ortadadır. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 8’e geriledi. Yoksulluk sınırının 35 bin TL’yi aştığı bir ortamda ortalama 25 bin TL maaş alan bir memurun ailesini nasıl geçindireceği izaha muhtaçtır. Durum böyle iken, bazı kesimlere sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor.
İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz. Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık. Bildiğiniz üzere sene başında sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi sağlandı.
Ama bu konuda da bazı aksaklıklar bulunuyor.
• Öncelikle 19/1/2023 tarihli ve 7433 sayılı Kanunda kapsam dışı kalan PTT’deki İHS’li personel, fahri Kur’an kursu öğreticileri, Aile Bakanlığı’nda ek ders karşılığı çalışan personel ile diğer vekil memurlar gibi çalışanların da kadro kapsamına alınmasını istiyoruz.
• Daha önce 4/C’li iken 4/B’ye geçen ardından da kadroya geçirilen personelin eğitim durumları itibarı ile hak ettikleri unvanlara geçmelerine olanak sağlayacak düzenleme yapılmalıdır.
• Aynı Kanunla getirilen 3+1 süreli sözleşmeli statüde istihdamın kaldırılarak tüm kamu görevlilerinin 657 sayılı Kanunun 4/A maddesi kapsamında kadrolu olarak istihdamı sağlanmalı, kamuda 4/A’lı kadrolu ve güvenceli istihdam esas alınmalı, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri tamamen sonlandırılmalıdır.
• Üniversite mezunu işçilerin de talepleri halinde memur kadrolarına atanmaları sağlanarak kamuda istikrarlı ve sürdürülebilir bir istihdam rejimi oluşturulmalıdır.
100. yaşını kutladığımız Devletimizde, memurlarımızın yüzlerinin gülmesini, Cumhuriyetimiz bilhassa kimsesizlerin kimsesidir ilkesiyle bütün çalışanlarımızın kendileri ve ailelerine yetecek düzeyde bir maaşa kavuşturulmasını arzu ediyoruz.
Bu nedenle geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, ekonomik olumsuzlukların yarattığı yaraların sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz.
• Öncelikle 15. derecenin 1 kademesindeki en düşük dereceli memur maaşının yetkililerce ifade edildiği üzere 22 bin TL seviyesine çıkarılmasını istiyoruz.
• Daha sonra 2024 yılının ilk altı aylık dilimi için %40; ikinci altı aylık dilimi için %30,
• Ayrıca ocak ayından itibaren verilen zammın üzerine %10 refah payı talep ediyoruz.
• 2025 yılı için ise ocak ve temmuz aylarında %20’şer artış, yine ocak ayında yapılacak zammın üzerine %10 oranında refah payı talep ediyoruz.
• Enflasyon farkının ise TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz.

Temel mali taleplerimiz;
• 2024 yılının tamamı için refah payı dahil kümülatif %100,2,

• 2025 yılının tamamında ise refah payı dahil tüm maaşlara %58,4 zam olarak özetlenebilir.

Mali taleplerimizin karşılanması durumunda;
• Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 20 bin 941 lira, ortalama memur maaşları için ise 25 bin 101 lira zam talep ediyoruz.

Ayrıca;

• 14 Temmuz günü çıkarılan 7456 sayılı Kanunla getirilen 8 bin TL’lik ilave ek ödeme uygulaması, büyük bir adaletsizlik yaratmıştır. Bu uygulama çalışırken alınan maaşla emekli maaşları arasındaki uçurumu daha da büyütmüş, emekli maaşlarının memuriyet hayatıyla bağını koparmıştır. Yaşanan ekonomik gelişmeler ve memurların alım gücündeki erime dikkate alındığında; emekliliğe yansımayan ilave ek ödeme bir adaletsizlik abidesi olmuştur. Bu nedenle ilave ek ödeme sisteminin değiştirilerek, yapılan 8 bin 77 TL’lik artışın memurların taban aylıklarına eklenmesini; emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınmasını ve mevcut emekli maaşlarına da aynı şekilde yansıtılmasını istiyoruz.
• “Verilen sözlere uygun olarak 1. dereceye gelen bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin” diyoruz.

• Son yıllarda özellikle büyükşehirler ve turistik bölgelerde yaşanan fahiş kira artışları, kamu çalışanlarının belini bükmüş, pek çok şehirde kiralar memur maaşlarını geçmiştir. Bu durumda kamu kurumları bu bölgelerde görev yaptıracak personel bulamayacaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak “lojmandan faydalanmayan ve kirada oturan tüm kamu çalışanlarına aylık 7 bin 850 lira kira yardımı yapılsın, memurlarımızın ev sorunu kâbus olmaktan çıksın” diyoruz.

