Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 167

KAHVECİ: SORUNLARIMIZI MASKELEYEMEZSİNİZ! 02 Eylül 2020, Çarşamba | 14:02

0

 

02 Eylül 2020, Çarşamba | 14:02

 

Türk Sağlık-Sen Sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek ve taleplerini gündeme getirmek adına tüm Türkiye’de basın açıklaması gerçekleştirdi. Ankara Şehir Hastanesi önünde yapılan Basın Açıklamasında ilk olarak salgın nedeniyle hayatını kaybeden şehit sağlık çalışanlarımız için saygı duruşunda bulunuldu ve Fatiha okundu. Eylemde sağlık çalışanları sorunlarının yazılı olduğu maskeleri taktılar.

Binlerce Arkadaşımız Virüse Yakalandı, Acil şifalar Diliyorum.

Genel Başkanımız Osman Eksert’in de katıldığı eylemde Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci salgın sürecinin kahramanları sağlık çalışanlarının sorunla boğuştuğuna dikkat çekerek “Tüm zorluklara rağmen olağanüstü bir çalışma azmi, kendi hayatlarını hiçe sayarak gösterdikleri fedakarlık, ailelerinden aylarca uzak kalarak yaptıkları hizmetle tarihe geçtiler. Binlerce arkadaşımız virüse yakalandı, hayatını kaybederek şehit olanlar oldu. Bugün bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, hasta olan tüm arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Alın Terimizin Heba Edilmemesini İstedik

Salgın süresince Sağlık hizmetlerinin sıkıntıya girmemesi, sağlık çalışanlarının sağlığının korunması adına uyarılarda ve önerilerde bulunduklarını belirten Genel Başkanımız Önder Kahveci  “İlerleyen süreçte sağlık çalışanlarının alkışlandıklarını, Milletin ve devletin her kademesinden sağlık çalışanlarına teşekkür edilip, takdir edildiklerini hep beraber gördük. Her ne kadar alkışlar ve teşekkürler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarını bitirmekten geçtiğini belirterek temel meselelere çözüm istedik. Çalışanların emeğinin karşılığını ödeyecek bir değer olmadığını ama alın terlerinin de heba edilmemesini ısrarla dile getirdik. “ dedi.

Ek Ödeme Değil Tek Ödeme İstiyoruz.

Sağlık çalışanlarının maaşlarında iyileştirme istediğini kaydeden Genel Başkanımız Önder Kahveci “Ne yazık ki 6 aylık bu süreçte 3 ay süren adı tavandan ama kendi yavandan olan bir ek ödeme ile sorunların geçiştirilmesi, bırakın yarınımızı güvence altına almayı, günü kurtarma değil ancak saati kurtarmak adına yapılan bu işle tüm sorunlar çözülmüş gibi bir hava oluşturuldu.

 Her yanı adaletsizliği nedeniyle dökülen ek ödeme sanki ikinci bir maaş gibi gösterildi. Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filasyon çalışmasında aktif görev alan aile hekimliği çalışanlarına bir kuruş bile ödeme yapılmayarak adeta emekleri yok sayıldı. Diş Hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi.

Halbuki sağlık çalışanlarının beklediği gerçek anlamda ve adaletli bir şekilde ücretlerinde artış yapılmasıydı. Biz bu konuda taban aylığa artış yapılması talebimizi gündeme getirmemize rağmen ücretlerde bir iyileştirme olmadı.

Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Ek Ödeme değil Tek Ödeme istiyoruz. Onu da maaş zam olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür. “ dedi.

Sağlık Çalışanları Kırgın, Kızgın ve Yorgun

Sağlık çalışanlarının hak etmedikleri bir muamele ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Genel başkanımız Önder Kahveci “ Salgının artığı bugünlerde Sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındalar ama mutsuz ve umutsuzlar. Kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarının karşılığında kendilerine yapılanları görüyorlar. Hakları verilmediği gibi hak etmedikleri bir muameleye ile karşı karşıya kalıyorlar. Çalışanlar kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkeliler. Ek ödeme yerine maaşa zam şeklinde tek ödeme bekliyorlar. Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır? “ dedi.

