Atatürk

DEVLET ARŞİVLERİ PERSONELİNİN GASP EDİLEN HAKLARI İÇİN TBMM’DE EYLEM YAPTIK

Sendikamız Devlet Arşivleri çalışanlarının gasp edilen hakları ve yıllardır bekletilen Milli Arşiv Kanunu’nun yasalaştırılması için TBMM önünde 27.01.2015 tarihinde eylem gerçekleştirdi.

Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş açıklamasında, “Bütün milletler, tarihî bir mirasa sahiptirler. Tarihi mirasla bağlantı kurabilmenin en sağlam ve güvenilir yolu ise arşivlerdir. Arşivler, bir milletin tapu senedidir, kimliğidir, hatıralarıdır; kısaca arşivler bir milletin hafızasıdır.
Bu özellikleriyle millet ve devlet hayatının sürekliliğinde azami önemi haiz olan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, hükümetlerin üzerine titremesi gereken en gözde kurumlarımızdandır. Fakat ne yazık ki ne bu gözde kurum ne de kurum personeli bugüne kadar gelen hükümetlerden yeterli ilgiyi görememişlerdir.

Devlet Arşivleri, 100 milyondan fazla Osmanlıca belge ve defterler ile Osmanlıca kaynakların büyük bir kısmını bünyesinde barındıran tarihi bir arşivdir. Osmanlıca belge ve defter serileri Osmanlıca yazı çeşidinin Rika, Divani, Siyakat, Nesih, Talik, Kûfî gibi okunması matbu harflere göre oldukça zor yazı çeşitleri ile kaleme alınmıştır.”

OSMANLI ARŞİVİ DÜNYADA ÖZEL BİR YERE SAHİPTİR

21. yüzyılda uluslararası ilişkiler büyük önem kazanmıştır. Dünya kültür mirasının en önemli unsurlarından biri kabul edilen arşivler, günümüzde en çok ilgi gören değerler arasındadır. Geçmişte Osmanlı Devleti sınırları içinde bulup, daha sonra bağımsız devlet olan 40’ı aşkın ülkenin tarihleri ile ilgili belgeler Osmanlı Arşivindedir. Orta ve Yakın Doğu, Balkan, Akdeniz, Kuzey Afrika ve Ön Asya ülkelerinin ekonomik, kültürel ve siyasi tarihlerinin gün ışığına çıkarılmasında, uluslararası hakların ispatında, ayrıca kişi haklarının hukuki dayanağı olmasında Osmanlı arşivleri özel bir değere sahiptir. Diğer ülke arşivlerinde de Türk tarihi ve kültürü ile ilgili çok sayıda arşiv belgesi mevcuttur. Bu belgelere ait katalog ve örneklerin (kopyaların) arşivlerimize kazandırılması son derece önemlidir.Devlet Arşivlerinde bugün bu yazı çeşitlerini okuyan, anlayan, özetleyerek tarih ve kültür araştırmacılarının istifadesine sunan personel görev yapmaktadır. Kurum personeli aynı zamanda çağdaş arşivciliğin usul ve esaslarını belirlemekte ve hakkıyla uygulamaktadır. Anlaşılacağı üzere, nitelikleri bakımından uzman; fakat resmiyette araştırmacı ve sözleşmeli olarak çalışan arşivcilerimiz, hak ettikleri değeri görememekten dolayı rahatsızdır.

