Etkinliğin açılışını yapan Ankara 13 Nolu Şube Başkanımız Abidin Eyvaz kısa bir selamlama konuşması yaptı.
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş konuşmasında, “Askeri işyerlerinde çalışan memurlar sendikayla tanışalı henüz 2 yıl oldu. Ancak biz 23 yıldır sendikal emek mücadelesi veriyoruz” diyerek başladı.
YOKUŞ, ASKERİ İŞ YERLERİNDE ÇALIŞAN MEMURLARIN SORUNLARI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ
Yokuş konuşmasının devamında, “23 yıl önce yola çıktığımızda ilkelerimizi hak, hukuk ve adalet üzerine oturttuk. Sendikal mücadelemizi, milli gelirden adil ve hakkaniyetli bir bölüşüm sağlanması için veriyoruz. “Emek kutsal, insan mukaddes” anlayışı içinde üreten ve alın teri döken her insanın hakkını savunuyoruz. Kimseye boyun eğmeden milli ve manevi değerlerimizden taviz vermeden, bizi biz yapan değerlerimizi yücelterek yolumuza devam ediyoruz. 77 milyon insanımızı bir ve bütün gören anlayıştan ayrılmadan, en önemlisi “başka Türkiye yok, başka Türk Milleti yok. Hepimiz biriz, kardeşiz. Kardeşlik hukukumuz her şeyin üstündedir” anlayışı içinde, “Hakkı tutup kaldırmak” temel felsefemizdir. Sizler Türk Büro-Sen’i dolayısıyla, Türkiye Kamu-Sen’i seçmekle oldukça doğru bir tercihte bulundunuz. Türkiye Kamu-Sen, askeri işyerlerinde çalışan devlet memurlarının sendikalaşması için çok yoğun çaba sarf etmiştir. 1992 yılından yani kuruluşumuzdan beri verilen mücadele neticesinde olgunlaşmış ve Türkiye Kamu-Sen’e bağlı olarak askeri iş yerlerinde faaliyette bulunmak üzere 1995 yılında Türk Asim-Sen kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Bu manada askeri iş yerlerinde çalışan devlet memurlarımızın sorunlarına yabancı değiliz. Verilen mücadeleler bugün sizlerin katkı ve desteği ile daha da gelişecek ve güçlü bir şekilde hep birlikte hak mücadelemizi vereceğiz. Sorunlarınız çözülünceye kadar her platformda mücadelemizi sürdüreceğimizden emin olunuz. Ağustos ayında yapılacak Toplu Sözleşme görüşmelerinde Konfederasyonumuz adına Genel Başkanımız bir heyetle katılacak ve sorunlarınıza çözüm için mücadele edecek. Bu yolda hep beraber önemli mesafeler alacağız” dedi.
Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Koncuk ise konuşmasına Abdurrahim Karakoç’un , “Ellerin yurdunda çiçek açarken, Bizim İl’e kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.” Dörtlüğü ile başladı.
KONCUK, BM’Yİ ÇİN ZULMÜNE SESSİZ KALDIĞI İÇİN KINIYORUM
Koncuk, “Bugün Doğu Türkistan’da 28 Uygur Türki hiçbir sebep yokken zalim Çin tarafından katledildi. Doğu Türkistan’ı tamamen Çinlileştirmek adına, Müslüman kimliğini yok etmek adına soykırım devam ediyor. Ne dünyada bir ses var, ne de Müslümanın babasıyım diyen AKP iktidarından ses var. Söz konusu Türk Milleti olunca sesleri çıkmayanlar, Mısır için ağlıyorlar. Ama Doğu Türkistan da var. Geçtiğimiz günlerde 4 bine yakın Uygur Türkü’ne Ramazan ayında oruç tutma yasağı getirildi. Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi adına Doğu Türkistan’da yaşanan zulme seyirci kalan Birleşmiş Milletler teşkilatını, maalesef kendilerinden başka hiç bir şey düşünmeyen bütün İslam dünyasını ve maalesef Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini şiddetle kınıyorum. Bu zulüm kabul edilemez. Hele de bu mübarek Ramazan ayında insanların katledilmesini kabul etmek, seyretmek, bırakın Müslüman olmayı, Türk olmayı insan olana züldür, ezadır” dedi.
KONCUK, TSK BÜNYESİNDE GÖREV YAPAN MEMURLARIN BÜYÜK SIKINTILARI VAR
Daha sonra Askeri iş yerlerinde çalışan sivil memurlara hitap eden Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Sendikacılık sizin kurumlarınızda daha yeni bir faaliyet. Bütün problemler hemen çözülsün, bütün istekler yerine gelsin anlayışından uzak durun. Bu sizin problemlerinizi Türkiye Kamu-Sen gündeme getirmeyecek demek değildir. TSK bünyesinde görev yapan memurlarımızın ciddi sıkıntıları olduğunu biliyorum. Ne yazık ki bu tür kurumlarda asker ya da polis dışında kalan personel sıkıntılar ve mağduriyetler yaşıyor. Astsubaylara %5 zam yapılıyor, ancak memurlara yapılmıyor. Bu ve bunun gibi bir çok sorun Toplu Sözleşme masasında görüşülmesi gereken konulardır.”
KONCUK, TÜRKİYE KAMU-SEN KIRTASİYECİ VE ZÜCACİYECİ SENDİKAL ANLAYIŞIN DÜŞMANI BİR KONFEDERASYONDUR
“Öncelikli olarak genel problemleri baz alıp bir değerlendirme yapmamız gerekir. Tüm memurlar 2014 yılında 123 lira zam aldı. Adalet çalışanı da, askeri iş yerlerinde çalışan da, içişleri çalışanı da aynı aldı. Demek ki burada genel bir problem var. Bu problemin çözümü için adam gibi bir sendikal faaliyet ortaya koyabilmek lazım. Sizin problemlerinizi tartışabilen, bu cesarette olan bir yapının memurlar tarafından desteklenmesi lazım. 850 bin memur bazı sebeplerle yetkiyi bir konfederasyona verdi. Geçen yıl 123 TL’ye mahkum edilen o memur, maalesef bu sene de bir takım sebeplerle yetkiyi o konfederasyona verdiler. Biri masa da memuru satıyor, pazarlıyor ama beni bir daha pazarla deniyor. 2014 yılının 6 Aralık tarihinden 1 Mayıs 2015 tarihine kadar 3 büyük miting gerçekleştirdik. Talebimiz ise kamu çalışanlarına ek zam verilmesi ve iş güvencelerine dokunulmamasıydı. Ama onlar ne yapıyor, promosyon ürün dağıtıyor. Türkiye Kamu-Sen kırtasiyeci ve zücaciyeci sendikal anlayışın düşmanı bir Konfederasyondur. Kimse bizden promosyon dağıtarak sendikacılık yapmamızı beklemesin. Bize, mağduriyetimizi Türkiye gündemine taşıyın, ekonomik ve sosyal problemlerimize çözüm bulun. Eylemler ve mitingler yapın deyin. Tüm memurlar olarak bizim 3 – 5 liralık promosyonlara ihtiyacımız yok deyin. Bizi masada sattınız deyin. Bir daha hiçbir sendika, hiçbir konfederasyon memurları masada satmaya cesaret edemesin. Bunu yapmayan memurlar yüzünden, tüm kamu çalışanları bir çok hakkını o masada kaybetti.”