Genel Başkanımız Taleplerimizi Sıraladı

Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir. Virüsle mücadele eden kahramanların başka sorunlarla boğuşmaları sona ermelidir.” diyen Genel Başkanımız Önder Kahveci taleplerimizi şöyle sıraladı;

Maaşlara acilen zam yapılmalı, ücretler iyileştirilmelidir. Bu iyileştirme sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli tüm çalışanları kapsamalı herhangi bir ayrıma gidilmemelidir.

Döner sermaye sorununa sosyal taraflarla görüşülerek makul bir düzeyde çözüm üretilmelidir.

Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir.

Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir.

Salgınla mücadeledeki fedakarlıkları, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir.

Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir. Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.

Aile Hekimliğinde görev yapan çalışanlara mutlaka ilave bir ücret ödemesi yapılmalı ve unutulmuşlukları sonlandırılmalıdır. Aynı şeklide Adli Tıp Çalışanlarına da salgın nedeniyle bir ilave ödeme yapılmalıdır. Çünkü birçok Adli Tıp Müdürlüğü Grup başkanlıkları pandemi kuruluşu ilan edilmişlerdir.

Kreş gibi sosyal imkanlardan sağlık çalışanlarının yararlanması için düzenlemeler yapılmalı, her hastaneye mutlaka bir kreş açılmalıdır.

İş yükünü azaltmak için istihdam arttırılmalı, atama bekleyen genç arkadaşlarımızın sesine kulak verilmelidir.

Sağlık çalışanları için dile getirdiğimiz taleplerimizin tamamı üniversite hastanelerinde fedakarca görev yapan arkadaşlarımız için de geçerlidir. Bu konuda YÖK ve rektörlükler üstlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidirler. Kendi kuruluşlarında ne çalışanları mağdur edecek uygulamalara imza atmalı, ne de çalışanların herhangi bir ayrımcılığa uğramalarına müsaade etmelidirler.

Sağlık Çalışanlarının Sorunlarına ve Taleplerine Bakış Açısı Değişmeli

Çalışanların lehine olan düzenlemelerin hayata geçmesini istediklerini kaydeden Genel başkanımız Önder kahveci sözlerini şöyle tamamladı: Bugün baktığımızda hastanelerden aile hekimliklerine, sözleşmelilerden hizmetlilerimize, doktorumuzdan sağlık memuruna her çalışanın ortak sorunları mevcut olduğu gibi hayata geçmesi zaruri talepleri de vardır.  Gayretimiz ve mücadelemiz bunların gerçekleşmesi içindir. Umut ediyoruz ki sağlık çalışanlarının sorunlarına ve taleplerine bakış açısı değişir. Meseleler kulak arkası, sümen altı edilmez, çalışanın aleyhine değil lehine olan düzenlemeler hayata geçer.

Bu temennilerle koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin dört bir yanında şifa dağıtan,  Çalışma hayatındaki tüm zorluklara ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen özverili bir şekilde hizmet eden tüm kahraman sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyorum.         

Vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum; Sağlık çalışanlarının yüklerinin hafifletilmesi için, kendi sağlığınız için Covid-19 tedbirlerine yani maske-mesafe ve temizlik kuralına uyarak destek olun. 

 

MAHKEME, MEMURUN SİCİL DEĞERLENDİRİLMESİNDE VERİLEN DÜŞÜK PUANA İLİŞKİN İDARECE SOMUT BELGE SUNULMAMASINI İPTAL NEDENİ SAYDI

0

01 Eylül 2020, Salı | 13:39

Sendikamızca, antrenör olarak görev yapan memura, soruşturma geçirmediği, disiplin cezasının bulunmadığı hususları dikkate alınmaksızın ve somut hiçbir delil gösterilmeksizin düşük verilen sicil notunun iptali gerekçesiyle Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde dava açılmıştır.

 

Ankara 12. İdare Mahkemesinde 2020/432 E. sayısına kayıtlı görülen yargılamada 21.02.2020 tarih ve 2020/345 K. sayılı karar ile, “yetkili sicil amirlerinde düzenlenen sicil raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında, olumsuz veya orta düzeyde sicil raporu düzenlenmesi ya da sicil raporunun ilgilinin görevi ile doğrudan ilgisi bulunmayan, kişiliği ile ilgili olan kısımların düşük notla notlandırılması durumlarında, yetkili sicil amirlerinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılması gerektiği; bu durumda, antrenör olarak görev yapan davacının görevini ifa ederken insan hakları ihlaline bulunduğuna ilişkin somut bir delil ortaya konulmaksızın, 1. ve 2. Sicil amirleri tarafından anılan kısmın düşük puanla takdir edilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararını görmek için tıklayınız

ÇANKIRI ESKİ ŞUBE BAŞKAN YARDIMCIMIZ MUSTAFA KAPUSUZ HAKKA YÜRÜDÜ 01 Eylül 2020, Salı | 10:30

0

 

01 Eylül 2020, Salı | 10:30

 

Yıllardır Sendikamıza büyük hizmetler sunan Çankırı Eski Şube Başkan Yardımcımız Mustafa Kapusuz 01.09.2020 tarihinde Hakka yürümüştür.

 Türk Büro-Sen olarak, kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine, yakınlarına ve camiamıza sabırlar dileriz.

Cenazesi bugün saat 14:00’da Çankırı Mezarlıklar Müdürlüğünde defnedilecektir.

 

30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN VAR OLUŞ MÜCADELESİNİN ZAFERLE TAÇLANIŞIDIR 29 Ağustos 2020, Cumartesi | 10:17

0

 

29 Ağustos 2020, Cumartesi | 10:17

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajda, “Türk milletini bu topraklardan kazıyıp atmak gayesiyle her türlü kirli oyunu sahneleyen şer güçlere Türk’ün azap verici tokadını indirdiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramının 98. yıldönümünü coşku ve gururla kutlamaktayız.” dedi. Kahveci, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Tarihimizin en kritik zaferlerini elde ettiğimiz ağustos ayında, bu toprakların ebedi vatanımız olduğunu bir kere daha tescilleyen, Türk milletini bu topraklardan kazıyıp atmak gayesiyle her türlü kirli oyunu sahneleyen şer güçlere Türk’ün azap verici tokadını indirdiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramının 98. yıldönümünü coşku ve gururla kutlamaktayız.

26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi ile kapılarını açtığımız ve vatan yaptığımız bu topraklarda, Türk tarihinin belki de en anlamlı ve en önemli zaferi, 26 Ağustos günü başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da, Mustafa Kemal Atatürk komutasında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir.

30 Ağustos; yaklaşık 900 yıl boyunca bizleri bu topraklardan kazıyıp atmak için bir araya gelen güçlere Türk milletinin verdiği tarihî cevabın adı; 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’le başlayan Türk hâkimiyetinin bir kez daha perçinlendiği ve Anadolu’nun kadim ve ebedi Türk yurdu olduğunun tescil edildiği gündür.

30 Ağustos; cebren ve hile ile bütün kaleleri zaptedilen, bütün tersanelerine girilen, bütün orduları dağıtılan ve her köşesi bilfiil işgal edilen Türk milletinin var oluş mücadelesinin zaferle taçlandığı gündür.

30 Ağustos; bir milletin yokluk, yoksulluk, açlık ve imkânsızlıklar içinde işgale ve kıyıma karşı şahlanarak “Bu topraklarda sınırlar kalemle değil kanla çizilir” dediği gündür.

