TÜRK BÜRO-SEN TRABZON ŞUBE BAŞKANI EMİNE KABLAN’IN BASIN AÇIKLAMASI
İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 101. yılında, Türk milletinin vatanı ve bağımsızlığı uğruna yokluklar içinde verdiği kurtuluş mücadelesini eşsiz bir biçimde mısralara dökerek bizlere ölümsüz bir rehber bırakan büyük şair Mehmet Akif Ersoy’u saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalandığı ve son vatan toprağımız Anadolu’nun dört bir yanının düşman işgaline uğradığı kara günlerde bir avuç vatan sevdalısı, Türk’ün istiklal ateşini yakmak ve Türk milletinin dünya durdukça var olacağını haykırmak üzere “Ya istiklâl ya ölüm!” parolasıyla yola çıkmıştır.
Uzun yılar süren savaşlar nedeniyle ekonomik ve teknolojik olarak çökmüş olan Türk milleti; neredeyse her ailenin bir şehit verdiği bu ortamda yedi düvele karşı tarihte eşi görülmemiş, muhteşem bir destan yazmıştır. Bundan 100 yıl kadar önce yaşadığımız olağanüstü günlerde Devletimizin kuruluş destanı, fiili olarak cephelerde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yazılırken manevi ve kültürel destanının mimarı da hiç kuşkusuz ki, istiklâl şairimiz Mehmet Akif Ersoy olmuştur.
Dilimizin en güzel şekliyle kullanıldığı, ay yıldızlı al bayrağımıza seslenen ve kahraman ordumuza ithaf edilen, Mehmet Akif Ersoy’un dizeleriyle ölümsüzleşen, bağımsızlık destanımız İstiklal Marşımız, Kurtuluş Savaşı’nın en zorlu dönemlerinde Türk milletine ve ordumuza büyük bir manevi güç aşılamıştır.
Bu eşsiz eser; Bilge Kağan’ın Orhun Yazıtlarında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’unda dillendirdiği gibi Türk milletine, zorluklar karşısında birlik olduğumuz müddetçe hiçbir gücün Türk’ün bileğini bükemeyeceğini, Türk milletinin en önemli hasletleri olan azim, kararlılık ve cesaretin, yüreğimizdeki imanla bütünleştiğinde her kötülüğe galip geleceğimizi müjdelemektedir.
Topraklarımızda gözleri olanlar, bugün de dört bir koldan devletimize ve milletimize karşı bir saldırı daha başlatmış görünmektedir. Ülkemizin yakın çevresi bir ateş çemberine döndürülmüş, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de sular ısınmaya başlamıştır. Ordumuz ve güvenlik güçlerimiz içeriden ve dışarıdan gelecek her türlü tehdide karşı Gök Vatan, Mavi Vatan ve Anavatanımızı korumak üzere teyakkuz halindedir. Bu nedenle sayısız şehit vererek elde ettiğimiz istiklâl ve bağımsızlığımızı ilelebet payidar kılmak için bizler de Türk milletinin bir ferdi olarak her türlü tedbiri almak ve uyanık olmak zorundayız. Sahip olduğumuz değerlerimizi, cumhuriyetimizi, devletimizi, vatanımızı korumak zorundayız.
Milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza edip İstiklal Marşımızdaki ruha sarıldığımızda, Türk milletinin üzerinde planlanan her türlü oyunun bozulacağından, ihanet içinde bulunanların bertaraf edileceğinden ve devletimizin ebediyen bu topraklarda hüküm süreceğinden en ufak bir şüphemiz yoktur. Geleceğimizden endişe etmiyor, korkmuyor, damarlarımızdaki asil kana güveniyoruz. Geçmişimizden aldığımız dersle, İstiklâl Marşımızın verdiği feyzle, muhteşem ceddimizin açtığı yoldan giderek, mukaddes vatanımızda daima hür ve bağımsız olarak yaşayacağız.
Verdiği mücadele ile Türk milletinin yeniden ayağa kalkmasını sağlayan, vatanımızın kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti ve ülkesi için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize olan minnetlerimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Bizlere İstiklâl Marşımızı hediye eden Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anıyoruz. Vatan, bayrak, devlet ve istiklalimizi en kutsal emanet bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veriyor, Akif’in dediği gibi “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın.” diyor, İstiklal Marşımızın kabulünün 101. yıldönümünü kutluyoruz.