Atatürk
Ana Sayfa Blog Sayfa 167

MAHKEME, MEMURUN SİCİL DEĞERLENDİRİLMESİNDE VERİLEN DÜŞÜK PUANA İLİŞKİN İDARECE SOMUT BELGE SUNULMAMASINI İPTAL NEDENİ SAYDI

0

01 Eylül 2020, Salı | 13:39

Sendikamızca, antrenör olarak görev yapan memura, soruşturma geçirmediği, disiplin cezasının bulunmadığı hususları dikkate alınmaksızın ve somut hiçbir delil gösterilmeksizin düşük verilen sicil notunun iptali gerekçesiyle Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde dava açılmıştır.

 

Ankara 12. İdare Mahkemesinde 2020/432 E. sayısına kayıtlı görülen yargılamada 21.02.2020 tarih ve 2020/345 K. sayılı karar ile, “yetkili sicil amirlerinde düzenlenen sicil raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında, olumsuz veya orta düzeyde sicil raporu düzenlenmesi ya da sicil raporunun ilgilinin görevi ile doğrudan ilgisi bulunmayan, kişiliği ile ilgili olan kısımların düşük notla notlandırılması durumlarında, yetkili sicil amirlerinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılması gerektiği; bu durumda, antrenör olarak görev yapan davacının görevini ifa ederken insan hakları ihlaline bulunduğuna ilişkin somut bir delil ortaya konulmaksızın, 1. ve 2. Sicil amirleri tarafından anılan kısmın düşük puanla takdir edilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararını görmek için tıklayınız

ÇANKIRI ESKİ ŞUBE BAŞKAN YARDIMCIMIZ MUSTAFA KAPUSUZ HAKKA YÜRÜDÜ 01 Eylül 2020, Salı | 10:30

0

 

01 Eylül 2020, Salı | 10:30

 

Yıllardır Sendikamıza büyük hizmetler sunan Çankırı Eski Şube Başkan Yardımcımız Mustafa Kapusuz 01.09.2020 tarihinde Hakka yürümüştür.

 Türk Büro-Sen olarak, kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine, yakınlarına ve camiamıza sabırlar dileriz.

Cenazesi bugün saat 14:00’da Çankırı Mezarlıklar Müdürlüğünde defnedilecektir.

 

30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN VAR OLUŞ MÜCADELESİNİN ZAFERLE TAÇLANIŞIDIR 29 Ağustos 2020, Cumartesi | 10:17

0

 

29 Ağustos 2020, Cumartesi | 10:17

 

Genel Başkanımız Önder Kahveci, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajda, “Türk milletini bu topraklardan kazıyıp atmak gayesiyle her türlü kirli oyunu sahneleyen şer güçlere Türk’ün azap verici tokadını indirdiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramının 98. yıldönümünü coşku ve gururla kutlamaktayız.” dedi. Kahveci, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Tarihimizin en kritik zaferlerini elde ettiğimiz ağustos ayında, bu toprakların ebedi vatanımız olduğunu bir kere daha tescilleyen, Türk milletini bu topraklardan kazıyıp atmak gayesiyle her türlü kirli oyunu sahneleyen şer güçlere Türk’ün azap verici tokadını indirdiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramının 98. yıldönümünü coşku ve gururla kutlamaktayız.

26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi ile kapılarını açtığımız ve vatan yaptığımız bu topraklarda, Türk tarihinin belki de en anlamlı ve en önemli zaferi, 26 Ağustos günü başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da, Mustafa Kemal Atatürk komutasında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir.

30 Ağustos; yaklaşık 900 yıl boyunca bizleri bu topraklardan kazıyıp atmak için bir araya gelen güçlere Türk milletinin verdiği tarihî cevabın adı; 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’le başlayan Türk hâkimiyetinin bir kez daha perçinlendiği ve Anadolu’nun kadim ve ebedi Türk yurdu olduğunun tescil edildiği gündür.

30 Ağustos; cebren ve hile ile bütün kaleleri zaptedilen, bütün tersanelerine girilen, bütün orduları dağıtılan ve her köşesi bilfiil işgal edilen Türk milletinin var oluş mücadelesinin zaferle taçlandığı gündür.

30 Ağustos; bir milletin yokluk, yoksulluk, açlık ve imkânsızlıklar içinde işgale ve kıyıma karşı şahlanarak “Bu topraklarda sınırlar kalemle değil kanla çizilir” dediği gündür.

Tarih, yalnızca övünmek ve geçmişimizle gururlanmak için ders kitaplarına eklediğimiz kahramanlık destanları ya da savaş anıları değildir. Geçmişin hatalarından ders çıkarıp, yapılan yanlışları azaltıp doğruları çoğalttığımızda anlam ve değer kazanan, bir milletin acı, tatlı tecrübelerinin bütününe verilen isimdir tarih… Türk tarihi de sayısız kahramanlıkların yanında sayısız ibret ve dersleri de içeren adeta bir hayat kitabı, bu milletin Anadolu’da huzur ve barış içinde yaşayabilmesi için yol gösterici yegâne kaynaktır.

Tıpkı geçtiğimiz yüzyılın başında olduğu gibi bugün de etrafımız Mehmet Akif Ersoy’un dizelerindeki ifadeyle “bütün akvam-ı beşer” tarafından sarılmaktadır. Bir asır önce atalarımızdan aldıkları dersle bu toprakları ardına dahi bakmadan terk eden milletler yine bir araya gelerek Türk milletine karşı birleşme çağrıları yapmaktadır. Bu çağrıyı yapanın I. Dünya Savaşı’ndaki müttefikimiz Almanya’nın Şansölyesi olması, Anadolu topraklarının ve kaynaklarının sırtlan sürülerinin iştahını ne denli kabarttığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Coğrafyamızda gidişat hiç de iyi görünmemekte, küresel güçler vatanımız üzerinde büyük ve kanlı bir çatışmayı süratle körüklemektedir. Geçtiğimiz asırda milletlerin kaynaklarını sömürüp, kanla kurdukları sözde medeniyetleri ile mazlumlara hayatı dar eden emperyalistler, 21. yüzyılın kaynak paylaşımını ve yeni sömürü düzenini de bölge milletlerinin haklarını gasp ederek gerçekleştirmek arzusundadır. Türk milleti yaşanan son gelişmeler karşısında uyanık olmak, bütün ayrılıkları bir tarafa bırakarak saflarını sıklaştırmak, birliğini pekiştirmek zorundadır.

Bütün bu saldırılar karşısında, büyük Türk tarihinin sayfalarını karıştırıp geçmişte yaşadıklarımızla bugün içinde bulunduğumuz durumu karşılaştırdığımızda, oyunun ve olayların birebir örtüştüğünü görürüz. Bu bakımdan geçmişimizin acı tecrübelerinden çıkardığımız dersleri hayata geçirmeli, Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği muasır medeniyet yolunda kararlı bir şekilde yürümeliyiz.

Tarihi, dönemin şartlarına göre değil de bugünkü şartlarla değerlendirerek bizlere özgürlüğümüzü ve bağımsız Devletimizi armağan etmiş kahraman ecdadımıza saldırarak; fikir ve düşünce farklılıklarını bir ayrışma unsuru haline getirip milletimizi kutuplaştırarak; adalet terazisinin ayarını bozarak; liyakati yok edip yandaş bir kesim yaratarak kişisel ve siyasi menfaat sağlama peşinde koşan tüm gruplar bu milletin sinesinden sökülüp atılmadıkça, Türk milleti bu topraklarda rahat yüzü görmeyecektir.

Bu vatan, Türk milletinin kadim ve en son yurdudur. En meşru uluslararası haklarımızı gasp ederek karadan, havadan ve denizden kuşatıp, bizleri vatanımızda boğmak gibi bir hayale kapılanlar, 30 Ağustos 1922 tarihini akıllarından çıkarmamalıdır. Devletimiz bu coğrafyada yalnızca kendi haklarını değil bir asırdır kan kusturulan mazlumların da haklarını korumak ve kaynakların hukuka uygun biçimde adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için her türlü mücadeleyi göze almıştır. Bundan 98 yıl önce imkânsızlıklar içinde, dünyanın tüm gelişmiş ülkelerini ve onların destekleyip üzerimize sürdüğü taşeron güçleri denize döküşümüz bugün Akdeniz’de Türk milletine parmak sallayan kendini bilmezlere ibret olmalıdır.