Tarih, yalnızca övünmek ve geçmişimizle gururlanmak için ders kitaplarına eklediğimiz kahramanlık destanları ya da savaş anıları değildir. Geçmişin hatalarından ders çıkarıp, yapılan yanlışları azaltıp doğruları çoğalttığımızda anlam ve değer kazanan, bir milletin acı, tatlı tecrübelerinin bütününe verilen isimdir tarih… Türk tarihi de sayısız kahramanlıkların yanında sayısız ibret ve dersleri de içeren adeta bir hayat kitabı, bu milletin Anadolu’da huzur ve barış içinde yaşayabilmesi için yol gösterici yegâne kaynaktır.

Tıpkı geçtiğimiz yüzyılın başında olduğu gibi bugün de etrafımız Mehmet Akif Ersoy’un dizelerindeki ifadeyle “bütün akvam-ı beşer” tarafından sarılmaktadır. Bir asır önce atalarımızdan aldıkları dersle bu toprakları ardına dahi bakmadan terk eden milletler yine bir araya gelerek Türk milletine karşı birleşme çağrıları yapmaktadır. Bu çağrıyı yapanın I. Dünya Savaşı’ndaki müttefikimiz Almanya’nın Şansölyesi olması, Anadolu topraklarının ve kaynaklarının sırtlan sürülerinin iştahını ne denli kabarttığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Coğrafyamızda gidişat hiç de iyi görünmemekte, küresel güçler vatanımız üzerinde büyük ve kanlı bir çatışmayı süratle körüklemektedir. Geçtiğimiz asırda milletlerin kaynaklarını sömürüp, kanla kurdukları sözde medeniyetleri ile mazlumlara hayatı dar eden emperyalistler, 21. yüzyılın kaynak paylaşımını ve yeni sömürü düzenini de bölge milletlerinin haklarını gasp ederek gerçekleştirmek arzusundadır. Türk milleti yaşanan son gelişmeler karşısında uyanık olmak, bütün ayrılıkları bir tarafa bırakarak saflarını sıklaştırmak, birliğini pekiştirmek zorundadır.

Bütün bu saldırılar karşısında, büyük Türk tarihinin sayfalarını karıştırıp geçmişte yaşadıklarımızla bugün içinde bulunduğumuz durumu karşılaştırdığımızda, oyunun ve olayların birebir örtüştüğünü görürüz. Bu bakımdan geçmişimizin acı tecrübelerinden çıkardığımız dersleri hayata geçirmeli, Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği muasır medeniyet yolunda kararlı bir şekilde yürümeliyiz.

Tarihi, dönemin şartlarına göre değil de bugünkü şartlarla değerlendirerek bizlere özgürlüğümüzü ve bağımsız Devletimizi armağan etmiş kahraman ecdadımıza saldırarak; fikir ve düşünce farklılıklarını bir ayrışma unsuru haline getirip milletimizi kutuplaştırarak; adalet terazisinin ayarını bozarak; liyakati yok edip yandaş bir kesim yaratarak kişisel ve siyasi menfaat sağlama peşinde koşan tüm gruplar bu milletin sinesinden sökülüp atılmadıkça, Türk milleti bu topraklarda rahat yüzü görmeyecektir.

Bu vatan, Türk milletinin kadim ve en son yurdudur. En meşru uluslararası haklarımızı gasp ederek karadan, havadan ve denizden kuşatıp, bizleri vatanımızda boğmak gibi bir hayale kapılanlar, 30 Ağustos 1922 tarihini akıllarından çıkarmamalıdır. Devletimiz bu coğrafyada yalnızca kendi haklarını değil bir asırdır kan kusturulan mazlumların da haklarını korumak ve kaynakların hukuka uygun biçimde adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için her türlü mücadeleyi göze almıştır. Bundan 98 yıl önce imkânsızlıklar içinde, dünyanın tüm gelişmiş ülkelerini ve onların destekleyip üzerimize sürdüğü taşeron güçleri denize döküşümüz bugün Akdeniz’de Türk milletine parmak sallayan kendini bilmezlere ibret olmalıdır.

İçinde bulunduğumuz durum ne denli can sıkıcı da olsa, düşman sayıca çok, imkânca fazla da olsa, Türk milletinin yüreğindeki iman, cesaret ve kararlılık her türlü gücün üzerindedir. 26 Ağustos 1922’deki inançla ve “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla yola çıkmış Türk milletini yok etmeye ve esaret altına almaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bizlere Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan ve kahraman askerlerine; düşman postalları altında inim inim inleyen bir milleti ayağa kaldırıp küllerinden yeniden doğmasını sağlayan ve bugün üstünde gurur içinde ve özgürce yaşadığımız Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; kanlarıyla bu toprakları  bizler için cennet kılan gazi ve şehitlerimize minnettarız.  Onların emanetlerini kutsal bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veririz.

Şehitlerimizin ruhları şad; milletimizin Zafer Haftası ve 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.”

 

ADALET BAKANLIĞINA KORONA VİRÜS TEDBİRLERİ KAPSAMINDA GYS’NİN ERTELENMESİ İÇİN YAZI YAZDIK 26 Ağustos 2020, Çarşamba | 11:21

0

 

26 Ağustos 2020, Çarşamba | 11:21

 

2019 yılının son aylarında ortaya çıkan ve Mart ayından bu yana etkisi ülkemizde de devam eden Covid- 19 salgını kapsamında alınan sıkı önlemlere rağmen salgın halen artarak devam etmekte olup, yeniden önlemlerin sıkılaştırılması gereği doğmuş, 26 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2020/11 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile de kamu kurumlarında dönüşümlü mesai uygulaması yeniden getirilmiştir.

Bu kapsamda, salgının yayılımının en aza indirgenmesi amacıyla, 5 Eylül 2020 tarihinde yapılması planlanan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının ileri bir tarihe ertelenerek, sınavın iller bazında veya bölgesel olarak yapılması talepli 26.08.2020 tarih ve 606 sayılı yazımızı Adalet Bakanlığına gönderdik.

Ayrıca Sendikamız 17.07.2020 tarihinde Adalet Bakanlığına gönderdiği yazısı ile de korona virüs kapsamında sınavın iller bazında veya bölgesel olarak gerçekleştirilmesini talep etmişti.

İlgili yazıyı görmek için tıklayınız

 

KORONA VİRÜS TEDBİRLERİ KAPSAMINDA 2. DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞMA GENELGESİ YAYINLANDI 26 Ağustos 2020, Çarşamba | 09:12

0

 

26 Ağustos 2020, Çarşamba | 09:12

 

Bilindiği üzere ülkemizi hızlı bir şekilde etkisi altına alan Korona Virüs kapsamında kamuda birçok tedbir alınmıştır.

Bu tedbirlere ilaveten 26 Ağustos 2020 tarihli resmî gazetede yayınlanan 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu çalışanlarının çalıştırılma şekline bakılmaksızın kamuda dönüşümlü çalışma sistemine yeniden başlanılmıştır.

Türk Büro-Sen olarak, Genelge kapsamında tüm yöneticileri keyfi uygulamalara son vererek, tedbirleri ve dönüşümlü mesai uygulamasını eksiksiz bir şekilde hayata geçirmeye davet ediyoruz. Korona Virüsü ancak maske, mesafe ve hijyen tedbirleri ile yenebiliriz. Bu konuda tüm yöneticilerinde gerekli hassasiyeti göstereceğinden eminiz.

 

KAYSERİ VALİ YARDIMCISI MEHMET SADIK TUNÇ’U ZİYARET ETTİK

0

 

21 Ağustos 2020, Cuma | 12:21

 

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Kayseri Şube Başkanımız Hacı Musa Şen ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleriyle Kayseri Vali Yardımcısı Mehmet Sadık Tunç’u ziyaret etti.