DEVLET ARŞİVLERİ ÇALIŞANLARININ ÜCRET KAYIPLARI TELAFİ EDİLMELİDİR

Yaklaşık 25 yıldır Sözleşmeli Personel olarak çalıştırılan arşivciler, 2013 yılı Kasım ayında, yani bundan yaklaşık 15 ay evvel, 6495 Sayılı Kanuni düzenleme ile bir kısım personel Araştırmacı kadrosuna geçirilmiştir. Arşiv personelinin bu kadroya geçmesiyle birlikte ücretlerinde 300 ile 800 TL arasında ücret kaybı ile karşı karşıya kalmıştır. Geçen 15 ay göz önüne alındığında 5000 ile 12000 TL arasında bir kayba işaret etmektedir. Aynı kanunla başka kurumlarda kadroya geçirilen benzer personelin yaşadığı mağduriyetlerinin hiç olmazsa bir kısmı telafi edilmişken arşivcilerin maddi kayıplarıyla baş başa bırakılmaları kabul edilir bir durum değildir. Bu kayıpların bir an evvel giderilmesi gerekmektedir. Sözleşmeli ve araştırmacı personelin ifâ ettikleri görevin önemine göre oldukça düşük olan ücretleri makul düzeylere yükseltilmelidir.

YÜKSELMEK HER MEMURUN HAKKIDIR, BAŞBAKANLIK’TA GÖREVDE YÜKSELME SINAVI AÇILMALIDIR

Başbakanlıkta çok uzun zamandır görevde yükselme sınavı açılmamıştır. Bu durum memurun yükselme hakkının elinden alınması anlamına gelmektedir. Bu uygulama kabul edilebilir bir durum değildir. Görevinde yükselemeyen personelin önünde ulaşacağı bir hedef olmayınca umutları kaybolmakta ve işlerindeki verimi düşürüp kurumuna bağlılığını zayıflatmaktadır. Bu nedenlerle görevde yükselme sınavı açılmalıdır.

Sınav açılmadığı gibi Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 18. ve 5. Maddelerine göre “memur ve eşdeğer” kadroda bulunan personelin VHKİ kadrosuna sınavsız geçiş hakkı ve imkânı da yok sayılmaktadır. Başbakanlığın elinde boş olarak bekletilen VHKİ kadroları mevcuttur. Tüm taleplerimize rağmen diğer kurumlarda olduğu gibi Başbakanlıkta da bu kadroların hak sahiplerine sınavsız olarak verilmemesi anlaşılır bir durum değildir. Memur ve eşdeğer kadroda bulunan arkadaşlarımız sınavsız geçiş hakkından yararlanmalı ve VHKİ kadrosuna atanmalıdır.

OSMANLICA TARTIŞILIYOR AMA KURUMUN BİR ARŞİV KANUNU BİLE YOK

Aralık ayının ilk haftası içinde Antalya’da gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şurası ile ülke gündemine taşınan okullarımızda “Osmanlıca Dersi” okutulması ile ilgili görüşler ve tartışmalar o günden bu yana devam etmektedir. Osmanlı mirasına sahip çıkmak konusunda oldukça iddialı açıklamalarda bulunan iktidar sahiplerinin ve özellikle Cumhurbaşkanının bu hususta samimiyet testinde sınıfta kaldıkları 8 yıldır beklettikleri “Milli Arşiv Kanunu” ile görülmektedir.

2006 yılında TBMM’ye gönderilen Milli Arşiv Kanunu, 2007 yılı içinde ilgili ihtisas komisyonlarında görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmiştir. Ancak, aradan geçen 8 yıla rağmen hala gündeme alınabilmiş değildir.

Gerek kurum yetkilileri ve gerekse Başbakanlık yetkilileri ile yaptığımız sözlü ve yazılı görüşmelerimizden bir sonuç alamadık. Şayet hükümet Osmanlıca ile ilgili görüşlerinde samimi ise öncelikle Osmanlı’nın Cumhuriyet Türkiyesi’ne intikal eden kurumu olan Devlet Arşivleri personelinin mağduriyetini acilen gidermelidir.

MİLLİ ARŞİV KANUNU ÇIKMIŞ OLSAYDI..!

Bu kanunun çıkmasıyla birlikte başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı ve pek çok kamu kurumunun arşivi, Devlet Arşivlerine devredilecek ve bu kurumların belgeleri de kamuya açık hale gelecek, bu konuda yerli ve yabancı araştırmacıların haklı eleştirileri de ortadan kalkmış olacaktı.

Tüm kamu kurumlarının arşivleri çağın teknolojik sistemine uygun hale getirilecek, muhafazaları sağlanacak ve Devlet Arşivlerinin uzmanları tarafından denetlenebilecekti.

Kamu kurumlarında kurumsal belgelerin korunması, saklanması, ayıklanması, imha listelerinin hazırlanması, saklanmasına gerek görülmeyen belgelerin imhası, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonu ve denetimi yolu ile gerçekleştirilebilecekti.
Bu kanunun kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilerin Devlete ait arşiv belgelerini bulunduramayacakları, bu tür belgeleri satın alamayacakları, satamayacakları ve de ticari amaçla çoğaltamayacakları açıkça kanun hükmüne bağlanmış olacaktı.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; kamu kurumlarında çürümeye terk edilmiş olan on binlerce yazılı belge kurtarılarak ve ülkemize kazandırılmış olacaktı.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; büyük bölümü Osmanlıca ve yabancı dil eğitimi almış, yıllardır arşivlerde özveri ile hizmet sunan, bir düzenlemeyle “araştırmacı” yapılan, bu nedenle de aylık 800 TL’ye varan kayba uğrayan çalışanlar, hizmet sürelerine göre “arşiv uzman yardımcısı” ya da “arşiv uzmanı” yapılarak hak ettikleri statüyü elde edecek, ekonomik kayıpları bir nebze olsun önlenecekti.

Bu kanun yürürlüğe girmiş olsaydı; Osmanlıca ve başka dillerde eğitim görmüş yüzlerce personelin istihdamı sağlanacak, yıllardır depolarda bekletilen arşiv belgeleri gün yüzüne çıkartılarak günümüz Türkçesine çevrilecek ve araştırmacıların hizmetine sunulabilecekti. Çağdaş bir arşivcilik için tüm tarafların görüşlerinin de alınarak personelden hiç kimsenin dahi mağdur olmayacağı bir Milli Arşiv Kanunu çıkarılmalıdır.

HÜKÜMETİ SAMİMİYETE DAVET EDİYORUZ

Türk Büro-Sen olarak Hükümeti; Osmanlı emanetlerine sahip çıkmaya, Devlet Arşivleri çalışanlarının haklarını teslim etmeye, Diğer kurumlarda olduğu gibi ücret kayıplarını telafi etmeye, Milli Arşiv Kanunu’nu çıkartmaya davet ediyoruz.

Hükümet “Osmanlıca” konusundaki samimiyetini ancak, Milli Arşiv Kanunu’nu çıkartarak ve Devlet Arşivleri çalışanlarının kazanılmış haklarını iade ederek gösterebilir. Aksi durumda samimiyetsizliğini bir kez daha ortaya koymuş olacaktır.

Sendikamız, Devlet Arşivleri’nde çalışan kadrolu ve sözleşmeli personelin haklarının korunması ve geliştirilmesi için bu güne kadar hükümet nezdinde her türlü girişimde bulunmuştur. Bundan sonra da her platformda Devlet Arşivleri çalışanlarının haklarının korunması ve Milli Arşiv Kanunu çıkarılması hususunda çalışmalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.” Dedi.

Eyleme Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Öztürk, Osman Eksert, Hüseyin Aslan, Nejla Öksüz, İzmir 1 Nolu Şube Başkanımız Nebi Yay, Sakarya Şube Başkanımız Rahim Varol, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız Remzi Kaya, İstanbul 2 Nolu Şube Başkanımız Bayram Ali Oymak, Yozgat Şube Başkanımız Hacı Turan Başkal, Ankara Şube Başkanlarımız ve çok sayıda Devlet Arşivleri çalışanı katıldı.

DİĞER HABERLER
HABERLER

Sosyal Medyada TÜRK BÜRO-Sen

GENEL BAŞKAN

TÜRKEŞ GÜNEY

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI