Reform adıyla makyajlanmış bu düzenleme ile sosyal devlet yok edilmekte ve sosyal güvenlik IMF’nin baskılarıyla piyasa aktörlerinin kucağına bırakılmaktadır” diyen Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında kamu çalışanlarının, sosyal güvenlik sisteminin ve ülkenin geleceğinin IMF’ye kurban edildiğini açıkladı.
YOKUŞ’un açıklaması şöyle:
Değerli basın mensupları;
Kamuoyunun gündeminde olan sosyal güvenlik kanununun yasalaşmasıyla beraber bir ekonomik yıkım başlamıştır.
Sosyal güvenlik kurumlarını yıllardır yaptıkları popülist siyasete oyuncak edenler, sistemin tıkandığı noktada prim ödeyen çalışanları kurban olarak seçmiştir.
Reform adıyla makyajlanmış bu düzenleme ile sosyal devlet yok edilmekte ve sosyal güvenlik IMF’nin baskılarıyla piyasa aktörlerinin kucağına bırakılmaktadır.
IMF’den sosyal güvenlikle ilgili gelen mesajlar, hükümetin karnesini pekiyi gibi gösterse de 72 milyon insanımız ve gelecek nesillerimiz nezdinde hükümet, sınıfta kalmıştır.
Kamu çalışanları sendikaları ile hükümet arasında uzlaşmaya varılan mutabakat metnini hayata geçirecek tasarı yedi ay bekletildikten sonra çıkarılmış, gelecek nesillerimizin dahi hayatını karartacak olan bu tasarı ise bir oldu bittiye getirilmiştir. Her konuda olduğu gibi sosyal güvenlik konusunda da kapalı kapılar ardında yapılan hesaplar, bilgi saklamalar ve karartma uygulamaları yapılmıştır.
Güzel yanları varmış gibi gösterilen düzenlemeler, tam anlamıyla hayata geçtiğinde, hükümetin de maskesi düşecek ve bu millet nasıl aldatıldığını anlayacaktır.
Öyle ki; bugün 25 yıllık emeği sonunda hak ettiği emekli maaşını, en düşük ücretli memur yeni yasa ile ancak 40 yılda alabilecektir.
Bu hükümet, çocuklarımızın 15’er yılını çalarken, milletimizi de açlığa ve sefalete mahkum etmiştir.
Memurların prim yükünü 300 YTL’ye kadar artıran, emekli maaşlarını % 9-15 arasında azaltan yasanın IMF’nin istediği şekilde geçmesi için milletvekillerine 1.280 YTL temsil tazminatı ödenmesi ve maaşlarından yapılan 1.190 YTL’lik ek sosyal güvenlik kesintisinin kaldırılması ulufe olarak sunulmuştur.
Yasaya dair başka bir göz boyamayı da sizlere aktarmak istiyorum:
Özellikle işçi kardeşlerimizi etkileyecek olan bir uygulama da yine kamuoyundan saklanmaktadır.
Sayın Başbakan, artık işçilerimizin emeklilik işlemlerinin 1 saatte gerçekleşeceğini söylemektedir.
Ancak 2007’den itibaren işe başlayanlar için emekli olma şartı her yıl 100 gün artacak ve sonunda 9 bin güne çıkacaktır.
Bu da emekli olmak için gerekli sürenin her yıl 100 gün artı 1 saat artacağı anlamına gelmektedir.
Değerli basın mensupları,
Hükümetin hazırlamış olduğu bu kanun, sosyal sigorta hizmetlerinin ve sağlık hizmetlerinin finansmanında kişilerden kesilen prime dayalı bir sistem anlayışı getirmektedir.
Sosyal güvenlik kuruluşlarının açıkları ve bu açıkların nedenleri ne olursa olsun kapatılması öngören bu tasarı ile öncelikle hazineden sosyal güvenlik kuruluşlarına kaynak aktarımını önlemek amaçlanmıştır.
Sistemin tamamen kişilerden veya işverenlerden kesilen primlerle finanse edilen bir duruma gelmesi istenmektedir.
Hastanelerin yerel yönetimlere devredilmesinin ardından, etkin ve yeterli sağlık hizmeti sunulması ülkemiz şartlarında imkansız hale gelecektir.
Tüm bu gelişmeler, sağlık hizmeti sunumunun tümü ile özel sektöre bırakılmak istendiğini göstermektedir.
Tedavi hizmetlerinin bile bir kısmını kapsamına almayan bir kısmının da kulanım sayısına kısıtlamalar getiren ve % 20 ye kadar katılım payı öngören bu düzenleme ile sağlık hizmetlerinden dar ve sabit gelirlilerin yararlanmasını engelleyecektir.
Bu kanun özel sağlık sigortalarını teşvik etmektedir.
Sosyal güvenlik kurumlarının ve devletin sağlık hizmeti üretmemeleri sonucunda fiyatlar tamamen özel sektör tarafından belirlenecektir.
Temel teminat paketinde bulunacak yardımların yönetmelikle belirlenecek olması, gelecekte sağlık hakkının korunması konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Çünkü ileride kapsam, istenildiği gibi daraltılabilecektir.
Değerli basın mensupları;
Hükümet arzu ettiği memursuz ülke fantezisini gerçekleştirebilmek için sosyal güvenlik sistemini de kurban etmiştir.
Bu yasa memurun maaşını azaltacak, prim yükünü artıracak, emekli aylığını düşürecek ve memuru ekonomik olarak ezecektir.
Bu amacına kılıf olsun diye zararların iki yıl boyunca kurumca karşılanacağı söylenmektedir.
Kanunun, siyaseten kendisine zarar vereceğinden korkan hükümet, böyle bir uygulama ile memurun geleceğini değil, kendi geleceğini düşünmüştür.
İki yıl sonra ise memur kaderine terk edilecektir.
Değerli basın mensupları;
AKP Hükümeti, çıkardığı bu kanunlarla sosyal devlet ilkesini zedelemekte ve son 3 yılda aldığı rekor borçların, faizlerini karşılayabilmek için sosyal güvenliği, çalışanları ve dolayısıyla milletin geleceğini feda etmektedir.
Saygılar sunuyorum.
BARETLE ÇALIŞACAĞIZ
Basın toplantısına giydiği baretle gelen Yokuş, 2007’den itibaren kamu çalışanı olarak görev yapacaklar için sosyal güvenlik anlamında bir durumun var olmayacağını, sistemin bir enkaz haline geleceğini belirterek, “Bu nedenle memur arkadaşlarımızın kendilerini korumaları için baret giymelerini tavsiye ediyoruz” dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın açıklamaları hakkında görüşü sorulan Yokuş, Türkiye Kamu-Sen’in bu tartışmaların dışında olduğunu, Başbakan Erdoğan’ın milletini sevdiğini söylediğini belirterek “Eğer milleti seviyorsanız, işsizliğe, teröre çare bulmak istiyorsanız, gelin milletle, sivil toplu örgütleriyle görüşün” diye konuştu.