İçinde bulunduğumuz durum ne denli can sıkıcı da olsa, düşman sayıca çok, imkânca fazla da olsa, Türk milletinin yüreğindeki iman, cesaret ve kararlılık her türlü gücün üzerindedir. 26 Ağustos 1922’deki inançla ve “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla yola çıkmış Türk milletini yok etmeye ve esaret altına almaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bizlere Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan ve kahraman askerlerine; düşman postalları altında inim inim inleyen bir milleti ayağa kaldırıp küllerinden yeniden doğmasını sağlayan ve bugün üstünde gurur içinde ve özgürce yaşadığımız Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; kanlarıyla bu toprakları  bizler için cennet kılan gazi ve şehitlerimize minnettarız.  Onların emanetlerini kutsal bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veririz.

Şehitlerimizin ruhları şad; milletimizin Zafer Haftası ve 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.”

 

ADALET BAKANLIĞINA KORONA VİRÜS TEDBİRLERİ KAPSAMINDA GYS’NİN ERTELENMESİ İÇİN YAZI YAZDIK 26 Ağustos 2020, Çarşamba | 11:21

0

 

26 Ağustos 2020, Çarşamba | 11:21

 

2019 yılının son aylarında ortaya çıkan ve Mart ayından bu yana etkisi ülkemizde de devam eden Covid- 19 salgını kapsamında alınan sıkı önlemlere rağmen salgın halen artarak devam etmekte olup, yeniden önlemlerin sıkılaştırılması gereği doğmuş, 26 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2020/11 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile de kamu kurumlarında dönüşümlü mesai uygulaması yeniden getirilmiştir.

Bu kapsamda, salgının yayılımının en aza indirgenmesi amacıyla, 5 Eylül 2020 tarihinde yapılması planlanan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının ileri bir tarihe ertelenerek, sınavın iller bazında veya bölgesel olarak yapılması talepli 26.08.2020 tarih ve 606 sayılı yazımızı Adalet Bakanlığına gönderdik.

Ayrıca Sendikamız 17.07.2020 tarihinde Adalet Bakanlığına gönderdiği yazısı ile de korona virüs kapsamında sınavın iller bazında veya bölgesel olarak gerçekleştirilmesini talep etmişti.

İlgili yazıyı görmek için tıklayınız

 

KORONA VİRÜS TEDBİRLERİ KAPSAMINDA 2. DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞMA GENELGESİ YAYINLANDI 26 Ağustos 2020, Çarşamba | 09:12

0

 

26 Ağustos 2020, Çarşamba | 09:12

 

Bilindiği üzere ülkemizi hızlı bir şekilde etkisi altına alan Korona Virüs kapsamında kamuda birçok tedbir alınmıştır.

Bu tedbirlere ilaveten 26 Ağustos 2020 tarihli resmî gazetede yayınlanan 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu çalışanlarının çalıştırılma şekline bakılmaksızın kamuda dönüşümlü çalışma sistemine yeniden başlanılmıştır.

Türk Büro-Sen olarak, Genelge kapsamında tüm yöneticileri keyfi uygulamalara son vererek, tedbirleri ve dönüşümlü mesai uygulamasını eksiksiz bir şekilde hayata geçirmeye davet ediyoruz. Korona Virüsü ancak maske, mesafe ve hijyen tedbirleri ile yenebiliriz. Bu konuda tüm yöneticilerinde gerekli hassasiyeti göstereceğinden eminiz.

 

KAYSERİ VALİ YARDIMCISI MEHMET SADIK TUNÇ’U ZİYARET ETTİK

0

 

21 Ağustos 2020, Cuma | 12:21

 

Genel Başkanımız Osman Eksert, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay, Kayseri Şube Başkanımız Hacı Musa Şen ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleriyle Kayseri Vali Yardımcısı Mehmet Sadık Tunç’u ziyaret etti.

Ziyarette Genel Başkanımız Osman Eksert, çalışanların sorunlarını Mehmet Sadık Tunç’a aktararak, çözümü için Sendikamızın iş birliğine hazır olduğunu ifade etti.

 

İSTANBUL 1 NOLU ESKİ ŞUBE BAŞKAN YARDIMCIMIZ MEHMET AKİF TERZİ HAKKA YÜRÜDÜ 20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

0

 

20 Ağustos 2020, Perşembe | 08:55

 

Yıllardır Sendikamıza büyük hizmetler sunan İstanbul 1 Nolu Eski Şube Başkan Yardımcımız Mehmet Akif Terzi 20.08.2020 tarihinde Hakka yürümüştür.

Türk Büro-Sen olarak, kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine, yakınlarına ve camiamıza sabırlar dileriz.

Not: Cenazesi 21 Ağustos 2020 Cuma günü öğle namazına müteakip Hatay Dörtyol’da defnedilecektir. 

