1) Tasarının 2. ve diğer maddelerinde geçen “yüksek danışma kurulu”nun GENEL KURUL olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
2) Tasarının 3/a maddesinde, kurumun görevleri sayılırken; “hükümet programını dikkate alarak; sosyal güvenlik politikalarını uygulamak” ibaresi tasarının 1’inci maddesinde kurumun idari ve mali açıdan özerk olacağı gerçeği ile tezat oluşturmaktadır. Tasarı ile amaçlanan uzun vadeli hedeflerin başarı şansını azaltan “hükümet programının dikkate alarak” ibaresinin kaldırılması gerekmektedir. Nitekim kısa vadede yaşanan iktidar değişiklikleri ile birlikte yaşanacak siyasi müdahalelere kurumun maruz bırakılması ve uzun vadeli hedeflerin sekteye uğraması mezkur madde ile sözkonusu olabilecektir.
3) Tasarının 5’inci maddesinde Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu üyelerinin sayıldığı birinci fıkrada, (ç) bendinde “…Kurumdan aylık ve gelir almakta olanları temsil eden ve üye sayıları en fazla olan ilk iki kuruluş” ifadesinde bulunan “iki” rakamının “üç” olarak değiştirilmesi, kurumdan aylık ve gelir alanların da aynı oranda temsil edilmesini sağlayacaktır.
4) Tasarının 6’ncı maddesinde yönetim kurulunun teşkilinde, ülke genelinde en çok üyesi olan yetkili sendikaların belirleyeceği temsilcilerin katılımının öngörülmesi temsil edilebilirliği artıracaktır. Uluslar arası kuruluşlarda ve ülkemizde demokratik teamüllere uygun olarak en çok üyeye sahip kuruluşun temsil yetkisinin tanındığı gibi yönetim kurulu için de buna benzer bir ölçüt öngörülebilir.
5) Kurum başkanının görevleri arasında yer alan bir çok konu, kollektif karar almayı gerektirecek nitelikte olduğundan özellikle mali konularda bulunan yetkilerin yönetim kuruluna devredilmesi gerekmektedir. Bunun yanında genel kurulun görevleri, tasarının 28 ve 31. maddeleri de dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.
6) Tasarının 20/d maddesinde strateji geliştirme başkanlığının görevleri arasında “üst yönetimin iç denetime yönelik işlevinin etkinliğini ve verimliliğini artırmak için gerekli hazırlıkları yapmak” da sayılmıştır. İç denetimi yapacak olan Teftiş Kurulu yerine kurulan strateji geliştirme başkanlığına verilen bu görevi nasıl ve hangi vasıtalar ile ifa edeceği belirlenmemiş olup, konunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında toplamayı öngören “Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısı” ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Teftiş Kurulları lağvedilerek teftiş ve soruşturma olgusu tamamen ortadan kaldırılmaktadır.
Kamu Reform Yasa Tasarısı ile açığa vurulan ve Cumhurbaşkanlığı’nın anılan yasayı veto etmesinin en önemli gerekçelerinden birini oluşturan söz konusu düzenleme bu defa, sosyal güvenlik kurumları bazında gündeme getirilmektedir.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mevzuatında 18 madde halinde sayılan teftiş kurullarının görevlerinden bir tanesine bile tasarıda yer verilmemiş olması bu konudaki yaklaşımı açıkça ortaya koymaktadır.
SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur müfettişlerinin, “Sosyal Güvenlik Denetçisi” kadrolarına atanmaları da tasfiye edildikleri gerçeğini gizleyememektedir.
