GENEL BAŞKANIMIZ TÜRKEŞ GÜNEY’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI
Kredi ve Yurtlar Kurumu, yüksek öğrenimleri süreleri boyunca öğrencilere barınma hizmetleri sunmayı amaç edinmiş bir kurumdur.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin istek ve ihtiyaçları, beklentileri, aldıkları eğitim ve barınma hizmetinden duydukları memnuniyet düzeyleri son derece önemlidir.
Türkiye’de devlet yurtları, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bünyesinde toplanmıştır. Kurum; yüksek öğrenim gören öğrencilerine kredi veren, yurtlar yaptırarak işleten, öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişmelerine katkıda bulunmaktadır.
Kurumun kuruluşu 1961 Anayasasının 50. maddesine dayanmakta olup, başlangıçta Milli Eğitim Bakanlığının denetiminde iken, 6 Şubat 1970 tarihli tarihinde Gençlik Ve Spor Bakanlığı’na devredilmiş, daha sonra 179 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığının bağlı kuruluşu, 2009 yılında Başbakanlığa bağlı kuruluş haline getirilmiş, 2010 tarihinde Başbakanlığa bağlanmış, nihayet 08.07.2011 tarihli ve 27988 sayılı resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı tezkeresi gereğince Gençlik Ve Spor Bakanlığı’na ana hizmet birimi olarak bağlanmıştır.
Kurum yüksek öğrenim gençliğine; yurt, kredi ve burs hizmetleri dışında; yangın, sel, deprem gibi afetlere maruz kalan vatandaşlarımıza barınma ve konaklama, Covid 19 gibi dünya çapında meydana gelen salgın hastalık döneminde de yine barınma hizmeti vermiştir.
Tarihçesi neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan, misyonu itibari ile çok önemli hizmetleri bulunan Kredi Ve Yurtlar Kurumunda görev yapan personel mesai mefhumu gözetmeden gençlerimize hizmet etmekte, onlara aile ortamı sağlamaya çalışmaktadır.
Ancak; zaman zaman kuruma bağlı öğrenci yurtlarında yaşanan münferit olaylar, kurumu yıpratmakta, fedakar kurum personelini zan altında bırakmaktadır.
En son Aydın ilimizde yer alan kuruma bağlı bir öğrenci yurdunda meydana gelen asansör kazasında, bir kızımız hayatını kaybetmiş, beş öğrencimiz de yaralanmıştı.
Olay; adli ve idari yönden soruşturulmakta, ihmali, kusuru ve suçu bulunanların hak ettikleri cezayı almaları beklentimiz ve talebimizdir.
Ancak bu müessif olay üzerine, sosyal medyada cefakar ve fedakar kurum çalışanlarının topyekün karalanması, zan altında bırakılması doğru ve kabul edilebilir bir anlayış değildir.
Bunun yerine, kurumun sorunları ve çözüm önerileri konuşulmalı, bu tür müessif olayların önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
Bize göre, liyakat ve kurum kültürü açısından bağlı olduğu bakanlıktan ileri aşamada bulunan, Kredi ve Yurtlar Kurumu teşkilat ve kadro olarak, Gençlik Ve Spor Bakanlığı’nın ana hizmet birimi olarak değil, mali ve idari özerkliğe sahip “bağlı” kuruluş olarak, yeniden düzenlenmelidir.
Ancak; bu şekilde Kredi ve Yurtlar Kurumunda; kurum kültürü hayata geçer, liyakatlı kadrolar yer alır, bu müessif olaylar önlenir.
Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Aşkın Osman Bak’ın kurumu bu yönüyle değerlendireceğine inanıyor ve bekliyoruz.