 

TEMMUZ AYI ASGARİ GEÇİM SONUÇLARINI AÇIKLADIK 11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

0

 

11 Ağustos 2020, Salı | 09:19

 

Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2020 Temmuz ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Temmuz 2020 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.728,85 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 7.733,85 Lira olarak belirlendi.

Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 190,92 TL, %2,53 oranında arttığını gösterdi.

Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 39,33 TL, %1,38 oranında arttı ve 2.882,55 Lira olarak hesaplandı.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2020 yılı Temmuz ayında 3.012,74 Lira olarak tahmin edildi.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Temmuz 2020 verilerine göre günlük 64,638 Lira olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.939,14 Lira oldu.

Temmuz 2020 itibari ile ortalama 4.478,00 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %43,3’ünü oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.073,6 Lira olarak belirlenen kira gideri ise Temmuz 2020 ortalama maaşının %23,97’sine denk geldi.

Buna göre bir memur, ortalama maaşının %67,27’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %32,73’ü kalmıştır. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Temmuz 2020 maaşından geriye yalnızca 1.465,65 TL kalmıştır.

Ocak-Temmuz döneminde TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyatları yüzde 6,37 artmış olmasına rağmen dört kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları yüzde 12,12; açlık sınırı ise yüzde 9,33 yükselmiştir.

Hal böyleyken zorunlu harcamaların enflasyonun 3 ile 6 puan üzerinde arttığı görülmüştür.

KAHVECİ: 7 AYDA MEMUR MAAŞLARI % 8,3 ERİDİ

Temmuz ayı asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “2020 yılı Temmuz ayına kadar dört kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 836,16 TL zamlandı. Buna karşın ortalama memur maaşına Aralık ayına kadar geçerli olacak zam enflasyon farkıyla dahil 463,86 TL’de kaldı.

Şu anda bile ortalama bir memurun maaşı harcamalar karşısında 372,3 TL erimiş durumdadır. Maaşlardaki erime ortalama yüzde 8,3 düzeyindedir.

Bu olumsuzluklara döviz ve altın piyasasında yaşanan hareketlilik de eklendiğinde önümüzdeki ayların sıkıntılı geçeceği görülmektedir.” dedi.

 

AYM, DMO, HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI, HSK, KDK, SPK, TİKA, SAYIŞTAY VE HELAL AKREDİTASYON KURUMUNDA YETKİYİ ALDIK 29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

0

 

29 Temmuz 2020, Çarşamba | 15:43

 

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Devlet Malzeme Ofisi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, TIKA, Sayıştay Başkanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumunda yapılan üye sayımlarıyla yetki belirleme toplantısı sonucuna göre, bu 9 kurumda yetkili Sendika, rakiplerine fark atarak Türk Büro-Sen olmuştur.

Bu mücadelede Sendikamızdan desteklerini esirgemeyen tüm üyelerimize teşekkürlerimizi sunarız.

Türk Büro-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da kamu çalışanlarının hak ve menfaatleri için mücadelemizin hız kesmeden devam edeceğini kamuoyuna saygı ile bildiririz.

GÖREV BAŞINDAKİ MEMURA HAKARET ETMEK SİZİN HADDİNİZE Mİ? 27 Temmuz 2020, Pazartesi | 15:02

0

 

27 Temmuz 2020, Pazartesi | 15:02

 

TÜRK BÜRO-SEN GENEL MERKEZİ’NİN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

Geçtiğimiz gün Haymana Gazetesi’nde “Haymana Memur Çöplüğü Mü?” başlığı ile bir haber hazırlanmıştır. Haberin içeriği ilçede görev yapmakta olan bütün kamu görevlilerini tahkir eden ve onları küçük düşüren ifadelerle doludur.

Habere göre Haymana’da görev yapmakta olan bütün memurlar, sorunlu, iş bilmez ve çalışmayan kamu görevlilerinden oluşmaktadır. Haberi yapan şahıs ilçemizde canla başla, salgın durumunda dahi bütün imkânsızlıklara rağmen kamu hizmetlerinin eksiksiz ve kesintisiz bir biçimde sunulmasını sağlayan kamu çalışanlarımızın tamamının ilçeden gönderilmesi gibi akla ve hayale sığmayacak bir tutum içerisine girmiştir.  

