Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 18

AĞRI ŞUBEMİZ GÖÇ İDARESİ İL MÜDÜRÜNÜ ZİYARET ETTİ

0

Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, iş yeri temsilcimiz Ömer Faruk Kaya ve Disiplin kurulu üyemiz Aykut Aslan ile birlikte Ağrı Göç İdaresi Müdürlüğüne atanan İhsan Şekeli’ye  hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Ayrıca Güvenlik Görevlilerin sorunları hakkında istişarede bulunuldu.

GÜNGÖREN KAYMAKAMI ABDULLAH KÜÇÜK’Ü ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Özkan Ulupınar ve İstanbul Şube Başkanımız Hasan Ertuna ile birlikte 22.01.2024 tarihinde Güngören Kaymakamımız Abdullah Küçük’ü ziyaret etti.

Her şartta devletimizin ve mülkü idare amirlerimizin yanındayız.

Güngören Kaymakamımız Abdullah Küçük’e misafirperverliği için teşekkür ederiz.

1.DERECEYE 3600 EK GÖSTERGENİN GECİKMESİNİN NEDENİ YETKİLİ SENDİKANIN TOPLU SÖZLEŞME MASASINDA ATTIĞI İMZA, YAPTIĞI MUTABAKATTIR. YETKİLİ SENDİKA MEMURA KÖTÜLÜK YAPMIŞTIR

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Özkan Ulupınar ile birlikte 21.01.2024 tarihinde İstanbul’da Gençlik ve Spor Bakanlığı çalışanı üyelerimiz ile bir araya geldi.

İstanbul Şube Başkanlarımız Remzi Kaya, Hasan Ertuna, Ali Söğüt, Mehmet Akif Ersoy, Mustafa Ünlü, Okan Sakar ve Emre Ünal’ın da katıldığı istişare toplantısında Genel Başkanımız Türkeş Güney, “1.Dereceye 3600 ek göstergenin gecikmesinin nedeni; yetkili sendikanın toplu sözleşme masasında attığı imza, yaptığı mutabakattır. Yetkili sendika memura kötülük yapmıştır.” Dedi.

Şehitlerimize rahmet dileyen Genel Başkanımız Türkeş Güney, Kulp Kaymakamı Burak Akeller’e yapılan linç kampanyasını kınıyoruz, Kulp Kaymakamımız Burak Akeller’in yanındayız dedi.

Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.

Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.

7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.

Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.

Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.

Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.” Dedi.

GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞINDAN SERVİS TALEBİNDE BULUNDUK

0

Göç İdaresi Başkanlığı ve bağlı birimlerinde servis hizmeti verilmesi, servis hizmeti verilememesi halinde personele toplu taşıma kartı verilmesi talepli yazımızı gönderdik.

MEMURLARIMIZA 1 DERECE VERİLMESİ İÇİN ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINA YAZI YAZDIK

0

Sendikamız, 2016 yılından itibaren kamu çalışanlarına verilmeyen 1 derece ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazı yazarak, 1 derece verilmesini talep etmiştir.

TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA EMEKLİ MEMURLARIMIZIN TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİK

0
BMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Konfederasyonumuz adına çalışmalara iştirak eden Toplu Sözleşmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Büro-Sen Genel Başkanı Türkeş Güney görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Güney açıklamasında;
“Diğer sendikamsı yapılar sendikacılığı züccaciye dükkanına çeviredursun, Türkiye Kamu-Sen olarak bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ilave ek ödemenin memur emekli maaşlarına yansıtılmasını, 2008 öncesi ve sonrası ayrımının kaldırılmasını, 5510 sayılı yasanın memur ve diğer kamu görevlileri açısından reforme edilmesini dile getirdik” dedi.

SGK BAŞKANIMIZ RACİ KAYA’YI ZİYARET ETTİK

0

Genel Başkanımız Türkeş Güney, Ankara SGK Şube Başkanımız Osman Vuran ve SGK Merkez Şube Başkanımız Levent Bostancı ile birlikte 18.01.2024 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanımız Raci Kaya’yı ziyaret etti.

