Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Ağustos ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklanmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Ağustos 2021 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 4.352,58 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 9.095,37 lira olarak belirlenmiştir.
Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 144,66 TL, %1,62 oranında arttığını göstermektedir. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 41,34 TL, %1,23 oranında yükselmiş ve 3.390,06 lira olarak hesaplanmıştır.
Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise Ağustos ayında 3.389,01 lira olarak tahmin edilmiştir.
Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Ağustos 2021 verilerine göre günlük 72,757 lira olduğu belirlenmiştir.
Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 2.182,71 lira olmuştur. Ağustos 2021 itibari ile ortalama 5.212,37 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %41,88’ini oluşturmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.206,30 lira olarak belirlenen kira gideri ise Ağustos 2021 ortalama maaşının %23,14’üne denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının %65,02’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %34,98’i kalmıştır.
Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Ağustos 2021 maaşından geriye yalnızca 1.823,269 TL kalmıştır.
GENEL BAŞKAN: GEÇMİŞ YILLARIN KAYIPLARI GİDERİLMEDİKÇE MEMUR MAAŞLARI ERİMEYE MAHKÛMDUR
Ar-Ge Merkezimizin yapmış olduğu Ağustos 2021 Asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkanımız Önder Kahveci, bir kez daha enflasyon karşısında eriyen maaşlara dikkat çekerek şu açıklamada bulundu;
“6. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde son ana kadar kamu çalışanlarının lehine karar çıkması için mücadele ettik. “Hesaplaşma yoksa helalleşme de yok” diyerek taleplerimizi karşılamaktan uzak teklife karşı masadan kalktık. Sürece katkı sağlamak için bilgimizi, tecrübemizi, örgütlü gücümüzü son dakikaya kadar kullandık, ilgilileri uyarma vazifemizi yerine getirdik. Ancak gördükki, gelinen nokta bir arpa boyu yol kat etmekten çok uzak.
Türkiye Kamu-Sen Ar-ge Merkezimizin yapmış olduğu asgari geçim endeksi çalışması da gösteriyor ki, enflasyon yükselmeye, maaşlar erimeye devam ediyor. Açıklanan rakamlardan açıkça görülüyor ki özellikle gıda fiyatları fahiş derecede arttı. Ağustos 2021 itibari ile ortalama 5.212,37 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının neredeyse yarısını oluşturuyor.
Gelirinin üçte ikisini sadece gıda ve barınma giderlerine harcayan çalışanlarımızın, maaşlarından geriye kalan ile hangi harcamayı yapabileceği tam bir muamma. Ayrıca eylül ayı okulların açıldığı, masrafların katlanarak arttığı bir dönem olduğu da unutulmamalıdır. Okul malzemelerinde de hissedilir derecede artış söz konusu. Kurşun kaleminden, kitabına; çantasından kıyafetine kadar fiyatlar artık el yakmaktan da öte durumda. Hal böyle iken, kamu çalışanları maaşından kalan yaklaşık 1.800 TL ile okul masraflarını karşılayabilmeleri mümkün müdür?
Geçtiğimiz hafta TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarında da ortaya çıktı ki, 2013 yılından beri kamu çalışanlarının enflasyon üzerinde aldığı zam sadece 2 yıl ile sınırlı kaldı. Sadece bu yılki erime %3’ü buldu. Alım gücü sürekli olarak düşen memurların geçmiş yılların telafisini istemekle ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Seyyanen zam ve refah payı konusunda ısrarcı olmamızın en önemli nedeni de bu kayıplar idi. Bu gerçeklerden çok uzak bir toplu sözleşmeye imza atmak kamu çalışanları açısından kabul edilebilir değildir.
Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizden vazgeçmiş değiliz. Refah payı, seyyanen zam, vergi dilimleri, bayram ikramiyesinin verilmesi başta olmak üzere sorunlarımıza adil çözüm buluncaya, taleplerimiz hayata geçene kadar var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Kamu çalışanları şu gerçeği de görmelidir ki, pazarlık masasında Türkiye Kamu-Sen olunca memurların eli daha güçlü hale gelmektedir. Yetki ehline teslim edilirse, kazanımların da istenilen düzeyde olacağı aşikârdır.”