Ziyarette Genel Başkanımız Osman Eksert, çalışanların sorunlarını Mehmet Sadık Tunç’a aktararak, çözümü için Sendikamızın iş birliğine hazır olduğunu ifade etti.

 

İSTANBUL 1 NOLU ESKİ ŞUBE BAŞKAN YARDIMCIMIZ MEHMET AKİF TERZİ HAKKA YÜRÜDÜ 20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

0

 

20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

 

Yıllardır Sendikamıza büyük hizmetler sunan İstanbul 1 Nolu Eski Şube Başkan Yardımcımız Mehmet Akif Terzi 20.08.2020 tarihinde Hakka yürümüştür.

Türk Büro-Sen olarak, kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine, yakınlarına ve camiamıza sabırlar dileriz.

Not: Cenazesi 21 Ağustos 2020 Cuma günü öğle namazına müteakip Hatay Dörtyol’da defnedilecektir. 

 

TEMMUZ AYI ASGARİ GEÇİM SONUÇLARINI AÇIKLADIK 11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

0

 

11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

 

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2020 Temmuz ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Temmuz 2020 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.728,85 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 7.733,85 Lira olarak belirlendi.

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 190,92 TL, %2,53 oranında arttığını gösterdi.

Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 39,33 TL, %1,38 oranında arttı ve 2.882,55 Lira olarak hesaplandı.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Temmuz ayında 3.012,74 Lira olarak tahmin edildi.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Temmuz 2020 verilerine göre günlük 64,638 Lira olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.939,14 Lira oldu.

Temmuz 2020 itibari ile ortalama 4.478,00 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %43,3’ünü oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.073,6 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Temmuz 2020 ortalama maaşının %23,97’sine denk geldi.

Buna göre bir memur, ortalama maaşının %67,27’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %32,73’ü kalmıştır. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Temmuz 2020 maaşından geriye yalnızca 1.465,65 TL kalmıştır.

Ocak-Temmuz döneminde TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyatları yüzde 6,37 artmış olmasına rağmen dört kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları yüzde 12,12; açlık sınırı ise yüzde 9,33 yükselmiştir.

Hal böyleyken zorunlu harcamaların enflasyonun 3 ile 6 puan üzerinde arttığı görülmüştür.

KAHVECİ: 7 AYDA MEMUR MAAŞLARI % 8,3 ERİDİ

Temmuz ayı asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “2020 yılı Temmuz ayına kadar dört kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 836,16 TL zamlandı. Buna karşın ortalama memur maaşına Aralık ayına kadar geçerli olacak zam enflasyon farkıyla dahil 463,86 TL’de kaldı.

Şu anda bile ortalama bir memurun maaşı harcamalar karşısında 372,3 TL erimiş durumdadır. Maaşlardaki erime ortalama yüzde 8,3 düzeyindedir.

Bu olumsuzluklara döviz ve altın piyasasında yaşanan hareketlilik de eklendiğinde önümüzdeki ayların sıkıntılı geçeceği görülmektedir.” dedi.

 

AYM, DMO, HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI, HSK, KDK, SPK, TİKA, SAYIŞTAY VE HELAL AKREDİTASYON KURUMUNDA YETKİYİ ALDIK 29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

0

 

29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

 

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Devlet Malzeme Ofisi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, TIKA, Sayıştay Başkanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumunda yapılan üye sayımlarıyla yetki belirleme toplantısı sonucuna göre, bu 9 kurumda yetkili Sendika, rakiplerine fark atarak Türk Büro-Sen olmuştur.

Bu mücadelede Sendikamızdan desteklerini esirgemeyen tüm üyelerimize teşekkürlerimizi sunarız.

Türk Büro-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da kamu çalışanlarının hak ve menfaatleri için mücadelemizin hız kesmeden devam edeceğini kamuoyuna saygı ile bildiririz.