Genel Başkanımız Türkeş Güney ziyarette, “taşra teşkilatı sigorta uzman ve uzman yardımcılarının kadrolarının ihdası, 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiyelerin, mesai ücretlerinin yeniden verilmesi, icra memurlarının yeşil pasaport alınması için 3 derece kadroya düzenlenmesi, Denetmenler için Grup Başkanlığı kurulması, özlük haklarının merkez uzmanlarla aynı cetvelde düzenlenmesi, müdür ve müdür yardımcılarının, şeflerin özlük haklarının iyileştirilmesi, kapsam dışı sağlık personelinin ek ödemelerinin yükseltilmesi, personel eksikliği başta olmak üzere üyelerimizin ve kurum personelinin sorunlarını” iletti.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanımız Raci Kaya’ya misafirperverliği için teşekkür ederiz.

AĞRI ŞUBEMİZDEN GERİ GÖNDERME MÜDÜRLÜĞÜNE ZİYARET

0

Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, iş yeri temsilcimiz Ömer Faruk Kaya ile birlikte, Ağrı Göç İdaresi Geri Gönderme Müdürlüğüne yeni atanan Serkan Karcı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Ziyarette güvenlik görevlilerin servis, yemek ve dinleme odalarıyla ilgili yaşanan sorunları görüşen Ağrı Şube Başkanımız Celalettin Yıldırım, sorunların çözümünü sağladı.

MEMUR EMEKLİLERİMİZ VE REFAH PAYI TALEBİMİZİ BASIN TOPLANTISIYLA BİR KEZ DAHA DİLE GETİRDİK

0

MEMUR EMEKLİLERİMİZ VE REFAH PAYI TALEBİMİZİ BASIN TOPLANTISIYLA BİR KEZ DAHA DİLE GETİRDİK

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci’nin düzenlediği basın toplantısına, sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticilerimiz ve emeklilerimiz  de katıldı.

ÖNDER KAHVECİ: ENFLASYON FARKI MAAŞ ZAMMI DEĞİLDİR, REFAH PAYI ZORUNLUDUR

Basın yayın organlarının yoğun ilgi gösterdiği toplantımızda Genel Başkan Önder Kahveci; “Hükümet memur emeklilerinin haklı talebini duymalı ve ilave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmasını sağlamalıdır” dedi. Kahveci, “2023 yılına ilişkin olarak enflasyon rakamlarının belli olmasının ardından memur ve emeklilere verilecek enflasyon farkı da ortaya çıkmış, 2024 yılı zamları belli olmuştur.

Bilindiği üzere memurlara ve memur emeklilerine önce toplu sözleşme sonucuna göre belirlenen maaş artışı yapılmaktadır.  Eğer yapılan zam gerçekleşen enflasyonun altında kalırsa aradaki fark da dönem sonunda enflasyon farkı olarak maaşlara yansıtılmaktadır.

Yani herhangi bir dönem için memur ve emeklilere enflasyon farkı verilmesi demek, aslında o dönemde maaşların eridiği ve sonradan yapılan takviye ile zamların ancak sıfıra eşitlendiği anlamı taşımaktadır. Dönem sonundaki enflasyon farkı ile gelecek döneme ilişkin maaş artışı birlikte verildiği için kamuoyunda sanki memurlara ve emeklilere yüksek oranlı zam yapılıyor algısı oluşmaktadır.

Nitekim 2024 yılı zamlarıyla ilgili olarak da böyle bir kafa karışıklığı yaratılmış durumdadır.

Şöyle ki; 2023 yılı enflasyonu %64,77 olmuştur.  Son altı ayda ise enflasyon %37,57 olarak gerçekleşmiştir.

