Sendikamız 8-9 Haziran 2023 tarihleri arasında Ankara’da Şube Başkanlarımız ve İl Temsilcilerimizin katılımı ile “İstişare ve Değerlendirme Toplantısını” gerçekleştirdi.
Toplantımıza Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan V. ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Haber Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu, Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Mustafa Nurullah Albayrak, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Zafer Çelik, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı Tuncay Erden, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Uğur Yıldırım, TÜRKAV Başkanı Ebubekir Korkmaz, Genel Başkanımız Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcılarımız Vedat Ulu, Özkan Ulupınar, Sami Çam, Nebi Yay, Emrah Coşkun, Özgür Çelikbaş, Şube Başkanlarımız ve İl Temsilcilerimiz katıldı.
Genel Başkanımız Türkeş Güney konuşmasında, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı anarak başladı.
Seçim ve deprem sürecinde ve sonrasında memurların gündemini değerlendiren Genel Başkanımız Türkeş Güney, 3600 Ek gösterge konusunda verdiğimiz mücadeleye değinerek, “3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verilmesi için Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak mücadele ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konu ile ilgili müjde verdi, biz bu konun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesi konusunu yıllardır talep ediyoruz. Bu konuyu yıllardır toplu sözleşme masasına da taşıdık. Taleplerimiz sonucunda sözleşmeliler kadroya geçirildi, fakat kadroya geçişte 28.11.2022 tarihi milat alındı. Aynı sınav ve aynı karar ile hak kazanan çalışanlar idarelerin iş ve işlemlerden kaynaklanan sebeplerle çalışanlar mağdur edildi. Biz bu durumu yargıya taşıdık.
Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirilmesi konusunu her platformda gündeme getirdik, kamunun kanayan yarası olduğunu ifade ettik. Ancak önceki Çalışma Bakanımız Vedat Bilgin Toplu Sözleşme Masasında mutabakat altına alınan her konunun hayata geçirildiğini, bu konunun ise mutabakat altında olmadığını aktardı. Tüm Yardımcı Hizmetli arkadaşlarımız da bu konuyu duysun, YHS’nin GİH’e geçirilmesini mutabakat altına almayan yetkili ama etkisiz Sendikadır. Türkiye Kamu-Sen’in girişimleri ile YHS için başlatılan çalışma, maalesef deprem felaketi sebebiyle yarım kalmıştır, ancak biz konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Kamu çalışanlarını sonuçları itibariyle kısmen ilgilendiren, ancak hizmet kolumuzdaki kurumlarımızdan SGK çalışanlarının üzerinde yarattığı iş yükü sebebi ile; hem sendikamızı hem de SGK çalışanlarını yoğun şekilde meşgul eden kamuoyunda EYT olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusu üzerinde; SGK’daki üyelerimiz ve çalışanlarla ilgili özellikle sosyal medya ve sahada tahrik ve provokasyona dayalı eylemler meydana gelmiştir.
Ancak Çalışma Bakanımızın tüm gayretlerine rağmen çıkaramadığı ek ödemenin yerine, Sendikamızın da gayretleriyle hayata geçirilen yüksek tutarlı fazla mesai ücreti dışında, SGK çalışanlarını tahrik edenlerin elde ettiği ve edebileceği herhangi bir hak yoktur. Dün yüksek tutarlı fazla mesailer üzerinden Sendikamıza saldıranlar, bugün Türk Büro-Sen’in gayreti ile hayata geçen fazla mesai ücretinin sürelerinin uzatılmasını talep etmektedirler.
Biz SGK çalışanlarının özlük ve mali haklarında düzenleme yapılması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Sosyal medya projeleri Türk Büro-Sen’lileri yıldıramaz, daha çok çalışacağız.
Devletimiz ve Türkiye Kamu-Sen depremin yaralarını sarmaya çalışırken, aynı zamanda ülkemiz 28. Dönem Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçim sathı mahalline girdi. Seçim sathı mahalline girilmişken, nisan ayında kamu da görev yapan yaklaşık 700 bin kamu işçisi adına işçi sendikalarıyla hükümet arasında başlayan toplu sözleşme görüşmeleri mutabakatla sonuçlanmış ve seçime 3 gün kala 700 bin işçiyi sevindiren, ancak devlet memurları arasında infiale sebep olan, işçilere yapılan yüksek oranlardaki ücret artışları, biranda gündeme oturmuştur.
Memurlarda meydana gelen infial ve feryat Sendikamız tarafından bütün ilgililere aktarılmış, sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 1 gün sonra en düşük memur maaşının 22 Bin TL’ye çıkarılacağı ifade edilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması memurların feryadının ve infialinin duyulması açısından Sendikamızca olumlu görülmüştür. Ancak, yamalı bir bohçayı andıran sorunlar yumağı haline gelen kamu personeli ücret sistemini düzeltmeye yeterli olmamıştır. İşçi Sendikalarımızı bu başarılarından ötürü tebrik ediyor, işçi kardeşlerimize analarının ak sütü gibi aldıkları zam helal olsun diyoruz. Ancak, bu hususunda hem teşkilat yöneticilerimiz, hem de üyelerimiz ve hedef kitlemiz olan memurlarımız tarafından iyi bilinmesini istiyoruz.
İşçiler kazanımlarını Toplu Sözleşmede üye oldukları Sendikalar eliyle kazanmıştır. Dikkat edilirse herhangi bir eylem de yapmamışlar, Toplu Sözleşmede sağlanan mutabakatla kendilerini mutlu eden bir anlaşmaya imza atmışlardır.
Memurlarımız adına da 2 yılda bir Ağustos ayında yetkili Sendika olduklarını övüne övüne anlatanlar, 6 dönemdir yani 12 senedir, memurlar adına Toplu Sözleşme Masasına oturuyorlar ama memurlarımızın maaş ve ücretleri, işçi maaşlarının çok gerisinde asgari ücret seviyesindedir.
Yetkili etkisiz sendikalara buradan sesleniyorum..!
Bu başarınızla ne kadar övünseniz azdır!
Bu başarınızı, şeref madalyası olarak göğsünüze yapıştırın. Gezebiliyorsanız memurların arasında gezin!
Bir çağrımız da yetkili ama etkisiz sendikaya, üye olarak yetkili olmalarına destek veren memur kardeşlerime..!
Bir yandan maaş ve ücretlerinizden şikayet edeceksiniz, diğer yandan sizleri bu hale düşürenlere hala üye olmaya devam edeceksiniz. Bu durum; bizim değil, sosyoloji ve psikolojinin ele alıp inceleyeceği bir durumdur…
Aynı hükümetle masaya oturan işçi sendikası, üyelerinin hakkını alırken; aynı hükümetle 12 senedir yani 6 dönemdir masaya oturan kifayetsiz yetkili sendika, memurları asgari ücret seviyesine mahkum etmiştir.
Diğer yandan statü hukukuna tabi devlet memurlarının özlük hakları, sözleşme hukukuna tabi işçilerin ücretleri üzerinden kıyas edilemez ve düzenlenemez. Kamu personel ücret sistemi, bütün paydaşların katıldığı Toplu Sözleşme Masasında ele alınmalıdır. Kamunun eğitimli ve nitelikli insan kaynağını oluşturan kamu personel rejiminin ana unsurunu meydana getiren memur ve diğer kamu görevlileri dediğimiz 926 sayılı kanuna tabi TSK personeli, 2547 sayılı kanuna tabi Akademik Personel ve 2802 sayılı kanuna tabi hakim ve savcıların özlük hakları; kamu personel rejiminde yardımcı personel olarak tabir edilen işçi ücretlerinden ayrı olarak ve bu ücretlerin üzerinde yeniden düzenlenmelidir.
21. yüzyıl, Türkiye yüzyılı olacaksa, bize göre hükümet programlarını hayata geçirecek olan, statü hukukuna tabi kamu personel rejiminin ana unsuru memurlarımızın diğer kamu görevlilerimizin, özlük hakları hak ettiği seviyeye çıkarılmadır.
TALİP GEYLAN, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda düzenleme yapılmalıdır.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan konuşmasında 4688 sayılı yasanın, yamalı bohçaya döndüğünü belirterek, “bu yasa yeniden düzenlenmeli, memurlarımıza da grev hakkı verilmelidir” dedi.
ÖNDER KAHVECİ, Memurlarımıza Refah Payı Uygulaması Kalıcı Hale Gelmelidir
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci konuşmasında, Toplu Sözleşmeye değinerek, “Ağustos ayında yapacağımız toplu sözleşmede memurlarımızın taleplerini masaya taşıyacağız. En önemlisi memurlarımızın refah içinde yaşayabilmesi için mali haklarında düzenleme ve ek zam talep ediyoruz. Refah payı uygulaması kalıcı hale gelmelidir. Memurlarımız asgari ücret seviyesine yaklaşan ücretlerden kurtarılmalıdır” dedi.
Toplantımızın ikinci bölümü Genel Başkanımız Türkeş Güney’in “Stratejik Plan” sunumu, Genel Başkan Yardımcılarımızın “Kurumlar Nezdinde Çalışmalar” sunumları, Bilgi ve Teknoloji Danışmanımız Alper Kocadağ ve Sosyal Medya Uzmanımız Selim Abalı’nın sunumları ile tamamlandı.