• Kira yardımına ek olarak başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

• Ortalama memur maaşının yıllık toplam tutarı dikkate alınarak “gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, çalışanların gelir vergisi oranı %15’te sabitlensin” diyoruz.

• Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde tüm kamu görevlilerine “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz.

• Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dâhil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.

• Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.

• Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz.

• Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz.

• Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan sözlü sınav uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz.

• “Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi, özel hizmet tazminat oranlarının unvan bazında eşitlenerek tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır” diyoruz.

• Ek ödeme sorunları çözülsün,

• Şefler, mühendisler, avukatlar, araştırmacılar, müdür, şube müdürü gibi ünvanlardaki personelin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,

• Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan uzmanlar arasında oluşturulan kariyer uzmanlığı- normal uzmanlık, merkez-taşra uzmanları gibi farklılıklar giderilsin, aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin,

• Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde ve doğal afetlerin yaşandığı bölgede çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği ve afet tazminatı gibi özel uygulamalar getirilsin diyoruz.

• Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz.

• “Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı” diyoruz.

• Geçtiğimiz dönemlerde karar altına alınan konular ilerletilerek sürdürülsün istiyoruz.

Bunun yanında;

• 399 sayılı KHK’ya tabi olarak çalışan personelin ek ödeme, kurum değişikliği, nakil, vergi adaletsizliği gibi sorunlarının çözülmesi,
• Askeri işyerleri ile Emniyet teşkilatında çalışan sivil memurlar ile koruma ve güvenlik personelinin sorunlarının çözülmesi,

• Tüm kamu görevlilerinin işçilerde olduğu gibi yemeklerden ücretsiz yararlanması ve yemek hizmeti sunulmayan işyerlerinde yemek ücretinin nakit olarak ödenmesi,

• Vatani görevini yapmak üzere ya da doğum yapması nedeniyle ücretsiz izne ayrılan kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin kurumları tarafından yatırılmaya devam etmesi, söz konusu personele izinleri süresince maaşlarının belli oranında destek ödemesi yapılması,

• Bayramlarda ve hafta sonlarında tatil yapamayan kamu çalışanlarının çalışma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi,

• Fiili hizmet zamlarının yeniden belirlenmesi,

• Mobbing uygulamasına maruz kalan personelin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması,

• Sosyal güvenlik sisteminin tam bir koruma sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve katılım paylarının azaltılması,

• Engelli personelin daha kolay hizmet üretebilmeleri ve çalışma hayatında kendilerine yeterince yer bulabilmeleri için her türlü pozitif ayrımcılık yapılması,

• Kadın çalışanlarımızın sorunlarının çözülmesi,

• Emekli maaşlarının yükseltilmesi, emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası gibi sosyal yardım verilmesi gibi birçok talebimiz bulunuyor.

Ayrıca, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş bütün sorunlarını çözecek önerilerimiz de sunduğumuz talep metnimizde mevcut.
Kısaca genel bir değerlendirme yaparak özetlemeye çalıştığım taleplerimizin karşılanması, memurlarımızın biriken sorunlarının çözülmesi için büyük bir adım olacaktır.
Ekonomik tercihlerin çalışandan yana kullanılması ve hedeflenen enflasyon sarmalından ve saplantısından çıkılması halinde tüm taleplerimizin karşılanacağından eminiz.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak kanunların bizlere tanıdığı yetkiler ölçüsünde, kamu görevlilerinin sorunlarının çözümü elimizden geleni yapacak, iyi niyetli her yaklaşımı mutlak surette değerlendireceğiz.
Kamu çalışanlarımızın haklarının ilerletilmesi ve yaşanan ekonomik gelişmelerin en mağdur kesimi olmaktan kurtarılmasını temenni ediyoruz.
Ekonomik tercihler, vatandaşlarımızdan ve paylaşımda adaletten yana kullanılırsa kamu görevlilerinin üzerindeki ekonomik yük azalacak, ülkemizin en mağdur kesimi olan kamu çalışanlarının yüzü gülecektir.
Taleplerimizin karşılanırsa, piyasalar da canlanacak, çarklar dönecek, ekonomimiz rahatlayacaktır.
Memur mutlu olursa Türkiye de mutlu olacaktır.
Devletimize güveniyoruz.
Bu toplu sözleşme ile kamu görevlilerimizin ve emeklilerinin ülkenin en düşük maaş alan kesimi olmaktan kurtarılacağına inanıyoruz.
Görevimiz, kamu çalışanlarının haklarının korunması ve ilerletilmesi, gayemiz liyakate dayalı, adaletli ve hakkaniyetli bir sistem içinde mutlu ve müreffeh bir kamu çalışanı görmektir.
Tüm kamu çalışanlarının beklentilerine cevap vermesi umuduyla, 7. Dönem Toplu Pazarlık sürecinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.