Temmuz ayında memur ve emeklilere %6 zam verildiği için geçen altı ayda maaşlar 31,57 puan erimiştir.  Ocak ayında da önce bu erime telafi edilerek Temmuz 2023’deki maaş zamları sıfırlanmış, ardından da %15’lik 2024 yılının ilk yarı zammı yapılmıştır.

Yani memur ve memur emeklilerine 2024 yılının ilk altı ayı için yapılan zam %15’tir.   Bu bakımdan kamuoyunda memur ve emeklilere %49,25 zam yapıldığı yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Tekraren hatırlatıyoruz; enflasyon farkı maaş zammı değildir.

Enflasyon farkı maaşlardaki yaşanan erimenin gecikmiş bir telafisidir. Bu da aslında memur ve emekli maaşlarının enflasyon karısında sürekli eridiğinin ispatıdır.

Memur ve emeklilerimizin maaşları uzun yıllardan beri erimekte, alım gücü sürekli olarak düşmektedir. Öyle ki, 2002 yılında ortalama memur maaşı ile 22,1; en düşük memur maaşı ile 14,9 çeyrek altın alınabiliyordu.  Bugün ise zamlı maaşları ile birlikte ortalama memur maaşı ile 10,8; sosyal yardımlar dahil en düşük memur maaşı ile 9,4 çeyrek altın alınabiliyor.

Yani maaşlar altın karşısında %50’nin üzerinde değer kaybetmiş durumdadır. Çalışan ve emeklilerin bütçeden aldıkları pay sürekli azalmaktadır. Aynı durum 2024 ve 2025 yılları için de geçerli olacaktır.  Türkiye’de kişi başına GSMH’nın yıllara göre belirgin bir artış göstermesine karşın, kamu çalışanları artan reel gelirden yeterince pay alamamakta, hedeflenen enflasyon oranına bağlı bir aylık ücret artışına maruz kalmaktadır.

Görülüyor ki, yıllara göre aylık ve ücretlerdeki artış, yıllık enflasyon oranının çok gerisinde kalmış, memur ve emekli maaşları reel anlamda erimiş ve kamu çalışanlarının alım gücü düşmüştür.

Bir ülkede bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlerin toplam değeri olarak ifade edilebilecek milli gelirden herkesin adil bir pay alması, en yüksek gelirli kesimle en düşük gelirli kesim arasındaki farkın makul seviyelere getirilmesi; toplumsal refahı artıran ve sosyal barışı temin eden en önemli unsurdur.  Bununla birlikte çalışanların ücretlerinin fiyat artışlarından korunması ve milli gelirde yaşanan büyümeden eşit oranda pay alması ile ancak mevcut durumun korunması sağlanabilmektedir. Bu nedenle çalışanlara yalnızca enflasyon artışı kadar maaş artışı yapılması o ülkede artan refahtan her kesimin eşit şekilde faydalanamaması anlamı taşır ki bu durumda ekonomik iyileşmeden yeterli pay alamayan çalışanlar nedeniyle gelir dağılımında bir bozulma yaşanması kaçınılmazdır.

“REFAH PAYI UYGULAMASI HEMEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”

Bir ülkede vatandaşların gelirlerinin enflasyon oranı üzerinde ve ekonomik büyüme ile orantılı olarak artması dahi yalnızca gelir dağılımındaki durumu korumaya yönelik olup, gerçek anlamda gelir artışı sağlamaz. Gelir dağılımında adaletin sağlanması ve sosyal devlet ilkesinin emrettiği sosyal refaha ulaşılması için kamu görevlilerine enflasyon artışı, ekonomik iyileşme ve refah payı olarak nitelendirilebilecek unsurlar göz önünde bulundurulmak kaydıyla bir ücret artışı sağlanmalıdır.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2024 için enflasyon tahminini %36; 2025 yılı için ise %14 olarak belirlemiştir. Ekonomik gelişmeler, enflasyon gerçekleşmelerinin bu tahminlerin çok daha üzerinde olacağını ortaya koymaktadır.  Hal böyle iken kamu görevlileri ve emeklilerine 2024 yılının tamamı için (%15+%10), kümülatif %26,5; 2025 yılının tamamı için ise (%6+%5), kümülatif %11,3 oranında maaş artışı yapılacaktır.

