Atatürk

ÇALIŞMA BAKANLIĞI ÖNÜNDE, MÜZAKERE EDİLEBİLİR BİR TEKLİF İSTEDİK!

Toplu sözleşme görüşmeleri devam ederken, gerçekleştirilen toplantı öncesi Başkanlar Kurulumuz ve teşkilat yöneticilerimizle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptık.

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar hepimizin malumu. Son birkaç ay içinde akaryakıta gelen zamlar %100’ü aşmış durumda. Vergiler ve cezalar yoluyla kamu, bütün alacak kalemlerine %100’ün üzerinde artış yaptı.

Çarşıda pazarda insanlarımızın zorunlu olarak tükettiği ürünler adeta el yakıyor. Kiralar, memur maaşlarının bile üzerine çıktı; kiralık evde oturabilmek bile neredeyse imkânsız hale geldi. Merkez Bankası gelecek yıllara ilişkin enflasyon tahminlerini güncelledi ve bütün tahminlerini yükseltti.

2023 yılı için %58; 2024 yılı için %33; 2025 yılı için ise %15 enflasyon tahmininde bulundu. Bu şartlar altında Merkez Bankasının tahminlerinin gerçekleşme olasılığının da son derece düşük olduğunu görüyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de enflasyonun en iyi ihtimalle 2024 ortasından sonra düşüş eğilimine gireceğini ifade ediyor.

Bütün bu gerçekler karşısında Türkiye Kamu-Sen olarak 2024 için kümülatif %100,2; 2025 için ise %58,4 oranında zam talebiyle toplu sözleşme masasına geldik. Bugün gelinen noktada ülkemiz nüfusunun yaklaşık 4’te 1’inin 2024 ve 2025 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafı da teklifini sundu. Kamu İşveren Heyeti, memur ve memur emeklilerine 2024 için %14+9; 2025 yılı için ise %6+5 maaş artışı öngörüyor.

BU TEKLİFİN PİYASA GERÇEKLERİYLE BAĞDAŞIR TARAFI YOKTUR

Bu teklifin piyasa gerçekleriyle uzaktan yakından bağdaşır tarafı yoktur; dolayısıyla biz de bu teklifi asla kabul etmiyoruz. Teklif, Merkez Bankasının enflasyon tahminleri ile de uyuşmamakta, gerçeklerle örtüşmemektedir. Bugüne kadar kamu görevlilerinin yaşadığı sorunların temelinde maaş artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi gelmektedir. Hayallere göre zam verip gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir.

Bu nedenle Hükümet, teklifini gözden geçirmek ve gerçekçi bir artış önerisi sunmak zorundadır. Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenler mutlaka değerlendirilmelidir.

Bunun yanında kira yardımı, eş ve çocuk parası, ısınma ve ulaşım yardımı ile yemek ücreti gibi taleplerimize ilişkin bir değerlendirme de yapılmış değildir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için buradan açık çağrıda bulunuyoruz. Bu teklifte toplu sözleşmelerin başında Kamu İşveren tarafına sunduğumuz,

-Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı kabul edilebilir bir oransal artış,

-Alım gücünün yükseltilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi,

-8 bin 77 lira tutarındaki ilave ek ödemeni taban aylığa eklenerek emekli maaşlarına da yansıtılması,

-Memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi,

-Kira yardımı başta olmak üzere memurların ihtiyacına yönelik yeni sosyal yardım kalemlerinin oluşturulması ve mevcut yardımların artırılması,

-1. Dereceye gelen tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600 olarak belirlenmesi,

-Gelir vergisi oranlarının çalışanlar için %15’e sabitlemesi,

-Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, 3+1’e dayalı istihdamın kaldırılması,

-Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması gibi konuların mutlak surette yer alması gerekmektedir.

HAKKIMIZI ALMADAN BU MASADAN KALKMAK İSTEMİYORUZ

Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur. Biz, hakkımız olmayan hiçbir konuyu ve meblağı masaya taşımıyoruz. Hakkımızı almadan bu masadan kalkmak istemiyoruz.

Yıllardan beri bu ülkenin en fazla ezilen, maaşları en fazla eriyen kesimi memurlar ve memur emeklileri olmuştur. %33 enflasyon hedeflenirken %23 zam teklif etmek, memur ve emeklilerimizi kaderiyle baş başa bırakmak demektir.

Yetkilileri gerçeğe çağırıyoruz; insaflı olmaya davet ediyoruz. Bu mağduriyete bir son verin diyoruz. Bizler, hedef enflasyona göre verilen zamlar nedeniyle milyonlarca vatandaşımızın mağduriyetini anlatmaya çalışırken hedeflenen enflasyonun bile altında zam teklifi ile masaya gelmenin amacını anlamlandıramıyoruz. Taleplerimiz, makuldür ve piyasa gerçekleriyle uyumludur.

Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere tüm Türk Milletinin daha güzel bir Türkiye’de, yaşanabilir bir ücretle, refah içinde yaşaması içindir. 25 milyon vatandaşımız, yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir yeni teklif beklemektedir. Maaşlara yapılacak zam oranı tahminlere göre değil, çarşı pazardaki gerçeklere göre belirlenmelidir.

Bunun için de tahminlere bakılarak değil marketteki etiketlere bakılarak yeni bir teklif getirilmelidir”

DİĞER HABERLER
HABERLER

Sosyal Medyada TÜRK BÜRO-Sen

GENEL BAŞKAN

TÜRKEŞ GÜNEY

TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI