Genel Başkanımız Türkeş Güney ve Genel Başkan Yardımcımız Özkan Ulupınar 15.06.2023 tarihinde İstanbul’da 5 Nolu Şubemizce düzenlenen etkinlikte, Şube Başkanlarımız, Şube Yöneticilerimiz ve 5 Nolu Şube Temsilcilerimiz ile bir araya geldi. Etkinliğe MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Barış Öztürk de katıldı.
Seçim ve deprem sürecinde ve sonrasında memurların gündemini değerlendiren Genel Başkanımız Türkeş Güney, 3600 Ek gösterge konusunda verdiğimiz mücadeleye değinerek, “3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verilmesi için Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak mücadele ediyoruz.
Sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesi konusunu yıllardır toplu sözleşme masasına da taşıdık. Taleplerimiz sonucunda sözleşmeliler kadroya geçirildi, fakat kadroya geçişte 28.11.2022 tarihi milat alındı. Aynı sınav ve aynı karar ile hak kazanan çalışanlar idarelerin iş ve işlemlerden kaynaklanan sebeplerle çalışanlar mağdur edildi. Biz bu durumu yargıya taşıdık.
Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirilmesi konusunu her platformda gündeme getirdik, kamunun kanayan yarası olduğunu ifade ettik. Ancak önceki Çalışma Bakanımız Vedat Bilgin Toplu Sözleşme Masasında mutabakat altına alınan her konunun hayata geçirildiğini, bu konunun ise mutabakat altında olmadığını aktardı. Tüm Yardımcı Hizmetli arkadaşlarımız da bu konuyu duysun, YHS’nin GİH’e geçirilmesini mutabakat altına almayan yetkili ama etkisiz Sendikadır. Türkiye Kamu-Sen’in girişimleri ile YHS için başlatılan çalışma, maalesef deprem felaketi sebebiyle yarım kalmıştır, ancak biz konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.” dedi
Kamu işçilerine yapılan zam oranlarına değinen Genel Balkan’ımız Türkeş Güney, kamunun nitelikli ve eğitimli kesimini devlet memurlarının oluşturduğunu belirterek, “Nisan ayında kamu da görev yapan yaklaşık 700 bin kamu işçisi adına işçi sendikalarıyla hükümet arasında başlayan toplu sözleşme görüşmeleri mutabakatla sonuçlanmış ve seçime 3 gün kala 700 bin işçiyi sevindiren, ancak devlet memurları arasında infiale sebep olan, işçilere yapılan yüksek oranlardaki ücret artışları, biranda gündeme oturmuştur.
Memurlarda meydana gelen infial ve feryat Sendikamız tarafından bütün ilgililere aktarılmış, sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 1 gün sonra en düşük memur maaşının 22 Bin TL’ye çıkarılacağı ifade edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması memurların feryadının ve infialinin duyulması açısından Sendikamızca olumlu görülmüştür. Ancak, yamalı bir bohçayı andıran sorunlar yumağı haline gelen kamu personeli ücret sistemini düzeltmeye yeterli olmamıştır. Memurlarımız adına 2 yılda bir Ağustos ayında yetkili Sendika olarak, 6 dönemdir yani 12 senedir, Toplu Sözleşme Masasına oturanlar memurlarımızın maaş ve ücretlerini, işçi maaşlarının çok gerisinde asgari ücret seviyesine eşitlemiştir. Aynı hükümetle masaya oturan işçi sendikası, üyelerinin hakkını alırken; aynı hükümetle 12 senedir yani 6 dönemdir masaya oturan kifayetsiz yetkili sendika, memurları asgari ücret seviyesine mahkum etmiştir. Diğer yandan statü hukukuna tabi devlet memurlarının özlük hakları, sözleşme hukukuna tabi işçilerin ücretleri üzerinden kıyas edilemez ve düzenlenemez. Kamu personel ücret sistemi, bütün paydaşların katıldığı Toplu Sözleşme Masasında ele alınmalıdır. Kamunun eğitimli ve nitelikli insan kaynağını oluşturan kamu personel rejiminin ana unsurunu meydana getiren memur ve diğer kamu görevlilerimizin özlük hakları; kamu personel rejiminde yardımcı personel olarak tabir edilen işçi ücretlerinden ayrı olarak ve bu ücretlerin üzerinde yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenleme yapılmaz ise mevcut maaş ve ücretlerle İstanbul gibi büyükşehirlerde memur istihdam edemez, kamu hizmeti veremeyiz” dedi.