KONCUK, MEMURU TOPLU SÖZLEŞMEDE YİNE SATARLARSA İPLİKLERİNİ PAZARA ÇIKARTIRIZ
“2 yılınızı kaybettiniz. 123 TL’ye mahkum oldunuz. Enflasyon farkı alamadınız. 2015 yılında %3+3 sefalet ücretine tabi oldunuz. Gelin 2016 ve 2017 yıllarını kaybetmeyelim. 1 Ağustosta masaya yetkili konfederasyon olarak biz oturalım dedik. Ancak imza yetkisi yine onlarda. Kaç lira alacağınızı biz tespit etmeyeceğiz. Bütün memurlar bunları bilsin. Ama bütün memurlar adına talepte bulunacağız o masada. Yetkili konfederasyona 2014 ve 2015 yıllarında memurları sattınız. 2016 ve 2017 de memuru satamazsınız. Adam gibi sendikacılık yapın diyeceğiz. Bunun aksine memuru satacak bir tavır görürsek, şimdiye kadar yaptığımız gibi bundan sonra da bunların ipliğini pazara çıkarmak boynumuzun borcu olsun.”
KONCUK, MEMURUN İŞ GÜVENCESİNE GÖZ DİKENLER KANUN ÇIKARMA GÜÇLERİNİ KAYBETTİ
“Yeni bir dönem başlıyor ülkemizde. Diktatörlük heveslilerinin dili boğazına kaçmış durumdadır. 13 yıldır memur düşmanlığı yapanların, artık kanun çıkarma hakkı da gücü de bitmiştir. Bundan sonra yüksek makamlarda oturup, memur işçi ayrımını kaldıracağım. Onların iş güvencesini ellerinden alacağım diyen baba yiğitler, ahkam kesemeyecekler. Türkiye’de kim ile kim koalisyon kurarsa kursun, memurlara eziyet eden bürokrat kılıklı soytarılara sesleniyorum; adam olacaksınız, memurlara mahiyetinizdeki insanlara saygı duymayı öğreneceksiniz. Yetkileriniz kanunların verdiği kadardır. Bu güne kadar yetkilerinizi de, sınırlarınızı da aştınız. Ancak hepinizi tanıyoruz ve biliyoruz. Bizim fişleme gibi bir alışkanlığımız yok. Kimseyi mezhebine, meşrebine ve etnik kökenine göre fişlemedik. Ama bunları da unutma gafletinde bulunmamızı kimse bizden beklemesin.
Demokrasinin, insan haklarının, hukukun ve bağımsız yargının yeniden şekillenmesi için Türkiye Kamu-Sen olarak bugüne kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da geri adım atmayacağız ve bu kavramların yeniden yeşermesini sağlayacağız. Öyle bir Türkiye istiyoruz ki, insanların mezheplerinden ve meşreplerinden ya da siyasi görüşlerinden dolayı fişlendiği bir ülke olmasın. Her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının saygı gördüğü, baş tacı yapıldığı bir ülke istiyoruz. Bunu sağlamak adına da her türlü mücadeleyi vereceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Kimseden korkmadık, çekinmedik, kimseye eyvallah etmedik. Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmedik, doğruları savunduk. Dim dik bu günlere geldik. Alnımız ak, hiç bükülmedik, bundan sonra da bükülmeyeceğiz. Kimse makamını kullanarak memurları ezmesin diye mücadele verdik. Bunu yapanları ister siyasi iktidar olsun, ister sivil toplum kuruluşu olsun uyardık. Ecdadımızdan aldığımız mirası, evlatlarımıza teslim etmek boynumuzun borcudur, şereftir. Hepimiz taşın altına elimizi koyacağız. Hakkı tutup kaldıracağız. Ezmeyeceğiz, kimsenin de ezilmesine müsaade etmeyeceğiz. Askeri iş yerlerimizde çalışan memurlarımız, tıpkı diğer kurumlardaki memurlarımız gibi değerli ve kıymetlidir. Onlar için mücadelemizi sürdüreceğiz.” Dedi.
Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Koncuk konuşmasını Mustafa Öztürk’ün “Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz, Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpe gündüz. Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür, Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür. Tevekkül Allah’adır zillete katlanılmaz! Ya hayat ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.” Şiirinden alıntıyla tamamladı.
Toplantıya Ankara Şube Başkanlarımız, Ankara 13 Nolu Şube Başkanımız Abidin Eyvaz ile Şube Yöneticilerimiz ve 400’e yakın şube üyemiz katıldı.