Hizmetin gereği ve kamu yararı ile bağdaşmadığı gibi, hukuki açıdan da çeşitli sakıncalar yaratacak olan, bilimsel ve nesnel temelden yoksun bu düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Merkezi İdare, Mahalli İdareler ve Sosyal Güvenlik Kurumları olarak ortaya çıkan bütçe yapılanmasında en büyük harcamacı kurumlardan biri Sosyal Güvenlik Kurumu olacaktır. İl ve ilçelerde taşra örgütlenmesi de bulunacak olan ve 70 milyon nüfusumuzun sosyal güvenlik hizmetini yürütme görevi verilmesi nedeniyle hepimiz ilgilendirecek Sosyal Güvenlik Kurumu’nun idari denetiminin ne derece önemli olduğu açıktır.
Kurumun denetlenmesinin uluslar arası uygulamalarda olduğu gibi sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için idari teftiş, inceleme ve soruşturmalar, Teftiş Kurulu Başkanlığı; işyerlerinin denetimi Sosyal Sigortalar Denetim ve Rehberlik Başkanlığı tarafından yürütülmeye devam edilmelidir.
7) Tasarının 27. maddesinde kurumda uzman kadrosunda yabancıların çalıştırılması öngörülmektedir. İşsizliğin geldiği boyutlar ve AB’nin ülkemiz için uygulamayı düşündüğü emeğin serbest dolaşımının kalıcı olarak kısıtlanması konuları dikkate alındığında bu uygulamanın kaldırılması bir zorunluluk haline gelmektedir.
Ayrıca “…Kurumun memur statüsündeki kadrolu personeline asgari ücretten az olmamak üzere, kendi aylıkları (ek gösterge dahil) tutarında her yıl altı ikramiye verilebilir.” ifadesinin “verilir” şeklinde değiştirilmesi kurum çalışanlarına ödenecek ikramiyelerin düzenlenmesi açısından gereklidir.
8) Tasarının 28’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, üçüncü fıkrada sayılan kadrolar ve daire başkanı, sosyal güvenlik il müdürü, il müdür yardımcısı, sosyal güvenlik merkezi müdürü ve beşinci fıkrada kontrol memurluğu kadrolarına atanacaklar için maddede isim isim sayılan dört yıllık fakültelerden mezun olma şartı aranmıştır. Mevcut personel için fakülte kıstasının aranmayarak, 4 Yıllık Fakülte mezunu çalışanlarının tamamına imkan tanınması ve maddede sayılan fakülte şartının kuruma daha sonra dahil olacak personel için uygulanmasının sağlanması yıllarca kamu hizmetinde bulunmuş, kıdemli personelin önünü açacaktır.
9) Tasarının 30. maddesinde kurum ve personelinin performans kriterleri arasında, gerçek ve tüzel kişilere yönelik temel hizmetlerin sonuçlandırılmasına ilişkin süre ve prosedür de sayılmıştır. Fakat kurum ve personelinin performans kriterlerinin neler olduğu tam olarak bilinmemektedir. Konunun somut bir şekilde ele alınması zorunluluk arz etmektedir. Bilgi ve evrak üzerinde hizmet üreten Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının standart mal üreten fabrika işçisi gibi değerlendirilerek, performans ölçümüne tabi tutulmaları imkanız olduğu gibi bu durumun zararlı sonuçlar doğurması da kuvvetle muhtemeldir. Dosyaların standart olmadığı gerçeği göz önüne alınırsa; kimi evrakın işlemlerinin tamamlanması birkaç gün hatta haftalarca sürmekte, kimi evrakın işlemleri ise 1-2 saat içinde tamamlanabilmektedir. Açıklanan nedenlerle performans kriterleri uygulaması, personel arasındaki iş barışını bozacaktır. Bu nedenle çalışanların motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecek ve subjektif değerlendirmeye mahal veren maddenin tasarıdan çıkarılması gerekmektedir.
10) Tasarının 32. maddesi ile belirlenen kurumun gelirleri arasına Genel Sağlık Sigortası’na devletin yapacağı katkı da eklenmelidir.
11) Tasarının 35. maddesinde geçen “basiretli yönetim kuralları” ibaresi, yoruma açık olup; subjektif değerlendirmelere göre değişebilecektir. Burada soyut kavramlardan uzak ve objektif kıstasların belirtilmesi faydalı olacaktır. Açıklanan nedenlerle ilgili ibarenin madde metninden çıkarılması gerekmektedir.
