TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI OSMAN EKSERT’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI
Bilindiği üzere her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Ülkemiz ve tüm dünyanın içinden geçtiği bu zorlu salgın döneminde Devletin her vatandaşına sosyal güvence sunabilmesinin önemini bir kez daha anlamış bulunmaktayız.
Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistemdir. Bu şemsiyenin altında; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar, gençler ile dul ve yetimler varsa işte o zaman Sosyal Devlet olgusundan bahsedilebilir.
Türkiye’de kayıt dışı istihdamın her yıl artması, iş tanımları skalasının yapılmaması, taşeron işçilik ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, Sosyal Güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.
Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu “bu sistemden dolayı ancak mezarda emekli olurum” psikolojisinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.
SGK ÇALIŞANLARI MUTSUZ
Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı birleştirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun meydana getirilmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, kurumsal kimliği henüz oturmamıştır.
5502 sayılı yasa ile oluşturulan Sosyal Güvenlik Kurumu, kurulduğundan bu yana 14 yıl içinde sürekli yönetim değişikliğine maruz kalmış, bu kısa dönem içerisinde 8 kişi kurum başkanı olarak atanmıştır.
Her atanan kurum başkanı kendine göre yönetim anlayışı ortaya koymuş, dolayısıyla kurum çalışanları sürekli mağdur olmuştur.
Ancak son yapılan atama ile göreve getirilen İsmail Yılmaz’ın, kurum çalışanlarının mesai arkadaşı olması, Sosyal Güvenlik kurumu içinden gelmesi, kariyer ve liyakatı öne çıkarması, hem bizleri hem de kurum çalışanlarını bir nebze de olsa memnun etmiştir.
Fakat bu güne kadar kurumu yönetenler; uyguladıkları ayrımcı politikalarla, çalışanlar arasında bizden olan, bizden olmayanlar şeklinde ayrımcılık yapılmakta; çalışanlar üzerinde, çeşitli yöntemlerle mobbing uygulamaktadır.
Siyasi kadrolaşmaya hiçbir kurumda görülmemiş şekilde çanak tutulması, yandaşların bir gecede İl müdür Yardımcısı, kısa bir süre sonra kanun ve yönetmelikler arkadan dolanmak suretiyle, sınavla atanılacak kadrolara atanmışlar ve bu atamalarda kariyer, liyakat ve ehliyet gibi unsurlar asla dikkate alınmamıştır.
Hak edilmeden yapılan bu atamalar sonrası, kurum dengesi bozulmuş, çalışanlar huzursuz edilmiş ve çalışma barışı bozulmuştur.
Türk Büro-Sen olarak, geçmişten bu güne iyi niyetli uyarılarımız dikkate alınmamış, çalışanlar arasında her ne sebeple olursa olsun ayrım yapılmasına son verilmesi talebimiz maalesef havada kalmıştır.
KURUM ÇALIŞANLARI UZMANLIK HAKKI İSTİYOR
Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları, yaptıkları iş bakımından uzmanlık gerektiren bir görev ifa etmelerine rağmen, SGK çalışanlarına uzmanlık hakkı verilmiyor. Uzmanlık işi yapan diğer kamu kurumlarında olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına da Sendikamızın vermiş olduğu kanun teklifi değerlendirilerek, uzmanlık hakkı verilmeli, çalışanların moral motivasyonu yükseltilmelidir.
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavları düzenli hale getirilmeli, yazılı sınav sonrası yapılan mülakatlar kaldırılarak, haksızlıklara dur denilmelidir.
Boş kadrolara yapılan atamalarda temel kriter liyakat ve ehliyet olmalı, çalışma barışı korunmalıdır.
666 sayılı KHK ile SGK çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarında yaşanan sorunlar giderilmeli, SGK çalışanlarının emeğinin karşılığına yakışır ücret alması sağlanmalıdır.
Sosyal Güvenlik Kurumu ve bağlı müdürlükler ile merkez müdürlüklerinin personel eksikliği, yeni personel alımı yöntemiyle giderilmelidir.
İçinde bulunduğumuz salgın ile mücadele döneminde de yoğun bir şekilde ve risk altında çalışan SGK personellerine fazla çalışmalarının karşılığı ücret olarak ödenmeli, sağlık tedbirleri açısından gerekli malzeme (maske, eldiven ve hijyen malzemesi vb.) eksikliği kurum tarafından giderilmeli, personel bu konuda zorlanmamalıdır.
Kurum Başkanlığınca çıkartılan yönetmelik ve genelgelerin uygulanmasında birliktelik sağlanarak, keyfi uygulamalara meydan verilmemelidir.
Türk Büro-Sen olarak, Sosyal Güvenlik Haftasını kutlarken, vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet sunan SGK çalışanlarının haklarının korunup, geliştirilmesi noktasında mücadelemizin devam edeceğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.