Buna göre iki yıllık tahmini veriler ve maaşlara yapılması öngörülen artışlar hesap edildiğinde tahminlerin tutması varsayımı ile 2024 ve 2025 yıllarında mal ve hizmet fiyatları toplam %55,04 oranında zamlanırken memur ve emekli maaşlarındaki artış kümülatif %40,8’de kalacaktır.  En iyimser tahminle memur ve emeklilerimizin maaşları önümüzdeki gelecek 2 yıllık sürede 15 puan eriyecek, enflasyon farkı ile dönem sonlarında yapılacak ödeme sonucunda maaşlarda reel anlamda sıfır artış sağlanmış olacaktır.  Bu durum, maaşların erimeye devam edeceğinin resmi olarak tescili anlamı taşımaktadır.

2022 ve 2023 yıllarında verilen refah payı, memurlarımız için bir can suyu olmuştu. Ne yazık ki, bu sene bu uygulama hayata geçmedi.  Türkiye Kamu-Sen olarak daima kamu çalışanlarına ve emeklilerine piyasa gerçekleriyle örtüşen maaş zammı yapılması gerektiğini ifade etmekteyiz. Kamu görevlilerimizin alım gücünün yükseltilmesi için gerçek enflasyonun üzerinde bir artış yapılması ve buna ek olarak refah payı verilmesinin zorunlu olduğunu vurgulamaktayız.

TÜİK’in açıkladığı rakamlar ve TCMB enflasyon beklentileri birlikte değerlendirildiğinde memurlarımıza emeklilerimize ilave bir zam ve refah payı talebimizin bir keyfiyet değil zorunluluk olduğu ortaya çıkmaktadır.  İfade ettiğim zam politikaları nedeniyle memur emeklileri ülkemizdeki en mağdur kesimlerinden biri haline gelmiştir. 14 Temmuz 2023 tarih ve 7456 sayılı Kanunla getirilen ilave ek ödeme uygulaması, büyük bir adaletsizlik yaratmıştır.

Öyle ki, düzenlemede bu ödemeden herhangi bir kesinti yapılmayacağı öngörüldüğü için memurların yalnızca çalıştıkları dönemlerine esas bir tazminat olarak uygulanması, emekli olduklarında bu ödemenin emekli maaşı hesabına dahil edilmeyeceği söz konusudur. Hal böyle olunca ilave ek ödeme uygulaması, çalışırken alınan maaşla emekli maaşları arasındaki uçurumu daha da büyütmüş, emekli maaşlarının memuriyet hayatıyla bağını koparmıştır.

En düşük dereceden maaş alan bir memurun maaşının yaklaşık %60’ı emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesabına dahil edilmemektedir.  Böyle bir durum sosyal sigorta ilkeleri ile de uyuşmamakta, memurlarımız çalışırken aldıkları maaşın %40’ı kadar emekli maaşına hak kazanabilmektedir.

“İLAVE EK ÖDEME EMEKLİ MAAŞLARINA YANSITILMALIDIR”

Ocak zamları ile birlikte 8 bin 77 TL olarak başlanan ilave ek ödeme uygulaması 12 bin 54 liraya çıkmıştır. Emekli maaşı hesabına dahil olmayan miktar büyüdükçe, emeklilikteki adaletsizlik de katlanarak büyümektedir. Yaşanan ekonomik gelişmeler ve memurların alım gücündeki erime dikkate alındığında; emekliliğe yansımayan ilave ek ödeme Anayasamızın ölçülülük, adalet ve kanun önünde eşitlik ilkelerine de aykırı bir durum teşkil etmektedir.