12) Yöneticilerin sorumlulukları ve yetki devrinin düzenlendiği 36. maddede de, yine içeriği bilinmeyen performans ölçütlerine yer verilmiş, bunun yanında kurumdan hizmet alan kişilerin memnuniyetini (ne şekilde tespit edileceği bilinmemektedir.) esas alacak şekilde yürütme görevi yöneticilere verilmiştir. Belirtilen hususlar da, subjektif olup; kanun tekniği bakımından net ve belirleyici kıstasların ele alınarak maddenin yeniden revize edilmesi gerekmektedir.
13) Tasarının Geçici 2. maddesinin ilgili bölümlerinde aşağıdaki değişikliklerin yapılması gerekmektedir:
Devredilen kurumların yönetim kurulları ilgili kanunları gereği görevlerini yapmaya devam ederler. Bu kurumların yönetim kurullarının görevleri bu kanuna göre kurumun merkez ve taşra teşkilatı ve kadroları uygun hale getirilerek devir işlemi tamamlandığında, Kurum Yönetim Kurulu’nun oluşumu tamamlandıktan sonra devredilen kurumların tüzel kişilikleri ve yönetim kurullarının görevleri sona erer.
Devredilen kurumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, SSK Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Kurul Başkanı, Bölge Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri bu Kanunun yayımı tarihinde sona erer ve bunlar ekli (3) sayılı listede ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılırlar. İl Müdürü, Sigorta İl Müdürü, Sağlık İşleri İl Müdürü, Sigorta Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri bu Kanunun yayımı tarihinde sona erer ve bunlar ekli (2) sayılı listede ihdas edilen Uzman kadrolarına atanmış sayılırlar. Bu madde gereği ihdas edilen Bakanlık Müşaviri ile Uzman kadrolarının herhangi bir sebeple boşalması halinde kadroları hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca ataması yapılan personel devredilen kurumlardaki kadrolarında ve/veya görevlerinde bu kanunun yürürlüğü girdiği tarihten itibaren görevlendirilmiş sayılır ve devredilen kurumlarda yürütmekle sorumlu oldukları görevleri yürütmeye devam ederler. Bu kanunla devredilen kurumlarda görevlendirilen personelin tamamı görevlendirme süresince eski kadrosuna ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarını almaya devam ederler; bu süre içerisinde derece ve kademe terfileri yapılır ve bu süreler 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 68 inci ve 73 üncü maddelerinde belirtilen sürelerin hesabında dikkate alınır. Bu fıkra uyarınca görevlendirilen personelin görevlendirme işlemi, atanmasındaki usule göre sona erdirilen personel üç yıl süreyle eski kadrosuna ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarını almaya devam eder.
Bu Kanuna göre devredilen kurumlardaki personel en geç üç yıl içinde Kurum ve/veya Bakanlığa ihdas edilen kadrolara mevcut kadro dereceleriyle birlikte atanırlar. Atamalarda, istek hariç atanmadan önce görev yapılan il veya teşkilat dikkate alınır. Atanılan kadroların ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yazılı kadro sayılarından fazla olması halinde bu kadrolar herhangi bir sebeple boşaldıkça (1) ve (2) sayılı listelerde yazılı sayılara ulaşıncaya kadar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Devredilen kurumlardan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü personelinin, Maliye Bakanlığının ve ilgili personelin talebi üzerine mevcut kadro unvanı ve dereceleriyle ataması yapılabilir.
14) Tasarının sonunda yer alan kadrolar yetersiz olup; bilgisayar işletmeni, biyolog ve sağlık teknisyeni kadrosu ihdas edilmemiştir. Bu eksikliğin giderilerek ihtiyaç oranında sözkonusu kadroların ihdasına gidilmesi bir zorunluluktur.