Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcımız Nebi Yay ile birlikte Kırıkkale’de 29.11.2023 tarihinde Kırıkkale Şube Yönetimimiz ve Temsilcilerimizin katılımı ile istişare toplantısı düzenledi.
Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında, “İçinde bulunduğumuz coğrafya, tarihsel kimliğimiz, yine bu coğrafyaya bağlı kültürel mirasımız bizlerin Milli Kimlik ve bilinç konusunda güçlü ve uyanık olmamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Çünkü İslamın bayraktarlığını yapan, asil Türk Milletine karşı tarihsel hınç bitmemiştir. Bunun en yakın örneği Gazze’de yaşanan insanlık suçlarıdır. Gazze’de sivil, çocuk demeksizin, vahşi sırtlan sürüleri gibi katliam yapan, hastane bombalayan İsrail’i ve bu arsız, pervasız saldırıya cesaret veren ağababası devletleri binlerce kez lanetliyoruz. Saldırıda hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi.
Davamızın göz bebeği kamu sendikacılığının önderi Türkiye Kamu-Sen; uzun ve meşakkatli bir süreçten geçerek bu günlere geldiğini belirten Genel Başkanımız Türkeş Güney, “1992 yılında; imkânsızlıklar içerisinde, kamu çalışanlarının gür sesi olarak çalışma hayatında yerini alan Türkiye Kamu-Sen; kuruluş amaç ve ilkelerine uygun olarak her zaman ilklerin sendikası olmuş, sendikacılık alanında önemli başarılara imza atmıştır. Kuşkusuz ki; yasal mevzuatın olmadığı sendikal örgütlenmenin mahkeme kararları ile engellenmek istendiği bir zaman diliminde mücadele etmek aynı ruh ve heyecanı bu günlere taşımak, yüreği hak adalet ve mücadele azmiyle çarpan kahramanların işidir. Türkiye Kamu-Sen’in mazisi temizdir. Yolu dürüstlük ve samimiyet yoludur. Vazgeçilmezi vatan ve millet sevdasıdır. Türkiye Büro-Sen 100 şubesi, 16 Temsilciliği ve 92 bin 502 üyesi ile Türkiye Kamu-Sen yaklaşık 500 şubesi, 553 bin üyesi ile Türkiye Kamu-Sen ve Türkiye Büro-Sen’e gönül vermişlerle birlikte, ülkemizin her yerinde dimdik ayaktadır. 30 yılı aşan tarihimizin tertemiz sayfalarına bakıldığında Doğruluk, Cesaret, Samimiyet, Vefa, Millilik, Adalet ve Devlete ve milletimize sadakat ve Kamu-Sen’e güvenen çalışanlarımıza hiç ihanet etmediğimiz görülecektir.”
Toplu Sözleşme süreci ve hakem heyeti sürecini anlatan Genel Başkanımız Türkeş Güney, “Bilindiği üzere, memur ve memur emeklilerinin önündeki 2 yıla ait mali ve özlük hakları, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ile birlikte, sonu tek sayı ile biten yıllarda kamu işvereni dediğimiz Hükümetle, üye sayısı en fazla olan yetkili sendikanın Ağustos ayının 1. günü başlayan toplu sözleşme sürecinde belirlenir. Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerine 2024-2025 yılları için uygulanacak, mali ve özlük hakları için; 1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem toplu sözleşme süreci, 22 Ağustos 2023 günü hizmet kollarında uzlaşma, genel talepler yönünden ise uzlaşmazlıkla sonuçlandı. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan genel talepler, hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, 7. dönem toplu sözleşme sürecine, aşağıdaki hususlar yönünden bir anlam ve önem atfederek, çok ciddi bir hazırlık yaptık.
1- Devletimiz bir hedef koymuş, Cumhuriyetin II. yüzyılı Türk yüzyılı olacak, biz de inanıyor bu hedefe, bu misyona katkı sağlamak istiyoruz.
2- Özellikle son iki yılda ülkemizle birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 denilen salgın hastalığın da etkisiyle, emtia fiyatları ve buna bağlı olarak enflasyon olağanüstü artmış, artan enflasyon dar gelirli dediğimiz maaş ve ücretli kesimin, alım gücünü olağanüstü düşürmüş, maaş ve ücretlerin alım gücü kalmamıştır.
3- Nisan 2023 ayında kamuda görev yapan işçilere yapılan ücret artışları, kamu personel rejiminde ana unsurun; yani memur ve diğer kamu görevlilerinin, maaş ve ücretlerinin önüne geçmiş, diplomanın, eğitimin ve nitelikli insan kaynağının önemi sorgulanır hale gelmiş, kamu kurumlarında çalışma barışı bozulmuştur.
İşte bu şartlar ve gelişmeler nedeniyle 7. dönem toplu sözleşme, Türkiye Kamu-Sen adına önemli görülmüştür.
5 başlık ve 327 maddeden oluşan, 7. dönem toplu sözleşme taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim ettik. Toplu sözleşmenin başladığı 1 Ağustos günü Genel Başkanımız Önder Kahveci, taleplerimizi dile getirmiş, getirirken bir de masaya çağrıda bulunmuştur. 7. dönem toplu sözleşmenin önemli olduğunu Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı sağlamaya, elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu, ifade etti. Derdimiz, masada memurlarımızın sorunları müzakere edilmesi ve sorunlara çözüm bulunmasıydı. Ancak aradan 14 gün geçti. Ne kamu işvereninden, ne de yetkili sendikadan bir davet gelmedi. 14 Ağustos günü yapacağı ilk zam açıklaması için yapılan davete icap eden Genel Başkanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı zam oranlarının, hedeflenen enflasyon oranının altında kaldığını, kabul edilemez olduğunu, ifade ettikten sonra diğer hususların müzakere edilip, edilmediğini bu konularda diğer konfederasyonlara ve kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtmiş, ancak ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereninden bir cevap alamamıştır. Tekrar bir çağrıda bulunmuş, kalan 8 günün iyi kullanılması adına Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştir. Ancak toplu sözleşmenin sona ereceği, son günü olan 22 Ağustos gününe kadar yine ne yetkili sendikadan ne de kamu işvereni tarafından ne yapılan müzakerelerle ilgili bilgi verildi, ne de Türkiye Kamu-Sen’in çağrısına bir cevap verilmedi.
Bu gelişmeler üzerine Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşmenin sonuç toplantısına katılmayacağını, memurun sorunlarının masada müzakere edilmediğini duyurmuştur. Bu gelişmeler üzerine 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün apar topar gece yarısına kadar müzakere etme ihtiyacı duymuş olmalı ki, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık. Toplu sözleşme masasında eşit şartlarla müzakere etme imkanı varken, hakem heyetinde kamunun sayısal çoğunluğu, memurun haklı taleplerinin çözümüne engel olmuştur. Kamu hakem heyetindeki müzakerelerde, hakem kurulu Türkiye Kamu-Sen’in, yetkili konfederasyonun bilgi birikimini ve kalitesini görmüş, ancak kendilerine verilen talimatı aşamamıştır. Biz inanıyoruz ki, hakem heyetinde Türkiye Kamu-Senin verdiği mücadelenin, onda biri toplu sözleşme masasında verilseydi, sonuç çok farklı olurdu.
Çünkü yetkili Sendikanın, toplu sözleşmenin konusu değil diyerek ayırdığı birinci madde olan “doğum yardımı ödeneği” “Toplu Sözleşme Masasının Kapsamı” başlıklı 4688 sayılı kanunun, 28. maddesinde bizzat sayılmış hususlardan bir tanesidir. Bu da gösteriyor ki, masaya oturan yetkili sendika henüz masanın kapsamını ve masada neyi savunacağını bilmiyor. Bilgisiz, beceriksizlerin yapacağı toplu sözleşmenin sonuçları da bu kadar olur..!
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır. Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde memurlarımızın refah payı aldığı, 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.
Sendikacılığın gereklerini; hak ve hakikat için Milli ve Manevi değerlerimizden ödün vermeksizin yerine getireceğiz. Davamız büyük, ülkümüz büyük, inancımız ve imanımız büyüktür. Zafer, inananların ve inançları uğruna meşakkatli yolda şerefle yürüyebilenlerindir. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da… Yolumuz uzun, yükümüz ağırdır. Ama biz, 40 çerisi ile Çin Sarayını basan Kürşad’ın dava arkadaşlarıyız. İmkansızlıklar içerisinde yedi düveli dize getiren Gazi M. Kemal Atatürk’ün izinde, onun dava ve mücadele arkadaşlarıyız” dedi.