Çalışma hayatı ile emeklilik arasındaki makasın bu denli açılmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşır bir yanının olmadığı açıktır.  Kamu çalışanlarımızın bu şartlar altında emekli olduğunda hayat standardını nasıl koruyacağı izaha muhtaçtır.  Bu şartlar altında özellikle memur emeklilerimizin maaşlarının, çalışma hayatıyla ilişkisi bütünüyle kesilmiştir.  Böyle olunca memurlarımız emekli olmak istemeyecek, tüm kamu görevlileri 65 yaşına kadar çalışmayı sürdürecek, emekli olduktan sonra da düşük maaşla yaşam mücadelesi verecektir.

Sosyal devlet, vatandaşlarına çalışırken de emekli olduğunda da onurlu bir yaşam sağlamakla mükelleftir. Yıllarca devletimize hizmet etmiş emeklilerin hayat standardını korumak, açlık sınırının üstünde bir maaşla huzur içinde yaşamasını sağlamak, önceliğimiz olmalıdır. Tekraren ifade ediyoruz ki, ekonomik gelişmeler, vergi artışları ve zorunlu harcama kalemlerine gelen zamlar dikkate alındığında memurlarla birlikte emekli maaşlarına yapılacak %15’lik artışın yeterli olmadığı görülmektedir. TBMM gündemine işçi emekli aylıklarına ilişkin bir düzenleme getirilmesi söz konusudur.

Emeklilik sistemi bir bütündür. Dolayısıyla bir kesime artış yaparken diğer kesimin mağduriyetini görmezden gelmek hakkaniyetli olmayacaktır. Resmi enflasyonun %65’ler düzeyinde açıklandığı bu dönemde emekli maaşlarına yapılan %15 artış yetersizdir.  Daha önce de ifade ettiğimiz gibi çalışırken 33 bin TL dolayında maaş alacak olan bir memurun maaşı, emekli olduğunda 14 bin 850 TL’ye düşecektir.

Yani en düşük dereceli memur emekli olduğunda, çalışırken aldığı maaşın yalnızca %45’ini alabilecektir.  Asgari ücret 17 bin TL ilken açlık sınırının bile altında maaşla geçinmeye çalışan emeklilerimizin hali görülmelidir. Bununla birlikte 1. Dereceye gelen bütün memurların ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi, emeklilikte yaşanan sorunları bir nebze olsun giderecektir.

Bir başka aksaklık da 2008 öncesi ve sonrasında göreve başlayan memurlarımızın emeklilik haklarında yaşanmaktadır.  2008 sonrasında ilk defa göreve başlayan memurlarımızın emekli aylığı bağlama oranları ve emekli maaşları çok daha düşüktür.  Biz, bu yanlış uygulamaların TBMM’de getirilen bu torba yasa ile düzeltilmesini istiyoruz. Hükümet memur emeklilerinin bu haklı talebini duymalı ve ilave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmasını sağlamalıdır.

Türkiye Kamu-Sen olarak yetkililerden çağrımıza kulak vermesi, memurlara ilave zam, refah payı ve memur emeklilerinin durumunu iyileştirecek uygulamaları bu tasarıya eklemesi ve ilave ek ödeme tutarının emekli maaşlarına dahil edilmesi çağrımızı yineliyoruz.  Konfederasyon olarak bu yoldaki girişimlerimizi sonuç alıncaya kadar sürdüreceğiz” dedi.

VAN ŞUBEMİZ, KURUM ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ

0

Van Şube Başkanımız Ömer Özgüven ve Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Defterdarlık, Van Bölge Adliye Mahkemeleri ve İlçe Seçim Kurulu çalışanlarını ziyaret etti.

Çalışanların sorun ve talepleri ile ilgili istişarede bulunan Van Şube Yönetimimiz, Sendikamızın çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ayrıca Sendikamıza yeni katılan 30 üyemize ailemize katıldıkları için teşekkür ediyoruz.