GENEL BAŞKANIMIZ, “MEMUR VE MEMUR EMEKLİLERİMİZİ GÜLDÜRECEK TOPLU SÖZLEŞME İSTİYORUZ”

0

İzmir 4 Nolu Şubemiz 29.07.2023 tarihinde Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi.

Genel kurula MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İl Başkan Yardımcıları, İzmir Şube Başkanlarımız, Şube Yöneticilerimiz, Aydın Şube Başkanımız, Ankara 14 Nolu Şube Başkanımız ve Konfederasyonumuza bağlı Sendikaların İzmir Şube Başkan ve Yöneticileri ile davetliler katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Genel Kurulda Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay divan başkanlığını yürüttü.

Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında en düşük memur maaşının işçi maaşının 5 bin TL gerisinde kaldığını belirterek, “En düşük dereceli memur maaşını 22 bin TL seviyesine yükseltmek için belirlenen kriter en düşük işçi maaşına mayıs ayında yapılan artışlar olmuştur. İmzalanan toplu sözleşmeye göre en düşük işçi maaşı Ocak 2023 itibarı ile çıplak olarak 22 bin TL olmuştur. Bu rakam üzerine temmuz ayında %15 daha artış yapılacaktır. Buna karşın en düşük dereceli memur maaşı aile yardımı ve çocuk parası da dahil edilerek 11 bin 800 TL olarak hesaplanmış ve bu rakam üzerinden yapılan artışlarla temmuz ayında 22 bin TL’ye yükseltilmiştir. Halbuki 15’inci derecenin 1’inci kademesindeki bekar bir memurun maaşı 10 bin 400 TL dolayındadır. Buna göre gerçekte en düşük dereceli bekar bir memurun maaşı temmuz ayında 22 bin TL değil 20 bin 300 TL olacaktır. Bu rakam ifade edilenden 1700 TL daha düşüktür. En düşük işçi maaşı ise temmuz ayında %15 artışla 25 bin 300 TL’ye yükselecektir. Böylece en düşük işçi maaşı ile en düşük memur maaşı arasında 5 bin TL fark olacaktır. Bu nedenle memur maaş artışlarının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Memur maaşlarını yükseltmek için getirilen 8 bin 77 TL tutarındaki ilave ek ödeme emekliliğe sayılmadığı için emekli ile çalışan arasındaki maaş adaletsizliğinin daha da derinleşmesine neden olacaktır. Bu mağduriyete mahal vermeden bu düzenleme hemen yapılmalıdır. Ağustos ayında yapılacak ve 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak toplu sözleşmede memur ve memur emeklilerimize hak ettikleri maaş ve ücretler için mücadeleye devam edeceğiz. Memurlarımızın ve memur emeklimizin yüzlerini güldürecek toplu sözleşme istiyoruz.” Dedi.

3600 ek gösterge ve Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılması gerektiğine de değinen Genel Başkanımız Türkeş Güney, “YHS miadını doldurmuştur. YHS çalışanları GİH’e geçirilmelidir. 3600 ek gösterge 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza yansıtılmalıdır. Coğrafi ve ekonomik şartlara, mahrumiyet bölgelerine ve kurumların iş yüküne uygun kamu personeli ücret sistemi belirlenmelidir. 666 sayılı KHK yeniden ele alınmalı, çalışanların ellerinden alınan hakları iade edilmelidir. Sosyal yardımlarla, fazla mesai ve harcırah miktarları günün şartlarına göre düzenlenmelidir. Merkezlerde verilen servis hizmetinin taşra teşkilatına da sağlanması, memurlarımıza kira yardımı yapılmalıdır. Bu taleplerimizin tamamını Ağustos ayında yapılacak Toplu Sözleşme Masasına taşıyacağız. Memurlarımızı, kamu işçilerinden daha az maaş almaya mahkum eden yetkili ama etkisiz sendikalardan kurtaracağız” dedi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney Adalet çalışanlarının taleplerini Meclis’e taşıdığımızı belirterek, “Adalet çalışanlarının sorun ve taleplerini biliyor, haklarında iyileştirme yapılması için çalışıyoruz. Adalet Hizmetleri Sınıfı oluşturulması, Uzman zabıt katipliği kadrolarının ihdas edilmesi ve Adalet çalışanlarının da 4483 Sayılı Memurların Muhakemat Kanunu kapsamında yargılanmalarını içeren kanun teklifimizi TBMM’ye taşıdık. Adalet hizmetleri sınıfının ihdas edilmesi ve adalet çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme yapılana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Adalet çalışanlarının yükselebileceği kadrolar maalesef yok denecek kadar az. Bu sebeple uzmanlık istiyoruz. Uzmanlık gelmesi halinde adalet çalışanlarımızın ekonomik haklarında kısmen de olsa iyileşme olacaktır. Bu talebimizi hayata geçirmeye kararlıyız” dedi.

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu ise, Şube kuruluşumuzun hayırlı olması temennisinde bulundu.

Genel Başkanımız kurum Sendikalarının memurlarımıza hiçbir faydası yoktur, diyerek, “Kurum Sendikaları maalesef toplu sözleşme masası ve memurların sorunlarının görüşüldüğü danışma kurullarına katılamazlar. Bu yüzden memurlarımıza hiçbir faydaları yoktur. Toplu Sözleşme Masasında bir değişiklik yapmanın vakti gelmiştir. Türk memurunun kaybedecek zamanı kalmamıştır. Hizmet kolumuzdaki tüm memurlarımızı yetkiye en yakın sendika olan Sendikamız Türk Büro-Sen’e davet ediyorum ” dedi.

Konuşmaların ardından oylama işlemine geçildi.

Türk Büro-Sen olarak İzmir 4 Nolu Şube Yönetimimize başarılar dileriz.

Yapılan oylama sonucu oluşan yönetim aşağıdaki gibidir.

Ali Erbaş
Erhan Sarıahmet
Halil Arısoy
Hande Candan Sivari
Yasemin Karakoç
Ekrem Kirazlı
Yakup Ertan

MANİSA TEŞKİLATIMIZ İLE VALİLİK, SGK, ADLİYE, VERGİ DAİRESİ, NÜFUS VE 112 AÇM ÇALIŞANLARINI ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte 28.07.2023 tarihinde Manisa’da hizmet kolumuza bağlı kurumlardan Valilik, Vergi Daireleri, Büyükşehir Belediyesi, SGK, Adliye, Şehzadeler Nüfus ve 112 AÇM çalışanlarını ziyaret etti.

Çalışanların sorun ve taleplerini yerinde tespit eden Genel Başkanımız, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Vali Yardımcısı Mustafa Yıldız, SGK İl Müdürü Buket İnce, İl Müdür Yardımcısı Kenan Erkol, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Güzgülü, Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Koç, Şehzadeler Nüfus Müdürü Seçkin Yaşar Demir ile de görüşen Genel Başkanımız, çalışanların sorun ve talepleri üzerine istişarede bulundu.

Ziyaretlerde Manisa Şube Başkanımız Ahmet Ağır ve Şube Yöneticilerimiz de hazır bulundu.

YURT MÜDÜRÜ ATAMALARINA AÇTIĞIMIZ DAVADA YÜRÜTMEYİ DURDURMA RET KARARINA İTİRAZIMIZ KABUL EDİLDİ

0

Gençlik ve Spor Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme Ünvan Değişikliği Yönetmeliğine aykırı şekilde yapılan yurt müdürü kadrolarına doğrudan atamaların iptali talebiyle yapmış olduğumuz başvurunun reddine ilişkin işleme karşı Sendikamızca açılan davada Bölge İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma isteminin reddi yönünde karar veren yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden inceleme yapılmak üzere idare mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

AĞRI ŞUBEMİZ KURUMLARI ZİYARET ETTİ

0

Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, Ağrı Göç İdaresi Geri Gönderme Müdürlüğünde çalışan büro personeli, göç uzmanları ve güvenlik görevlileri ile istişare toplantısı yaptı.

Doğubeyazıt Gençlik ve Spor ilçe Müdürlüğü, Doğubeyazıt Adliyesi, Doğubeyazıt Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gürbulak Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü  çalışanları ile de bir araya gelen Ağrı Şube Başkanımız Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

 

7. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZ

0

Türkiye Kamu-Sen olarak 7. Dönem Toplu Sözleşme taleplerimizi görmek için tıklayınız