Böyle bir yaklaşım ve zihniyetin Haymana’da kamu çalışanlarına karşı takındığı olumsuz tutum husumet derecesindedir. Haberi yapan şahıs yalnızca bir kişinin değil ilçede görev yapan polis, sağlıkçı, vergi memuru velhasıl bütün kamu görevlilerinin sorunlu ifade ederek kendi zihinsel sorununu ortaya koymuştur. Böyle bir haber gerçekleri yansıtmayan, yalan, yanlış ve talihsiz bir demeçtir. Memurlara karşı bu gazetenin giriştiği saldırının altında büyük bir Devlet ve memur düşmanlığı yattığını düşünmekteyiz.

Biz bu haberi yapan ya da yaptıranlardan daha detaylı açıklama bekliyoruz. Her alanda canımızı, malımızı teslim ettiğimiz güvenlik personelimizin tamamı, sağlığımızı teslim ettiğimiz sağlık çalışanlarımız, vergilerimizi emanet ettiğimiz vergi çalışanlarımız böyle bir iftiraya kurban edilemez. Bu haberin içeriğindeki tespit kimler tarafından, hangi kriterler göz önüne alınarak yapılmıştır? Kendisine gazeteci diyenler, hangi hak, hangi yetki ve hangi somut delile dayanarak gazeteciliğin en temel kuralı olan 5N 1K kuralından bihaber şekilde masa başında oturarak bir ilçede çalışan bütün kamu görevlilerini töhmet altında bırakabilmektedir. Gazetecilik onuru bu kadar mı ayaklar altına düşmüştür?

Bu habere imza atanlar, bu talihsiz beyanları ile Haymana’da görev yapan bütün memurları ve ailelerini karalayarak sorunlu, memur ailesini yan gelip yatan, devletten hak etmedikleri ücreti alan insanlar olarak göstererek, haramzade ilan etmiş bulunmaktadır. Gazete’nin bu çarpık anlayışını ve sorumsuz tavrını, şerefli Türk memurları olarak şiddetle kınıyoruz.

Biz biliyoruz ki; bu tür demeçler, devletin kurumlarıyla ve dolayısıyla devletle sorunu olanların ekmeğine yağ sürmektedir. Devlete karşı kin ve nefretlerini doğrudan açıklayamayan bazı kesimler, devletin temsilcisi olan memurlara saldırmaktadırlar.

Eline her kalemi alan canla başla, yetersizlik içerisinde vatanımızın her karışına yaz, kış, sıcak, soğuk demeden hizmet götürmeye çalışan kamu görevlilerimize saldıramaz.

Türk Büro-Sen olarak bütün imkânlarımızla ilçemizdeki memurumuzun yanında olacağımızı ve onlara yönelik her türlü art niyetli girişime karşı duracağımızı bir kere daha bildiriyoruz. Küçük hesaplar peşinde koşarak, iftiralarla, memurumuzun ilçe halkı nezdinde küçük düşürülmesine ve onuruyla oynanmasına müsaade etmeyeceğimizi tüm gücümüzle haykırıyoruz.

Başta bu haberi yapan şahıs ve sözde Gazete olmak üzere her fırsatta memura saldırmayı görev edinmiş kendini bilmezleri protesto ediyor, bu kimseleri asılsız iftiralarla kamu görevlilerinin günahına girmenin manevi ağırlığı içerisinde vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz! Namusuyla çalışan ama hak ettiğini dahi alamayan memurlarımıza atılan bu iftiranın sahibi sözde gazeteci ve gazeteyi şiddetle kınarken, Haymana’da görev yapan tüm memurlardan ve memur ailelerinden özür dilemeye davet ediyoruz.

Ayrıca hizmet kolumuza bağlı kurumlardan olan Haymana Maliye teşkilatında yetkili Sendika olarak, belirtmek isteriz ki Maliye çalışanları bölgeye atama değil tercih ile gelmekte olup, 5 yıl zorunlu görev süreleri bulunmaktadır. Sizin kirli kaleminizle iftira ettiğiniz gibi, “sözde işe yaramayan memurların” atandığı bir yer değildir.

Burada işe yaramayan birileri var ise aynayı önce kendinize doğrultmanız daha doğru olacaktır. Her şeyden önce basın etiğine uygun olmayan bir şekilde, tarafsız olma kriterinizi kaybetmiş, aynı zamanda araştıran ve vatandaşa doğru bilgiyi ulaştıran olma hedefinizi de kaybetmiş bulunmaktasınız.

Sizleri biran evvel Haymana’da görev yapan memurlarımız başta olmak üzere tüm memurlarımızdan özür dilemeye davet ediyoruz.